Ilgaz Güler: Yeni hedefim, mavi balinalarla birlikte dalmak

Spectrum Brands Ülke Müdürü Ilgaz Güler, tam bi̇r adrenali̇n sporları tutkunu. “Hi̇çbi̇r şey düşünmedi̇ği̇m anlar yaratıyorum kendi̇me, fi̇zi̇ken yorulurken mental olarak di̇nleni̇yorum.” di̇yen Güler’i̇n i̇lham dolu hi̇kâyesi̇ si̇zlerle...

Spectrum Brands Ülke Müdürü Ilgaz Güler, tam bi̇r adrenali̇n sporları tutkunu. Güler'i̇n koşu, bi̇si̇klet, snowboard, trekking ve profesyonel dalış gi̇bi̇ doğada yapılan sporlara olan i̇lgi̇si̇, şehi̇r hayatının stresi̇nden kaçmak ve yeni̇lenmek i̇çi̇n vazgeçi̇lmez bi̇r tutku. Doğayla i̇ç i̇çe olmanın hayatına kattığı pozi̇ti̇f enerji̇yi̇ paylaşan Güler, bu sporların sadece bi̇r hobi̇ deği̇l, aynı zamanda bi̇r yaşam tarzı olduğunu vurguluyor. “Hi̇çbi̇r şey düşünmedi̇ği̇m anlar yaratıyorum kendi̇me, fi̇zi̇ken yorulurken mental olarak di̇nleni̇yorum.” di̇yen Güler’i̇n i̇lham dolu hi̇kâyesi̇ si̇zlerle...

Yeni hedefim, mavi balinalarla birlikte dalmak

Ben tam bir adrenalin sporları tutkunuyum, fiziksel yeteneklerimin sınırlarını zorlamayı severim. Kendimi zorladığım pek çok spor doğanın içinde olmayı gerektiriyor. Yaş aldıkça hareket azalsa da heyecan ve doğada olma tutkusu azalmıyor. Koşu, bisiklet, snowboard, trekking ve son olarak profesyonel seviyede devam ettiğim dalış sporu hep doğada olmayı gerektiriyor. Yakın zamanda salon sporlarında boks yapmaya başladım ama onun da antrenmanını doğada yaptığımda çok daha fazla motive oluyorum ve keyif alıyorum. Hiçbir şey düşünmediğim anlar yaratıyorum kendime, fiziken yorulurken mental olarak dinleniyorum. 

Yüzlerce dalıcıyı su altı ile tanıştırdım

Henüz evlenmediğimiz dönemde eşim benden önce dalışa başlamıştı, onu kıskandım. Başlangıçta amacım sadece bir deneme dalışından ileri gitmek ve suyun altında daha fazla vakit geçirmekti. Eğitimimize devam ettik ve birlikte ileri seviye dalıcı olduk. Aslında bu seviye pek çok dalıcı için fazlasıyla yeterli bir seviye. O zaman su altında çekilmiş videolarıma bakıyorum, o kadar beceriksizim ki. Buna rağmen çok iyi bir dalıcı olduğumu düşünerek devam etmeye karar verdim. Her sporda olduğu gibi, dalışta da tekrar yapmak o konudaki yeteneğinizi artırıyor. Benim komik göründüğüm videolardan eğitmenlik seviyesine gelmem yaklaşık 5 senemi aldı. Bu süre içerisinde Türkiye’de ve dünyanın farklı noktalarında dalış tecrübelerim oldu. Savaş makinelerinden uçaklara, balıkçı teknelerinden savaş gemilerine kadar pek çok batığa, mercan resiflerine, köpek balıklarıyla dalışlar yaptım. Bunun üzerine yaklaşık 6 senelik eğitmenlik tecrübem var, yüzlerce dalıcıyı su altı ile tanıştırdım. Sadece su altında yüzmeyi değil, okyanus dünyası ile ilgili hassasiyet ve doğayı koruma eğitimleri verdim. Bulunduğum dalış topluluğunda uluslararası çapta kazandığım yarışmalar var. Bugün artık her seviyede dalıcı ve hatta dalış eğitmeni yetiştirme kursları verebiliyorum.

Birçok kişinin tehlikeli olarak görebileceği bir köpek balığı dalışı gerçekleştirdim

Doğa dediğimizde farklı bir yerden bahsediyormuşuz gibi ama aslında her yer doğa, biz sadece onun bir bölümünü işgal edip şehirler inşa ediyoruz. Sonra da yaptıklarımızdan kaçmaya çalışıyoruz. Doğada yanlış bir şey yapmazsak, buna şehir inşa etmek de dahil, başımıza kötü bir şey gelmez. Doğanın kuralları vardır, aynı zamanda fizik kuralları da. Bir canlının yaşam alanına müdahale ederseniz, onun da size müdahale etmesi kaçınılmazdır. Spor yaparken fizik kurallarını ve fizyolojik yapınızı zorlarsanız zarar görürsünüz. Doğru ekipmanla, doğru işi yapmazsanız zarar görürsünüz. Ben yaptığım her sporda, sporun gerektirdiği ekipmana ciddi bir yatırım yaparım. O işin profesyoneli ne kullanıyorsa onu alırım, çünkü doğru ekipman her zaman hata payını azaltır ve yeri geldiğinde amatörlükten kaynaklanan sorunların önüne geçer. 

Dalış eğitimi verdiğim için genelde olası tehlikeli durumlarla su altında karşılaşıyorum. Bir öğrencim kurtarma dalıcısı eğitimi seviyesine geldiğinde kendi ekipmanının bakımını iyi yapmadığı için 25 metrede derinlikte tüpünde bulunan tüm havayı kaybetti. Böyle durumlarda soğukkanlı davranıp ilk eğitimden itibaren bize öğretilen acil durum davranışlarını uyguluyoruz, bu nedenle her ne kadar kulağa çok tehlikeli bir olaymış gibi gelse de kimseye bir zarar gelmeden bu gibi durumlardan sağ salim çıkabiliyoruz. 

Onun dışında birçok kişinin tehlikeli olarak görebileceği bir köpek balığı dalışı gerçekleştirdim. Amerika’da okyanus açıklarında yapılan köpek balığı dalışlarında mevsimine göre boğa, kaplan, limon, çekiç kafa, siyah uç ve resif köpekbalıkları ile yüzebiliyorsunuz. Çok kalabalık olmayan ve üzerinde parlak malzeme bulunmayan ekipmanlarla yapılan bu dalışta köpek balıkları sizinle fiziksel etkileşime giriyorlar. Dalış derinliğin yüzlerce metre olduğu bir noktada ve orta suda asılı kalarak yapıldığı için uzman seviyesinde ve soğukkanlı kalabilecek dalıcıları kabul ediyorlar. 

Suyun altında hiçbir acelemiz yok, içinde bulunduğumuz ortamdan keyif alıyoruz

Dalışın vücudunuzda bazı fizyolojik etkileri var, bunlardan bir tanesi başımız suyun altına girdiğinde “memeli refleksi” olarak adlandırılan ve kalp atış ritminin düşmesiyle gelen bir sakinlik hali. Dalışa yeni başlayanlar için bu o kadar kuvvetli değil, çünkü annemizin karnından çıkalı çok uzun zaman oldu ama tekrar tekrar dalış yaptığımızda bu refleksimiz hızla geri geliyor. Buna derinlerin mavi tonları da eklendiğinde tam bir meditasyon ortamı oluşuyor. Suyun altında hiçbir acelemiz yok, içinde bulunduğumuz ortamdan keyif alıyoruz. Su altı canlılarını ve onların yaşam döngülerini yakından izliyoruz. Başta sadece büyük olan canlılar gözümüze çarparken, zaman içerisinde mikro canlıları tespit edebilecek dikkat seviyesine geliyoruz. Her aşaması ayrı bir disiplin ve dikkat gerektiriyor. Su altında hava tüketim miktarımız bizim kalış süremizi etkiliyor bu nedenle nefesimizi terbiye ediyoruz. Daha sakin ve su altı yaşamına zarar vermeyecek şekilde nazikçe hareket ediyoruz. Bunu sık tekrarlamak ister istemez su üstündeki yaşamımızı da etkiliyor. Su üstünde de dikkat, disiplin ve sakinlik devam ediyor. Ayrıca buna bir de denizlerde yaşam ile ilgili bir bilinçlenme de ekleniyor. Kesinlikle sizi fit yapacak bir spor dalı değil, ama fitseniz daha iyi yapabileceğiniz bir spor dalı.

Eğitmenlik için yetiştirdiğim bir arkadaş kurumsal hayatından vazgeçip, güneyde bir yerde kendi dalış okulunu işletmeye başladı. Belki bu noktada dalışın verdiği disiplin sayesinde bir şirketin üst düzey yöneticisi oldu dememi beklerdiniz, hayır dalışın böyle bir etkisi yok. Ama hayatınızı değiştirmek, daha sakin ve huzurlu bir hayat kurmak üzerine etkileri olduğunu anlayabiliriz. Bunun da beni mutlu ettiğini söyleyebilirim.

Miami’deki köpek balığı dalışını fırsat bulursam tekrar yapmak istiyorum

Benim için iki türlü rota var; birincisi eğitim, ikincisi keyif. Eğitim için kısa vakti olan, İstanbul’dan çok uzaklaşamayanlar için Çanakkale bölgesini kullanıyorum. İstanbul içinde de bunu gerçekleştirenler var ama ilk deneyimin çok kirlettiğimiz bir denizde olmasının gereken gönül bağını yeterince iyi kurabileceğini düşünmüyorum. Ama vakti olanlar için kesinlikle Kaş dalışa başlanacak en güzel noktalardan bir tanesi. Yolu zor olduğu için sadece hafta sonuna sıkıştırdığınız bir macera oldukça yorucu olabilir. 

Kaş aynı zamanda keyif için de dalışa gidilebilecek en güzel rotalardan. Hem işini çok güzel yapan dalış tekneleri hem de hava durumuna göre tercih edilebilen alternatifli dalış noktaları sayesinde her gün farklı bir yerde dalsanız bile, bir haftada bitiremeyeceğiniz kadar fazla dalış noktasına sahip. 

Dalışa başladınız ve biraz ilerlediniz, artık kendinizi bu işin ibadet noktası denilebilecek rotalara doğru yönlendirebilirsiniz. En kısa mesafede Mısır’da Sharm’el Sheik var, kolay vize seçeneği olduğu ve Kızıl denizin rengarenk mercan tarlalarında birbirinden güzel deniz canlılarını görme fırsatı verdiği için kesinlikle tercih edilesi bir nokta. Ama karada çok bir aktivite yok. Aynı denize dalmak bir de çok seyahat etmeden kültür turu yapmak isteyenler için Ürdün harika bir yer. Su altında Ürdün kralının turizme katkısı olsun diye batırdığı birçok savaş makinesi var, güzel yemekleri ve yakın mesafedeki dünya harikası Petra Antik Kenti de gitmeyeni pişman edecek güzellikte. 

Kuzey Amerika’da Küba yine hem karada hem denizde ayrı güzellikler paylaşıyor. Küba’da açık deniz balıkçılığı yasak, bu nedenle canlıların sığınak noktası diyebiliriz. Küba’nın güneyindeki devrimin başlangıç noktası olan Domuzlar Körfezi’nde yapılan dalışlarda çok renkli resifler, kuzeyinde yapılan dalışlarda da köpek balığı, böcekler ve farklı türden baraküdalar görme şansınız oluyor. Havana’nın eşsiz atmosferi de eklenince tüm gün keyif alabileceğiniz bir rota. 

Miami’de yaptığım köpek balığı dalışını yine söylemek istiyorum, bir fırsat bulursam tekrar yaparım. Çünkü her sezonda farklı bir tür görülüyor. Kesinlikle yeni dalışa başlayanlar için değil, köpek balığı uzmanı ile yapılıyor ve size sayfalarca kağıt imzalatıyorlar. Karanın görünmediği bir noktada okyanusa kafessiz atlayıp köpek balığının dikkatini çekmek için gürültü yapıyorsunuz, kısa sürede yanıt geliyor ve hangi köpek balığının geleceği tam bir piyango. Bunun daha sakin versiyonu Bahamalar’da var. Güzelce kumda oturuyorsunuz ve köpek balıklarının etrafta gezmesini izliyorsunuz. Daha birçok dalış rotası var, bir sonraki hedefimi de buraya not düşeyim, mavi balinalarla birlikte dalmak istiyorum ve bunun için Sri Lanka’ya gitmem gerekiyor.  

Doğada her şeyin bir sırası var

Maalesef toplumun hayatta kalma güdüleri ve kişisel öncelikleri, bir arada yaşadığımız yerleri ve işyerlerini de mental olarak yorucu hale getiriyor. Tüm gün kendimizi bir şeylere yetişme çabasında geçirdiğimiz bir hayat, hem fiziksel hem de zihinsel olarak bizlere hasar veriyor. Bundan kaçıyor olmak da doğal olarak birinci sıraya yerleşiyor diyebilirim. 

Ben hem resim yapıyorum hem de fotoğraf çekiyorum, bu nedenle gördüğüm renk tonları ve onların uyumu bana keyif veriyor. Gün batımını izlemeyi çok seviyorum, en güzel sıcak tonları orada buluyorum. Denizler ve okyanuslarda mavinin binbir tonu bana huzur veriyor. Dört mevsim ormanların renkleri de ne güzel değişiyor. Belki bunu bu şekilde görebilecek son nesilleriz, tadını çıkarmamız lazım. 

Doğada bir düzen var, her şeyin bir sırası var. Aynı anda gece ve gündüz olmuyor, yaz ve kış olmuyor, hem çiçek hem meyve olmuyor. Biz her şey hemen olsun ve bizim olsun istiyoruz. Hızla tüketiyoruz elimize geçenleri, koparıyoruz çiçekleri, balıkların yuvalarını patlatıyoruz o meyhaneler dolup taşsın diye. Seneye doğa bize ne meyve verecek, hangi balık bizim denizlerimizde yavrulayacak düşünmüyoruz bile. Doğayı anlamamız için en genç yaştan itibaren doğa ile daha fazla vakit geçirmeliyiz. 

Kariyer
Sosyal Medyayı Kadınlar mı, Erkekler mi Daha Etkin Kullanıyor?

Geçtiğimiz günlerde onuncu yılını tamamlayan Facebook’un  bugün 1,23 milyar aylık aktif kullanıcısı mevcut. Dünya çapında 37 ofis ve 6 binden fazla da [...]

Bunlar İlginizi Çekebilir