Günümüz iş dünyası adeta bir arenaya dönüşmüş durumda. Hızla değişen dinamikler ve artan rekabet, her adımda yeni stratejiler ve cesaret gerektiriyor. Başarıya ulaşmak, akıllıca seçimler yapmak kadar, etik ilkelere bağlı kalmak ve vicdani bir muhasebe yapmakla da mümkün. Pazarlamasyon okurları için hazırladığımız bu özel seçkide, iş dünyasının zorluklarını ve bu zorluklarla başa çıkma mücadelesini keşfe çıkıyoruz. İyi okumalar…
The Wolf of Wall Street (2013)
İkna Edebilmek ya da Edememek İşte Bütün Mesele Bu!
Usta yönetmen Martin Scorsese, The Wolf of Wall Street’te gerçekten yaşanmış bir hayat hikâyesini perdeye yansıtır. Stratton Oakmont adlı komisyonculuk şirketiyle kısa sürede birçok kişiyi dolandırarak çok büyük bir servete kavuşan Jordan Belfort’un kendi hayatını anlattığı kitaptan yola çıkılarak çekilen filmde Jordan Belfort gibi bir dolandırıcının kendini överek anlattığı hayatı; Scorsese’nin usta dokunuşlarıyla seyirciyi etkisi altına alan bir anti-kahraman hikâyesine dönüşmektedir. Akıl almaz kamera hareketleri, algıları ters-düz eden kurgu oyunları, şeytanın aklına gelmeyecek metafor kullanımları ve daha niceleriyle Leonardo DiCaprio’nun hayat verdiği Jordon Belfort karakteri tabiri caizse yerin dibinin de dibine sokulmaktadır. Öyle ki tüm yakışıklığı ve çekiciliğine rağmen perdede arz-ı endam eden DiCaprio bile bu durumu tersine çevirememektedir.
Tuba Büdüş
The Big Short (2015)
Yeni Başlayanlar İçin Mortgage Krizi
Adam McKay’in aynı isimli romandan uyarladığı The Big Short, 2008 yılında patlak veren ve etkisi uzun yıllar süren mortgage krizine odaklanmaktadır. Birebir gerçek olaylara dayanan romandan uyarlanan film, odağına krizi önceden fark edip bunu avantaja çeviren birkaç kişiyi alır. Bir yandan bankacılık sektörünün nasıl yükselişe geçtiği bir yandan da bu pervasız ilerlemenin gelmekte olan tehlikeyi nasıl gizlediği ortaya konmaktadır. Bankacılık, borsa, ipotek gibi sıradan vatandaşların asla akıl erdiremediği meseleler; belki de ilk defa bu kadar anlaşılır ve bu kadar sürükleyici anlatılmaktadır. Baş döndürücü kurgusu, dördüncü duvarı yıkan biçimsel tercihi, seyircinin dikkatini sürekli kendine çeken kısa ve vurucu geriye dönüşleri, bir araya gelmesi bile başlı başına heyecan yaratan kadrosu ve elbette usta oyunculuklarıyla öne çıkan The Big Short, En İyi Uyarlama Senaryo dalında Oscar başta olmak üzere birçok ödülün de sahibidir.
Tuba Büdüş
House of Gucci (2021)
Moda, İhanet, Güç
House of Gucci, gerçek bir hikâyeye dayanarak, İtalyan moda devi Gucci ailesinin yükselişini, düşüşünü ve iç çatışmalarını konu alıyor. Filmde, Patrizia Reggiani'nin moda dünyasının en prestijli ailelerinden birine katılmasıyla başlayan entrika dolu olaylar zincirine sürükleniyoruz. Böylesine büyük bir moda devinin ivmesini düşürmeden ve diğer rakiplerle yarışarak ilerleme çabası oldukça zor olmasına rağmen House of Gucci bizleri bu yarışın bir de aile içinde süre gelen tarafına dahil ediyor. Moda dünyasındaki entrikalar, ihanetler ve trajedileri yansıtarak izleyiciyi iyice karmaşasının içine doğru çekerken, iş dünyasındaki rekabeti de gözler önüne seriyor.
Günsu Akçatepe
Steve Jobs (2015)
Teknolojiyi Değiştiren Adam
Steve Jobs, alışıldık biyografik filmlerden farklı olarak, Jobs'ın hayatını kronolojik bir şekilde değil, üç kritik ürün lansmanı üzerinden anlatıyor. 1984'te Macintosh'un lansmanı, 1988'de NeXT bilgisayarının tanıtımı ve 1998'de iMac'in piyasaya sürülmesi. Film, bu anlatı boyunca Jobs'ın eski iş arkadaşı Steve Wozniak, pazarlama müdürü Joanna Hoffman, kızı Lisa ve diğer kilit kişilerle olan ilişkileri vurgulayarak, bu teknoloji devinin insani yönlerine de şahit olmamızı istiyor. İzleyiciye teknoloji dünyasının bu önemli figürünün hayatına dair derinlemesine bir bakış sunarken, aynı zamanda kişisel ve profesyonel yaşam arasındaki dengeyi de sorgulatan bir yapım olarak da dikkat çekiyor. Michael Fassbender'in Jobs rolündeki performansı, Jobs'ın hem karanlık hem de aydınlık yanlarını başarılı bir şekilde yansıtıyor.
Günsu Akçatepe
The Devil Wears Prada (2006)
Moda Dünyasının Acımasız Sahne Arkası
David Frankel tarafından yönetilen, başrollerinde Meryl Streep ve Anne Hathaway'in yer aldığı The Devil Wears Prada, gazeteci olma hayaliyle Chicago'dan New York'a gelen yeni mezun Andrea'yı odağına alıyor. Son derece sade bir genç kadın olan Andrea, kişiliğine ve kariyer hedefine pek de uymayan moda sektöründe tutunmaya çalışırken güçlü ve ikonik patronu Miranda Priestly ile de mücadele etmek zorunda kalıyor. Film, moda dünyasının acımasız sahne arkasını anlatmakla kalmayıp sektörde süregelen sistematik işkencenin de altını çiziyor. Keza filmin uyarlandığı romanın yazarı Lauren Weisberger'ın da üniversiteden mezun olduktan sonra dönemin Vogue dergisinin genel yayın yönetmeninin asistanlığını yapmaya başlamış olması, filmin hikâyesini daha iyi anlayabilmek adına önemli bir ayrıntı.
Nazlı Esen Albayrak
The Social Network (2010)
Facemash’ten Facebook’a
Yönetmenliğini David Fincher'ın üstlendiği, üç dalda Oscar ödülü sahibi The Social Network, çevrimiçi arkadaşlık platformu Facebook'un kuruluş sürecini anlatıyor. Harvard Üniversitesi'nde öğrenci olan Mark Zuckerberg, 2003 yılının bir ekim akşamı kız arkadaşı tarafından terk edildiği gerekçesiyle üniversitenin sistemine sızarak kampüsteki tüm öğrencilerin fotoğraflarının oylandığı bir uygulama oluşturur. Site hızla popülerleşir fakat Zuckerberg'ün bu yolda gizlilik kurallarını ihlal etmiş olması Harvard Üniversitesi'nin tepkisini çeker. Zuckerberg disipline verilir ve okulu bırakır. Site ise zamanla evrilerek Facebook'a dönüşür ve bugün herkesin kullandığı ismiyle Ivy League'den Silikon Vadisi'ne kadar tüm dünyada yayılmaya başlar.
Nazlı Esen Albayrak
Citizen Kane (1941)
Yurttaş Kane Bizden Biri!
2024 yılında sinemanın ve tekniğin olanaklarından bahsedebiliyorsak Orson Welles’e onun entelektüel birikimine, getirdiği yeniliklere ve biricik eseri Citizen Kane’e çok şey borçluyuz. Filmin sinematik başarısının ötesinde birey üzerinden ele aldığı toplum eleştirisini, alan derinliğinin ve mizansen kullanımının sağladığı yenilikleri tartımlı bir izlenceyle sunması gibi önemli nüanslara sahip olduğunu hatırlatmakta yarar var. Öte yandan Citizen Kane, iş hayatını, yükselişi, siyaseti, kamuoyunu ve tabiri caizse yandaş olma durumunu kitlelerarası bir üslupla ele alması bağlamında da oldukça cesur bir iş diyebilirim. Yaşlı bir iş insanı olan Kane'in ölmeden önce söylediği son sözcük Rosebud’dur. Rosebud’un çözümü çerçevesinde gelişen olayda karakterin çocukluğuna, gençliğine, aşklarına, iş hayatına ve siyasete atılmasına şahitlik ediyoruz. Genç bir gazetecinin Kane’in ölümündeki sır perdelerini kaldırmak için verdiği mücadelede medya etiği, basın hakları ve iş ahlakı gibi kavramları yeniden tartışıyoruz.
İrem Yavuzer
Shattered Glass (2003)
Asılsız Haber, Haber Midir?
Gerçek bir olaydan esinlenen Shattered Glass, gazeteciliğin karanlık köşelerini gün yüzüne çıkaran oldukça iddialı bir yapım olarak dikkat çekmektedir. Henüz yirmi altı yaşında edindiği başarılarla beğeni kazanan Stephen Glass, işinde yükselmekte olan, dili ve kalemi güçlü bir gazetecidir. Aldığı her işin üstesinden gelen zeki ve cesur biri olarak tanımlanmasına rağmen büyük bir çıkmazın içine doğru sürüklenir. Siyasi içeriklere sahip bir dergi olan The New Republic’te yaşanan Glass vakasının anlatıldığı filmde haberlerin güvenilirliği tartışılırken kitle iletişim araçlarının itibarı, medyanın ideolojik aygıta dönüşümü gibi iletişim bilimlerini sorgulayan genel yargılar merkeze alınmaktadır. Toplum tarafından onaylanmış bireylerin manipülasyon ve tacizlerinin kabul edilmesinin zor olduğunu ya da kötü bir eylemde bulunma ihtimallerini idrak edememeyi filmde oldukça anksiyetik bir üslupla işleyen yönetmen Billy Ray, Shattered Glass’da güven inşasının çöküşüne de dikkat çekmektedir.
İrem Yavuzer
The Founder (2016)
Mcdonald's'ın Fast Food İmparatorluğunda Yükselişinin Karanlık Hikâyesi
Bay Kroc’la tanışmaya hazır mısınız? The Founder’da yenilikçi iki kardeşin kurduğu fast food restoranı McDonald’s’ın inat, hırs ve acımasızlık üçgeninde dünyadaki en büyük markalardan birine dönüştüren Ray Kroc’un hikâyesini izliyoruz. Film, McDonald's'ın kuruluş hikâyesini, Kroc'un hırslı ve bazen de acımasız iş taktiklerini mercek altına alıyor. Kroc'un, McDonald kardeşlerin yaratıcılığını ve işini nasıl kendi çıkarları doğrultusunda kullandığını izlerken, başarı, girişimcilik ve etik arasındaki ince çizgiyi sorguluyoruz. The Founder, sadece bir şirketin doğuşunu değil, aynı zamanda Amerikan rüyasının karanlık yüzünü de gözler önüne seriyor. The Founder, Michael Keaton'ın başarılı performansı ve yönetmen John Lee Hancock'ın titiz çalışmasıyla ortaya çıkan biyografik bir drama. Film, McDonald's'ın kuruluş serüvenini sadece bir iş hikâyesi olarak değil, aynı zamanda Amerikan toplumunun dönüşümünü ve bireysel başarı arayışının karmaşıklıklarını da yansıtıyor.
Ekin Taneri
Wall Street (1987)
Wall Street: Hırsın Zirvesi
1980’lerin iş dünyasının perde arkasının sürükleyici ve etkileyici hikâyesini izlediğimiz filmde, hırslı ve genç bir borsacı olan Bud Fox ve Wall Street efsanesi Gordon Gekko’nun tanışmasına tanık oluyoruz. Gordon Gekko tarafından baştan çıkarılan ve yasa dışı bir biçimde çok para kazanacağı bir dünyaya adım atan Bud Fox,bir gecede kazandığı zenginliğin çok ağır bir bedeli olacağının farkına varır. Oliver Stone'un yönetmen koltuğunda oturduğu Wall Street, 1980'lerin New York borsasının acımasız dünyasına bir yolculuk sunuyor. Michael Douglas'ın canlandırdığı Gordon Gekko, ahlâkı bir kenara bırakarak servet peşinde koşan, hırslı ve manipülatif bir borsacıdır. Genç ve idealist bir borsacı olan Bud Fox (Charlie Sheen), Gekko'nun çırağı olur, materyalizmin ve açgözlülüğün tehlikelerini deneyimlemeye başlar. Film, Wall Street'in karanlık sırlarını gözler önüne sererken, ahlâk, başarı ve güç kavramlarını sorgulatır.
Ekin Taneri
Joy (2015)
Kendi Gücünü Yeniden Keşfetmek
Çocukken herkes ileride hayatının nasıl olacağına dair hayaller kurar. Küçüklüğünden itibaren yeni şeyler yaratmaktan büyük keyif alan Joy, bireyleşme konusunda sorunlar yaşayan aile üyelerinin yükünü taşıyarak ve alışılagelmiş sosyal kalıplar içinde sıkışarak adeta bir hapis hayatı sürmektedir. Bir gün aklına yaratıcı bir fikir gelir, yenilikçi ve kullanışlı bir paspas icat eder. İş dünyasının acımasız, rekabetçi ve (çoğunlukla) dürüstlükten uzak olan arenasında hem kendi hayallerinin peşinden koşmak hem de ailesinin hayatına yön vermek için zorlu bir mücadeleye girişir. Jennifer Lawrence, Robert De Niro ve Bradley Cooper gibi yıldız isimlerin oyuncu kadrosunda yer aldığı Joy, gerçek bir hikâyeden uyarlanmıştır. Ulaşılması zor olduğu için hayallerinden vazgeçmemeyi ve saklanmamayı hatırlatan Joy, kadınların istediklerini elde etmek için izin istemeyi bırakıp onları gerçekleştirmeleri mücadelesine dair ilham verici bir yaşam öyküsü sunmaktadır.
Selin Tanyeri
Blackberry (2023)
Bir Teknoloji İkonunun Hikâyesi
Dünyanın neresinde olursak olalım birbirimizle hızlı şekilde iletişim kurabileceğimiz fikri, günümüzden çok da uzak olmayan zamanlarda son derece yenilikçi ve heyecan uyandırıcı bir düşünceydi. O zamanların telefonun içine bilgisayar koyan kişinin dünyanın değiştireceği öngörüsü, çok geçmeden kendini gerçekleştirmeyi başardı. BlackBerry, dünyanın ilk akıllı telefonunu üreten Kanada merkezli telekomünikasyon firması BlackBerry’nin keskin yükselişi ve hazin düşüşünün gerçek hikâyesinden esinlenilerek beyaz perdeye uyarlanmıştır. Girişimcilik bağlamında fikir üretmenin, sunmanın ve pazarlamanın basamak basamak ekrana sunulduğu film, büyük şirketlerin rekabet temelli ofis yaşamının ayrıntılarına da değinmesiyle dikkat çekiyor. Günümüzde artık üretilmeyen BlackBerry telefonlarının hem teknoloji dünyasında hem de iş piyasasındaki öncü rolüne odaklanan film 73. Berlin Uluslararası Film Festivali’nde Altın Ayı ödülüne aday gösterilmiştir.
Selin Tanyeri