Ülkemizde kültürel ve sanatsal etkinliklerine gösterilen ilginin, gelişmiş dünya ülkelere nazaran bir hayli düşük olduğu biliniyor. Buna rağmen ülkemizde bazı etkinlikleri üstlenen şirketler bu sektörden önemli gelirler elde ediyor. Etkinlikleri düzenleyen şirketler farklı pazarlama araçları ile hedef kitlenin ilgisini çekebilmek için önemli vaatlerde bulunuyor. “Çatlama Garantili Stand-Up” veya “Ağlama Garantili Gösteri” gibi reklam vaatleri…
Peki bu vaat edilen gösteriler, seyircilerin ne kadarını tatmin ediyor?
Bir stand-up gösterisinden soruyu yanıtlayacak olursak; bu soruya net bir cevap vermemiz zor olacaktır. Çünkü herkesin espri anlayışı farklı olduğundan, bir seyirci gösteri boyunca 20 kez gülmüş ise diğeri gösteri sonunda 50 kez gülmüş olabilir. Bunu fiyata dökecek olursak az gülen ile çok gülen aynı bilet parası vermekte. Birilerine haksızlık edilmiş gibi gözüküyor. Bunun tartışmasını yaparken Cem Yılmaz’ın bir sözü aklıma geliyor “Bedavaya kimse gülmüyor, parayla alınmış bir biletin hissiyatı aynı olmuyor.“ Bu çok derin bir mevzu, bundan dolayı konuyu daha fazla uzatmayıp, bu tartışmayı psikologlara bırakmak en iyisi olacak.
Barselona şehrinde bir Komedi Kulübü bu haksızlığın önüne geçebilmek için adaletli bir ödeme sistemi geliştirmiş: Pay-Per-Laugh (Güldüğün Kadar Öde). Gösteri sırasında her seyircinin önüne bir tablet monte ediliyor. Başarılı bir uygulamayla tabletin kamerasından seyircinin ne kadar güldüğü veya ağladığı tespit edildikten sonra, gösterinin formatına göre gösterinin sonunda her seyirciden güldüğü yada ağladığı kadar ücret talep ediliyor. Bu adaletli ödeme sistemi kesinlikle Türkiye’de de hayata geçirilmeli. Bu konuyla ilgili en çok Cem Yılmaz’ın sitemleri söz konusu. İleride olurda bu ödeme sistemine geçilirse, Cem Yılmaz’ın mevcut ödenen gösteri fiyatlar arasında nasıl bir fiyat farkı çıkar açıkçası çok merak ederim.
http://vimeo.com/97708026