Tüketicilerin Yarısı, Markaların Siyasi Konulara Karışmalarını İstemiyor

  • DNA Seattle adlı kreatif ajansın yaptığı ve 2.000 Amerikalı’yı kapsayan araştırmaya göre, katılımcıların % 54’ü, markaların ortak bir zemin oluşturmaya yardımcı olmaları ve taraf olmaktan kaçınmaları gerektiğini düşünüyor.
  • Araştırmaya katılanların yarısından fazlası, çok fazla markanın ürün ya da hizmetlerini satmak için toplumsal meseleleri bir pazarlama hilesi olarak kullandığını düşünüyor.
  • Gelecek yılki ABD başkanlık seçimi ile ilgili olarak hazırlanan bazı raporlar, tüketicilerin gittikçe artan bir şekilde markaların siyasi ve sosyal konularda harekete geçmelerini istediklerine işaret ediyor.
  • DNA Seattle Baş Strateji Sorumlusu Christine Wise: "Belirli demografikler için güçlü bir politik duruş sergileyen bir marka, çok olumlu olarak görülebilir."
  • İlgili Yazı: Nike'tan Ürünlerini Yakanları Tiye Alan Paylaşım: "Ürünlerimizi Nasıl Güvenli Bir Şekilde Yakarsınız?"

Zaman zaman markaların siyasi konularda belirli bir tavır takındıklarına şahit olabiliyoruz. Bunun yakın zamandaki en ciddi örneğini spor giyim markası Nike sergilemişti. Dev marka, geçtiğimiz yıl NFL (ABD Ulusal Futbol Ligi) oyuncusu Colin Kaepernick’i reklam yüzü yapmıştı ve bu reklam kampanyasının ardından marka, pek çok ABD vatandaşının sert eleştirilerine maruz kalmıştı. Bazı kişiler, markanın çeşitli ürünlerini yakarak ya da yırtarak bu duruma tepki göstermişti. Hatta Twitter’da #BoycottNike etiketiyle Nike’a karşı bir boykot kampanyası bile başlatılmıştı.

https://pazarlamasyon.com/nikein-urunlerinin-yakilmasina-neden-olan-yeni-reklam-yuzu/

Bu tepkilerin sebebi ise Colin Kaepernick'in, ABD’de siyahilere yönelik olarak yapılan ırkçılık ve polis şiddeti nedeniyle, NFL maçlarından önce yapılan milli marş seramonisi sırasında ayağa kalkmayıp diz çökerek protestoda bulunan ilk oyuncu olmasıydı. Ancak Adweek'in paylaşmış olduğu habere göre, yeni yapılan bir araştırma, marka aktivizmi olarak adlandırılan bu tarz eylemlerin marka imajı açısından pek de iyi bir hamle olmayabileceğini ortaya koyuyor.

DNA Seattle adlı kreatif ajans tarafından yürütülen ve 2.000 Amerikalı’yı kapsayan bir araştırmaya göre, katılımcıların % 54’ü, markaların ortak bir zemin oluşturmaya yardımcı olmaları ve taraf olmaktan kaçınmaları gerektiği konusunda hemfikir. Buna ek olarak araştırmaya katılanların yarısından fazlası, çok fazla markanın ürün ya da hizmetlerini satmak için toplumsal meseleleri bir pazarlama hilesi olarak kullandığını düşünüyor. DNA Seattle ajansının kurucu ortağı ve CEO'su Alan Brown, bu konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, markaların ortak bir fikri savunarak daha fazla insanın ilgisini çekebileceklerini belirtti.

Aynı zamanda bu araştırma, “siyasi sistemin durumunun ve politik bölünmenin”, çocuk güvenliği ve mahremiyetin ardından ABD’nin üçüncü en önemli sorunu olarak görüldüğünü ortaya çıkardı. Öyle ki, katılımcıların %35'i siyaset hakkında bir şeyler duymaktan bıktıklarını ifade ederken %36'lık bir kesim ise aynı fikirde olmadıkları insanlarla siyasi meseleler hakkında konuşmanın stresli ve sinir bozucu bir durum olduğunu dile getirdi. Bu da insanların, neden markaların birleştirici eylemler yapmalarını istediklerini kısmen de olsa açıklıyor.

https://pazarlamasyon.com/nikein-reklamlarinda-colin-kaepernicki-kullanmasi-ne-kadar-dogru/

Gelecek yıl gerçekleşecek ABD başkanlık seçimi ile ilgili olarak hazırlanan raporlardan bazıları, DNA Seattle'ın yapmış olduğu araştırmanın sonuçlarını desteklerken diğer raporlar ise tüketicilerin gittikçe artan bir şekilde markaların siyasi ve sosyal konularda harekete geçmelerini istediklerine işaret ediyor. Bununla beraber DNA Seattle'da baş strateji sorumlusu olarak görev yapan Christine Wise, "Belirli demografikler için güçlü bir politik duruş sergileyen bir marka, çok olumlu olarak görülebilir." dedi ve genç, kentsel ve daha liberal kitlelerin, herhangi bir taraf tutan markalara karşı daha anlayışlı olma eğiliminde olduklarını ifade etti.

Ayrıca Christine Wise, başarılı bir şekilde politik duruş sergileyen bir marka olarak Amerikan dış giyim markası Patagonia'yı örnek gösterdi. Adweek'in belirttiğine göre, zaman zaman çevresel sorunlar için para bağışında bulunan dış giyim markası, vergi indirimleri sayesinde tasarruf ettiği 10 milyon doları çevre gruplarına bağışlayarak Trump yönetiminin geçen yılki vergi indirimlerini kınamıştı.

Kariyer
Sosyal Medyayı Kadınlar mı, Erkekler mi Daha Etkin Kullanıyor?

Geçtiğimiz günlerde onuncu yılını tamamlayan Facebook’un  bugün 1,23 milyar aylık aktif kullanıcısı mevcut. Dünya çapında 37 ofis ve 6 binden fazla da [...]

Bunlar İlginizi Çekebilir