Satış, zor olabilir. Düzeltiyorum: Satış zordur! Hem teknoloji her zaman değişir hem de müşteriler. Birkaç yıl önce işe yarayan taktikler, bugün işe yaramayabilir. İnsanlar artık daha eğitimli ve parmaklarının ucunda ulaşabilecekleri muazzam bir bilgi denizi var. Bugün, geçmişte sahip olduğumuzdan çok daha akıllı alıcılarla karşı karşıyayız ve bu nedenle onlara olan yaklaşımlar da güncellenmeli. İyi bir satış yöneticisi olma yolculuğunuza başlamanız ve bir yön belirlemenize yardımcı olmak için size aşağıda bulabileceğiniz birkaç ipucu hazırladım.
1. Ürününüze İnanın
Eğer satmaya çalıştığınız bir ürününüz varsa, ona inanmanız gerekir. Eğer ürününüze inanmazsanız, onun önemli olduğuna dair diğer insanları nasıl inandırabilirsiniz ki? Sattığınız ürüne inancınız, kendini tüm iletişim şekilleri ile gösterirken tam tersi de aynı şekilde göze batar.
2. Bir Uzman Olun
Danışmanlık Verin, Satmayın. İkinci el otomobil satıcılarının taktiklerinin revaçta olduğu dönemler çoktan bitti. Yardımcı olmak isteyen bir tutum sergileyin ve baskı yapmadan bilgi vermeyi teklif edin. Eğer ürününüzü satmak yerine kişilerin sorunlarını çözmeye çalışırsanız, sonunda daha fazla satış ve daha iyi müşterilere zaten erişirsiniz. Satış yapmayın, bırakın insanlar kendilerinin satışını yapsın.
3. Ücretsiz Bir Şey Teklif Edin
Herkes bedava şeyleri sever ama bu sizin işinize birçok değişik şekilde yarayabilir. Mesela sizi zorlayıcı bir satışçıdansa bir danışman olarak konumlandırmaya yardımcı olur. Eğer ücretsiz bir şey teklif ederseniz insanlar bunu memnuniyetle kabul edecektir. Ayrıca başka zaman sizin tekliflerinizle ilgilenmeyen potansiyel müşterileriniz ile bir bağ kurmanıza şans tanır. Eğer aday müşteri yaratma konusunda karşınızdakinin iletişim adreslerine ihtiyacınız varsa, bu adım da harika bir araç olabilir.
4. Birçok Mecraya Ulaşın
E-postayı kesinlikle seviyoruz ama potansiyel müşterilere ulaşmak için birkaç farklı mecra kullanmak da akıllıca bir fikre benziyor. Bazen bir mektup veya kartpostal, e-postanın ulaşamadığı yerlere ulaşabiliyor. Eğer bu mecralar da işe yaramazsa, ilgilerini çekmek için onlara örneğin kandilde bir kutu kandil simidi göndermeyi deneyebilirsiniz.
5. Müşterilerinize Verdiğiniz Zamana Sadık Kalın
Müşterileriniz ile sözleştiğiniz vakitten 5 dakika önce gelmeyi alışkanlık haline getirmenizi tavsiye ederim. Randevuya saatinden biraz erken gelmeniz, karşı tarafa görüşmeyi önemsediğinizi hissettir. Buda ister istemez karşı tarafın görüşmeyi daha ciddiye almasına sebep olur.
6. Mutlu Olun
İnsanlar ürüne olan güveninin yanı sıra tutumu da önemser. Hiç kimse huysuz birinden bir şey satın almak istemez, yani kendinize bir iyilik yapın ve eğer kötü gününüzdeyseniz insanlarla iletişime geçmeyin. Ama iyi tarafından bakın; her zaman ertelediğiniz evrak işlerini yapmak için bu harika bir gün olabilir!
7. 9-5 Çalışmayı Düşünmeyin
Karar mercii olan kişiler ve iş sahibi kişiler, normal çalışanlardan daha geniş zaman aralıklarında ulaşılabilir olurlar. Mesai sonrası veya bir cumartesi günü onlara ulaşmayı deneyin. E-postalar ile bugüne kadar yaşadığımız deneyimler gösteriyor ki; bazen bir kişiye ulaşmak için en doğru zaman mesai saatleri dışındaki zamanlardır. Bu, karar mercii kişiler için özellikle doğrudur.
8. Bir Planınız Olsun
Çırpınıp durmayın. Bir telefon görüşmesi yapmadan önce başarmak istediğiniz amaç ve telefon konuşması sonunda elde etmek istediğiniz sonuç hakkında plan yapın. Eğer plan yapmazsanız, bir şeylerin yanlış gitme ve değerli bir fırsatı kaçırma olasılığınız yükselir.
9. Sık Sık Yeniden Bağlantı Kurun
Amaçlarınıza ulaşmak için sürekli bir stratejinizin olduğundan emin olun. Varlığınızı hatırlatmadığınız takdirde insanların sizi unutmaları çok kolay olur. Bir drip marketing kampanyası oluşturmaya çalışın. Eğer hafta içinde e-postaları yazmaya zaman bulmakta zorlanıyorsanız, bunun için ayrı bir gün ayırmayı ve bu günü ayrı tutmayı deneyin; böylece her hafta aklınıza takılan bir aktivitedense ayda bir gerçekleşecek gerçek bir aktiviteniz olur.
10. Cevapları Biliyormuş Gibi Yapmayın
Eğer bilmiyorsanız, bunu ifade edin. Bir kişiye, biliyormuş gibi yapmaktansa bilmediğinizi ama cevabı bulabileceğinizi söylemek her zaman daha iyidir. Yanlış bilgilendirme sadece sorun çıkarmakla kalmaz, aynı zamanda eğer doğru cevabı biliyorlarsa sizin güvenilirliğinizi de sarsar. Kimse her şeyi bilmenizi beklemiyor ve bir “danışman” olarak, insanlara bilmediğinizi ama araştırıp onlara cevaplarla gelebileceğinizi söylemeniz takdirle karşılanacaktır.