Orlando Wood'un “Look Out” adlı eserinde teknolojik dünyamızla ilgili bir iddiası bulunuyor: Kaygı arttı, mizah azaldı. Teknoloji kültürünün bir yansıması olarak reklamlarda mizahın da buna bağlı olarak azaldığını görüyoruz. Yine de mizah, marka oluşturmak ve satışları artırmak için reklamcıların elindeki en güçlü araçlardan biri olmaya devam ediyor.
Markalar neden kahkaha atmaktan kaçınıyor?
Markaların insanları güldürmekten korkmasının bir nedeni de artan risk farkındalığı. Linç kültürünün fazlasıyla yaygın ve acımasız olduğu bu dönemde markalar, tepkilerden veya yanlış yorumlanmalardan korkuyor. Bu sebeple potansiyel tartışmalardan kaçınmak için daha güvenli, daha az mizahi içerikleri tercih ediyor.

Mizahi reklamların azalmasındaki tek sebep bu değil. Çok kültürlü dünyamızda, evrensel olarak anlaşılan bir mizah yaratmak başka bir zorluk teşkil ediyor ve birçok markanın bundan tamamen kaçınmasına ve kültürel yanlış adımlardan kaçınmasına yol açıyor. Bununla bilikte markalar özgün olmaya eğildikçe çoğu zaman mizahı bir kenara bırakmak zorunda kalıyor.
Reklamcılıkta mizahın azalmasının geçerli nedenleri olsa da komedi unsuru azaldıkça reklamcılık sektörü temel yapı taşlarından birini kaybediyor. Oysaki iyi kullanılmış bir mizah, izleyiciyi en başından itibaren kendine çekme gücüne sahip. Bu da reklamlarda, istenilen mesajı iletmenin harika bir yolu.