Dijital çağın getirdiği değişimlerle birlikte pazarlama dünyasında yepyeni bir dönem başladı. Artık markalar yalnızca yetişkinleri değil, geleceğin tüketicileri olan çocukları da hedefleyen stratejiler geliştiriyor. Alfa Kuşağı olarak adlandırılan ve 2010 sonrası doğan nesil, dijital dünyaya doğmuş ilk jenerasyon olarak tüketim alışkanlıklarını hızla şekillendiriyor. YouTube videolarından artırılmış gerçeklik deneyimlerine, oyun içi reklamlardan kidfluencer’lara kadar çocuklar, markalarla hiç olmadığı kadar etkileşim içinde. Dijital dünyada çocukları hedefleyen stratejilerin yükselişini, markaların bu alandaki yenilikçi yaklaşımlarını ve etik boyutlarını mercek altına alıyoruz.
Peki dijital çağda çocuklarla kurulan bu etkileşim, markaların pazarlama stratejilerini nasıl şekillendiriyor? Bu kitleyle iletişim kurarken etik sınırlar nasıl çizilmeli? Markalar, geleceğin tüketicileriyle nasıl bir bağ kurmayı hedefliyor? Bu soruları, yeni nesil tüketicilere yönelik stratejileriyle dikkat çeken markaların liderlerine yönelttik ve gelecek dönem hedeflerini konuştuk.
Çilek / Kreatif Direktör & YK Üyesi Hakan Çilek: "Hayal gücünü tasarımla buluşturuyoruz"
Çocukların dünyası sonsuz bir hayal gücüyle doludur. Onların yaratıcı düşünceleri, dünyayı keşfetme arzuları ve eşsiz hayalleri bizler için ilham kaynağıdır. İşte tam da bu nedenle Çilek olarak çocuklarımızın güçlü dünyasını anlıyor, onları dinliyor ve hayallerini gerçek yaşam alanlarına dönüştürüyoruz. Çilek’te tasarım sürecimizin merkezinde çocuklarımız bulunuyor. Onların renkli dünyalarından ilham alarak geliştirdiğimiz mobilyalar ve yaşam alanları, eğlenceli workshoplar ve interaktif etkinliklerle destekleniyor. Böylelikle çocuklarımız sadece kullanıcı değil, aynı zamanda kendi odalarının küçük tasarımcıları oluyorlar. Çünkü biz biliyoruz ki çocuklarımız yalnızca bilgi almak değil; keşfetmek, eğlenmek ve deneyimleyerek öğrenmek istiyor. "Çilek'le Düşle" mottosuyla her çocuğun içindeki yaratıcılığı harekete geçiriyor ve onların hayal güçlerini destekliyoruz. Tasarım merkezimizde çocukların fiziksel gelişimlerinin yanı sıra duygusal ve sosyal becerilerini de güçlendiren, ergonomik ve güvenli mobilyalar üretiyoruz. Çocuklarımızın odalarını sadece uyudukları yer değil, oyun oynadıkları, öğrendikleri, paylaştıkları ve kendilerini özgürce ifade ettikleri yaratıcı alanlara dönüştürüyoruz. Bu şekilde onların gelişim süreçlerine keyifli ve pozitif katkılar sunuyoruz.
Çilek olarak kalite, güvenlik ve sürdürülebilirlik ilkelerini tasarım ve üretim sürecimizin kalbine yerleştiriyoruz. İnegöl’deki ileri teknoloji üretim tesisimizde, yılda 500 binden fazla modül üretiyor ve yalın üretim anlayışıyla çevreye duyarlı yöntemler uyguluyoruz. Avrupa Birliği standartlarına uygun, sağlıklı, dayanıklı ve çevre dostu malzemeler kullanarak çocuklarımıza yalnızca estetik değil, aynı zamanda sağlam ve uzun ömürlü ürünler sunuyoruz.Bugün gururla ifade ediyoruz ki, 5 kıtada 50’den fazla ülkede, 500’den fazla satış noktamızla dünya çapında 5 milyondan fazla çocuğun hayatına dokunuyoruz. Global marka olmanın sorumluluğuyla çocuklarımızın ihtiyaçlarını ve hayallerini anlıyor, hayatlarına değer katıyor ve yaşam boyu sürecek bir marka bağlılığı oluşturmak için samimi ve şeffaf iletişimi önemsiyoruz. Hayallerinizi bizimle paylaşın, Çilek'in benzersiz tasarımlarıyla onları birlikte gerçeğe dönüştürelim. Çilek'le düşleyin, dünyanız renklensin!
Hero Türkiye Pazarlama Müdürü Emre Karaca: "Yeni nesil tüketicinin değerleriyle şekillenen bir marka yaratmayı amaçlıyoruz"
Günümüzün yeni nesil tüketicileri, markalarla yalnızca alışverişçi - satıcı ilişkisi kurmak istemiyor. Onlar için bir markayla etkileşim; ortak değerleri paylaşmak, şeffaflık ve samimiyet görmek, hatta aynı yaşam tarzını benimsemek anlamına geliyor. Sosyal medya, dijital platformlar ve kullanıcı deneyimini önceleyen içerikler, bu etkileşimin başlıca kanallarını oluşturuyor. Yeni jenerasyon, markalardan yalnızca kaliteli ürünler değil; aynı zamanda bir duruş, topluluğa ait olma hissi ve sürdürülebilirlik gibi konularda sorumluluk almasını bekliyor. Bu nedenle markalar, stratejilerini bu beklentilere yanıt verecek şekilde yeniden şekillendiriyor. Artık “ne sattıkları” kadar, “nasıl bir değer sundukları” da belirleyici hale geliyor.
Goodies markamızla bu dönüşümün tam kalbindeyiz. Yeni nesil tüketicinin beklentilerini sadece anlamakla kalmıyor; onlarla birlikte yaşayan, onların değerleriyle şekillenen bir marka yaratmayı amaçlıyoruz. Goodies yalnızca bir ürün markası değil, sağlıklı nesiller için başlatılmış bir atıştırmalık hareketi. Biz, sağlıklı ve bilinçli seçimlerin çocuklukta başladığına ve bu alışkanlıkların yaşam boyu sürdüğüne inanıyoruz. Bu nedenle katkısız, şeker ilavesiz ve bitkisel içerikli ürünlerimizle, atıştırmalık anlayışını baştan tanımlıyoruz. Çocuklar renkli ve eğlenceli ambalajlar ile lezzetli tatların keyfini çıkarırken; ebeveynler içeriklerin temizliğinden, ürünlerin doğallığından ve güvenilirliğinden memnun kalıyor. Yeni nesil tüketiciyle kurduğumuz bu güçlü bağ, bizim en büyük ilham kaynağımız olmaya devam ediyor.
Vialand Tema Park / Kurumsal iletişim ve Pazarlama Müdürü Seda Kandıra: "Çocukların hayal dünyasına dokunan yeni deneyimler yaratmak için çalışıyoruz"
Yeni nesil tüketiciler, artık sadece bir ürün ya da hizmet satın almak istemiyor; markalarla anlamlı, samimi ve karşılıklı bir iletişim kurmak istiyor. Özellikle çocuklar ve gençler, dijital dünyaya doğmuş bireyler olarak, içeriklerin özgün, eğlenceli ve etkileşimli olmasını bekliyor. Onlar için bir markayla bağ kurmak, o markanın dünyasına dahil olmak anlamına geliyor.Bu durum, biz pazarlamacılar için büyük bir dönüşüm demek. Artık tek yönlü tanıtım dili yeterli değil; çocukların ilgisini çeken karakterler, oyunlaştırma unsurları, sosyal medya etkileşimleri ve deneyim odaklı kampanyalarla onların dünyasına dahil olmalıyız. Markaların dijitalde sürekli aktif, yaratıcı olması da gerekiyor. Vialand Tema Park olarak bu dönüşümü hem izliyor hem de bizzat içinde yer alıyoruz.
Vialand Tema Park olarak biz, çocuklara ve ailelere sadece bir eğlence sunmaktan fazlasını amaçlıyoruz; onların kalbinde yer edinecek ve duygusal anlamda etkileyecek deneyimler yaşatmak istiyoruz. Stratejimizin merkezinde, markamızla duygusal bağ kuran bir nesil oluşturmak var. Bu hedef doğrultusunda sevilen karakterlerimiz ile, çocukların hayal dünyasına hitap eden hikâyeler anlatıyor, sosyal medyada içerikler üretiyoruz. Kaptan Gaga ve diğer karakterlerimizle sadece park içinde değil, dijitalde ve fiziksel etkinliklerde de çocuklara ulaşıyoruz. Bu yıl, karakterlerimizi konu alan hikâye kitaplarımızı çocuklarla buluşturduk. Ayrıca çocuk festivallerine aktif olarak katılarak markamızın yüz yüze etkileşimini artırdık. Önümüzdeki dönemde daha fazla festivale katılarak Türkiye'nin dört bir yanındaki çocuklara ulaşmayı, onların kalplerine dokunmayı ve Vialand’i sadece bir park değil, hayallerinin bir parçası hâline getirmeyi hedefliyoruz.
Elite World Hotels & Resorts / Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Emel Elik Bezaroğlu: "Alfa kuşağıyla deneyim temelli bağlar kurmaya devam ediyoruz"
Dijital kuşak olarak da adlandırabileceğimiz alfa kuşağı, markalarla yalnızca ürün veya hizmet odaklı değil, aynı zamanda deneyim ve etkileşim temelli bir ilişki kurmayı tercih ediyor. Bu nedenle bu nesil ile güçlü bir bağ kurabilmek için öğretici ve eğlenceli pazarlama unsurları oluşturmaya dikkat ediyoruz. Bu bağı kurarken klasik bir “tanıtım”ın ötesine geçerek hikâye anlatma, onları da bu hikâyenin içine dahil etme, sürecin bir parçası haline getirmek büyük önem taşıyor. Turizm söz konusu olduğunda ise bu nesil için bu deneyimi aileyle birlikte planlamak gerekiyor. Bu da pazarlama örgüsünü çocuk ve genç merkezde olmak üzere aile üzerinden kurgulamamızı ve aile üyelerinin her birine özel içerikler sunmamızı gerektiriyor. Bu kapsamda Elite World Hotels & Resorts olarak hem alfa kuşağını hedefleyen özel projeler üretiyor, hem de onların aile ile tatil deneyimini eğlenceli hale getirerek unutulmaz bir deneyim yaşamalarını, bu deneyimi etkileşimlerle çevreleriyle paylaşmalarını hedefliyoruz.
Elite World Hotels & Resorts olarak, 50 yıla yakın süredir Türk misafirperverliğinin en iyi örneklerini sunarken, şimdi de bu deneyimi çocuklarla buluşturuyoruz. Bu kapsamda çocuk ve gençlerin oynarken meslekleri öğrendikleri eğlence dünyası KidZania İstanbul’un ilk otel markası olduk. Burada sadece dijital yolla bir bağ kurmanın ötesine geçerek kültürümüzü, ülkemizin güzelliklerini ve en önemli sektörlerinden birini deneyimleyerek onlara öğretmek ve eğlendirmeyi amaçladık. Bu işbirliğimiz ile klasik bir tanıtım modelinin ötesine geçerek etkileşim ve öğrenme odaklı içerikler üretmeye, çocuklarla birlikte ebeveynlerini de kapsayan bir deneyim dünyası inşa etmeyi amaç edindik. Bunun yanı sıra en çok çocuk misafir ağırladığımız otelimiz Elite World Grand Sapanca içinde, çocukların da eğlenerek öğrenecekleri Gymboree-Kids kulübümüz bulunuyor. Daha küçük yaş grubunu hedefleyen bu kulübümüzde onlara eğitmenlerimizle yaşlarına uygun eğlence programları sunuyoruz. Bu şekilde ailelerin tatil deneyimini yeniden şekillendirmeyi ve çocukların eğlenirken öğrenmelerini amaçlıyoruz. Ayrıca Sapanca’da doğayla iç içe olan eşsiz konumdaki otelimiz ve hemen karşısında yürüyüş mesafesinde yer alan orman, misafirlerimiz için eşsiz bir keşif alanı sunuyor. Bu anlamda çocuk misafirlerimize daha keyifli ve eğlenceli bir atmosfer sunmak ve doğayla olan bağlarını güçlendirmek için sevimli maskotumuz Lola’yı yarattık. Çocuklar için düzenlediğimiz tüm etkinliklerde Lola da bizimle birlikte yer alıyor; minik misafirlerimiz Lola ile hem eğleniyor hem de doğayı keşfederek öğreniyor.
Haleon Türkiye / Pazarlama Direktörü Özge Dağyar Acarbay: "Bilinçli tüketicilerle güven ilişkisi kuruyoruz"
Yeni nesil tüketiciler markalara karşı daha bilinçli, sorgulayıcı ve seçici bir tutum sergiliyor, sadece ürünü değil, markanın sosyal katkısını ve değerlerini önemsiyor. Markalarla etkileşimde dijital platformlar ve sosyal medya çok yoğun bir şekilde kullanılıyor. Ürünlerin içerikleri, etkinlikleri ve çevresel etkileri eskisine kıyasla çok daha fazla merak ediliyor. Artık tüketiciyle etkileşim kurmak, bir kampanya yönetmekten çok bir güven ilişkisi kurmak anlamına geliyor. Bu ilişkiyi sürdürülebilir kılmak ancak samimi, bilgili ve sorumlu bir marka duruşu sergilemekle mümkün. Diş macunu pazarı özelinde bunu sağlamak, markaların pazarlama stratejilerini daha şeffaf, tutarlı, bilgilendirici ve etkileşim odaklı hale getirmelerini gerektiriyor.
Biz de bu doğrultuda tüketicinin karşısına sadece ürün odaklı değil, bilgilendirici, uzman görüşleriyle desteklenmiş içeriklerle çıkıyoruz. Bilimin gücüyle oluşturulan güvenilir formüllere ulaşmak için önemli yatırımlar yapıyoruz. 1400 bilim insanının geliştirdiği, onlarca ürünün arkasında toplamda 60 klinik çalışma ve 850 patent ve tasarım bulunuyor. Sensodyne uzun yıllardır Türkiye’deki diş hekimlerinin hassasiyet için önerdiği 1 numaralı marka konumunda. Çocuklara ve gençlere özel üretilen Sensodyne Promine serimizle ağız sağlıklarını diş mineleri aşınmadan, gelişme aşamasındayken korumayı hedefliyoruz. Çünkü bu, onların gelecekte sağlıklı bireyler olmaları için kritik önem taşıyor. Ipsos tarafından 2025 yılının Şubat ayında yapılan araştırma, bu yaklaşımla geliştirdiğimiz Sensodyne Promine Kids’in Türkiye’deki diş hekimlerinin çocuklarda çürük koruması için önerdiği 1 numaralı marka olduğunu gösteriyor. Ne yazık ki Türkiye’de her 3 çocuktan 2’sinde en az bir diş çürüğü bulunuyor. Süt dişlerinin geçici olması nedeniyle özen gösterilmemesi veya florürün zararlı olduğu yönündeki yanılgılar, kalıcı dişlerin zarar görmesine yol açabiliyor. Oysa florür, Dünya Sağlık Örgütü tarafından da önerilen ve dişlerde çürük oluşumunu engelleyen etkili bir mineral. Ayrıca diş çürükleri, çocukların sosyal yaşamlarını da olumsuz etkiliyor. Bu nedenle, çocukların ve ebeveynlerin bilinçlenmesini sağlayan eğitim ve farkındalık çalışmaları büyük önem taşıyor. Diş hekimlerini de yanımıza alarak sürdürdüğümüz projelerimiz ile ebeveynleri bilinçlendirmeyi amaçlıyoruz. Bu kapsamda hazırladığımız eğlenceli tiyatro oyunumuzla İstanbul kreşlerinde ve Hatay’daki konteyner kentlerde çocuklarla buluştuk. Tiyatromuz sayesinde toplamda 10 binden fazla çocuğa dişlerini doğru fırçalamayı öğrettik. Minik gülüşleri koruma altına almak için çalışmalarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz.
Burger King Pazarlama Müdürü Funda Eratalar: "Yarının sadık tüketicileriyle bugünden bağ kuruyoruz"
Bugünün çocuklarıyla bağ kurmak, onlara sadece bir ürün sunmaktan ya da dikkatlerini çekmeye çalışmaktan çok daha fazlası. Alfa kuşağı, markalardan sadece ürün değil; eğlence, anlam, deneyim ve hatta dostluk bekliyor. Dijital çağın içine doğan bu kuşak için teknoloji, hayatın doğal bir parçası. Dolayısıyla markalardan yalnızca dijital ortamda varlık göstermelerini değil, bu dünyada anlamlı ve samimi bir bağ kurmalarını bekliyorlar. Bu beklentiler, markaların klasik reklam kalıplarının ötesine geçmesini; daha fazla hayal gücü, daha fazla etkileşim ve çocukların dünyasına göre şekillenen deneyimler sunmasını gerektiriyor. Bugünün yetişkinleri için Burger King, çocukluklarındaki bir doğum günü kutlaması, menüden çıkan bir sürpriz oyuncak ya da heyecanla beklenen koleksiyon figürleriyle hafızalarda yer etmiş bir marka. Şimdi ise o çocukların yerini yeni bir nesil aldı. Biz, bu bağı yalnızca korumak değil, onların dünyasına dokunan, değerli anlar yaratan yepyeni bağlar kurmayı hedefliyoruz. Çünkü çocuklukta yaşanan o küçük mutluluklar, yıllar sonra bile bir tebessümle hatırlanan en kıymetli anılar arasında yerini alıyor.
Biz Burger King olarak çocuklara sadece bir menü sunmuyoruz; onların dünyasına girmeye, hayal güçlerine ortak olmaya çalışıyoruz. Kids Menü bizim için sadece bugünün satış ürünü değil, yarının marka sevgisini inşa ettiğimiz yer. Bu yüzden her detayda onların yüzlerini gülümsetecek hayal dünyalarını besleyecek ögeler yer alıyor. İçine koyduğumuz oyuncaktan, seçtiğimiz karakterlere kadar her şey onların gözünden bakılarak planlanıyor. Kids Menü bizim için bir yemek değil, bir keşif kutusu. Her açılış mini bir macera. Çocuklara hitap ederken, ebeveynlerin beklentilerini de önemsiyoruz. Çünkü onların güveni, kurduğumuz ilişkinin temelini oluşturuyor. Bu yüzden hazırladığımız içeriklerde eğlence kadar güven de bizim için önemli. Uzun vadede amacımız, çocukken Burger King’le yaşadıkları bir anıyı, yıllar sonra güzel bir hatıra olarak hatırlamaları. O tat, o oyuncak, o an hafızalarında yer ediyorsa, işte o zaman gerçekten bir bağ kurmuşuz demektir. Kids marketing’in geleceği teknolojiyle şekillenirken, biz de bu dünyayı takip ediyor, yenilikleri onların gözünden süzüp içlerine en çok dokunan şekilde hayata geçirmeye çalışıyoruz. Çünkü biz, çocuklara bir hamburger değil; yıllar sonra bile hatırlanacak bir anı sunuyoruz.