Dilara Koçak: "Atıksız mutfak ile tanışın"

Uzman Diyetisyen Dilara Koçak, Pazarlamasyon okuyucuları için yazdı: "İsrafı azaltmak için öncelikle zemin hazırlamak gerekiyor yani yapmamız gereken en önemli şey ihtiyacımız kadar almak, israf etmemek."

Dünya üzerindeki birçok insan gıda güvensizliği ve yetersiz beslenme problemi ile karşı karşıya. İşin daha da acı tarafı ise bir yandan açlık artarken diğer yandan saniyeler içinde tonlarca gıdanın israf ediliyor olması. Dünya genelinde israf edilen gıdalarla açlığın ortadan kalkabileceğini biliyor musunuz?

BM Gıda ve Tarım Örgütü en çok israf edilen gıdaları belirledi. Rapora göre dünya genelinde ziyan edilen bu gıdalar israf olmasa milyarlarca insan doyabilir. Neler olduğuna beraber bakalım, herhangi biri veya bir kaç tanesi sizin evinizde de çöpe gitmiş, israf edilmiş olabilir. 

  • Üretilen patates, pancar, turp ve havucun yüzde 46,2’si israf ediliyor. 
  • Meyve ve sebzelerin yüzde 45,7’si çöpe gidiyor. 
  • Balıklar ve diğer deniz ürünlerinin yüzde 34,7’si ziyan oluyor. 
  • Tahıl, ekmek ve pirincin yüzde 29,1’i kayboluyor. 
  • Mercimek, bezelye, nohut ve yağlı tohumların yüzde 22,1’si israf oluyor. 
  • Tavuk, dana ve diğer hayvan etlerinin ise yüzde 21,5’i çöpe gidiyor. 
  • Süt, yoğurt ve peynir ürünlerinin yüzde 17,1’i çürüyor, bozuluyor. 

Ne yapabiliriz?
İndirimler, kampanyalar hepsi çok cazip geliyor olabilir. Fakat birçoğu da ihtiyacımızdan daha fazlasını almamıza neden oluyor. Özellikle pandemiyle beraber online alışverişe çok daha fazla adapte olduk diyebiliriz. Bu konuda gelecek nesiller için, doğa için sadeleşmeye gitmemiz gerektiğini düşünüyorum. 

İhtiyacınız kadar alın. İsrafı azaltmak için öncelikle ona zemin hazırlamamamız gerekiyor yani yapmamız gereken en önemli şey ihtiyacımız kadar almak, israf etmemek.

Alışverişe liste yaparak çıkın. Dolabınızda olan bir şeyi tekrar aldığınızda, özellikle bu sebze ve meyveyse atık oluşumuna doğrudan zemin hazırlamış olursunuz.

Olgunlaşmış ve şekli bozuk sebze ve meyvelere de şans verin. Market alışverişinde olgunlaşmış sebze-meyve reyonuna da bakıyor musunuz? Hâlâ besleyici özelliğini kaybetmemiş sebze-meyveleri satın alarak israfı önleyebilirsiniz. Örneğin marketten muz alacaksınız. Sepetinize tek tip sarı olan muzları mı yoksa kahverengi muzları da ekliyor musunuz, bir kez daha düşünün. Olgunlaşmış meyvelere de şans verin.

Doğru saklama koşullarını öğrenin. Meyvelerden örnek verebiliriz. Muz, avokado, kavun, şeftali, kayısı, armut, elma, erik, domates, ayva ve incir gibi meyve ve sebzeler olgunlaşma esnasında etilen gazı açığa çıkarırlar. Bu besinleri etilene duyarlı olan kabak, bezelye, ıspanak, brokoli, marul, salatalık, karpuz, bakla ve biber gibi gıdalarla aynı yerde muhafaza ettiğinizde bozulmalarını kolaylaştırmış oluyorsunuz. Yani bu besinleri saklarken sosyal mesafe kuralına dikkat!

Gıda okur-yazarlığı çok önemli. Etiket okumayı, besinlerin  son tüketim tarihi ve tavsiye edilen tüketim tarihi arasındaki fark iyi öğrenilmeyi ihmal etmeyin. TETT ile STT arasındaki farkın net olarak bilinmemesinin de etkisiyle her 10 tüketiciden 7’si tavsiye edilen tüketim tarihi geçmiş ürünü çöpe atacağını belirtiyor.

Porsiyon kontrolünde daha hassas olmaya çalışın. Tüketebileceğiniz kadar yemek yapın, tüketemediğinizi paylaşın. Arta kalan yemeklerinizi değerlendirin. Bir yemeği çöpe attığınızda suyu toprağı ve o yemeğin sofranıza gelmesindeki bir çok kişinin emeğini de beraberinde çöpe atmış oluyorsunuz.

Sıfır atık için kendi mutfağınızda önlemler alın
Peki evsel atığı azaltmanın yolları neler? İşte önerilerim: 

  • Ispanak yapraklarını kıymalı veya yumurtalı pişirirken köklerini ertesi gün mercimek ile pişirebilirsiniz.
  • Kerevizi portakal ile zeytinyağlı yaptığınızda saplarını nohut ile pişirebilirsiniz.
  • Kabak dolması yaptığınızda iç kabakları zeytinyağlı pişirebilir, mücver veya cacık yapabilirsiniz.
  • Kabak dolması yaptığınızda kabak içleriyle mercimek çorbası yapabilirsiniz.
  • Pilavınız varsa ertesi güne sebzeli soğuk salata veya çorba olarak kalanını değerlendirebilirsiniz.
  • Salata için haşladığınız pancarın suyunu dökmeyip içebilirsiniz.
  • Ispanak veya kereviz yemeğinde saplarını da yemeğe ekleyebilirsiniz.
  • Sararan nane ve maydanozları kaynatıp ödem atan bir su hazırlayabilirsiniz.
  • Elma fazlaysa rendeleyip pişirebilirsiniz daha sonra tatlılarınızda kullanabilirsiniz. 
  • Lahana yapraklarının artanıyla turşu yapabilir veya bol soğan ve biberle kavurarak tüketebilirsiniz.
  • Bayat ekmekleri kurutup un haline getirip sonrasında gözleme veya bazlama hamuru için kullanabilirsiniz.
  • Bayat ekmekleri küp küp kesip fırınlayıp, çorbaların içine kıtır ekmek olarak ekleyebilirsiniz.
  • Dünden kalan bulgur pilavıyla ezogelin çorba yapabilirsiniz.
  • Patlıcan dolması yaptığınızda kalan içi tavada zeytinyağı ile kavurabilirsiniz.
  • Artan türlü veya sebze yemeklerini çatalla ezip pizza hamuru yapıp, üzerine pizza malzemeleriyle fırına verebilirsiniz.

Bunlar sadece ilk akla gelenler, eminim israfı azaltmak ve atıksız mutfaklar yaratabilmek için sizlerin de birçok uygulaması vardır. 

Tabağımızdaki plastik
İklim krizi ve çevre üzerindeki en büyük tehditlerden birinin plastikler olduğunu eminim çokça duymuşsunuzdur. Mikroplastik olarak adlandırılan küçük plastik parçacıklar akciğerimizden kanımıza kadar karışmış durumda. Bu plastikler solduğumuz havadan tabağımızdaki besinlere pek çok noktada karşımıza çıkıyor. Avustralya’da Newcastle Üniversitesi tarafından yürütülen bir araştırmaya göre, insanlar her hafta yaklaşık olarak 2000 küçük plastik tüketiyor. Bu da ayda yaklaşık 21 gram, yılda ise 250 gramdan fazla demek. Gözünüzde canlanması için söylüyorum; haftada yaklaşık olarak 1 kredi kartı büyüklüğünde plastik tükettiğimizi düşünün. Daha önceki çalışmalar dışkıda, hatta anne karnındaki bebeği besleyen plesantada bile mikroplastik bulunduğunu ortaya koymuştu. Son olarak Amsterdam Vrije Üniversitesinden bilim insanlarının insanlar üzerinde yürüttükleri araştırmada, bireylerin yüzde 77’sinin kanında mikroplastik bulunduğunu ortaya koyması durumun ciddiyetinin bir kez daha altını çizdi. 

Karton bardak kullanıyor musunuz?
Karton bardakta plastik ne arıyor diyorsanız okumaya devam edin. Araştırmacılar karton bardaklardaki plastik parçacıkları incelemek için bir araştırma yapmış. Kağıt bardakların içerisine sıcak su dökülüp 15 dakika boyunca beklediklerinde ortaya çıkan sonuç ise korkunç. Bu bardaklardan ortaya çıkan 25 bin plastik parçacık açığa çıkıyor ve sağlığımızı tehdit ediyor. Indıan Instıte’de yapılan çalışmada bir kağıt bardakta günde 3 bardak çay veya kahve içen bir kişinin 75 bin mikroplastik parçacık yutacağının altı çiziliyor. Hem kendi sağlığınız hem de gezegen sağlığı için cam matara ve termos kullanımına özen gösterin.

Neler yapabiliriz?
5 adımda plastiği azalt!

  • Organik pamuktan ve geri dönüştürülmüş sürdürülebilir liflerden hazırlanan giysileri tercih edebilirsiniz.
  • Yüzde 100 geri dönüşümlü plastikten üretilen bir yıkama torbasıyla çamaşırlarınızı yıkayabilir, alışverişe çıkarken plastik poşet yerine bez çanta kullanabilirsiniz.
  • Diş macunu ve kozmetik ürünlerde, mikro boncuksuz ürünler tercih edebilirsiniz.
  • Restoranlarda içeceklerinizin pipetle gelmesini engelleyebilir ve böylelikle tek kullanımlık plastiklerden vazgeçebilirsiniz.
  • Daha çok doğa dostu, çevre dostu ürünler kullanabiliriz. Bu noktada bizlere çok iş düşüyor. Gizli plastiklerin farkına varmalıyız ve bunu bilincinde olarak hareket etmeliyiz. Çünkü eğer farkında varmazsak, dünyamız elden gidecek. Ve üzülerek söylemeliyim ki gidecek başka bir gezegen yok, Gezegen B Yok!

Kariyer
Sosyal Medyayı Kadınlar mı, Erkekler mi Daha Etkin Kullanıyor?

Geçtiğimiz günlerde onuncu yılını tamamlayan Facebook’un  bugün 1,23 milyar aylık aktif kullanıcısı mevcut. Dünya çapında 37 ofis ve 6 binden fazla da [...]

Bunlar İlginizi Çekebilir