Zeynep Ege Dura: Müzik, zihin ve beden sağlığım için paha biçilmez bir katkı

Şarkı söylemenin ve müziğin, günlük hayatın stresinden uzaklaşmasına ve zihnini dinlendirmesine yardımcı olduğunu vurgulayan Edenred Türkiye CMO’su Zeynep Ege Dura'nın ilham veren hikâyesi sizlerle...

Edenred Türkiye CMO’su Zeynep Ege Dura, yoğun iş hayatını müzik ve spor tutkusuyla dengeleyen bir isim. Koro çalışmalarında aktif yer alan Dura, şarkı söylemenin kendisi için hem bireysel bir ifade aracı hem de topluluk içinde aidiyet duygusu yaratan güçlü bir bağ olduğunu belirtiyor. Spor geçmişinde tenis, voleybol ve basketbolda lisanslı sporcu olan Dura, sporun kendisine kazandırdığı disiplin, takım çalışması ve rekabet ruhunun iş hayatında da büyük katkı sağladığını söylüyor. Şarkı söylemenin ve müziğin, günlük hayatın stresinden uzaklaşmasına ve zihnini dinlendirmesine yardımcı olduğunu vurgulayan Dura'nın ilham veren hikâyesi sizlerle...

Müzik, zihin ve beden sağlığım için paha biçilmez bir katkı

İş dışında en büyük tutkum ve uzun yıllardır devam ettirdiğim hobim koro çalışmaları. Şu an Sirene Kadınlar Korosu'nda aktif olarak yer alıyorum. Şarkı söylemek benim için oldukça derin bir anlam taşıyor; hem bireysel olarak kendimi ifade etmemi sağlıyor, hem de topluluk içinde bir aidiyet duygusu ve güçlü bir bağ kurmama yardımcı oluyor. Topluluk içinde şarkı söylemek, bireysel performanstan çok farklı bir deneyim tabii ki. Birçok kişinin tek bir hedefe, ortak bir ses yaratmaya odaklanması, inanılmaz bir uyum ve konsantrasyon gerektiriyor. Bu, her bir üyenin bireysel yeteneğinden ziyade, kolektif başarının öne çıktığı eşsiz bir çalışma. Tek bir nota üzerinde bile saatlerce çalışıp, en ince detayları bile mükemmelleştirmek için çabalıyoruz. Bu süreç, sadece müzikal bir başarı değil, aynı zamanda sabır, özveri ve karşılıklı saygıya dayalı güçlü bir takım ruhunun gelişmesini sağlıyor.

Koronun ötesinde, bir dayanışma hikâyesi

Müzikle her zaman iç içeydim ve şarkı söylemeyi istiyordum, ancak bunu bir topluluğun parçası olarak yapmak istiyordum. Bu arzuyla Boğaziçi Caz Korosu'nu uzun zamandır takip ediyor, hayranlık duyuyordum; farklı seslerin, melodilerin bir araya gelerek ortak bir uyum, tını yaratması da beni çok etkiliyordu. Böyle bir topluluğun parçası olmak istedim, başvurdum ve aralarına katıldım. Koro çalışmalarıma 2016 yılında Boğaziçi Caz Korosu bünyesindeki Magma oluşumu ile başladım. Orada kazandığım deneyim, beni daha ileriye taşıdı. 2019 yılından beri ise, adını Yunan mitolojisindeki gizemli ve güzel sesli yaratıklardan alan çok sesli kadın korosu Sirene’de çalışmalarıma devam ediyorum. Türkiye’nin mevcudiyetini hâlâ sürdüren ilk kadın korosu Sirene, sadece bir koro değil; güçlü bir kadın dayanışmasının ve sanat yoluyla ifade özgürlüğünün sembolüdür.

Birlikte yaratmanın, paylaşmanın ve büyümenin yolculuğu

En büyük hedeflerimden biri, Sirene Kadınlar Korosu ile Türkiye'yi uluslararası alanda temsil etmek ve Avrupa'daki prestijli koro yarışmalarında dereceye girmek. Bunun için yoğun bir çalışma programımız var; her hafta düzenli ve sıkı provalar yapıyoruz. Yarışmalarda seslendireceğimiz parçalar için önce bireysel olarak çalışıyor, ardından birlikte çalışarak ideal tınıyı yakalamaya, parçalarımızı en ince ayrıntısına kadar mükemmelleştirmeye çabalıyoruz. Elbette, teknik olarak mükemmelliğe ulaşmak kadar, duygusal olarak da parçayı tam olarak yansıtmaya odaklanıyoruz. Bu süreç, sadece bir müzikal başarıdan öte, birlikte yaratmanın, paylaşmanın ve büyümenin bir yolculuğu. Ülkemizi temsil etmenin yanı sıra; özellikle kadın korolarının hem ulusal hem de uluslararası alanda daha görünür hale gelmesine, daha fazla yer edinmesine ve ilham kaynağı olmasına katkı sağlamak da çok değerli.

Sporun kazandırdığı değerler: Disiplin, takım çalışması ve rekabet

Müzik dışında, spor hayatımda önemli yere sahip. Ortaokul ve lise yıllarımda tenis, voleybol ve basketbol oynadım, hatta lisanslı sporcuydum. Sporun bana kazandırdığı disiplin, takım çalışması ve rekabet duygusu gibi değerler, hala hem iş hem de kişisel hayatımda beni desteklemeye devam ediyor. Şu an ne yazık ki sadece pilates ve yürüyüşle yetinmek zorunda kalıyorum. Sporun beden sağlığına katkılarının yanı sıra, stres yönetimi, odaklanma ve zihinsel direnç geliştirmede de çok etkili olduğunu atlamamak gerek. Anlayacağınız üzere, hayatımın her döneminde, denge ve destek unsuru olarak vazgeçilmez bir rol oynadı ve oynamaya devam ediyor.

Müzik, stresimi hafifleten adeta bir sakinleştirici

Koro çalışmaları ve müzik, hem bedensel hem de zihinsel sağlığım için paha biçilmez bir katkı sağlıyor. Şarkı söylerken başka hiçbir şeyi düşünmüyorsunuz, başka bir şeye konsantre olabilme şansınız yok. Sesinizi enstrüman olarak kullandığınız bu aktivitede tamamen o ana, o sese, o duyguya kaptırıyorsunuz kendinizi; başka bir mental seviyeye taşıyor sizi. Bu durum, günlük yaşamın stresinden ve endişelerinden uzaklaşmama, zihnimi boşaltmama ve odaklanma becerimi geliştirmeme yardımcı oluyor. Bir nevi meditasyon gibi; şarkı söylemek ve müzik sadece bir aktiviteden öte, en stresli anlarımda başvurduğum bir sakinleştirici. Ayrıca, düzenli prova ve konserler, fiziksel olarak da aktif kalmamı sağlıyor. Bu yüzden, koro çalışmaları ve müzikle ilgilenmek isteyen herkese tavsiyem, korkmadan ve çekinmeden bu deneyimi yaşamaları. Bir topluluğun parçası olmak, birlikte yaratmanın ve paylaşmanın getirdiği mutluluk tarif edilemez bir şey. Herkesin içinde bir müzik, bir melodi olduğunu düşünüyorum. Onu keşfetmek ve paylaşmak için bu fırsatı değerlendirin.

Kariyer
Sosyal Medyayı Kadınlar mı, Erkekler mi Daha Etkin Kullanıyor?

Geçtiğimiz günlerde onuncu yılını tamamlayan Facebook’un  bugün 1,23 milyar aylık aktif kullanıcısı mevcut. Dünya çapında 37 ofis ve 6 binden fazla da [...]

Bunlar İlginizi Çekebilir