2024 yılı, iş dünyasında köklü değişimlerin ve yeniliklerin sürdüğü bir dönem olarak öne çıkarken, KPMG’nin “Küresel CEO Öngörüleri” araştırması, CEO’ların teknoloji, iş gücü ve küresel ekonomi hakkındaki görüşlerine dair önemli bilgiler sunuyor. Dünyanın en büyük şirketlerinde görev yapan bin 300’den fazla CEO'nun katıldığı araştırma, yapay zekâ, uzaktan çalışma, ekonomik güven ve çevresel sorumluluk gibi başlıklarda çarpıcı sonuçlar ortaya koyuyor.
Yapay zekâ işten çıkarma endişelerini azaltıyor
Son dönemde kamuoyunda yapay zekâ teknolojisinin işten çıkarmalara yol açabileceği yönünde artan endişelere rağmen, CEO'ların dörtte üçünden fazlası (yüzde 76), yapay zekânın iş gücü üzerinde zararlı bir etkisi olmayacağını ve çalışan sayısını azaltmayacağını öngörüyor.
CEO'lar, yapay zekânın dönüştürücü gücüne inanarak, bu teknolojinin verimliliği artırıp, iş gücünü geleceğe hazır hale getireceğini düşünüyor. Araştırmaya göre CEO’ların yarıdan fazlası (yüzde 64), ekonomik koşullardan bağımsız olarak yapay zekâya yatırım yapmaya devam etmeyi planlıyor.
Uzaktan çalışmaya dönüş ve kuşaklar arası farklılıklar
Pandemi sonrası uzaktan çalışma alışkanlığı değişmeye başlarken, ofise dönüş konusundaki tutumlar CEO’ların yaş ve cinsiyetine göre değişiklik gösteriyor.
Ankete göre, yaşı büyük CEO'lar ofise dönüşü daha fazla destekliyor: 40-49 yaş grubundaki CEO’ların yüzde 75’i ofise dönüş isterken, bu oran 60-69 yaş grubunda yüzde 87’ye çıkıyor. Cinsiyet bazında incelendiğinde, erkek CEO'ların yüzde 84’ü önümüzdeki üç yıl içinde tam zamanlı ofis çalışmasına dönmeyi planlarken, kadın CEO'larda bu oran yüzde 78’de kalıyor. Bu eğilim, daha genç ve kadın liderlerin esnek çalışma modellerine daha açık olduğunu gösteriyor.
Küresel ekonomiye güven ve artan riskler
CEO'ların küresel ekonomiye duyduğu güven, geçtiğimiz on yıl içinde kayda değer bir düşüş gösterdi. 2015’te CEO’ların yüzde 93'ü ekonomiye güven duyduğunu belirtirken, bu oran günümüzde yüzde 72’ye gerilemiş durumda. Pandemi, enflasyon ve jeopolitik gerilimlerin iş dünyasına getirdiği belirsizliklerle birlikte, CEO'lar büyüme yolundaki zorluklara uyum sağlamak için yeni stratejiler geliştirmeye odaklanmış durumda.
KPMG Türkiye Kıdemli Ortak ve Türkiye Başkanı Murat Alsan, küresel ekonomide yaşanan dalgalanmaların CEO'lar üzerinde yarattığı baskıyı vurguluyor. CEO'ların yapay zekâya yatırım yaparak ve iş gücünü bu doğrultuda güçlendirerek sürdürülebilir büyümeyi hedeflediğini belirten Alsan, “Güçlü stratejiler geliştiren CEO'lar, hızla değişen dünyaya ayak uydurabilir ve uzun vadeli başarı sağlayabilir” diyor.
Çevresel risklere artan duyarlılık
KPMG’nin araştırmasına göre, CEO'ların gündeminde çevresel ve sosyal sorumluluk konuları öncelikli yer buluyor. 2024 yılına gelindiğinde CEO'ların neredeyse dörtte biri (yüzde 24), ESG (çevresel, sosyal, yönetişim) konularına uyum sağlayamamanın rekabette dezavantaja yol açacağını ifade ediyor. Aynı zamanda, CEO'ların yüzde 68'i sosyal veya siyasi açıdan tartışmalı bir konuda tavır alabileceklerini belirtiyor. Bu konuda genç liderler daha iddialı: 40-49 yaş grubundaki CEO'ların yüzde 43’ü, çevresel konularda kendilerini güvenle savunabileceklerini düşünüyor.
Yapay zekâ ve iş gücü hazırlığı
CEO'ların önemli bir kısmı, çalışanların yapay zekâdan tam anlamıyla faydalanabilmesi için doğru becerilere sahip olmadığını düşünüyor. Yapay zekânın iş gücüne entegrasyonuyla birlikte, CEO'ların yüzde 58’i giriş seviyesindeki roller için gereken becerilerin yeniden tanımlanması gerektiğine inanıyor. Çalışanların yapay zekâ çağında uyum sağlaması gerektiğini ifade eden CEO’lar, bu teknolojiyi iş süreçlerine entegre etme sürecinde etik zorlukların da giderek önem kazandığını vurguluyor.
Geleceğe yönelik stratejik adımlar
KPMG’nin araştırması, küresel CEO'ların, yapay zekâ ve çevresel sorumluluklar gibi alanlarda cesur yatırımlarla uzun vadeli sürdürülebilir büyümeyi hedeflediklerini ortaya koyuyor. Ekonomik belirsizlikler, artan riskler ve değişen çalışma dinamikleri CEO'ların stratejilerini etkilerken, günümüz liderleri hızlı adaptasyon, inovasyon ve çalışanlarına yatırım yapma yoluyla güçlü kalmaya devam ediyor.
Bu bulgular, iş dünyasının geleceğini şekillendirecek stratejik yönelimleri gösterirken, liderlerin küresel değişimlere karşı uyum sağlama yeteneklerinin de önemli bir rekabet avantajı olarak öne çıktığını gözler önüne seriyor.