ÜNİTE Edelman Kurumsal İtibardan Sorumlu Başkan Yardımcısı Ayşegül Kulu ve Yaratıcı Stratejiden Sorumlu Başkan Yardımcısı Cem Arıdağ: "Samimiyet, doğallık, tutarlılık ve elbette güven unsuru barındıran bir iletişim yaklaşımının, hem markalar için sürdürülebilir bir başarı hem de toplumun ihtiyaç duyduğu pozitif bir dönüşüm ortamı yaratacağına inanıyoruz." ÜNİTE Edelman Kurumsal İtibardan Sorumlu Başkan Yardımcısı Ayşegül Kulu ve Yaratıcı Stratejiden Sorumlu Başkan Yardımcısı Cem Arıdağ ile 2024 yılını, 2025 yılına dair öngörülerini ve gelecek planlarını konuştuk.
Ayşegül Kulu: İletişimciler olarak her zaman ülke ve dünya gerçekliklerini göz önünde bulundurarak planlama yapmamız gerekiyor. Son yıllarda olduğu gibi 2024’te de markalarımız için hareket alanımızı belirlerken gündemdeki ekonomik ve toplumsal gelişmelerle birlikte yakın coğrafyamızdaki hareketliliği de dikkate aldık.
Bununla birlikte, teknolojideki gelişmeler de iş yapış modellerimizi etkiliyor. Hatta son yıllarda etkileri gitgide artıyor. Dönüştürücü teknolojilerin yaşamımızda sağladığı katkıyla birlikte olumsuz etkilerini de gördüğümüz bir yıldı. Siber saldırılar, dezenformasyonda artış, yanlış bilginin doğru bilgiye göre özellikle sosyal medyada hızlı yayılımını ve itibara yönelik karalama kampanyalarını yoğun bir şekilde gözlemledik.
Biz bu zorlu yılda, bütünleşik bakış açımızla markalarımız için iletişim stratejileri geliştirme ve çözüm üretme odağımızı koruduk. Güven iletişimine odaklandık. Kurumsal itibarı korumaya yönelik platformlara yöneldik. Hızla değişim gösteren iletişim ortamında ve medya dinamiklerinde uzun dönemli stratejimizi korurken; gündemdeki gelişmelere bağlı dönemsel proje fikirleri de geliştirdik. Yenilikçi mecralarda proje fikirleri de uyguladık.
2024 için toplumun iş dünyasından beklentilerinin artması ve sosyal konularda harekete geçmelerini beklemesiyle bir önemli kavramımız da ‘sosyal liderlik’ oldu. İş alanında sağlanan başarının yanı sıra ‘sosyal liderlik’ öne çıktı. Markalarımızla sosyal amaçlarını bulmaları, stratejilerini geliştirmelerini ve gelişime öncülük etmelerinde ortak hareket ettik.
Cem Arıdağ: 2025 yılında da "güven" unsurunun iletişim dünyasında ön planda olacağını söyleyebiliriz. Gelişmeye devam eden teknoloji, hiper kişiselleştirme ile ulaşılan hedef kitle, veriye dayalı iletişim yaklaşımları gibi konuları yine sıkça konuşacağız. Ancak bu gelişmeleri iş yapış biçimlerimize entegre ederken, etik açıdan yükselen tüketici beklentilerinin farkında olmalıyız. Toplumun yalnızca genç değil, daha olgun kesimlerinin de markalardan sosyal fayda odaklı aksiyonlar beklediğini gözlemliyoruz. Bu beklentileri karşılamak, markalar için artık bir tercih değil, bir zorunluluk haline geldi.
İnovatif bakış açısını "güven veren marka" unsuruyla birleştirmek her zamankinden daha hayati bir önem taşıyor. Toplumsal hassasiyetlere saygı göstermek ve kültürel değerlere sahip çıkmak önemli olmaya devam edecek. Ancak, politik doğruculuğun iletişim dünyasındaki rolü son dönemde tartışmalı bir hale geldi. Dozu iyi ayarlanamamış bir politik doğruculuğun tüketici nezdinde "samimiyetsizlik" algısını tetiklediğini görüyoruz. Bu nedenle, markaların toplumsal konularda duruş sergilerken iletişimlerinde samimiyet ve tutarlılığı korumaları her zamankinden daha kritik.
Münhasır temsilcisi olduğumuz Edelman’ın her yıl yayımlanan Trust Barometer raporu, bu bakış açısını destekleyen kapsamlı veriler sunuyor. Biz de ÜNİTE Edelman olarak, "güven"i, iletişim stratejilerimizin merkezine yerleştirmeye devam edeceğiz. Samimiyet, doğallık, tutarlılık ve elbette güven unsuru barındıran bir iletişim yaklaşımının, hem markalar için sürdürülebilir bir başarı hem de toplumun ihtiyaç duyduğu pozitif bir dönüşüm ortamı yaratacağına inanıyoruz.