Excel İletişim ve Algı Yönetimi CEO'su Burçak Taşkın Yurdakul: "2024 bizim daha verimli çalışma sistemleri yarattığımız, ağırlıklarımızdan kurtulduğumuz ve geleceğin iş modellerine evirdiğimiz bir yıl oldu." Excel İletişim ve Algı Yönetimi CEO'su Burçak Taşkın Yurdakul ile 2024 yılını, 2025 yılına dair öngörülerini ve gelecek planlarını konuştuk.
Sürecin içindeyken fark etmiyoruz belki ancak geriye dönüp geçtiğimiz yıl ve öncesine baktığımda, evrim sürecine benzer bir dönüşüm yaşadığımızı düşünüyorum. Bu süreci tıpkı canlıların evrim sürecinde olduğu gibi uyum, seçilim ve ilerleme olarak özetleyebilirim.
Uyum sağlama, insanoğlunu binlerce yıldır hayatta tutan en önemli yeteneklerden biri oldu. Teknolojik imkanların arttığı ve ekonomik zorlukların yaşandığı bu süreçte adaptasyon yeteneğimizin bizi iş hayatında tuttuğunu daha önce de ifade etmiştim. Teknolojinin hızına yetişmeyi bir hayatta kalma çabası olmaktan kurtarıp, yeniliğe olan merak olarak konumlamak bize bu dönüşüm için daha hızlı adaptasyon olanağı sağladı.
Seçilim bu sürecin olmazsa olmazlarından. Bu hem iş süreçlerimize hem de düşünce sistemimize yansıdı. Olmazsa ne olur? sorusunu kendimize daha fazla sorar olduk. Doğal seleksiyon; değişime ayak uyduramayan alışkanlıkları, sistemleri, düşünce yapılarını aramızdan ayırdı. Örneğin, pandemi döneminde başlayan uzaktan çalışma alışkanlığımızı bazı iş arkadaşlarımız için kalıcı hale getirirken bazıları için de hibrit modeller uyguluyoruz.
İlerlemenin anahtarı ise verimlilik oldu. Tutkulu bir iş yapış modelimiz var; bazen küçük bir detay için günlerce, saatlerce çalışırız. Ancak artık verimliliği çok daha fazla sorgulamaya başladık. Bunu işgücü verimliliğinden sistem ve müşteri verimliliğine kadar pek çok alanda takip ediyoruz. İletişim bütçelerinin kısıtlanması, iş süreçlerinde de verimliliğe odaklanmamız gereğini doğurdu, bizi daha az kaynakla daha fazla etki üretmeye yönlendirdi.
Özetlemem gerekirse 2024 bizim daha verimli çalışma sistemleri yarattığımız, ağırlıklarımızdan kurtulduğumuz ve geleceğin iş modellerine evirdiğimiz bir yıl oldu.
Gerçekleri unutmadan gelişmelere pozitif ve iyimser bakıyoruz. "Gerçekçi iyimserlik" bu süreçte bize kılavuz olan kavram diyebilirim. Biz de herkes gibi finansal zorlukların devam edeceği bir 2025 olacağını öngörüyoruz. Fiyatlama davranışlarının biraz daha yerine oturmasını bununla birlikte kalite algısı ve değer algısının önemli olacağı düşüncesindeyiz.
Çeşitlenen izleme alışkanlıkları sebebiyle dijital medya tercihlerinde bir artış öngörüyoruz. Markalar geleneksel medya araçları yerine influencer'lar ve içerik üreticilerini daha fazla tercih edecek. Her şeyin üzerinde bir de yapay zeka konusu var. Her alana etki edeceğini düşündüğümüz bu konuda adaptasyon yeteneğimizi sonuna kadar kullanmamız gereken gelişmeler yaşanacak. Kişiselleştirilmiş tüketici deneyimlerinden iş yapış süreçlerine kadar pek çok yerde yapay zekanın etkilerini hissedeceğiz. Yapay zekâ destekli araçlar ve veri odaklı stratejiler daha da ön plana çıkacak. Bu gelişmelerin insan kaynağına yansıyacağını da düşünüyoruz. Artık pazarlama profesyonellerinin daha fazla analitik becerilere sahip olması, yapay zeka destekli asistanlarla verimliliğini artırması gerekecek.
Bunların yanında veri sahipliği, veri güvenliği ve veri kalitesi gibi konular, pazarlamada önemli çalışma alanları haline gelecek. Özetleyecek olursak 2025'te veri ve verimliliğe dayalı bir stratejimiz var diyebilirim.