Hayır bu yazıyı ChatGPT yazmadı

Hill&Knowlton Strategies Medya İlişkileri Direktörü, İletişim Danışmanı Mete Gürkan: "Ama yazabilirdi de. Belki benden de iyi yazardı. Ya da belki daha iyi yazamazdı. Duygu katamaz, ironileri anlayamazdı belki. Ya da belki verileri öyle analiz ederdi ki, usta işi bir yazı ortaya çıkardı. Yoksa benim köşemi benden alır mıydı. Ya da benim harika bir asistanım mı olurdu. Bu soruların cevabı gibi belirsiz ChatGPT neler getirecek, neler götürecek konusu. Şimdilik belki de en iyisi bu teknolojinin keyfini yaşayabilmekte biraz da. Belki de bir dönüşümü hep birlikte, hem de farkında olarak yaşıyoruz."

Teknoloji sitesi Futurism'in şef editörü Jon Christian, ChatGPT ile ilgili çok ilginç bir deney yaptı. Christian, ChatGPT’ye oldukça ürkütücü bir hikâye yazdırdı. Christian’in ChatGPT'den isteği, yapay zekâ nedeniyle işinden olan sanatçı ve yazarların açlıktan öldüğü bir hikaye yazması idi. ChatGPT, dakikalar içinde bu isteği yerine getiriverdi. ChatGPT’nin yazdığı öyküde, yazar ve sanatçılar artık temel ihtiyaçlarını bile karşılamakta zorlanıyordu. Ama sonuç hep başarısızlık oluyordu. Öyküde şu satırlar vardı: "Çoğu yazarın ve sanatçının durumu dehşet vericiydi. Sokaklarda yatmak zorunda kalmışlardı. Artık onların yeteneklerine ihtiyaç duymayan bir dünyada hayatta kalma mücadelesi veriyorlardı". 

ChatGPT, adeta bir distopya yazıyordu. Öykünün, son satırları ise şöyleydi: 

“Nihayetinde, yapay zekânın edebiyat ve sanat camiasını ele geçirmesinin ne denli trajik ve yıkıcı olduğu anlaşılıyordu. Sayısız sanatçı artık onlara yer olmayan bir dünyada hayatta kalmakta bile zorlanır olmuştu”

Bu sefer tam da hayatlarımıza, günlük rutinlerimize dokunan bir teknoloji
Pandemi dönemi nasıl içimiz dışımız Metaverse olduysa, son dönemde de ChatGPT. Ama bu sefer biraz daha farklı, çünkü hayatlarımıza, zevklerimize, alışkanlıklarımıza, işlerimize birebir dokunan bir şeyle karşı karşıyayız bu sefer. Daha çok gündelik hayatlarımıza dokunan. 

Tam anlamıyla ChatGPT fırtınası esiyor. Şu kesin, ChatGPT kısa süre içinde büyük bir etki yarattı. Teknolojiyle hiç ilgisi olmayanların bile bir anda ilgi odağı haline geldi.  Öyle ki, ChatGPT geçtiğimiz Ocak ayının sonunda, aylık 100 milyon aktif kullanıcıya ulaşarak tüm zamanların rekorunu kırıyor ve Instagram, Spotify, TikTok gibi sosyal medya devlerini geride bırakıyordu. Peki, ChatGPT bunu nasıl başarıyor? ChatGPT istekleri anlayabilen, buna uygun yazılı metinler üretebilen bir yapay zekâ sohbet botu. Becerileri ile akademisyenleri ve kullanıcıları şaşırtıyor. ChatGPT, yazarlar, çevirmenler, araştırmacılar, ya da yaratıcı fikirlerin ön planda olduğu işleri yapanlar tarafından kullanılmaya başlandı.

Örneğin ChatGPT teknolojisini kullanarak şiir veya şarkı sözü yazabiliyorsunuz. Şiirinizin kafiyeli olmasını isteyebiliyorsunuz. Şiirin belli akıma bağlı ve tarz ile yazılmasını isteyebiliyorsunuz. Aynı şekilde çeviri, roman, öykü, deneme, mektup, dilekçe, hatta köşe yazısı yazdırabiliyorsunuz. Hem akademik makaleler, hem de edebi metinler, ne isterseniz. 

Gittikçe daha da “İnsanlaşıyor” mu
ChatGPT bir saniyede milyarlarca kelimeyi işlemden geçirebiliyor. Her seferinde, bir cümlede bir sonraki kelimenin ne olacağını tahmin etmekte gün geçtikçe ustalaşıyor. Üstelik yapay zekâ durağan bir teknoloji değil,esasında insanla birlikte gelişen bir şey.  Örneğin, benzer konularda yazdığı değişik makaleleri insan yapay zekâ eğitmenleri değerlendiriyor ve hangisini beğendiklerini sisteme giriyorlar. İnsanların geri bildirimlerinden yola çıkarak pekiştirme yöntemi ile öğreniyor. Her seferinde yanlışlarından yola çıkarak daha iyi oluyor. Gitgide belki de daha da insanlaşıyor. Bir avantajı da neredeyse her dilde kullanabilmesi. Türkçe’yi kullanma becerisi de ilgi çekici. Tabii  İngilizce olarak çok daha üst düzey beceriler sunabildlği de bir gerçek. 

Peki ChatGPT, neleri değiştirecek. Değiştirebilecek mi. Değişim yaratacaksa bu iyiye mi kötüye mi doğru olacak. Yoksa bu işin bir siyahı beyazı, hem siyahı, hem beyazı hem de grileri olan bir şey mi. Gelin bunlar üstüne bazı tartışmaları biraz açalım.

Yapay zekâ ideolojik bağımsız olabilecek mi?
ChatGPT ve genel olarak yapay zekâ acaba kendisine sunulan ideolojik çerçeveyle sınırlı mı kalacak. ChatGPT, bir kesimin daha çok kullandığı bir şey mi olacak? Farklı bakış açılarına, anlayışlara kapısını kapatacak mı? Şu an yapay zekâ, esasında halen tam anlamıyla düşünen bir makine değil. Yapay zekâ, kendisine sunulan verileri kullanarak ya da algoritmasının çizdiği çerçeve içinde değerlendirerek sorulara yanıt veren bir bot. 

Yeni iş gücü ChatGPT mi?
ChatGPT, çok gelişti, daha da gelişecek. Eskiden beri zaten, bir gün yapay zekâ, insan iş gücünün yerini alır mı endişesi zaten vardı. Şimdi ChatGPT ile bu distopya gerçek olabilir korkusu büyük. Dünya hatta, ChatGPT’nin hangi iş kollarının yerini doldurabileceğini tartışıyor bile.

Bu noktada geçtiğimiz aylarda Financial Times’ın Genel Yayın Yönetmenini gazetede yazdığı bir makalesinde yazdıkları önemli: “Financial Times, 130 yılı aşkın tarihinde en yüksek gazetecilik standartlarını korudu. Bu gazetenin genel yayın yönetmeni olarak benim için ürettiğimiz kaliteli haberciliğe okuyucuların güveninden daha fazla önemsediğim hiçbir şey yok. Kalite her şeyden önce doğruluk demektir. Aynı zamanda adalet ve şeffaflık anlamına gelir. Bu nedenle, haber merkezinde üretken yapay zekânın kullanımına ilişkin mevcut tartışmalar da sürüyor”. Yani Financial Times gazeteciliği, alanlarındaki en iyi gazeteciler tarafından yapılmaya devam edecek deniyor. Ama yapay zekâyı da kesinlikle reddedilmediği özellikle ifade ediliyor. 

Soru sorma kültürümüz de evrimleşecek mi?
Alınan cevapların kalitesini belirleyen temel faktör, sorulan sorulardır. O soruların niteliğidir. Doğru soru sormak da bir sanattır. Onun da bir matematiği  vardı. Aynı doğru cevap vermek gibi karmaşıktır. Yapay zekâdan daha üretken ve daha doğru çözümler isteniyorsa belki de ilk işimiz, daha iyi soru sormayı bilmek olacak. Evet, yapay zekâ soru sorma kültürümüzü dönüştürebilir.  bireyler yetiştirmek olmalı.

Yapay zekâ ironileri veya şakaları anlayabilir mi?
Dünyaca tanınan felsefeci Zizek’e göre, hayır, hiçbir zaman anlamayacak. Bir yazıdaki Fuck kelimesinin mesela bir küfür mü, bir sevgi cümlesi mi, bir abartı mı, bir ironi, bir şaka mı olduğu, bunu hiç anlamayacak diyor en basit örnekle. Şimdilik düşününce evet yapay zekâ bu yetkinliği elde etmesi zor görünüyor. Ama kimbilir diye de geçirmiyor değil insan içinden. Ya bunları da anlayabilirse?

Doğru ile yanlışın birbirine karıştığı bir kaos mu?
ChatGPT, yanlış cevap verebiliyor tabii ki. Bazen hatta soruları yanlış anlıyor. Karmaşık matematik problemlerinin yapısını anlayamayabiliyor. Taradığı kaynakların çoğu aranılan konuda doğru bilgi içeriyorsa, ürettiği cevap da doğru oluyor, ama doğru cevap her zaman garantili mi, hayır değil. Üstelik kaynaklarını belirtmediği içinde kontrol imkânı çok kısıtlı. 

Yapay zekâ kötülerin eline geçerse?
Evet dünya üstündeki her şey gibi, her teknoloji gibi, geçebilir. Bunu önlemek çok zor. O büyük veri okyanusunda, ırkçıların, cinsiyetçilerin, faşistlerin, dinsel fanatiklerin de kurduğu, ürettiği veya sanal aleme bıraktığı sayısız yanlış bilgi var. Bunun için evet filtreleme çalışmaları yürütülüyor. Ama bu filtreleri de yapanlar insan tabii. Geçen aylarda okuduğum bir haberde şu yazıyordu. Kenya’da bir dizi düşük ücretli çalışan; ChatGPT için çalışıyormuş ve cinsel istismar,  cinayet, intihar, işkence, kendine zarar verme ve ensest gibi kötücül içerikleri olan siteleri işaretlemeye çalışıyorlarmış. Proje vaktinden önce sona ermiş, çünkü çalışanlar maruz kaldıkları yazılardan ciddi bir psikolojik zarar görmüş. Diğer yandan ise bu filtrelerin sansüre neden olabileceği diye de bir görüş var. 

Yapay zekâ sanat-edebiyat alanını nasıl etkileyecek?
Bu yıl Amazon‘un Kindle mağazasında Şubat ayı ortasından itibaren ChatGPT‘yi yazar veya ortak yazar olarak listeleyen 200’den fazla e-kitap yer aldığı belirtiliyor. Bu sayı her geçen gün artıyor, bu kitaplar satın da alınıyor. Bazı yazarlar bunun gerçekten endişelenmemiz gereken bir şey olduğunu söylüyor. Bu durum yapay zekâ ile intihal yapılması, yani orijinal olmayan içeriklerin kullanılmasının yolunu da açıyor. OpenAI,  geçtiğimiz aylarda yapay zekâ tarafından yazılmış metinleri belirlemek için bir araç yayınladı. Bu araç, belirli bir metin parçasının insanlar tarafından mı yoksa bir yapay zekâ oluşturucu tarafından mı yazıldığını anlamaya çalışıyor.

İntihallere sebep olacak mı?
New York Times’da, dördüncü sınıfların (9-10 yaş) ve sekizinci sınıfların (13-14 yaş) verilen belli konular üzerine yazdıkları kompozisyonlarla, ChatGPT’nin aynı konu hakkında yazdıklarının karşılaştırıldığı bir haber dosyası yayınlandı. Öğretmenlerin, eğitim bilimcilerin ve yazarların jüriliğine başvurulan bu haberde, iki tarafın yazdıkları arasında çok çok ince farklar olduğu görüldü. Bazı durumlarda, tecrübeli sınıf öğretmenlerinin bile ayıramadığı farklardı bunlar. Üniversiteler ve akademisyenler bu konuyu tartışıyor. Konuyu intihal olasılığı üstünden tartışanlar da var. 

Wikipedia da eğitimi, öğretmenliği bitirecek deniyordu
Yine ilginç bir görüş şöyle, Hollanda’nın NRC gazetesinin konu hakkındaki analizinde, VU Amsterdam’dan (Vrije Universiteit Amsterdam)  eğitim bilimci Felienne Hermans’ın görüşlerine başvurulmuş. Hermans, bilgisayar bilimleri üzerine uzman olan ve bir yandan bir ortaokulda da ders veriyor. Hermans’a göre, ChatGPT hakkında duyulan huzursuzluk yersiz. Diyor ki, program akıllı bir papağandan başka bir şey değil. Bir öğretmenin yerini hayatta tutamaz. Öğrencileri de iç, boş kabuklara dönüştürmeyecek. Hermans bilgisayarın, eğitimi ele geçirme meselesinin eğitim kadar eski olduğunu da söylüyor. “İnsanlar Wikipedia hakkında aynı telaşa kapıldı; hesap makinesi hakkında da. E ne oldu, sonunda ele geçirdiler mi her şeyi”. Evet, üstünde düşünülmesi gereken mantıklı önermeler. 

Hermans’ın esas şu sözleri çok iyi özetliyor dediklerini: “Eğitim, bilgiden ve öğrenmeden fazlasıdır. Eğitim, öğrencilerle kurduğun ilişkidir. Onları nasıl motive ettiğin ve merakını nasıl beslediğindir. ChatGPT bunun yerini alamaz.”

Şu kesin, CHatGPT üstüne daha çok konuşacağız, daha çok tartışacağız. Daha çok merak edecek, daha çok öğrenecek, belki daha çok kızacağız.Bir de şunu hiç unutmayalım. İnsan içinde yaşadığı zamanda, çağın değiştiğini tam anlamıyla her zaman fark etmez. Ateş bulunduğunda, tekerlek ya da matbaa icat edildiğinde o insanlar her şeyin bu kadar değişebileceğinin bilincinde miydi. Ya da internet, Google, sosyal medya ilk çıktığında.

Şu an söylemek için çok erken hâlâ. Büyük bir değişimin kıyısında duruyor olabiliriz. Ya da kısıtlı etkileri olacak bir dönüşüm bu sadece.

Hımm, hadi bunu ChatGPT’ye soralım. 

Soru: ChatGPT, sence sen neleri değiştireceksin. Bize harika bir asistan mı olacaksınız, yoksa bu kriz ortamında bir de bizi işsiz mi bırakacaksın?

ChatGPT: “Daha güzel bir geleceği, hep birlikte kurmayı mı denesek. Başarabiliriz bence”

Kariyer
Sosyal Medyayı Kadınlar mı, Erkekler mi Daha Etkin Kullanıyor?

Geçtiğimiz günlerde onuncu yılını tamamlayan Facebook’un  bugün 1,23 milyar aylık aktif kullanıcısı mevcut. Dünya çapında 37 ofis ve 6 binden fazla da [...]

Bunlar İlginizi Çekebilir