• Pazarlamasyon TV
  • Etkinlikler
  • Trend Raporları
  • Akademi
  • Kariyer
  • Prime
Created with Sketch.
  • Marketing Meetup
  • MarTech Awards
  • The Hammers Awards
  • Tech Brands 2020
Prime'a Giriş Yap Prime'a Kayıt Ol
  • Pazarlamasyon TV
  • Prime’ı Keşfet
  • Akademi
  • Kariyer
  • Trend Raporları
  • İlan Ver
facebook twitter linkedin whatsapp mail

Google Çalışanları, Şirketin Polise Teknoloji Satmayı Durdurmasını Talep Ediyor

Cemre Üçhisarlı / 23 Haziran 2020
facebook twitter

ABD’de George Floyd’un polis şiddeti ile öldürülmesi üzerine polise karşı tepkiler ve protestolar devam ediyor.

Daha önce sizlerle Amazon, IBM ve Microsoft gibi büyük şirketlerin ABD polisine hizmet ve ürün satmayı durdurma kararı aldıklarını paylaşmıştık. Google çalışanları da benzer bir kararın kendi şirketlerinde de alınmasını talep ediyorlar.

1.600’den fazla Google çalışanı, şirketin teknolojisini polise satmayı bırakmasını talep eden bir dilekçe imzaladı. Dilekçe doğrudan şirketin CEO Sundar Pichai’ye hitap ediyor ve Google’ı süregelen ırkçılıktan kar etmek ile suçluyor.

Google’da yayınlanan mektupta, “Google’ın ırkçılığın ortadan kaldırılmasına yardımcı olmak için gerçek adımlar atmasını istiyoruz” diyor ve mektubu imzalayanların Siyahilerin yaşamlarının önemli olduğunu somut olarak göstermek istedikleri belirtiliyor.

Çalışanlar Google’ın yaşananlar karşısındaki duruşuna ve Google’ın G Suite’inin New York’taki Clarkstown Polis Departmanı tarafından kullanılmasına atıfta bulundu ve ayrıca şirketin dolaylı yoldan ırkçı politikalara bağışta bulunduğunu belirtti.

Mektup, “George Floyd’un boynundaki izde sorumluluğu olan kurumların daha da etkili olmalarına neden yardımcı oluyoruz?” sorusuyla bitiyor.

YÖRSAN’ın İflası Kabul Edildi
YÖRSAN’ın İflası Kabul Edildi

2018’de konkordato isteyen ve geçtiğimiz yıl kayyum atanan süt ürünleri üreticisi YÖRSAN’ın iflası resmi olarak kabul edildi. Konkordato ilanında dava dilekçesine göre, ekonomide yaşanan genel sıkıntıların şirketin mali yapısını olumsuz […]

comment 0
share
Etiketler
Google + microsoft

Reader Interactions

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Marka da Semt de Bizim: Asırlık Yerel Markalar

Erkan Mert Özoğul / 03 Ağustos 2020
facebook twitter
Marka da Semt de Bizim: Asırlık Yerel Markalar Hepimiz Coca Cola’nın mucizevi pazarlama taktiklerini, Starbucks’ın kahve gibi basit bir içeceği nasıl komplike bir deneyim hâline getirdiğini, Unilever’in birbirinden çok farklı alanlarda nasıl bunca popüler marka çıkardığını birbirimize anlatıp dururuz. Peki, her başarılı marka küresel olmak zorunda mı? Günümüzde faaliyete devam eden yerel markalar söz konusu olduğunda bu işletmelerin gücünü biraz küçümsemiyor muyuz? Kimisi babadan oğula, kimisi damlaya damlaya göl olan yatırımlarla kurulmuş bu yerel alâmetifârikaların başarı öykülerine birlikte bakmaya ne dersiniz? Koska Helvacısı İster kahvaltıda ister balığın üstüne mideyi rahatlatmada olsun, tahinin o yoğun, yumuşak ve tatlı lezzetine hangimiz karşı koyabilir? Tahin helvası söz konusu olunca da aklımıza gelen ilk marka kuşkusuz ki Koska oluyor. Helva her ne kadar adını bir İstanbul semtinden alsa da kökü Denizli’ye uzanıyor. 20. yüzyılın başında bu Ege kentinde bir helvacı dükkânı açan Hacı Emin Bey, maharetini çocuklarına da aktarmış. Oğlu Halil İbrahim Adil Dindar’ın oğullarıyla birlikte 1931’de İstanbul’a taşınıp baba mesleğini Koska semtindeki dükkânında sürdürmesiyle, Koska Helva’nın markalaşma süreci de başlar. Helvalar o denli lezzetlidir ki ünü hızla yayılır ve Koska Helvacısı olarak tanınır ve sonunda marka tescillenir. Bundan 43 yıl önce Topkapı’daki fabrikasında helvanın yanında reçel, koz helva ve lokum üretimine de başlayan firma, 1983’te Nevzat ve Mümtaz Dindar kardeşlerin diğerlerinden ayrılarak Merter’de inşa ettirdikleri tesiste yoluna devam eder. Şirketin günümüzdeki yöneticileri olan ailenin dördüncü kuşağı ise üretim- yerini 1998 yılında Avcılar’a taşımıştır. Koska Helva bugün 100 yılı aşkın tarihi ve lezzetiyle yerel markalar arasında yerini aldı ve 22 bin metrekarelik kapalı alanda seri üretim hâlinde üretilmiyor. koska helvacisi Hamidiye Su “Su” deyip geçmek olur mu? Hayatın kaynağı olan bu sıvının kalitesi, doğal olarak bir asırdan fazla süre önce de önemliydi ve hatta markalaşmıştı bile! Dönemin padişahı II. Abdülhamit’in emriyle, 119 yıl önce kurulan komisyon, Kırkçeşme semtinin doğusunda ve Kemerburgaz’ın güneydoğusundaki kaynak sularını toplamış ve bu suların toplandığı yeri demir kapılarla kilitleyerek kirlenmesini önlemişti. 20. yüzyılın başında tamamlanan bu tesisten İstanbul’a içme suyu verilen ilk günde ise takvimler 26 Mayıs 1902 gününü gösteriyordu. Osmanlı topraklarında ilk kez font borularla ulaştırılan su olan Hamidiye Su, hızlı kentleşmenin etkisiyle sokak sebilleri yerine, 1979 itibarıyla şişelenerek sunulmaya başlandı. Günümüzdeki sahibi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi olan markanın tam adı Hamidiye Kaynak Suları A.Ş.’dir. Hamidiye Su Tarihi Sarıyer Börekçisi Sarıyer’e gidildiğinde akla ilk gelen üç şeyden biri balık yemek, diğeri su muhallebisine dadanmak ise üçüncüsü meşhur Sarıyer böreğinden tatmaktır. Böreği bu kadar ünlü yapan mekân olan Tarihi Sarıyer Börekçisi’nin geçmişi 1895 yılına dek uzanıyor. Osmanlı İmparatorluğu döneminde de İstanbul’un önde gelen aile işletmelerinden olan bu dükkân, asırlık nâmını, hazırladığı nefis böreğin üzerine pudra şekeri dökmesiyle almış. Ne yazık ki aile işletmelerinde hiç de az görülmeyen yönetim istikrarsızlığı burayı da bulmuş. Borçlarını ödeyemeyen ailenin dördüncü nesli, şirketi başka bir işletmeciye satmış. Sariyer boregi Tarihi Kanlıca Yoğurdu Osmanlı İmparatorluğu ile Rus Çarlığı arasında geçen 93 Harbi’nde, Bulgaristan’dan İstanbul’un Beykoz ilçesine göçen Poyraz İbrahim Ağa, buradaki Kanlıca semtine yerleşir ve yoğurtçuluğa başlar. Her ne kadar yoğurt o dönem de Türk damak zevki için yemeklerin yanında bir vazgeçilmezse de İbrahim Ağa’nın üstüne pudra şekeri ekleyerek yoğurdu tatlı bir şekilde sunması, fark yarattı. Günümüze kadar devam eden bu hikâye bugün, ailenin beşinci kuşağının temsilcisi Muhammed Ali Sakkaf tarafından yazılıyor. Ürün bugün bal, reçel ve hatta dondurmayla bile servis ediliyor. Kanlica yogurdu Hacı Şakir Biraz da kuzey topraklarına uzanalım mı? Volga’da sabun ve mum üretmeye başlayan Hacı Ali Bey’in İstanbul’a göçüp Laleli’de yerleştiği evinin altında üretime devam etmesiyle başlayan Hacı Şakir markasının macerası, 1925’te bizzat Atatürk’ün imzaladığı belgeyle resmen tescillenmiş. Şirket, İstanbul Sanayi Odası’nın ilk, İstanbul Ticaret Odası’nın ise dokuzuncu üyesi olarak tarihe geçer. Dört kuşak boyunca aile tarafından yönetilen şirket, önce Maya Grubu’na, 1991 yılında ise Colgate-Palmolive şirketine satılmıştır. Haci Sakir sabun Vefa Bozacısı Bir tarafına Zeyrek’i, öbür tarafına Cibali’yi, diğer yanına ise Unkapanı’nı alan tarihi bir yerde, semtle bu kadar özdeşleşen bir yerel marka görmedik. Çoğu yerel marka gibi yine bir göç hikâyesiyle başlayan Vefa Bozacısı’nın serüveninde ilk adım, Hacı Sadık Bey’in 1870’te Prizren’den İstanbul’a gelmesiyle atılmış. Güçlü bir gözlem yeteneği olan bu zeki adam, sulu bir yapıya ve ekşi lezzete sahip bozanın popüler bir içecek olduğunu anlamış. Fakat diğer bozacıların arasından sıyrılıp rekabet edebilmek için daha koyu kıvamda, sarı renkte ve farklı bir mayalanma tekniğiyle yeni bir boza üretmiş. Kış ayları boyunca sırtındaki güğümde bozasını satan Hacı Sadık Bey, talep arttıkça girişimini geliştirmeyi denemiş ve böylece 1876’da bugünkü Vefa Bozacısı dükkânını açmış. Bu dükkân, aynı zamanda dünyanın ilk ticari boza işletmesi unvanını almış. İçecek öyle meşhur olmuş ki aile bozanın kalitesini korumak için belli standartlar getirmiş ve kuşaktan kuşağa bu mahareti aktarmış. Vefa Bozacısı, ailenin dördüncü kuşak temsilcileriyle bugün de üretime devam ediyor. Vefa boza Sabuncakis Çiçek Sevgiyi göstermenin en güzel yollarından biri, her biri farklı bir anlam taşıyan çiçeklerdir. 1874’te Beyoğlu’nda açılan ilk dükkânla başlayan bu güzel öykünün mimarı ise Giritli İstavro Sabuncakis olmuş. Sabun üretim üzerine uzmanlaşan Sabuncakis, burada bir tesis de açmış. Daha sonra oğlu İstirati, Beyoğlu’na geldiğinde, büyük bir yangından çıkan semtte yeni bir pazar aramaya başlamış. Bu arayış süresince, Beyoğlu’mda birçok alanda farklı işletmeler olmasına karşın, doğal çiçek satışı yapan çok az yer olduğunu görmüş. Bu işletmelerden birinde işin püf noktalarını öğrenen oğul Sabuncakis, 1874 yılında ilk dükkânını açmış. Hâlen ailenin temsil ettiği ve önemli yerel markalar arasında kendine yer bulmuş firma; İstanbul, Ankara ve Antalya’da faaliyet gösteriyor. Sabuncakis Tarihi yerel markalar dediğimizde, bunların tamamını bu yazıya sığdırmak elbette mümkün değil. Kurukahveci Mahmet Efendi, Malatya Pazarı, Rebul Eczanesi, Kebapçı İskender, içli köftesiyle meşhur Sabırtaşı, Ali Muhiddin Hacı Bekir, Şekerci Cafer Erol, Güllüoğlu Baklavacısı, Selin Kolonyası ve daha nicelerini de hatırladığımızda, bu serinin ne kadar uzayabileceğini tahmin edersiniz. Küresel marka olamasalar da yerelliğin gücünü iyi kullanan ve bu topraklarla özdeşleşmiş bunca markanın zamana meydan okuyup ayakta kalmasının bile, işlerini ne denli iyi yaptıklarının başlı başına bir kanıtı olarak görüyorum. Peki sizin favoriniz olan tarihi yerel markalar hangileri? Örnekleri çoğaltıp diğer okurlarla paylaşmaya ne dersiniz?
Shell’den Sağlık Bakanlığı’na 5 Milyon TL Akaryakıt Desteği
Shell’den Sağlık Bakanlığı’na 5 Milyon TL Akaryakıt Desteği

Shell & Turcas, T.C. Sağlık Bakanlığı’nın Corona virüs (COVID-19) enfeksiyonu ile ülke çapında yürüttüğü yoğun mücadeleye destek olabilmek adına, mücadeleye katılan Bakanlık bünyesindeki sağlık çalışanları, ambulanslar ve diğer araçların kullanımı […]

comment 0
share
Etiketler
Google + microsoft

Fast Food Sektörü Bir Challenge ile Sağlık Çalışanları için Bir Araya Geldi

Cemre Üçhisarlı / 26 Mart 2020
facebook twitter
Fast Food Sektörü Bir Challenge ile Sağlık Çalışanları için Bir Araya Geldi

Burger King, dünyamızda ve ülkemizde yaşanan COVID-19 salgını sebebiyle gece gündüz demeden çalışan sağlık çalışanlarına yönelik sektörün büyük oyuncularına destek çağrısında bulundu. Diğer markalardan gelen yanıtlar ise bu günlerin birlikte aşılacağına dair örnek teşkil etti.

Burger King®, sosyal medya hesaplarından yaptığı çağrıyla “Bizim için gece gündüz çalışan sağlık çalışanlarımıza sonsuz teşekkürler! Yorgunluğunuzu bir nebze olsun dindirebilmek en büyük mutluluğumuz” diyerek sağlık çalışanlarına desteğini bir kez daha yineledi.

Burger King®’in #saglıkcalısanlarıicinyanyanayız etiketi ile “Biliyoruz ki siz de destek oluyorsunuz, gelin bu hareketi birlikte büyütelim!” diyerek sektörün önde gelen oyuncularına yaptığı çağrı büyük ilgi gördü. Sektör temsilcisi markalar ardı ardına sağlık çalışanlarına yönelik kampanyalar başlatarak bu çağrıya cevap verdi.

Sağlık çalışanlarına destek olmak amacıyla, ilk çağrıyı başlatan Burger King, Mc Donald’s’a sosyal medya üzerinden meydan okudu. Burger King’in bu çağrısına sessiz kalmayan Mc Donald’s da KFC’yi; KFC Dominos Pizza’yı; Domino’s Pizza ise Little Caesars’ı, Little Caesars ise Kahve Dünyası'nı, Kahve Dünyası ise Starbucks'ı hastanelerde sağlık çalışanlarını yalnız bırakmamaya davet etti.

https://www.instagram.com/p/B-K0bzUpR4r/?utm_source=ig_web_copy_link
https://www.instagram.com/p/B-K2iJwjC7p/?utm_source=ig_web_copy_link
https://www.instagram.com/p/B-MIRbMnTrv/?utm_source=ig_web_copy_link
https://www.instagram.com/p/B-MeUyegdhO/?utm_source=ig_web_copy_link
https://www.instagram.com/p/B-M_Ik5nwK4/?utm_source=ig_web_copy_link
Google Çalışanları, Şirketin Polise Teknoloji Satmayı Durdurmasını Talep Ediyor
Google Çalışanları, Şirketin Polise Teknoloji Satmayı Durdurmasını Talep Ediyor

ABD’de George Floyd’un polis şiddeti ile öldürülmesi üzerine polise karşı tepkiler ve protestolar devam ediyor. Daha önce sizlerle Amazon, IBM ve Microsoft gibi büyük şirketlerin ABD polisine hizmet ve ürün […]

comment 0
share
Etiketler
Google + microsoft

Salgın Döneminde Düşünceli Bir Marka Oluşturmak İçin 5 Strateji

Begüm Canbaz / 16 Eylül 2020
facebook twitter
Salgın Döneminde Düşünceli  Bir Marka Oluşturmak İçin 5 Strateji

Korona virüsün etkisi, kriz geçtikten sonra uzun süre hissedilecek gibi duruyor. Şu anda, birçok pazarlama çabası, tüketicilerin ne yapacaklarını bilmediğinden, durumun belirsizliğinden ya da markaların böylesine değişken bir ortamda para harcamaktan korkmalarından dolayı boşa gidiyor. Bununla beraber pandemi hali hazırda tüketici davranışlarını önemli ölçüde değiştirmiş durumda. İnsanların teknoloji, e-ticaret, canlı yayınlar, e-öğrenim, oyun ve online market alışverişi gibi birçok konuda alışkanlıkları değişti.

Startup Fortune'nun Kurucusu Mervik Haums TheNextWeb'de kaleme aldığı yazısında bir işletme sahibi olarak, pandemi sırasında pazarlama ve marka oluşturma söz konusu olduğunda bir düşünce değişikliğine ihtiyaç olduğunu söylüyor. Haums bu zamanların, müşterilerin neler yaşadıklarını anlamayı sağlayan farklı bir yaklaşım gerektirdiğini düşünüyor. İşletmelerin, müşterileriyle olan etkileşim biçimlerini değiştirmeleri gerektiğini dile getiriyor.

https://pazarlamasyon.com/en-onemli-40-pazarlama-turu/

Pandemi dönemini bir kriz dönemi olarak nitelendiren Haums'a göre kriz bir dayanıklılık testidir, bu nedenle hem kendinizin hem de şirketin enerjisini uzun vadeye yaymak gerekir. Bu nedenle marka oluşturmak için kullanacak stratejilerle enerjiyi zamana yayarak uzun vadede başarılı sonuçlar elde edilebilir.

Marka stratejisi oluşturma deneyimime dayanan aşağıdaki beş strateji ile, işletmenin nerede olduğunu daha iyi anlaşılır hale gelecek, böylece markanın pandemi krizi sırasında hayatta kalmasını ve büyümesini sağlamak için en iyi eylem planı oluşturulabilecek. Haums kriz döneminde başarılı ve anlayışlı bir marka olmak için gerekli 5 farklı strateji şöyle açıklıyor.

https://pazarlamasyon.com/tuketici-dijital-markalarla-yola-devam-edecek/

1. Pazarın Size Ne Söylediğini Dinleyin

İç ve dış çevreyi dikkatlice dinleyin ve düşünceli bir şekilde iletişim kurun. Pazarlamanın genel kurallarından biri, pazarla eşleşen bir mesaj vermektir. Geçmişte başarılı mesajlar verseniz bile, mevcut durum bu mesajı yeniden düşünmenizi gerekebilir. Pandemi nedeniyle ülkelerde ekonomik gerileme, seyahat kısıtlamaları devam ettiği için, sosyal mesafe kavramı büyük önem taşımakta. Bu nedenle markanın pazarlama mesajları da bu şeylere ilişkin farkındalığı yansıtmalıdır.

Mesajlar her marka için farklılık gösterse de, izleyicilere bu krizin atlatılacağına ve markanın toplumla birlikte ilerleyeceğine inanmaları için bir neden verilmelidir. Örneğin Ford'un ''Built to Lend a Hand'' reklam kampanyası, şirketin tüketicilerine ve misyonuna olan yüzyıllık bağlılığına dayandığını gösteriyor.

https://www.youtube.com/watch?v=D6EfgxjLv9s

2. Halkınıza Yardım Eli Uzatın

Koronavirüsün bize öğrettiği bir şey varsa, o da hepimizin birbirimizi düşünmesi ve toplumun iyiliği için birlikte hareket etmemiz gerektiğidir. İster küçük bir kasabada yerel bir işletme sahibi olun, ister binlerce üyesi olan çevrimiçi bir üyelik sitesi işletiyor olun, müşterilerinize kriz anında yardım etmeye istekli olduğunuzu bildirmek büyük önem taşır.

Çok fazla olmak zorunda değildir, ancak destek sunduğunuzu göstermek farklı yollar aramayı düşünmek gerekir. Belki ürün ve hizmetlerden bazıları ücretsiz olarak sunabilir ya da pandemiden daha kötü etkilenenlerin rahatlamasında büyük rol oynayan bir hayır kurumuna kârın büyük bir bölümünü bağışlayan bir promosyon yürütebilirsiniz. Bazen, diğer işletmelere yardım etme girişimi bile kendi işinizde büyük bir etki yaratabilir.

https://pazarlamasyon.com/mckinsey-perakendede-oyunun-kurallarini-degistiren-tuketici-davranislarini-arastirdi/

3. Müşteri Her Zaman Önce Gelir

Hepimiz bu küresel salgının sonuçlarıyla yüzleşiyoruz. Çoğu kötü olan bu sonuçlardan sürekli bahsetmek yapılması gereken en son şeydir. Her şeyden önce, müşterilerinize karşı onları hiç umursamıyormuş gibi muhtaç ve çaresiz görünmenizi sağlar. Ayrıca hali hazırda, müşterilerin endişelenmesi gereken kendi sorunları varken sizin durumunuz ne kadar önemlidir? Örneğin karınızın azalması hakkında konuşuyorsanız, bir aile üyesini virüs nedeniyle kaybeden biri için bunun herhangi bir önemi var mıdır? Sorumlu bir şekilde hareket etmeyen markalar, maalesef ki tüketicilerin tepkisiyle karşılaşacaktır.

https://pazarlamasyon.com/nike-dogrudan-tuketiciye-ulasmak-icin-9-perakendecisiyle-olan-iliskisini-kesti/

4. Doğruluk ve Dürüstlük Timsali Olun

Kriz dönemlerinde herkes konuşur. Birçoğu fikirlerini gerçeğe dayandırıyor olsa da, konu gerçeği aramaya geldiğinde genel halk kendi başının çaresine bakmak zorunda kalmaktadır. Bu nedenle şirket olarak daima dürüst ve etik pazarlama ve marka stratejileri uygulamak gerekir. Ayrıca kriz anında müşterilerilere net mesajlar vermek daha da önemlidir. Müşterilerin en savunmasız oldukları zamanlarda müşterilerinden yararlanan işletme olarak bilinmek istemezsiniz.

Örneğin, COVID'in başlangıcından bu yana, dünyada birçok vicdansız tüccar, kullanılmış yüz maskelerini toplamış, yıkamış ve sonra onları halka yeniden satmaya çalışmıştır. Bir marka olarak, asla insanlara bu tarzda satışlar yapmamalısınız.

5. Bir Umut Mesajı Verin

Kriz zamanlarında umut vermek pozitif enerji yaratmanın harika bir yoludur. Hepimiz bir şekilde bu virüsten etkileniyoruz ve hepimiz bir araya gelip birbirimizin arkasında olduğumuzu göstermeliyiz. Bu sayede insanlar her zaman onları nasıl hissettirdiğinizi hatırlayacaktır.

https://www.instagram.com/p/B_xmHIZAFd_/

Özellikle bu konu iş dünyasındaki liderler için önemlidir. Müşterilere ve genel kamuoyuna üzerinize düşeni yapmaya istekli olduğunu göstermek çok iyi bir fırsattır. Örneğin kot üreticisi Levi’s, Instagram Live'da günlük çevrimiçi konserler düzenleyerek evde sıkılmış insanları eğlendirmek için çaba sarf etmişti. Her gün saat 17: 01'de Levi's, Snoop Dogg, DaniLeigh ve Kali Uchis dahil olmak üzere marka temsilcilerinden birinin canlı performansını yayınlamıştır.


Evdeki Gürültü Seviyesine Göre İndirim Kazandıran Kampanya
Evdeki Gürültü Seviyesine Göre İndirim Kazandıran Kampanya

Virüs sonrası birçok çalışan evden çalışmaya başladı. Bazıları verimli çalışma koşullarını evde oluşturdu ancak bazıları için ev ofis kadar uygun bir ortam olmadı. Ses sistemleri üreticisi Bose, piyasaya sürdüğü gürültü […]

comment 0
share
Etiketler
Google + microsoft
Bültenimize Kaydolun
Prime Dünyasını Keşfet
Üye ol, Ayrıcalıklardan Yararlan
KEŞFET
Size haftada 2 kez en değerli gelişmeleri ücretsiz göndermek istiyoruz.
Haftalık bültenimize ücretsiz üye olun.

pazarlamasyon

Dijital nesile sunduğu kaliteli içerikler sayesinde sektörün en çok okunan online kaynağı olan Pazarlamasyon, pazarlamanın tüm bileşenleri, iş dünyası ve dijital dönüşüm konularında özgün ve fayda odaklı içerikler sunuyor.

facebook twitter instagram linked-in
  • Prime’ı Keşfet
  • İletişim
  • Hakkında
Ücretsiz Abonelik
  • Pazarlamasyon TV
  • Prime’ı Keşfet
  • Akademi
  • Kariyer
  • Marketing Meetup
  • Prime Üye Girişi
Created with Sketch.
×

Prime Giriş

Şifremi Unuttum

Şifreni mi unuttun?
| Giriş’e geri dön