Girişimcilerle Melek Yatırımcıları Buluşturamayan Yatırım Ağları

Türkiye’de herhangi bir konuda problemin kaynağına inmek epey zordur. Genelde sorunların üzeri örtülür. Bekleme yapmak istemeyiz. Sanki toplum olarak elimizde insanlığı kurtaracak ve bu yüzden acilen bitmesi gereken bir iş varmış gibi araya hiçbir meşguliyet sokmayız.

Meselelerin üzerine gitmektense olduğu kadarıyla idare etmeye çalışırız. Sıkıştığımızda sektör veya olay fark etmeksizin “hallederiz”ci anlayış devreye girer.

Peki neden böyleyiz?

Sorunun yanıtı yaklaşık 100 yıllık bir bilimsel tahlil gerektirdiğinden şimdilik bu soruyu geçmek istiyorum. Bunun yerine soru üzerinde biraz oynayıp farklı bir bakış açısıyla meseleyi değerlendirmenin daha faydalı olacağı kanaatindeyim.

Hep böyle mi gidecek?

images

Hayır hep böyle gitmeyecek.

Sektör fark etmeksizin cevabım bu kadar net.

Çünkü Türkiye, global pazarda markaların en sevdiği lokasyonlardan biri. Çünkü Türkiye fazlasıyla tüketiyor. Çünkü Türkiye halen yeni nesil medya ve iletişim konusunda dışa bağımlı. Çünkü Türkiye inovasyon ve girişimcilik hususunda yolun başında.

Tüm bunlara rağmen hep böyle gitmeyecek. İstesek de istemesek de değişeceğiz. Ki bu süreç çoktandır başladı. Özellikle son 5 yılda toplumdaki girişimci ruh iyiden iyiye ortaya çıktı. Mükemmel veya vasat olmasına bakılmadan her girişime değer verildi. Değer verilen girişimlerden yola devam edecek gibi olanlar devletin sağladığı destek paketleri ve AB fonlarıyla yola devam etmeye çalıştı.

Nafile…

Türkiye’deki girişimler sermaye desteğine rağmen gerekli sıçrayışı yakalayamadı. Bunun birkaç nedeni var.

Bunlar;

  • Türkiye’de girişimciler, kendini garantiye almak amacıyla geleneksel sektörlere yönelmektedir.
  • Katma değeri yüksek, teknolojik ve inovatif projeler zaman, sermaye ve emek istediği için devlet destekli fonlar, bu tarz projeleri fonlamak konusunda yetersiz kalmaktadır.
  • Fikrin stratejik planının yapılmaması
  • Mentörlük kültürünün Türkiye ekonomisinde henüz yer bulamaması
  • Markalaşmaya önem verilmemesi

Bütün bu olumsuzluklar sonucunda girişimci / melek yatırımcı ağları doğdu. Bu ağların amacı yukarıdaki sorunları gidermekti. Fakat sonradan bu ağlar misyonunu yerine getiremedi ve girişimciye beklenen enerjiyi sağlayamadı.

Evet, başlarda bu ağlar sayesinde girişimciler geleneksel sektörleri terk ederek veya geleneksele yeni bir anlayış getirerek teknolojik ve inovatif proje(ler) ürettiler. Diğer yandan stratejik planlamaya ve markalaşmaya da önem verdiler. Lakin sonra bir şey oldu ve sermaye, mentörlük, markalaşma süreçlerindeki eksikleri gideren bu ağlar daha büyük bir problemin doğmasına neden oldu.

Melek yatırımcılar tarafından desteklenen girişimler, emeklemesi gerekirken koşan markalara dönüştü. Ardından büyük yatırımlara rağmen birçoğu tek tek battı.

Çünkü melek yatırımcılar projenin büyük hissesini satın alıp, girişimin ruhunu öldürdüler. Girişimin ruhu AR – GE’dir. Bir girişim yerinde sayıyorsa değer kaybediyor anlamına gelir. Girişimin kendini yenilemesi için stratejik planlama ve markalaşma kadar AR – GE’nin de fonlanması gerekmektedir. Fakat yatırımlarıyla ünlü nice melek yatırımcı veya melek yatırımcı ağı, ellerindeki PR, sermaye ve bilgiye rağmen Türk girişimcilerinin beklediği desteği sağlayamadı.

Ümidinizi kesmeyin.

İnovasyona odaklanın, globali takip edin ve bir sonraki adımı tahmin edin. Yani girişimci yönünüzü faal tutun.

Başta belirttiğim gibi, hep böyle gitmeyecek…

Hatta aldığım bir duyuma göre girişimcileri desteklemek amacıyla kurulan melek yatırımcı ağlarına yakın zamanda bir yenisinin eklenecek. Bu haberi de hazır yeri gelmişken aktarmış olayım.

Unutmayın ki işler girişimci için genelde kötü gider ama siz “hep böyle gitmeyeceke odaklanın gerisi bir şekilde hallolur. Hem zaten girişimci olmak bunu gerektirir.

Kariyer
Sosyal Medyayı Kadınlar mı, Erkekler mi Daha Etkin Kullanıyor?

Geçtiğimiz günlerde onuncu yılını tamamlayan Facebook’un  bugün 1,23 milyar aylık aktif kullanıcısı mevcut. Dünya çapında 37 ofis ve 6 binden fazla da [...]

Bunlar İlginizi Çekebilir