Google'ın kurucu ortağı Sergey Brin’in Gemini çalışanlarına yönelik iç yazışmasında dile getirdiği "Haftada 60 saat çalışmak en verimli nokta" görüşü, iş dünyasında tartışma yarattı. İşyeri uzmanları, daha fazla çalışmanın her zaman daha fazla verim anlamına gelmediğini vurgularken, uzun çalışma saatlerinin sürdürülebilir olup olmadığı konusundaki belirsizlik devam ediyor.
Başarı için fazla mesai şart mı?
İnsan kaynakları uzmanı Dan Kaplan’a göre, özellikle kariyerinin başındaki profesyoneller için mesaj net: Haftada 40 saat çalışarak hızlı bir yükseliş beklemek gerçekçi değil. Ancak Kaplan, esas meselenin belirli bir saat diliminden ziyade işlerin tamamlanması gerektiği zaman çalışmaya devam etmek olduğunu söylüyor.
.png)
Z Kuşağı ve genç profesyoneller için bu dengeyi kurmak zorlayıcı olabilir. Özellikle büyük şirketlerde kariyer basamaklarını tırmanmak isteyen genç çalışanlar, uzun çalışma saatleriyle başarıya ulaşan üst düzey yöneticilerin izinden gitmeye teşvik ediliyor. Örneğin, JPMorgan CEO’su Jamie Dimon, genç bankacıların çalışma saatlerini haftada 80 saatle sınırlandırarak zaten fazlasıyla yoğun olan finans dünyasında dengenin nasıl kurulduğuna dair bir örnek sunuyor.
Pandemiyle birlikte uzaktan çalışmanın yaygınlaşması, birçok çalışan için iş-yaşam dengesinin önemini daha görünür hale getirdi. Özellikle Z Kuşağı, iş sınırlarını net bir şekilde belirlemeye daha fazla önem veriyor. A.Team'in 2024 anketine göre, bu neslin yüzde 80’i dört günlük çalışma haftasını destekliyor ve geleneksel pazartesiden cumaya çalışma modelini terk etmeye hazır.
Ancak uzmanlar, kariyerde ilerleme kaydetmek isteyenler için bazı kuralların hâlâ geçerli olduğunu belirtiyor. Hızlı yükselmek isteyenlerin daha fazla çalışmaya hazır olması gerektiği, ancak bunun sürdürülebilir bir tempoda olması gerektiği vurgulanıyor.
Uzun çalışma saatleri verimliliği düşürüyor
Uzmanlar, haftada 60 saat çalışmanın sürekli bir alışkanlık haline gelmesinin, verimlilikten çok tükenmişliğe yol açacağını söylüyor. The Predictive Index’in baş İK sorumlusu Jackie Dube, bazı dönemlerde ekstra mesainin kaçınılmaz olabileceğini ancak bunun bir standart haline gelmesinin çalışanlardan maksimum verim alınmasını engelleyebileceğini belirtiyor.
Bu noktada asıl tartışma, çalışma süresinin uzunluğundan çok, işin etkin bir şekilde tamamlanması gerektiği gerçeği üzerinde yoğunlaşıyor. MyPerfectResume kariyer uzmanı Jasmine Escalera, "Çalışma saatlerinin en uygun noktasını değil, çıktıların en uygun noktasını düşünmeliyiz" diyerek, başarılı bir kariyer için önemli olanın süre değil, işin kalitesi olduğunu vurguluyor.
Kariyerinin başındaki profesyoneller için en büyük soru işareti şu: Gençken daha fazla çalışarak hızlı yükselmek mi, yoksa kariyeri uzun vadeli bir denge içinde inşa etmek mi?
Uzmanlara göre, genç profesyoneller için en kritik nokta deneyim kazanmak ve mümkün olduğunca fazla projeye dahil olmak. Ancak bu süreçte kişisel sınırların farkında olmak, tükenmişlik riskini minimize etmek ve kariyer başarısını sadece çalışma saatleri üzerinden ölçmemek gerekiyor.
Kariyerin başında uzun saatler çalışmak bazı fırsatlar yaratabilir, ancak bu süreklilik arz ettiğinde üretkenliği düşürebilir. Çalışma süresinin en verimli noktası konusunda kesin bir kural olmasa da uzmanlar, çalışma saatlerine değil, işin etkin bir şekilde tamamlanmasına odaklanılması gerektiğini belirtiyor.