Türkiye’de son haftalarda yaşanan toplumsal olaylar ve siyasi gelişmeler yalnızca sokakları değil, dijital mecraları da etkiledi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun 19 Mart'ta gözaltına alınması ve 23 Mart’ta da tutuklanarak görevinden uzaklaştırılmasıyla başlayan süreç, öğrenci protestolarından çevreci grupların eylemlerine kadar uzanan geniş bir hareketliliği beraberinde getirdi. Bu atmosferde, sosyal medyada yaşanan sansür iddialarıyla birlikte kullanıcıların dikkatleri, merkeziyetsiz bir alternatif olan BlueSky’a çevrildi.
Protesto dalgası sosyal medyayı da bölmeye başladı
İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından sosyal medyada yapılan birçok paylaşımın görünürlüğü azalırken, başta öğrenci toplulukları olmak üzere 40’tan fazla muhalif hesabın X (Twitter) tarafından “ulusal güvenlik” gerekçesiyle kısıtlandığı iddia edildi. Kimi gazetecilerin ve tanınmış sosyal medya figürlerinin hesapları da bu süreçte askıya alındı. Ünlü fenomen Danla Bilic ile oyuncu Berna Laçin gibi isimlerin hesapları platformdan tamamen kaldırıldı.
Bu gelişmeler, daha önce 2023 seçim sürecinde de tartışma yaratan X’in içerik politikalarına yönelik şüpheleri artırdı. Elon Musk yönetimindeki platformun, hükümet taleplerine yüzde 80’in üzerinde uyum gösterdiği bilgisi kamuoyunda yeniden gündeme gelirken, ifade özgürlüğüne duyarlı kullanıcılar yeni bir mecra arayışına girdi.

Merkeziyetsizliğin cazibesi: BlueSky
Bu noktada yıldızı parlayan platform BlueSky oldu. Jack Dorsey tarafından 2019'da Twitter bünyesinde geliştirilen ve daha sonra Musk’ın Twitter’ı satın almasının ardından bağımsız bir yapıya dönüşen BlueSky, merkezi olmayan yapısı, şeffaf algoritma sistemi ve kullanıcıya içerik kontrolü sunmasıyla dikkat çekiyor. Halen Seattle merkezli bir kamu yararı şirketi olarak faaliyet gösteren platformun CEO’luğunu Jay Graber yürütüyor. BlueSky, Elon Musk’ın reklam temelli, kontrolcü ve manipülasyona açık politikalarla şekillenen X dünyasına karşı daha özgürlükçü bir dijital alan vadediyor.
Ünlülerin dijital göçü: “Elon baydı”
BlueSky’a yönelim yalnızca kullanıcılarla sınırlı kalmadı. Protestolarla birlikte gündemin parçası olan ifade özgürlüğü tartışmalarına ünlü isimler de dahil oldu. Cem Yılmaz, 16 milyon takipçili X hesabını kapatarak BlueSky’a geçtiğini duyururken, Farah Zeynep Abdullah da “Elon baydı” notuyla platform değişikliğini sosyal medya üzerinden açıkladı.
Kalben, Şebnem Bozoklu, Melek Mosso, Şahan Gökbakar, Enis Arıkan ve Melis İşiten gibi birçok ünlü de benzer şekilde BlueSky’da yer aldıklarını Instagram üzerinden duyurmaya başladı.

Sayılar ne diyor?
BlueSky’ın kullanıcı sayısı dünya genelinde 35 milyona yaklaşırken, Türkiye özelinde resmi bir veri bulunmasa da 1 Nisan itibarıyla platforma yönelen Türk kullanıcı sayısında bir artış gözlemlendi. Sadece 4-7 Nisan tarihleri arasında her gün binlerce yeni hesap açıldı. Türkçe içerik üreten kullanıcıların ve gündemle ilgili açılan başlıkların sayısındaki artış, BlueSky’ın Türkiye’de popülerleştiğini açıkça ortaya koyuyor.
Yeni bir dijital dönem mi başlıyor?
BlueSky’ın sunduğu ifade özgürlüğü vaadi, algoritma şeffaflığı ve sansür karşıtı yaklaşımı, özellikle politik atmosferin yoğun olduğu ülkelerde yeni bir sosyal medya çağının habercisi olabilir. Ancak bu potansiyelin gerçek bir dönüşüme evrilip evrilmeyeceği, kullanıcı sadakati, içerik üretimi ve teknik altyapı gibi faktörlerle şekillenecek.
Özetle, Türkiye'de sosyal medya kullanıcılarının X’e olan güven kaybı, yalnızca bir platform değişikliğinden ibaret değil; aynı zamanda dijital ifade özgürlüğü, merkeziyetsizlik ve bireysel kontrol arayışının da bir yansıması. Bahsedilen bu dijital göç, sosyal medyada yeni bir dönemin kapısını aralayacak gibi gözüküyor.