Aylık Pazarlama, İletişim ve Teknoloji Trendleri | Şubat 2021

Pazarlama, iletişim ve teknoloji alanlarında her geçen gün yeni bir değişim meydana geliyor, bu da her sektörü farklı bir şekilde geliştiriyor. Öne çıkan bu gelişmeleri daha rahat takip edebilmeniz adına her ay pazarlama, iletişim ve teknoloji trendlerini sizlerle paylaşıyoruz. Bu raporumuzda, Şubat ayı içerisinde meydana gelen ulusal ve global çaptaki gelişmeleri ve ilgili sektörlerde meydana getirdiği etkilerini derledik.
Pazarlamasyon Prime için özel hazırlanan bu içerik her ayın sonunda yayınlanıyor. Her bir kategori için yaptığımız araştırmalar neticesinde ortaya çıkan [Aylık Trendler Raporu: Şubat 2021] raporuna buradan ulaşabilirsiniz.
Salgından Karlı Çıkan 5 Marka

Salgın nedeniyle insanların evlerine kapanmak zorunda kalmaları, dünya genelinde ekonomiyi derinden sarstı ve pek çok sektörde işlerin neredeyse durma noktasına gelmesine neden oldu. Ancak buna rağmen, salgın bazı sektörlerde de […]
Reader Interactions
Bir cevap yazın Cevabı iptal et
Salgından Karlı Çıkan 5 Marka

Salgın nedeniyle insanların evlerine kapanmak zorunda kalmaları, dünya genelinde ekonomiyi derinden sarstı ve pek çok sektörde işlerin neredeyse durma noktasına gelmesine neden oldu. Ancak buna rağmen, salgın bazı sektörlerde de işlerin inanılmaz bir hızla artmasına neden oldu. Bu sektörler tabii ki, varlığını dijitale borçlu olan sektörlerdi.
Ama tabii bu sektörlerde de genelde hızlı aksiyon alan, kriz yönetimini en iyi şekilde yapan ve müşterilerine en iyi hizmeti sunan firmalar öne çıkarak pastadan en büyük payı almayı başardılar. Şimdi gelin, hep birlikte bu markaların hangileri olduklarına ve salgın dönemindeki istatistiklerine göz atalım.
Amazon
Salgın nedeniyle online alışverişe olan aşırı talep, doğal olarak e-ticaret diyince akla ilk olarak gelen birkaç firmadan biri olan Amazon'un da işlerinin adeta patlamasına yol açtı. Şirketin işleri öyle bir hızla arttı ki, e-ticaret devi, siparişlere yetişebilmek için mart ayında 100 bin tam zamanlı ve yarı zamanlı personeli işe aldı. Ancak bu da yeterli gelmedi ve nisan ayında 75 bin kişi daha geçici olarak işe alındı.
The Guardian'ın yaptığı habere göre, e-ticaret şirketi, yılın ilk çeyreğinde 75,4 milyar dolar gelir elde ettiğini açıkladı. Satışlar ise bir önceki yılın ilk çeyreğine kıyasla %26 arttı. Geçen yılın ilk çeyreğinde 35,8 milyar dolar olan net satışlar, bu yılın ilk çeyreğinde 46 milyar dolar yükseldi.
E-ticaretin yanı sıra, Amazon'un bir diğer temel işi olan Amazon Web Services (AWS) tarafı da salgın döneminde yükselişteydi. Zira online aktivitelerin aşırı düzeyde olması, şirketlerin hizmet vermek için ihtiyaç duydukları online servislere olan talebin de artmasına neden oldu. Belirtilene göre, Amazon Web Services yılın ilk çeyreğinde %33 oranında büyüdü ve şirkete yaklaşık olarak 10,3 milyar dolarlık bir gelir sağladı.
Meituan
Salgın döneminde işleri en çok artan şirketlerin başında yemek teslimat şirketleri geliyor. Yemek teslimat servislerine olan bu aşırı talep, doğal olarak bu hizmeti veren şirketlerin piyasa değerlerinin de hızla artmasına neden oldu. Bu yemek teslimat şirketlerinden biri de Meituan idi.
Çinli yemek teslimat şirketi Meituan’ın hisseleri, mayıs ayının sonunda rekor kırdı ve şirketin piyasa değeri 100 milyar doların üzerine çıktı. Bunu sağlayan şey de salgın döneminde çoğunlukla evde vakit geçiren insanların sıklıkla dışarıdan yemek sipariş etmeleriydi. Bu süreçte Meituan’ın günlük ortalama işlem sayısı %18,2 düşüşle 15,1 milyona gerilese de, sipariş başına ortalama değer %14,4 arttı.
Seyahat ve ulaşım sektörlerinde daha küçük segmentlere sahip yemek teslimatına odaklanan dev şirket, Tencent ve Alibaba'nın ardından 100 milyar dolarlık piyasa değerine ulaşan üçüncü Çinli firma olma özelliği taşıyor.
Netflix
Salgın nedeniyle dünyanın pek çok ülkesinde karantina uygulanması nedeniyle, çoğu insan evlerinde geçirdikleri vakitte Netflix izlemeyi tercih etti ve Netflix’e olan bu rağbet, şirketin hisse değerlerinin hızla yükselmesini sağladı. Abone sayısı, görüntülenme ve gelirlerdeki beklentileri aşan artış sayesinde Netflix’in hisseleri bu yıl içerisinde yaklaşık olarak %35 değer kazandı.
Bu yıl içerisinde piyasa değeri 50 milyar dolardan fazla artan Netflix, piyasa değeri anlamında en büyük rakiplerinin başında gelen medya ve eğlence sektörünün devi Disney’i geride bıraktı. Netflix’in mevcut piyasaya değeri 194 milyar dolarken Disney’in piyasa değeri ise 184 milyar dolar.
Şirket, salgın sayesinde bu yılın ilk çeyreğinde tahmin ettiğinin iki katından fazla abone elde ederek toplam abone sayısını 183 milyona yükseltti. Online yayın şirketi, yılın ilk çeyreğinde, dünya genelinde 7 milyon yeni abone kazanmayı beklerken 15,77 milyon yeni abone elde etti. Bunların yanı sıra şirket, ilk çeyrekte 5,8 milyar dolar gelir elde ettiğini açıkladı ve bu rakam da analist beklentilerini biraz aştı.
TikTok
İster istemez hayatımıza son olarak dahil olan ve zaten büyüme eğiliminde olan sosyal medya platformu TikTok'ın büyüme hızı, salgın döneminde ciddi bir ivme kazandı. Sensor Tower'ın 29 Nisan tarihi itibarıyla belirttiğine göre, TikTok uygulamasının dünya genelindeki indirilme sayısı 2 milyarı geçti.
2 milyar barajının aşılmasında, yılın çeyreğinde kazanılan ivmenin önemi büyüktü. Sosyal medya uygulaması, yılın ilk çeyreğinde 315 milyon kez indirildi. Bu, şimdiye dek herhangi bir uygulama tarafından bir çeyrekte elde edilen en yüksek indirme sayısıydı.
Bunların yanı sıra geçen yılın son çeyreğinde platformun sponsorlu hashtag meydan okumasının fiyatı 120 bin dolar iken bu yılın ilk çeyreğinde bu fiyat %50 artışla 180 bin dolara çıktı. Bununla birlikte TikTok'ta, kullanıcıların uygulamayı açtıklarında, ekranlarında ilk olarak bir markanın reklamını görmelerini sağlayan bir reklam yerleştirmesi bulunuyor. Aynı dönemde bu reklam yerleştirmesinin fiyatı da 70 bin dolardan 100 bin dolara yükseldi.
Zoom
Salgın döneminde pek çok şirketin evde çalışma düzenine geçmesiyle birlikte, çalışanların gün içerisinde en çok kullandıkları uygulamalar sıralamasının zirvesine video konferans uygulaması Zoom yerleşti. Zoom'un büyüme hızı o kadar muazzamdı ki, uygulamanın aralık ayında 10 milyon olan günlük toplantı katılımcı sayısı, nisan ayının sonunda 300 milyonu geçmişti.
Günümüzde dijital işlerin değerini gösteren Zoom ile ilgili bir diğer dikkat çekici bilgi ise şirketin piyasa değeriyle alakalıydı. YCharts verilerine göre,Zoom’un mevcut piyasa değeri, dünyanın en büyük yedi hava yolu şirketinin toplam piyasa değerinden daha yüksek. Tabii bunun sebebi, sadece Zoom'un değer kazanması değil, aynı zamanda dünyanın en büyük yedi hava yolu şirketinin toplam değerinin ocak ayının sonundan bu yana %62 oranında azalmasıydı.
Bununla birlikte 15 Mayıs 2020 itibarıyla Zoom’un piyasa değeri, -geçen yıl sadece 623 milyon dolar gelir elde etmesine rağmen- 48,8 milyar dolardı. Aynı tarih itibarıyla gelir açısından dünyanın en büyük yedi hava yolu şirketinin toplam piyasa değeri ise 46,2 milyar dolardı.
Ayrıca Zoom'un açıkladığı ilk çeyrek verilerine göre, şirketin gelirleri %169 artarak 328,2 milyon dolara ulaştı. 2019'un ilk çeyreğinden sonraki 12 aylık dönemde ise sadece 769 müşteriden elde edilen gelir, 100 bin doları aşarak bir önceki yılın aynı dönemine göre %90 artış gösterdi.
Salgın Sonrası Alışveriş Deneyimi Nasıl Olacak?

Hiç şüphesiz salgın, kısa bir süre içerisinde tüketici davranışlarının değişmesine neden oldu ve bu değişikliklerin birçoğunun kalıcı hale gelmesi bekleniyor. Genel inanışa göre, aslında salgın yavaş yavaş devam etmekte olan […]
Türkiye Ayakkabı Sektörünün 2020 Analizi

Genç Tüketiciler ve Z Jenerasyonu Sektörün Geleceği
2018 ve 2019 yıllarının ayakkabı sektöründe "konkordato" açıklamalarına sahne olduğuna değiniliyor. Raporda Hotiç, Beta, İnci ve Yeşil gibi markaların konkordato ilan ettiği vurgulanıyor. Buna karşılık sektördeki kötü gidişatı engellemek için Ziraat Bankası tarafından verilen destek paketlerine değiniliyor. Çocuk, erkek ve kadın kategorileri incelendiğinde çocuk ayakkabılarına yapılan harcamaların erkek ve kadına göre arttığı açıklanıyor. Raporda ailelerin çocukları için yaptığı ayakkabı alışverişlerini artırdığı vurgulanıyor. Bu artışın bir nedeni çocukların aileleri üzerindeki etkisi olarak açıklanıyor. Çocukların yanı sıra 13-19 yaş olarak tabir edilen "teenage" yaş grubunun da aile üzerindeki etkisi önemli görülüyor. Influencer, sporcular ve ünlülerden etkilenen bu yaş grubunun özellikle sneaker ayakkabı harcamalarındaki artışa raporda yer veriliyor. Covid-19 nedeniyle kapalı alanda ve grup halinde yapılan spor branşlarına katılım düşüş göstermesine rağmen, spor ve fitness ayakkabılarının satışında artış yaşandı. Bu ayakkabıların gündelik olarak giyilebilmesi ve rahat olmaları da spor ayakkabılarına yönelik talebi canlı tutuyor. İşletmelerin ayakkabı sektöründen aldıkları paya yer verilen raporda Ziylan Ayakkabı, adidas, Deichmann, Nike Türkiye ve LC Waikiki ilk beşte yer alıyor. Markalarda ise Kinetix, Polaris, adidas, Deichmann, Nike, LC Waikiki, Derimod ve Lumberjack sıralanıyor. Beymen, kendi adını taşıyan markası ve Divarese markası ile 2020'de %2'ye yakın pazar payı ile sektöre giriş yapmış bulunuyor. Rapordaki en önemli ayrıntılardan biri de tüketicilerin tercih ettiği satış kanalına yansıyor. Raporda 2015-2020 yıllarını kapsayan dönemde fiziksel mağazalardan yapılan satışların sürekli düştüğü görülürken, e-ticaret kanalından yapılan satışların sürekli arttığı görülüyor. 2015'te fiziksel mağazalardan tüm satışların %96.6'sı yapılırken 2020'de %72.1'e geriliyor. e-Ticaret ise 2015 %3.4 ve 2020'de %27.1 oranını yakalıyor. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere.Aylık Pazarlama, İletişim ve Teknoloji Trendleri | Şubat 2021

Pazarlama, iletişim ve teknoloji alanlarında her geçen gün yeni bir değişim meydana geliyor, bu da her sektörü farklı bir şekilde geliştiriyor. Öne çıkan bu gelişmeleri daha rahat takip edebilmeniz adına her […]
Salgın Sonrası Alışveriş Deneyimi Nasıl Olacak?

Hiç şüphesiz salgın, kısa bir süre içerisinde tüketici davranışlarının değişmesine neden oldu ve bu değişikliklerin birçoğunun kalıcı hale gelmesi bekleniyor. Genel inanışa göre, aslında salgın yavaş yavaş devam etmekte olan değişim/dönüşüm sürecinin hızlanmasını sağladı. Bu dönemde e-ticaret tarafında pek çok bariyer aşıldı.
BKM verilerine göre, nisan ayında, Türkiye'deki 5 milyon kart, internetten alışveriş için ilk kez kullanıldı. Özellikle online alışverişi tercih etmeyen 60 yaş üstü tüketicilerin birçoğu bu dönemde internetten alışveriş yapmaya başladı. Kısacası, bunlar gibi çok sayıda örnek vardı.
İşte salgın döneminde e-ticaret olan bu aşırı talep ve fiziksel perakendenin düşüşe geçmesi, salgın sonrası dönemde alışveriş deneyimlerinin değişmesine neden olacak. Bu değişimin en büyük sebebi ise tüketicilerin önceliklerinin değişmesi. Salgın, markalar tarafından tüketiciye benimsetilmeye çalışılan bazı uygulamaların kolayca kabullenilmesini ve alışveriş deneyimine bazı yeni süreçlerin dahil olmasını sağlayacak.
Hızlı ve Zamanında Teslimat
E-ticarette teslimat, özellikle bizim ülkemizde hep büyük bir sorun olmuştur. Bazı online alışveriş sitelerinin aslında stokta olmayan ürünleri satmaları ve kargo şirketlerinin sorunlu çalışma sistemleri, online siparişlerin teslimat sürelerinin bir hayli uzamasına neden olabiliyor.
Tabii salgın sürecinde online alışverişe olan yoğun talep, teslimat sürelerinin normal zamandakinden çok daha uzun olmasına yol açtı. Öyle ki, müşteri memnuniyetine verdiği önemle bilinen Amazon bile bu dertten muzdarip oldu. Araştırma firması Marketplace Pulse'ın belirttiğine göre, nisan ayında Amazon'a çoğunluğu uzun teslimat süreleri nedeniyle olmak üzere 800 bin olumsuz yorum bırakıldı. Bu sayı, geçen yılın nisan ayındakinin iki katıydı.
Ancak önümüzdeki dönemde tüketiciler, bu gibi durumlara çok daha az müsamaha gösterecekler ve bu nedenle e-ticarette teslimat, önemli bir rekabet unsuru haline gelecek. Burada da hiç şüphesiz kendi lojistik ağını kurarak "aynı günde teslimat" gibi imkanlar sunan e-ticaret firmaları rekabette bir adım öne geçecekler.
Online Siparişlerin Mağazadan Teslimatı
Salgın döneminde e-ticaret tarafındaki yoğunluktan ve bundan dolayı teslimat sürelerinin uzamasından bahsettik. İşte bu durum, pek çok tüketicinin online siparişlerini mağazadan teslim almayı tercih etmelerine neden oldu. Adobe Digital Insights Direktörü Taylor Schreiner’ın belirttiğine göre, nisan ayının ilk üç haftasında mağazadan teslim alınan online siparişlerin sayısı, geçen yılın aynı dönemindeki sayının üç katıydı.
Bu salgın dönemine özel bir durum olsa da, lojistik ağlarının iyi işlemediği bizim gibi ülkelerde, "online siparişi mağazadan teslim alabilme" imkanı her zaman iyi bir seçenek. Lojistik sıkıntısından bağımsız olarak düşünecek olursak da, tüketiciler başka nedenlerden ötürü siparişlerini mağazadan teslim almak isteyebilirler. Sonuç olarak tüketiciye birden fazla seçenek sunup tercihi ona bırakmak, marka imajı açısından her zaman daha faydalıdır.
Önümüzdeki dönemde de tüketicilerin siparişlerini mağazadan teslim alma imkanını daha fazla benimsemelerini bekleyebiliriz. Hem bu durum, lojistik sürecini kısalttığı ve maliyetleri azalttığı için şirketlerin de işine gelecektir. Bu yüzden özellikle kendi lojistik ağına sahip olmayan perakende şirketlerinin bu tarafa daha fazla yatırım yapmaları, son derece önemli.
Fiziksel Mağazalar, Deneyim Alanları Haline Gelebilir
E-ticaret, gelir anlamında fiziksel perakende çok uzun bir süre önce geride bırakmıştı; ancak salgınla birlikte, e-ticaret ve fiziksel perakende arasındaki bu makas daha da açıldı. Hatta öyle ki, bu sayede Amazon'un yılın ilk çeyreğindeki satışları, bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla %26 arttı.
İşte bu nedenle pek çok marka, kısa vadede e-ticarete daha fazla yatırım yapma kararı aldı. Örneğin salgın sırasında dünya genelindeki mağazalarının %70’inden fazlası kapalı kaldığı için Adidas’ın bu yılın ilk çeyreğindeki net geliri, geçen yılın aynı dönemine göre %97 azalarak 20 milyon euro’ya geriledi ve bundan ötürü şirket, dijitale daha fazla yatırım yapmayı planladığını duyurdu.
Bununla birlikte Zara ve Massimo Dutti gibi giyim markalarının sahibi olan moda perakendecisi Inditex ise önümüzdeki üç yıl içinde online platforma bir milyar dolar yatırım yaparak e-ticaret gelirlerini iki katına çıkarmayı planladığını ve bu doğrultuda, önümüzdeki iki yıl içinde 1.200 mağazasını kapatacağını açıkladı.
Diğer pek çok büyük perakende mağazasının da bu trendi takip ederek fiziksel mağazacılık tarafındaki operasyonlarını azaltarak e-ticarete daha fazla yatırım yapmaları bekleniyor. Böyle bir durumda da, özellikle büyük perakende şirketleri, mağazalarını birer deneyim alanı haline getirebilirler. Fiziksel perakende mağazaları, tüketicilerin sadece ürünleri deneyimledikleri yerler olmaktan çıkıp farklı ve eğlenceli deneyimleri de tecrübe ettikleri yerler olarak konumlandırılabilirler.
Kasiyersiz Mağazaların Yükselişi
Ocak 2018'de ilk Amazon Go mağazasının hizmete açılmasıyla birlikte yüksek sesle konuşulmaya başlanan kasiyersiz mağaza teknolojileri, aradan geçen yaklaşık 2,5 yıllık süreçte son kullanıcı tarafında çok da büyük bir aşama kaydetmiş gibi görünmüyor. Tabii ki pek çok büyük firma bu konuda ar-ge çalışmaları yürütüyor ve testler yapıyorlar, ancak tüketiciler henüz bu konuda bir alışkanlık kazanmış değiller.
Tüm bunlara rağmen, salgın sonrası dönemde kasiyersiz mağazalar yükselişe geçebilirler. Zira bu dönemde salgından ötürü, insan temasını minimuma indirmek büyük önem taşıyor ve bunun perakende mağazalarındaki en verimli çözümlerinden biri kasiyersiz alışveriş sistemleri olabilir. Bu sayede hem mağazadaki personel sayısı azaltılmış hem de kasalardaki kuyruk probleminin önüne geçilmiş olacak.
Ancak bunun için aynı online market alışverişi alanında olduğu gibi, tüketicilerin salgın döneminde bu tarz alışveriş deneyimlerine yönlendirilmeleri gerekiyor. Bu şekilde kasiyersiz alışveriş deneyimini yaşamamış tüketiciler, bunu tecrübe etmiş olacaklar ve çok sayıda tüketici de bu konuda bir alışkanlık kazanmış olacak.
Salgından Karlı Çıkan 5 Marka

Salgın nedeniyle insanların evlerine kapanmak zorunda kalmaları, dünya genelinde ekonomiyi derinden sarstı ve pek çok sektörde işlerin neredeyse durma noktasına gelmesine neden oldu. Ancak buna rağmen, salgın bazı sektörlerde de […]