Bir döneme damgasını vurmuş, yıllar önce büyük ses getirip bugün hâlâ adından söz ettiren markalar zaman zaman aklınıza geliyordur. Yıllara yenik düşen, çeşitli sebeplerden dolayı faaliyetlerine devam etmeyen bu markalardan bazıları dönüşüm yaşayarak tekrar karşımıza çıksa da birçoğu artık aktif bir şekilde sektörde yer almıyor. Biz de bir dönem Türkiye'de rüzgar estiren, o dönem sektörün lider konumunda olan fakat şimdilerde hatırlanmayan markaları derledik.
1. Anadol Otomobil
Genelde yüzde yüz yerli olduğu düşünülen Anadol otomobilin tasarımı İngiliz Reliant firması tarafından yapılmıştır. Koç grubunun kurduğu Otosan'da bu firmadan alınan lisansla üretime başlanmıştı. Anadol otomobillerinin şasi, motor ve şanzımanları ise Ford'dan temin edilmiştir. Markanın amblemi ise Hititlilerin geyik heykellerinden birini sembolize ediyor. Döneminde popüler olan ve 1966 yılında başlayan Anadol otomobillerinin üretimi 1984 tarihinde durduruldu.
Satışa sunulduğu 1966 yılının Aralık ayından itibaren Anadol, üretiminin durdurulduğu 1984 yılına kadar 87 bin adet satıldığı görülüyor. Az sayıda kalan örnekleri, günümüzde klasik kabul ediliyor. Araç, günümüzde hala meraklıları tarafından korunuyor ve kullanılıyor. Otomobil belki de çoğumuzun bilmediği bir üne sahipti. Öyle ki İngilizler tarafından Anadol'un aynısını Yeni Zelanda'da üretmek için çaba gösterildi. Bunun sonucunda ise günümüzde Yeni Zelanda'ya ait adalarda kullanılan birkaç Anadol'a rastlayabilirsiniz. Anadol'un Türkiye'de üretilmesi gibi özelliklerinin yanı sıra pek çok olumsuz eleştireye maruz kaldığı durumlarda ortaya çıkmıştı. Otomobilin gövdesinin fiberglas olması, öküz, keçi ve eşekler tarafından yenildiği yönünde söylemlere neden olarak kaportası için olumsuz dedikodular yayılıyordu. Fiberglas gövde sanılanın aksine kalitesiz değil dünyada birçok büyük marka tarafından kullanılan bir üründü.
2. Zeki Triko
1958 yılından itibaren tekstil sektöründe faaliyet gösteren Türkiye'nin ünlü plaj giyim markası Zeki Triko, son satış noktası olan Nişantaşı mağazasının kepenklerini birkaç ay önce indirmişti. Zeki Triko, dünyaca ünlü isimlerin de bir dönem tercih ettiği marka olsa da insanların aklında daha çok yasakları delmesiyle yer edindi. Diğer ülkelerde dünyaca ünlü mankenler Zeki Triko afişinde yer alırken Türkiye’de yasaklar sebebiyle mayo ve bikini afişlerine yer verilmiyordu. Zeki Triko da afişlerinde sebzelere yer vererek bu kararı verenleri protesto etmişti. O dönem konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Zeki Triko’nun kurucusu Zeki Başeskioğlu; “20 ülkede afişlerim asılı, Türkiye’de asamıyorum.” ifadelerine yer vermişti.
Bu ardı arkası gelmeyen yasaklar Zeki Triko'nun mağazalarını kapatarak sektörden elini ayağını çekmesine neden oldu. Sektör temsilcileri, Zeki Triko'da gelinen noktanın pandeminin yarattığı olumsuzluklardan bağımsız gerçekleştiğini ve şirketin son 5-6 yıldır kötü gidişatı durduramayarak küçüldüğünü aktarıyor. Zeki Başeskioğlu tarafından kurulan Zeki Triko, Türkiye'de hazır giyim sektörünün öncülerinden biri olarak tanınıyordu. 1960'lı yıllarda düzenlediği defileler ile kendinden söz ettiren marka, 1980'li yıllarda ise mayo üretimine başlamıştı.
3. Bimeks
1989 yılında Kadıköy'de küçük bir dükkanda ticari faaliyete başlayan Türkiye’nin ilk teknoloji perakendecisi Bimeks, daha sonra Sermaye Piyasası Kurulu Başkanlığı yapan Vedat Akgiray ve ağabeyi Murat Akgiray tarafından kuruldu. Gelişen teknoloji ile birlikte şirket, bilişim teknolojisi, tüketici elektroniği, beyaz eşya ve küçük ev aletleri gibi ürünleri de satmaya başladı. Bimeks, Borsa İstanbul’da işlem görmeye başlayan ilk teknoloji perakende şirketi olmuştu. Bir dönemin önemli teknoloji mağazalarından biri olan Bimeks, alınan mahkeme kararıyla birkaç ay önce tamamen iflasını ilan etti. Bu yılın Şubat ayında alınan ve Nisan ayında ilan edilen kararla birlikte senelerdir sıkıntı çeken markanın hizmetine son verdi.
Türkiye’nin teknoloji alanında ilk ve en büyük mağazalarından biri olan Bimeks, mali krizi sebep göstererek birçok mağazasındaki ürünleri boşaltıp, sonra da kapatmıştı. Kötü gidişatın sonucu olarak yüzlerce çalışanını işten çıkaran marka, kimilerine göre sessiz sedasız kimilerine göre ise gürültülü bir dava sürecinden sonra macerasına son vermiş oldu. Şirket, 2018 yılından itibaren mali durumu kötüleştiğinden dolayı Mart 2019’da Borsa İstanbul’dan çıktı.
4. DiaSa
Perakende mağazalar alanında İspanyollarla DiaSA, Fransızlarla ise CarrefourSA ortaklığı bulunan Sabancı Holding, kısa süren bir maceranın ardından market zinciri olan DiaSA'yı satarak piyasadan çekmişti. Sabancı Holding, DiaSA’nın tüm hisselerini 320 milyon TL karşılığında Ülker markasıyla bilinen Yıldız Holding ve Şok Grubu’na sattı. Murat Ülker’in patronu olduğu grup 2011 yılında da 600 milyon TL bedelle Şok’u satın alarak ucuz market liginde ilk etkili adımını atmıştı. Şok Grubu'nun yaptığı bu satın alma, rakipleriyle olan perakende zincir mağazalar yarışında rekabetin artmasını sağlıyordu.
DiaSA’da İspanyol Dia grubunun yüzde 60, Sabancı’nın yüzde 40 hissesi bulunuyor. Buna göre Sabancı satıştan 128 milyon TL pay alırken, İspanyolların alacağı para 192 milyon TL’yi buluyor. Ülker bu satınalma sonrası o dönem 500’ü franchise olan 1.200’ü aşkın mağazası olan DiaSA ile birlikte mağaza sayısı 2 bin 500’e yaklaşıyordu. Böylece Şok, ucuz marketler konseptinde önemli bir pazar payına ulaşarak sektörde ikinci sıraya oturacaktı. Bu satın alma, perakende marketler alanında aklımıza ilk gelen mağazaların rekabetine zemin hazırlayan önemli bir olay oluyor.
5. Sümerbank
Atatürk'ün emri ile 1933 yılında özel bütçenin temelini oluşturan katma bütçeli idare uygulamasının başlaması ile kurulan Sümerbank, ticari nitelikte mal üreten kuruluş olarak, hem tekstil sanayisi hem de aynı anda banka sektöründe faaliyet gösterdi. 11 Temmuz 1933 yılında adını Atatürk'ten alarak Sümer Bank ismi verildi. Kuruluşun ilk büyük kompleksi ise Eylül 1935'te Kayseri'de kuruldu. Adana Bez Fabrikası ve Lojmanları, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk kamu yatırımıdır. Şirket, Türkiye'de ilk modern tekstil kuruluşu olarak büyük bir üne kavuşmuştu. Demir-çelik tesisleri, çimento fabrikaları, kâğıt ve selüloz tesisleri Sümer Bank bünyesinde kuruldu ve bunların daha sonra kendi bünyesinden ayrılarak ayrı birer kuruluş olmasını sağlanmıştı.
1987 yılında Sümerbank'ın özelleştirilmesi kararı alındı ve banka Kamu Ortaklığı İdaresi'ne devredildi. 1988'de Sümerbank Şirketler Topluluğu kuruldu. Holdingin bankacılık birimi 23 Ekim 1995'te Yüksek Planlama Kurulu kararıyla Sümerbank adı altında yeniden yapılanıyordu. 11 Ocak 2002 tarihinde ise Sümerholding Satış Mağazaları'nın kapatılmasıyla birlikte Türkiye'nin umudu olan Sümerbank tarihin tozlu sayfalarına karıştı.
6. Aria
Şirket, Aria ticari ismiyle 28 Eylül 2000'de faaliyete geçti.Özellikle Galatasaray ve Fenerbahçe gibi Türkiye'nin önde gelen futbol kulüplerine 2002-2004 yılları arasında forma göğüs sponsorluğu yapmasıyla hafızalarımıza kazınan Aria, kısa süreli macerasının ardından 2004 yılında feshedilmişti. Aria, İtalyan TIM firması ve Türkiye İş Bankası'nın iş birliği ile kurulmuş mobil iletişim sektöründe özel bir şirkettir. İş-TIM Telekomünikasyon Hizmetleri A.Ş, 20 Eylül 2000 tarihinde Türkiye'nin ilk GSM 1800 mobil telefon ağı işletimi için T.C. Ulaştırma Bakanlığı ile lisans anlaşmasını imzaladı. Daha sonra 8 Nisan 2004 tarihinde Aycell ile birlikte Avea çatısı altında birleşti.
7. İstanbul Bankası
İstanbul Bankası 1953 yılında kuruldu. Banka, İstanbul genelinde ve daha sonra yurt genelinde hizmet vermiştir. En güçlü ve popüler olduğu dönemde 112 şubeye ulaştı. Kamuoyunda İstanbul Bankası Ömer Çavuşoğlu ve Ahmet Kozanoğlu’nun bankası olarak biliniyordu. Bankanın mali durumu 1980’li yılların başında bozulmaya başladı. 1983 yılında patlak veren “Bankerler Olayı” ile halk bankalara akın ederek paralarını çekmeye başladı. Yüksek faiz vaadi ile mevduat toplayan İstanbul Bankası yoğun talebi karşılayamıyor, aldığı mevduatları geri ödeyemiyordu. Yaşadığı büyük krizin sonrasında Bakanlar Kurulu kararı ile bankaya el konuldu. Bütün aktifleri, pasifleri, alacak ve borçları ile birlikte Ziraat Bankası’na devredilen İstanbul Bankası’nın tasfiyesini Ziraat Bankası gerçekleştirdi. İstanbul Bankası, Odibank ve İşçi Kredi Bankası ile birlikte ülkemizdeki ilk kapatılan bankalar arasında yer alıyor.
8. Aycell
Aycell, 8 Ocak 2001 tarihinde bir sermaye şirketi olarak Aycell Haberleşme ve Pazarlama Hizmetleri A.Ş. kuruldu. Şirket, teknik açılışını 22 Ağustos 2001 tarihinde, dönemin Başbakanı Bülent Ecevit ve yine dönemin Ulaştırma Bakanı Oktay Vural arasındaki bir telefon görüşmesi ile yaptı. 8 Nisan 2004 tarihinde ise, Aria ile birlikte Avea çatısı altında birleşti. Bu yeni şirket, Aria'nın geniş servis yelpazesi ile Aycell'in uygun tarifelerini birleştirerek farklı bir açılım sağlamak istiyordu. Böylelikle Aycell'de kısa süren macerasının ardından kapanan operatörler listesi arasına adını yazdırdı.