Yılın Kelimesi Seçilen "Nomofobi" ve Değişen Alışkanlıklarımız

Öncelikle bilmeyenler için "Nomofobi"yi tanımlayarak başlayalım; nomofobi kısaca "cep telefonundan mahrum kalma korkusu, kaygısı" olarak tanımlanıyor. Cep telefonsuz kalma ya da cep telefonunu kullanamama fikrinin yarattığı endişe şeklinde de uzatabiliriz.

Cambridge Dictionary'nin açıkladığına göre 2018'in kelimesi "Nomofobi" oldu. Peki bu durum bize ne anlatıyor?

Önce bir neden nomofobi diye bir kavrama ihtiyaç duyduğumuza bakalım. Aslında bunu herhangi birinin bir gününü özetleyerek çok kolay anlayabiliriz. Sabah cep telefonumuzdaki alarm ile uyanıyoruz. Çoğumuz en çok önem verdiği sosyal medya hesaplarını uyanır uyanmaz kontrol ediyor. İşe, okula giderken yolda telefon ile 'oyalanmaya' devam ediyoruz. Müzik dinliyor, sosyal medya hesaplarımızı kontrol etmeye devam ediyoruz. İşe gidiyoruz ancak sürekli sosyal mecralarda sevdiklerimizle sohbet etmek için 'online' oluyoruz. Gelişmeleri kaçırmıyoruz. Akşam televizyon izliyorken bile elimizde telefonla alışveriş yapabiliyor veya farklı mecralarda 'takılabiliyoruz'. İhtiyaç halinde 10 saniye içinde birine para gönderebiliyoruz. Tüm bunları birileri daha az birileri daha çok yapıyor olabilir ama ortalama olarak vaktimizin büyük bir kısmını telefonda geçiriyoruz.

Yukarda saydıklarımla hayatımızı kolaylaştırdığımıza, sosyalleştiğimize inanıyoruz ve bu durumdan hiç de rahatsız olmuyoruz. Doğayla iç içe olmaya kampa, pikniğe, parka gitsek bile mutlaka fotoğraf çekiyor ve onu bir yerlerde paylaşma ihtiyacı hissediyoruz. Dolayısıyla cep telefonları tüm bunları yapabildiğimiz akıllı uzuvlarımıza dönüşüveriyor ve o olmazsa ne yapacağımızı düşünürsek eğer sadece afallıyoruz. Cep telefonu kullanmadan birileriyle sözleşip buluşabilir miyiz mesela? Paramız bittiğinde birinden borç istemek için ertesi günü bekleyebilir miyiz? Bekleriz de, gerek yok ki... Çünkü cep telefonu var. İşte bu yüzden onun olmama fikri insanları hastalık derecesinde korkutuyor.

Şöyle biraz geriye dönüp baktığımda ise 10 sene önceye kadar birbirimizi aramak, sms atmak ve yılan oynamak için kullandığımız bir aletin hayatımızda bu kadar yer etmesi ve onu kaybetme kokusunun literatürde bir karşılığı olması beni hayrete ve dehşete düşürüyor açıkçası. Üstelik kime sorsanız bu durumun farkında. Herkes tam dehşete düşecekken telefonlarını tekrar eline alıp kendisini aynı girdaba tekrar kaptırıyor. Bağımlı olmak tanımının tam olarak karşılığı bu. O olmadan yaşayamamak, onsuz bir hayat düşünememek... Cep telefonları olmadan bir hayat düşünemiyoruz düşünmek isteyip bundan korkan, kaygı duyanlara da "nomofobi" teşhisi koymuşuz.

Bu durum bu şekilde ne kadar devam eder, hayat tempomuz daha ne kadar hızlanabilir, biz daha ne kadar sosyalleşebiliriz ve en önemlisi bir şeylere daha ne kadar bağımlı olabiliriz gerçekten bilmiyorum. Bakalım 2019'un kelimesi ne olacak...

Kariyer
Sosyal Medyayı Kadınlar mı, Erkekler mi Daha Etkin Kullanıyor?

Geçtiğimiz günlerde onuncu yılını tamamlayan Facebook’un  bugün 1,23 milyar aylık aktif kullanıcısı mevcut. Dünya çapında 37 ofis ve 6 binden fazla da [...]

Bunlar İlginizi Çekebilir