Geçtiğimiz yıl kendilerini deinfluencing olarak tanımlayan bir ordu, kitlelerini abartılan ve vaatlerini yerine getirmeyen ürünlerden koruyarak tüketimlerini gözden geçirmelerini sağlamıştı. Deinfluence tanımı orataya çıkana kadar tüketim çılgınlığına, hızlı modaya hizmet eden internet bu alanda ilk darbesini almıştı.
Sahip olunan gücün satın aldıkları ürünlerden geçtiğini düşünmeye itilen sosyal medya kullanıcıları için TikTok'ta başlayan deinfluence trendi büyük bir fark yarattı. Deinfluence sosyal medya kullanıcılarının daha fazla şeffaflık talebinin ötesinde, artan tüketici yorgunluğunu ortaya çıkardı. Deinfluence ile başlayan hareket bugün hızla büyüyerek yeni bir TikTok trendini oluşturdu: Underconsumption core (tüketim azaltma).
Z kuşağının minimalizminin son versiyonu olan tüketim azlığı, daha basit yaşamak ve daha azına sahip olmaktan geçiyor. Trend olan TikTok videoları, satın almama zorlukları ve "nicelikten çok nitelik" gibi kavramları içeriyor. Yani bu yeni trende göre güneş gözlüğünüz kombininize uymuyorsa bu o kadar da önemli bir sorun değil.
Az tüketim trendinin örnekleri arasında bir güzellik ürününün son zerresini kullanmak, yeniden doldurulabilir ambalaj kullanmak, küçük kapsül gardıroplar bulundurmak ve yeni kıyafet satın almamak yer alıyor. Bu trend TikTok kullanıcılarını halihazırda sahip olduklarından en iyi şekilde yararlanmaya teşvik ediyor.
Az tüketim trendi ekolojik sebepler kadar maddi sebeplere de değiniyor. Birçok içerik üreticisi bu akım için ürettikleri içeriklerde ekonomik sıkıntı ve yoksulluğa da atıfta bulunarak sosyal medyanın yarttığı pembe dünyayı yıkıyor.
Az tüketim trendi neden bu kadar yaygınlaşıyor?
- Finansal ve ekonomik baskılar, özellikle büyük zorluklarla boğuşan genç nesiller için önemli bir faktör haline geliyor. Ekonomik sıkıntılar, daha az tüketme ve halihazırda sahip olunan şeylerden en iyi şekilde yararlanma fikrini sadece çekici değil, aynı zamanda gerekli hale getiriyor.
- Özellikle tüketim alışkanlıklarının gezegen üzerindeki etkisinin giderek daha fazla farkına varan genç nesil arasında artan çevre bilinci (Dünya Aşım Günü bu yıl 1 Ağustos'taydı) bu akımı daha cazip hale getiriyor. Bu artan farkındalık onları sürdürülebilir bir zihniyet benimsemeye, kısa vadeli tüketici memnuniyetinden ziyade uzun vadeli çevre sağlığına öncelik vermeye yönlendiriyor.
- Farkındalık ve dikkatlilik, bu trendin merkezinde yer alıyor. Tüketim alışkanlıklarını yeniden düşünerek bireyler satın alma kararları konusunda daha bilinçli hale geliyor ve bu da daha bilinçli ve düşünceli tüketime yol açıyor. Yerleşmiş bakış açısının değişimi, sosyal medyaya hakim olan yaygın tüketici kültürüne karşı güçlü bir panzehir oluşturuyor ve yaşama daha dengeli ve sürdürülebilir bir yaklaşım sunuyor.
- Örgütsel ve zihinsel sağlık faydaları da bu trendi besliyor. Daha az eşyayla, düzenli kalmak daha kolay hale geliyor ve bu da genellikle strese ve kaygıya yol açan dağınıklığı azaltıyor.