Yapay zekâ dünyasında dengeler hızla değişiyor. 2025’in en büyük dönüşümlerinden biri, “yapay zekâ güvenliği” odaklı yaklaşımdan “yapay zekâ savunması” stratejisine geçiş oldu. Bir zamanlar insanlık için uzun vadeli tehditleri tartışan sektör, artık AI sistemlerini kötüye kullanımlardan korumaya yöneliyor.
Özellikle OpenAI, xAI, DeepMind ve Perplexity gibi devler yeni yapay zekâ modellerini piyasaya sürerken, hackerlar ve kötü niyetli aktörlerin bu teknolojileri manipüle etme riski arttı. Yapay zekâ modelleri siber saldırılar için kullanılabilir, hassas verileri açığa çıkarabilir veya deepfake teknolojileriyle dezenformasyonu körükleyebilir.

Bu tehditleri bertaraf etmek için şirketler, modellerini "kırmızı takım" testlerinden geçiriyor. Ancak etik hackerlar ve güvenlik uzmanları, bu önlemlerin yetersiz kaldığını belirtiyor. Chicago Üniversitesi'nin yayımladığı Hackers' Almanack raporuna göre, AI güvenliğinin geleneksel siber güvenlik yaklaşımlarından çok daha karmaşık olduğu ve mevcut sistemlerin ciddi revizyonlara ihtiyacı olduğu vurgulanıyor.
ABD ve Avrupa’da yapay zekâ güvenliğine yönelik adımlar hızlanıyor. Paris’te düzenlenen üçüncü Yapay Zekâ Güvenlik Zirvesi, bu yıl "Yapay Zekâ Eylem Zirvesi" olarak isim değiştirerek daha somut adımların atılacağını işaret etti. ABD yönetimi, AI teknolojilerini hırsızlıktan ve kötüye kullanımdan koruyacağını duyururken, Fransa ulusal bir yapay zekâ güvenlik enstitüsü kuracağını açıkladı.
Uzmanlar, AI savunmasını güçlendirmek için işbirliğinin şart olduğunu vurguluyor. Şirketler arasında güvenlik açıklarının paylaşılması ve zaman içinde test edilmiş siber güvenlik programlarının yapay zekâya uyarlanması, yapay zekâ teknolojisinin daha güvenli hale gelmesini sağlayabilir. Yapay zekâ artık sadece bir inovasyon aracı değil, korunması gereken kritik bir teknoloji olarak konumlanıyor.