The Hammers Awards jüri üyelerinden
Vestel Pazarlama İletişimi & Perakende Pazarlama Grup Müdürü Feza Turunçoğlu, sürdürülebilirlik stratejilerinin öneminin altını çizerken, data kaynaklarının iyi analiz ederek tüketiciyi doğru okumanın pazarlamanın geleceğini şekillendireceğini söylüyor.
Vestel pandemi sürecini nasıl geçirdi? Sizce pandeminin sektörel olarak en büyük öğretisi ne oldu?
2019’un son döneminde aslında pandemi tüm dünyada etkisini göstermeye başladı ve Türkiye’de gerçek anlamda hayatı etkilediği noktada da biz de geri planda bazı altyapı sistemlerimizi de geliştirmiş ve o sürece kendimizi hazır hissetmiştik. Bu anlamda Vestel’in 24 Saatte Teslim uygulamasını örnek gösterebilirim. Pandemi koşullarında ihtiyaçlar çok fazla çeşitlenmeye başladı. Dolayısıyla tüketici evde geçirdiği zaman süresince bizim sektörümüzdeki ürün gruplarına daha farklı ihtiyaçlarla yaklaşmaya başladı. Ama tüketici sokağa çıkamıyordu, seçenekler arasında kıyaslama seçim yapamıyordu. Biz de bu bağlamda tüketicilerin ihtiyaçlarını evine getirir hale geldik ve 24 saatte teslim hayata geçirdik. Pandemi koşulları içerisinde baktığımızda ve hepimizin evlerden çalıştığı bir dönemde birden fazla departmanın ilgisiyle ortaya çıkan bu proje bizim için bir devrim niteliğindeydi diyebilirim.
Pandemiyle birlikte pazarlama sektöründe yaşanan dijitalleşme iş süreçlerinizi ve tüketici davranışını nasıl etkiledi? Vestel bünyesinde neler yaşandı dijitalleşmeyle?
Hepimiz biliyoruz ki dijital aslında hayatımızı değiştirmek üzere bangır bangır geliyordu. Pandemi sadece bu süreci hızlandırdı. Toplumun her kesimi aslında kendi ilgi ve ihtiyaçları çerçevesinde dijitalleşme sürecine girdi. Bu dönemde de dijital dünyaya adapte olan markaların çok daha fazla ayakta kalabildiğini görmüş olduk. 24 saatteki teslim hizmetimiz aslında bizim dijital dünyadaki en büyük değişim sağlayan unsurumuz oldu. Bununla beraber e-ticaret sitemizdeki alışveriş hızının ve dinamikleşmiş tüketici beklentilerini görerek çok farklı hizmetler geliştirmeye başladık. Bayiden sevk, 24 saatte teslim, kolay iade ve e-randevu gibi farklı farklı hizmetleri de tüketiciye sunduk. Dolayısıyla biz dijital dünyayla kol kola giden, dijital dünyanın aslında tüketici için hayatı kolaylaştıran özelliklerini ürün hizmetlerimizin içerişine yansıtan bir marka olarak bu süreci iyi planladığımızı düşünüyorum.
Pazarlamanın geleceği hakkında öngörüleriniz neler?
Verinin ne kadar önemli olduğunu hepimiz konuşuyoruz aslında. Şu anda hepimiz bizden alışveriş yapan, bizimle bir şekilde temas kurmuş ya da temas kurmamış ama neden temas kurmadığını derinlemesine anlamaya çalıştığımız tüketici dünyasını hissetmek, anlamak ve onlara dokunmakla geçiyor. Dolayısıyla data ve veri bizim için cok önemli. Datanın aslında nasıl işlenebileceğini öngörebilmek çok önemli. Bununla ilgili arka planda çalışma yapabilen markalar geleceğin markaları olacak diye düşünüyorum. Bununla beraber tabii ki sürdürülebilirlik stratejileri de çok önemli. Sürdürülebilir olmak, teknolojiyi iyi kullanmak ve data kaynaklarını da bir şekilde iyi analiz edip tüketiciyi doğru okumak pazarlamanın geleceğini şekillendirecek diyebilirim.
The Hammers Awards'un gelecek dönem pazarlama faaliyetlerine ve şirketlerin pazarlama ekiplerine nasıl etki edeceğini düşünüyorsunuz?
The Hammers Awards gibi ödüller hem şirketleri hem çalışanları hem o şirketlerin çalıştığı ajans ekosistemini de bence çok fazla etkiliyor. Bu ödüllere çok heyecanla hazırlanıyoruz aslına bakarsanız. Burada şöyle bir farklılık var, biliyorsunuz genelde yarışmalar kreatif işlerin ya da stratejilerin ödüllendirildiği yarışmalar haline geldi. Bu da aslında bu işlerin arkasında çalışan ekipleri ödüllendiren bir yarışma olduğu için motivasyonu çok yüksek. Gerçekten yılın pazarlama ekibi olmak, yılın dijital ekibi olmak, yılın etkinlik ekibi olmak bireysel aslında o çalışana değdiği ve dokunduğu için bence çok değerli. Tabii ki bu bir ekip işi aslına bakarsanız. Ekip sinerjisi için, ekip kültürü için, ekibin bir ortak hedefe ulaşmaktaki başarısını taçlandırmak için keyifli bir organizasyon. Özellikle pandemi döneminde çalışma saatleri o kadar değişti ki, hepimiz çok yoğun çalışıyoruz. Bunun bir yerlerde görülüp ödüllendirildiğini bilmek de hepimizi motive ediyor.