Ürün’den İnsan’a Pazarlamanın Yeni Hali

Bir önceki yazımda insanlığın ve pazarlamanın ortak hikayesinden bahsetmiştim. Bu yazımda ise pazarlamanın geçirdiği bu dönemleri ve özellikle içinde yaşadığımız Pazarlama 4.0’dan bahsedeceğim. Bu yüzyıllar süren ortak hikayede insanlığın geçirdiği evreler süresince tabii ki pazarlama da birçok değişim yaşadı. Bu dönemleri Pazarlama’nın 1.0’dan 4.0’a olan yolculuğu olarak ana dönemlere ayırabiliriz.

Siyah Olmak Kaydıyla İstediğiniz Rengi Seçebilirsiniz!

untitled Pazarlama 1.0, Henry Ford ile başlayan ve üretimin merkezde olduğu “ÜRÜN” odaklı dönemdi. Tüketiciler sadece pazarda bulunan hali hazırda üretilmiş ürünleri almak zorundaydı, tercih hakları veya başka seçenekleri yoktu..  

İletişim Kanalları Hızla Artmaya ve Yayılmaya Başladı!

history-of-marketing Sonrasında sanayinin gelişmesi ve üretimin artmasıyla rekabet dönemi başladı. Pazarlama 2.0 ile odak “ÜRÜN”den “İNSAN”a doğru kaymaya başladı. Artık tüketicilerin tercih kararı vardı ve kitlelere seslenmek için her türlü medya kanalı biz pazarlamacılar tarafından kullanılmaya başlandı. Müşterileri ikna etmek için TV, Gazete, Radyo, Sinema, Billbordlar bizim vazgeçilmezimiz oldu, her yerde karşınıza çıktık ve şimdi de içinden çıkamadığımız bir dünya yarattık! Etrafta o kadar çok mesaj var ki! Tüketiciler bakıyor ama görmüyordu…

Costumer is the King! / Müşteri Kraldır!

customer-is-king Pazarlama 3.0, şirketlerin üretim bandındaki standartlarına ve ticari avantajlarına uygun ürünleri artık satamayacağı ve aslında içinde bulunduğumuz dönemi yansıtıyor. Artık tüketiciler şirketlerin ürettikleri ürünleri değil kendi isteklerinin onlara sunulmasını istiyor.   Bu elbette yeni bir fikir değil. 4P’nin ( Product,Price,Place,Promotion - Ürün,Fiyat,Kanal ve Tutundurma Faaliyetleri ) 7P’ye (+People,Process, Phsical Evidence – İnsan,Süreç,Fiziksel Kanıt ) geçme ihtiyacı buradan ortaya çıktı. Yapılan onlarca pazarlama araştırmaları, focus gruplar, anketler aslında tüketicilerin ne istediklerini sürekli sorguluyor. Fakat tüketiciler bulundukları pazarda kendilerinin temsil edildiğine inanılan 1000 kişilik sample grupların söyledikleri verilere göre çıkan sonuçları önemsemiyorlar. Direkt kendi fikirlerine değer verilmesini istiyorlar. İşte bu yüzden müşteri kraldır diyoruz! Bu-Coca-Cola-Senin-Icin_Facebook-uygulamasi_5   Bu konuda verebileceğim en güzel örnek elbette Coca Cola’nın ambalajına yazdığı isimlerimiz. Ayrıca karnaval.com’un radyo pazarına getirdiği istediğin şarkıyı istediğin zaman dinleyebilme yeniliği ve ING Bank’ın “Başkasının yükünü taşımayın” sloganıyla yola çıktığı bireye yönelik iletişim stratejileri de iyi örneklerden birkaçı.     [embed]https://www.youtube.com/watch?v=No-Pv3-kAzU[/embed] Bu konuda çok güzel bir viral pazarlama örneği paylaşmak istiyorum. Direkt "O"na değer verin! [embed]https://www.youtube.com/watch?v=zIEIvi2MuEk[/embed]

Kabileler

Pazarlama dâhisi Seth Godin’in son kitabının adı: Tribes ( Kabileler ) Bu kitap aslında tam olarak da pazarlamanın geldiği en son aşamayı “İNSAN” üzerinden anlatıyor. Pazarlama 3.0’dan 4.0’a geçişi iç içe yaşıyoruz. Ama yakın gelecekte 4.0 dönemini özellikle biz pazarlama yöneticileri çok daha yakından incelemeliyiz. Bu evre aslında kitle iletişiminde sona gelinen bir dönem. Elbette hedef kitlenizde bulunan herkese bireysel olarak dokunamazsınız ama bir düşünelim; İlk çağlardan beri insanlar hep kabileler halinde yaşadı. Bu kabileler benzer din,örf-adet ve geleneklerle hayatlarına devam ettiler. Yüzyıllar boyunca insanlar hep kendisine yakın fikirli olan ve benzer davranışı gösteren insanlarla birlikte olmak istedi. Bu yüzden savaşlar çıktı, imparatorluklar kuruldu. Modern dönemde siyasi partiler, spor kulüpleri, en ateşli futbol taraftarları hep bir arada oldu. Ve yaşadığımız dönemde teknolojinin herkesin hayatına girmesiyle de yine Facebook’ta, Whatsapp’da gruplar kuruyoruz hep birlikte olmaya çalışıyoruz.  Yani aslında hep kabileler halinde yaşamaya devam ediyoruz. Bundan sonra markaların yapması gereken kitleden kabile iletişimine geçmek. Benzer fikirde olan insanların zaten doğal olarak bir araya geldiği platformlara sızmak veya bu platformları bizzat yaratmak! Bu kabilelere direkt ürün iletişimi yapmak yerine onları bir arada tutan duygusal bağları anlamak ve bu bağlara kendi ürün veya hizmetiyle nasıl fayda sağlayacağını onlara tek tek anlatmak. En net kabile örneklerine Canon mu Nikon mu savaşına giren fotoğraf makinası kullanıcılarını veya Apple’cı mısın yoksa Samsung’cu mu diyen telefon sahiplerini gösterebiliriz. Evet çok daha zor bir pazarlama döneminden bahsediyorum işte bu yüzden hem müşteri hem de içerik artık çok daha KRAL!    
Kariyer
Sosyal Medyayı Kadınlar mı, Erkekler mi Daha Etkin Kullanıyor?

Geçtiğimiz günlerde onuncu yılını tamamlayan Facebook’un  bugün 1,23 milyar aylık aktif kullanıcısı mevcut. Dünya çapında 37 ofis ve 6 binden fazla da [...]

Bunlar İlginizi Çekebilir