Üniversitelerde Dijital Pazarlama Süreci Nasıl İşler?

Hiç şüphesiz Türkiye’de son yıllarda “üniversite” bir sektör halini aldı. Evet, bilim ve sanat üretmek üzere tesis edilmiş olan veya tesis edilmesi gereken kurumlar, ne yazık ki tamamıyla maddi kaygıları olan ve kâr amacı güden sektörün bir parçası oldular. Tabi ki burada vakıf üniversitesi – devlet üniversitesi – tabela üniversitesi ayrımını yaparak üniversiteleri değerlendirmek gerekiyor.

Bazen tek bir kelime çok büyük anlamlar barındırır ve anlatmak istediğiniz uzun soluklu bir hikâyeyi ya da durumu birkaç sözcükle özetleyebilirsiniz.

Hep söylüyorum 2004’ten bu yana hiçbir şey eskisi gibi değil. Hem Türkiye hem de yeryüzü bir dönüşüm / değişim yani yeniden yapılanma sürecine girdi. Yeniden yapılanma sürecinde bazı sözcükler türedi, bazı sektörler oluştu bazı anlayışlar gelişti.

Takdir edersiniz ki üniversitelerin değişimin öncüsü olmak gibi bir misyonu vardır. Lakin ne yazık ki Türkiye’de üniversiteler; yapı, anlayış ve hacim olarak genişleyeceğine, tam tersine daraldı.

Üniversiteleri apartmanlara sıkıştırdık. Dolayısıyla bu tarz kurumlarda bilim ve sanat ana hedef olmaktan çıktı. Bunların yerine üniversitelerde, daha fazla öğrenci kapmaya çalışan bir mantık hâkim oldu.

email-marketing

Dikkat ettiyseniz daha başlarken üniversiteleri vasıflandırma gereği duydum. Zira gerçekten bilim yapmak üzere varlığını sürdüren üniversiteler ile “üniversite”lerin sektöre dönüşmesine sebep olan üniversiteler arasında bilinç, anlayış ve işleyiş farkı bulunuyor.

Üniversiteler arasındaki bu ayrım, her konuda kendini belli etmektedir. Nihayetinde üniversitelerin; reklam, dijital pazarlama ve sosyal medya yönetimi politikaları konusunda da amaç ve işleyiş itibariyle birbirlerinden ayrıldıklarını görüyoruz.

Bilhassa özel üniversiteler Nisan ayından başlayarak Eylül ayının ilk haftasına kadar ciddi bir tempoya girmekteler. Zira üniversiteler için öğrencilerin dikkatini çekme süreci Nisan ayında başlıyor.

Kurumsal iletişim departmanı bu 5-6 aylık süreçte epey bir efor sarf ediyor. Hatta öyle ki hiç izin kullanmadan ve fazla mesai yaparak haftalarca çalışmak zorunda kalabiliyorlar. Lakin kimi zaman boşa kürek çektiklerinin farkında değiller. Yanlış reklam stratejileri ve dijital ilerleme politikaları nedeniyle bazı üniversitelerde doluluk oranı %60 – 70’lerde kalıyor.

Bu oranlar standart bir sektör için iyi sayılabilecek bir kazanım gibi gözükse de reklama yüz binlerce lira para yatırmış ve doluluk oranlarıyla ilgili resmi yükümlülükleri olan üniversite sektörü için iyi değil, tam tersine çok vahimdir.

Bazı üniversitelerde dijital pazarlama sürecini yönetmiş biri olarak söylüyorum o kritik 5 – 6 aylık kritik ve yoğun süreçte işlerin daha da karışmasına neden olan birkaç şey var.

Birincisi, yeni nesil üniversite mottosuyla yola çıkan üniversitelerin geleneksel reklam politikalarıyla bir yerlere gelmeye çalışmasıdır.

İkincisi, kurumsal iletişim departmanı ile dijital sürecin yönetildiği ve aslında reklam sürecinin %60 – 70’ini idare eden dijital pazarlama departmanının ayrı birimler olarak konumlandırılmamasıdır.

Üçüncüsü, dijital pazarlama sürecinin Google’da veya Facebook’ta adwords / sponsorlu reklam çalışması gerçekleştirerek kullanıcılara 50 – 100 form doldurmayla tamamlandığının zannedilmesidir.

Dördüncüsü, dijital pazarlama sürecinin birer kolu olan ve dijital pazarlama yöneticisine bağlı çalışması gereken SEO, sosyal medya, kreatif, içerik, web master ve adwords süreçlerini kontrol edecek kişi ya da kişilerin üniversite bünyesinde tutulmayarak bu süreçlerin tamamının dışarıdan satın alınmasıdır. Bunun nedeni ise az önce bahsettiğim, kurumsal iletişim departmanı ile dijital pazarlama departmanının birbirinden ayrılmamasıyla ilgilidir.

social-media

Üniversiteler artık holding mantığıyla çalışıyorlar. Daha da önemlisi devlet üniversitesi veya vakıf üniversitesi olması fark etmez, her üniversite büyük ve karmaşık bir organizasyondur. Bu karmaşık yapının kontrol edilmesi için içeriden bir göze ihtiyaç vardır. Dolayısıyla üniversiteler; reklam, kreatif, web veya dijital süreçleri olabildiğince içerideki ekiple ilerletmeye çalışmalıdır.

Bazı üniversitelerde dijital pazarlama politikası her yıl Nisan – Eylül arası süreçte kurumsal iletişim müdürü tarafından yeni baştan yapılandırılır. Deneme yanılma yöntemine büyük paralar harcayarak dijitalde yıllardır istediği başarıyı yakalayamamış olan üniversiteler var. Hatta tercih sürecinde web sitesi kapalı olan üniversiteler bile gördük.

Zaten kariyer sitelerine göz atarsanız birçok üniversitenin Eylül – Ekim aylarında sosyal medya uzmanı, grafiker, dijital pazarlama yöneticisi, içerik uzmanı gibi ilanlar verdiğini görürsünüz. Bazı üniversiteler ise direkt kendi ismini kullanarak ilan vermez, bağlı oldukları vakıf veya arkasını yasladığı şirketler grubunun İK birimiyle paslaşarak bu alanlarla ilgili personel açığını kapatmaya çalışır.

Tüm bunlar dijital pazarlama departmanının eksikliğinden ve bu departmanın kurumsaldan ayrı olarak konumlandırılmamasından kaynaklanmaktadır.

Kariyer
Sosyal Medyayı Kadınlar mı, Erkekler mi Daha Etkin Kullanıyor?

Geçtiğimiz günlerde onuncu yılını tamamlayan Facebook’un  bugün 1,23 milyar aylık aktif kullanıcısı mevcut. Dünya çapında 37 ofis ve 6 binden fazla da [...]

Bunlar İlginizi Çekebilir