Türk kahvesine uluslararası şöhretini verdi, bizleri kavrulmuş ve çekilmiş kahve kültürüyle tanıştırdı. Yenilikçi yatırımlarıyla birlikte kahve dendiğinde akla ilk gelen isim olmayı başardı. Tarihi 19. yüzyıla dayanan Kurukahveci Mehmet Efendi'nin kuruluş hikayesine bir göz atalım.
Mehmet Efendi, 1857 yılında İstanbul'da dünyaya geldi. Çocukluk ve ilk gençlik döneminde babası Hacı Hasan Efendi'nin Tahmis Sokağı'nda baharat ve kahve çekirdeği satan dükkanında çıraklık yaptı. Türk kahvesi Osmanlı'da gözde bir içecekti ve döneminde Hacı Hasan Efendi'nin kahve çekirdekleri oldukça iyi olsa da Hacı Hasan Efendi esnaf mentalitesiyle çalışıyor ve gününe yetecek kadar satış yaptığında dükkanını kapatıp evine gidiyordu.
https://pazarlamasyon.com/turkiyenin-ismi-bile-degismeden-bugunlere-gelen-en-eski-markalari/
Hacı Hasan Efendi öldüğünde, genç Mehmet işin başına geçti. Tahmis Sokağı'ndaki birçok kahvecinin arasında öne geçebilmek için yeni bir yöntem geliştirdi ve kahveyi kavurup dibekte öğüterek nispeten daha ucuza satmaya başladı. Mehmet Efendi'nin kahve satışına getirdiği yenilik kısa sürede İstanbul'da duyuldu ve kendisi Kurukahveci Mehmet Efendi ismiyle anılmaya başlandı.
Kahvenin kavrulup öğütülmesi, pişirilmesi ve servisine kadar olan süreç özgünleşti ve Türk kahvesinin dünya çapındaki itibarını kazanmasının yolunu açtı. Amcası Osman Efendi, Mehmet Efendi'ye ortaklık teklif etti; kahvelerin satış noktalarını artırarak daha fazla tüketiciye ulaşmak için yeni şubeler açmak istiyordu. Mehmet Efendi ise aynı kalitenin diğer şubelerde sağlanamayacağını düşündüğünden bu fikri reddetti.
Mehmet Efendi'nin Hayriye Hanım ile olan evliliğinden üç oğlu dünyaya geldi. Mehmet Efendi ölmeden bir süre önce işleri oğullarına devretmişti. Aile 1934 yılında Kurukahveci soyadını aldı. Ailenin en büyüğü Hasan Selahattin, kahvenin yurt dışı pazara açılması gerektiğini anladı ve uluslararası etkinliklere katılmaya başladı. Bu dönemde artık Türk kahvesi demek, Kurukahveci Mehmet Efendi kahvesi demekti.
Marka bilinirliğinin de artmasıyla birlikte artan talebi karşılamak için geleneksel üretim yöntemleri artık yetersiz kalıyordu. Mehmet Efendi'nin diğer oğlu Hulusi, üretim teknolojilerinin yenilenmesine öncülük etti. Artık yerli pazarın yanı sıra yurt dışı talebi de karşılanıyordu. Hulusi Kurukahveci ayrıca, Tahmis Sokağı'ndaki ilk dükkanın yerine bugün de kullanılmakta olan ve dönemin mimari akımlarından "art deco" tarzından esinlenerek inşa edilen binayı yaptırdı. Dönemin usta grafikeri İhap Hulusi Bey'e de bugün hala kullanılan marka amblemi çizdirildi.
https://pazarlamasyon.com/ikeanin-ve-ingvar-kampradin-azim-dolu-hikayesi/
Hulusi Kurukahveci'nin vefatının ardından yönetim, Londra'da eğitim görmüş en küçük kardeş Ahmet Rıza'ya geçti. Modern satış ve pazarlama tekniklerini öğrenen Ahmet Rıza, markanın çağdaşlaşmasını ve tanınırlığının artmasını sağladı. Babası gibi o da yeni şubeler açma fikrine başlarda sıcak bakmıyordu. Yeni şube olmaksızın kahveleri daha fazla tüketiciye ulaştırmak için yeni bir yöntem geliştirdi; kahveler parşömenli kağıt paketlere konularak otomobille İstanbul'daki bakkallara dağıtılmaya başlandı. O dönem için büyük yenilik olan bu yöntemle markanın satış kanallarını güçlendirdi.
Daha sonra satış ve dağıtımı kolaylaştırmak için Galatasaray'da yeni bir şube açmaya karar verdi. Ayrıca o dönemde yeni yeni yaygınlaşan afiş ve takvim çalışmaları ile markanın reklamlarını artırdı. Reklamlar, markanın ülke genelindeki tanınırlığını büyük ölçüde artırdı.
1950'lerdeki ekonomik kriz sırasında yurt dışından kahve ithalatı durduruldu; kahve o kadar kıtlaştı ve pahalılaştı ki, artık lüks tüketim ürünü olarak kabul ediliyordu. Bu yıllarda oldukça sıkıntı yaşayan Kurukahveci Mehmet Efendi, çay satışına başladı. Nitekim Türkiye'de çay tüketiminin yaygınlaşması da kahvenin bulunamaması sebebiyle bu döneme tekabül etmektedir. Krizin aşılmasıyla birlikte Kurukahveci Mehmet Efendi üretime tekrar başladı ve Kadıköy'deki şubesini açtı.
Ahmet Rıza Kurukahveci'nin vefatının ardından, markanın yönetimi Mehmet Efendi'nin torunlarına geçti. Türk kahvesinin üretimine, tüketimine, satış ve pazarlamasına büyük yenilikler getiren Kurukahveci Mehmet Efendi markası, bugün birçok kıtadan 50 ülkeye kahve ihraç ediyor.