Tüketicilerin Yarısı, Ürünle Bağlantılı Reklamları Daha Fazla Dikkate Alıyor

Tüketiciler evde daha fazla zaman geçirmeye başladıkça, özellikle bağlantılı TV ve sosyal medya olmak üzere online içeriklerle de daha fazla zaman geçirmeye başladılar. DoubleVerify’ye göre, corona virüs salgınının başlangıcından bu yana online içerikle etkileşimde bulunma süresi iki katına çıktı ve bağlamsal olarak ürünle alakalı reklamların önemi arttı.
Önceki araştırmalar, pandemik sınırlamalar tüketicileri marka tercihlerinde ve satın alma yöntemlerinde daha fazla yeni deneyime yönlendirdiği için tüketicilerin %39’unun karantina sırasında yeni bir markadan ürün satın aldığını gösteriyor. DoubleVerify’ın çalışması, markaların güvenilir sitelerde görünen alakalı reklamlarla bu açık fikirliliği geliştirebileceğini öne sürüyor.
Tüketiciler, halihazırda online içeriklerle ilgilenmek için günde ortalama olarak 6 saat 59 dakika harcıyorlar; salgından önce ise bu süre 3 saat 17 dakika idi. Tüketicilerin yaklaşık yarısı (%48) sosyal platformlarda geçirdikleri zamanı artırdı. Kullanıcıların Youtube’da geçirdikleri zaman %43 arttı ve 18-24 yaş arası TikTok kullanıcısı sayısı büyük bir artış gösterdi.
Tüketicilerin %67’si, tanıdıkları veya güvendikleri bir yayıncının web sitesindeki bir reklamla etkileşimde bulunma olasılıklarının daha yüksek olduğunu, %55’i ise tanıtımın sahte veya kışkırtıcı haberlerin yanında görünmesi durumunda bir markayı kullanma olasılığının daha düşük olduğunu veya asla kullanmayacağını söyledi.
Pazarlamacılar, tüm pazarlama gelirlerini video tabanlı sosyal medyaya aktarmadan önce, bağlamın önemli olduğunu göz önünde bulundurmalılar; zira DoubleVerify’a göre, tüketicilerin %69’unun içerikle alakalı olması durumunda bir reklamı görme olasılığı daha yüksek. Bu yılın başlarında yapılan bir araştırma, haberlerin çoğunun pandemi odaklı olduğu haber programlarında corona virüs ile ilgili reklamların, daha genel mesajlar içeren reklamlardan daha iyi performans gösterdiğini ortaya koydu.
Zeo Agency Online Market Sektör Raporu Yayınlandı

Uluslararası dijital pazarlama ve SEO ajansı Zeo Agency’nin hazırladığı Online Market Sektör Raporu, 2019 ve 2020 yıllarının ilk çeyrek verilerini karşılaştırarak yaşanan değişimi, kullanıcı davranışlarını ve bunun dijital pazarlama ve […]
Reader Interactions
Bir cevap yazın Cevabı iptal et
Hafızalardan Silinmeyen Reklam Jingle’ları

Birçok marka, reklamlarının akılda kalıcılığını yaratıcı ve eğlenceli reklam müziklerine borçlu. Pazarlama kampanyalarında önemli bir yer tutan jingle'lar, dilimize dolanıyor, hafızamızda yer ediyor ve böylece marka bilinirliğini artırıyor. Yayınlandıkları tarihten itibaren jingle'larıyla aklımızda kalmış bazı reklamları derledik.
1. Türk Hava Yolları - Globally Yours
Nil Karaibrahimgil tarafından yazılıp bestelenen ve Sertab Erener tarafından seslendirilen, aynı zamanda Türk Hava Yolları'nın sloganı olarak kullanılan "Globally Yours", zaman içinde Türk Hava Yolları'nın birçok reklamında yer aldı.
2. Pınar Süt - Pınar'la Büyüdüm
Yine Nil Karaibrahimgil tarafından yazılıp bestelenen ve seslendirilen "Pınar'la Büyüdüm" şarkısıyla hem çocukları hem ebeveynleri hedef alan Pınar, geçtiğimiz yıl aynı kampanyanın devamı niteliğinde olan "Pınar'la Büyüttüm" reklamını yarattı.
3. M.P. One - M.P. Çocuğuyuz Biz
Bir zamanların efsane markalarından M.P. One ayakkabıları bir reklam filmi yayınladı ve yayınladığı dönemde hafızalara kazındı. Şimdilerde marka aklımıza pek gelmese de hazırladığı jingle'ı birçoğumuz hatırlıyoruz.
4. Domestos - Kötüyüm Ben Kötüyüm
Okan Bayülgen tarafından seslendirilen bir mikrobun yer aldığı Domestos reklamı oldukça sevildi ve "Kötüyüm Ben Kötüyüm" şarkısı pek çoğumuzun diline dolandı.
5. Pepsi - Yaşatır Seni
Pepsi, "Yaşatır Seni" sloganıyla birçok reklam kampanyası yürüttü. "O Anların Hepsi Yaşatır Seni" jingle'lı reklamı da bunlardan biri. Genç oyuncuların yer aldığı reklamda Pepsi, çılgın ve eğlenceli anların değerini bilmeyi teşvik ediyor.
6. Lassa - Sağlamsa Lassa
Dünya Serbest Dalış Şampiyonu Şahika Ercümen'in, Dünya Bilardo Şampiyonu Semih Saygıner'in ve Serdar Kılıç'ın yer aldığı Lassa reklamının "Sağlamsa Lassa" jingle'ını Mazhar Alanson seslendirdi.
7. Turkcell - Bir Adam Vardı Canı Sıkılan
Uzun yıllar dillere pelesenk olan bir diğer jingle ise Turkcell'in "turkcell-im" özelliğini tanıtmak için çektiği reklam filminin jingle'ı; "Bir Adam Vardı Canı Sıkılan".
8. Ülker - Akşama Babacığım Unutma Ülker Getir
Biraz daha eskilere gidelim ve Ülker'in ilk reklam filmi olan ve o dönem marka bilinirliğinin artmasına büyük oranda katkı sağlayan "Akşama Babacağım Unutma Ülker Getir" jingle'lı reklamını hatırlayalım.
Koton’dan Yeni Reklam Filmi

Koton, gençlerin giyim tercihleriyle ilgili karşı karşıya kaldığı önyargı ve etiketlemeleri, “saygı” temelinde ele aldığı yeni reklam kampanyasında “Şimdi Herkese Saygı Moda” diyor. Reklam filminde, mini etekli bir genç kızın […]
Hepsiburada ve Cem Yılmaz ile Efsane Başlıyor

Hepsiburada, usta sanatçı Cem Yılmaz ile başlatılan iş birliği kapsamında, unutulmaz Cem Yılmaz film karakterlerinin yer aldığı sürprizlerle dolu bir serinin ilk filmi 16 Ekim Cuma günü izleyici karşısına çıkacak. Hepsiburada’nın fark yarattığı hizmet ve inovasyonlarının vurgulanacağı iletişim serisinin ilk adımı “Efsane Başlıyor” söylemiyle izleyicilerle buluşacak.
Hepsiburada Müşterileri Her Zaman Odak Noktasında
Basın toplantısında Hepsiburada CEO’su Murat Emirdağ Hepsiburada’nın vizyonu ve hedefleriyle ilgili olarak şunları dile getirdi:
“Hepsiburada olarak, 40’a yakın kategoride, 30 milyonu aşkın ürün çeşidini müşterilerimizle buluşturan, aylık 200 milyonun üzerinde ziyareti ağırlayan dev bir platformuz. Hedefimiz Hindistan’ın batısıyla Almanya’nın doğusu arasında kalan geniş coğrafyanın en büyük teknoloji şirketi olmak. Bugün, sebze meyve gibi tüm taze gıda ve süpermarket ihtiyaçlarını birkaç saat içinde müşterilerimizin kapısına istedikleri saat aralığında getiren Hepsiexpress, kendi operasyonel lojistik yetkinliklerimizi sunduğumuz Hepsijet, dijital ödeme çözümlerimiz Hepsipay ve müşterilerimizi global bir oyuncu haline getirdiğimiz e-ihracat programımız Hepsiglobal ile bu büyük ekosistemi yönetiyor ve müşterilerimizin ihtiyaç ve beklentilerine göre her geçen gün yeniliyoruz.
Yapıcı iş modelimizle, kadın girişimcilere, KOBİ’lere, işletmelere ve yeni girişimlere teknoloji ve pazarlama gücümüzü seferber ediyor; perakendeyle birlikte büyüyoruz. Tüm bunları yaparken müşterilerimizi her zaman odak noktasına koyuyoruz. Tüm çabamız onlara her geçen gün daha iyisini sunmak, hayatlarını kolaylaştırmak, alışveriş deneyimlerini daha keyifli hale getirme ekseninde şekilleniyor. Müşteri memnuniyetini sektörün lideri olarak, kendimize misyon edindik ve uygulamalarımızla örnek olmaya devam ediyoruz. Bugün ülkemizin ve bölgesinin en fazla tercih edilen platformu olarak onlarca farklı tüketiciye hitap eden ürün ve inovatif servis çeşitliliğine sahibiz.”
Emirdağ, yeni iletişim atılımı kapsamında başlatılan Cem Yılmaz iş birliğiyle ilgili olaraksa şunları ifade etti:
“Silikon Vadisi ile Kapalı Çarşı kültürünü birleştiren veri ile tecrübeyi harmanlayan bir ekibe sahibiz. Dünyanın ve Türkiye’nin en iyi şirketleriyle yaptığımız iş birlikleriyle müşterilerimizin hayatında fark yaratan, sektörün ilklerine imza atmaya devam ediyoruz. Bu noktada da Türkiye’nin efsane ismi Cem Yılmaz ile örnek gösterilecek uzun süreli ve stratejik bir iş birliği modeliyle güzel bir yolculuğa başladık. Cem Yılmaz ile klasik bir ‘marka-ünlü’ ilişkisi şeklinde değil, stratejik bir yol arkadaşlığıyla çalışıyoruz. Yakında herkesin zevkle izleyeceği sürprizler ve daha fazlasıyla Hepsiburada olarak Cem Yılmaz ile sizlerin karşısına çıkmaya devam edeceğiz. Umarım sizlerin takdirine birlikte mazhar oluruz.”
Hepsiburada ve Cem Yılmaz’dan Uzun Süreli İş Birliği
Hepsiburada CMO’su Yüce Zerey, Hepsiburada ve Cem Yılmaz’ın birlikteliğinin klasik bir “marka-ünlü” ilişkisi olmadığını, Cem Yılmaz’la bir ilki de gerçekleştirdiklerini söyleyerek şöyle devam etti:
“Biz en baştan itibaren Cem Yılmaz ve Fikir Sanat ekibiyle strateji oluşturulmasından, yaratıcı süreçlere, fikirlerimizin ete kemiğe büründüğü prodüksiyonlardan, inovasyonların stratejik önceliklendirilmesine kadar birlikte yol alıyoruz. Büyük heyecanla başladığımız bu yolda öyle şeyler ortaya çıktı ve çıkıyor ki, sizinle paylaşmak için sabırsızlanıyoruz.”
“Keyifle ve Güvenle Hepsiburada’yı Kullanıyorum”
Sanatçı Cem Yılmaz ise kendisinin de halihazırda bir Hepsiburada müşterisi olduğunu, uzun yıllardır keyifle ve güvenle alışveriş yaptığının altını çizerek şöyle konuştu:
“Hepsiburada Türkiye’den çıkan, sadece ülkenin değil bölgenin en büyük e-ticaret şirketi. Dünyada geniş bir coğrafyada da önemli hedefleri olduğunu bizzat biliyorum ve yakından takip ediyorum. Teknoloji alanında Türkiye’den bir başarı hikayesi çıkacaksa, bunun Hepsiburada olduğuna inanıyorum. Ayrıca ben de Hepsiburada müşterisiyim ve uzun yıllardır güvenle ve keyifle alışveriş yaptığım bir markayla iş birliği yapmaktan, onların global hedeflerine katkı sunmaktan memnuniyet ve heyecan duyuyorum. Bu kampanya benim için de bir ilki barındırıyor. İlk defa filmlerimdeki efsane karakterleri bu film için bir araya getirdik. Umarım çok değerli tüketiciler de heyecanımıza bu süreçte ortak olur.”
Farklı reklam filmleri ve sürprizlerin olacağının, bu iş birliğiyle tüketicileri şaşırtmaya devam edeceklerinin de müjdesini veren Hepsiburada’nın basın toplantısında reklam filminin teaser’ı beğeniyle izlendi. Kampanyanın ilk reklam filmi ise 16 Ekim’de izleyiciyle buluşacak.
McDonald’s Brezilya, “Sosyal Mesafeyi” Vurgulamak İçin Logosunu Değiştirdi

McDonald’s Brezilya, fast food zincirinin logosunu, corona virüs hastalığının 2019 (COVID-19) yayılmasından sonra “sosyal mesafelenme” farkındalığını sağlamak için değiştirdi. Cuma günü şirketin resmi Facebook sayfası, profil resmini “M” harfinin ortadan […]
Pandemi Süreci ve Tüketici Duyguları

Nöropazarlama araştırma şirketi ThinkNeuro, corona virüs sürecinde tüketicinin duygularını anlamaya yönelik bir araştırma gerçekleştirdi. Dünyada ilk defa pandemi sürecini anlamak için “Derin Beyan” yöntemiyle 12 farklı ülkeden 7.200 katılımcı ile gerçekleştirilen araştırmanın Türkiye sonuçları açıklandı. İlginç verilerin sunulduğu ve kişilerin beyanlarından ne kadar emin olduklarının da incelendiği bu araştırmanın sonuçlarına göre, yanlış bilgilendirme nedeniyle haberleri sosyal medyadan takip etme alışkanlığı düşerken, bu süreçte insan odaklı ve samimi iletişim kuran markaların değeri her geçen gün artıyor.
Tüm dünyayı etkisi altına alan corona virüs salgını hayatın birçok alanında olduğu gibi tüketici tercih ve alışkanlıklarının da değişiklik göstermesine neden oluyor. Nöropazarlama araştırma şirketi ThinkNeuro’nun 24 Nisan-2 Mayıs tarihleri arasında Derin Beyan yöntemiyle gerçekleştirdiği araştırma sonuçları süreçle ilgili önemli veriler sunuyor. Türkiye’den 600 kişinin katıldığı araştırmaya göre katılımcıların yüzde 96’sı süreç boyunca devletin uyarılarına uyduğunu belirtiyor. Ancak bu cevabın doğrulunu ölçmeye yarayan derin beyan yönteminde ise bu oran yüzde 68’lere kadar düşüyor.
Araştırma beyan ettiğimizden farklı davrandığımızı gösteren başka ilginç sonuçlar da sunuyor. Bunlardan biri de salgından korunmaya yönelik yapılan önerilerin yarattığı motivasyonda kendini gösteriyor. İnsanları salgından korunma konusunda motive ettiğini belirtenlerin oranı yüzde 83’ten derin beyan yöntemiyle yüzde 23’e düştüğü görülüyor.
Araştırmanın bir diğer önemli sonucu da bu dönemde sosyal medyaya azalan güven. Yanlış bilgilendirmeler nedeniyle bundan böyle haberleri sosyal medyadan takip edeceklerini beyan edenlerin oranının yüzde 26’da kaldığı araştırmaya göre, bu dönemde insan odaklı ve samimi iletişim kuran markaların değeri tüketici gözünde her geçen gün artıyor. Araştırmaya katılanların yarısına yakını ise salgını kısa sürede yeneceğimiz konusunda umutlu.
Corona virüsün Boşanmaları Artıracağını Düşünüyoruz
Araştırma koronavirüs salgını sebebiyle tüketicilerin duygularına yönelik değerli bilgileri ortaya koyuyor. Buna göre katılımcıların yüzde 36’sı koronavirüsten korkuyor. Araştırmaya katılanların yüzde 26’sı kendi sağlığından endişe duyarken, yüzde 38’i bu süreçte sakin hissettiğini belirtiyor. Araştırmanın bir diğer ilginç sonucu ise koronavirüs salgınının boşanmaları artıracağı düşüncesi. Katılımcıların yüzde 57’si koronavirüs salgını sebebiyle boşanmaların artacağını düşünüyor.
Geleceğe Umutla Bakıyoruz
ThinkNeuro’nun diğer önemli bir tespiti de katılımcıların geleceğe yönelik öngörülerinin umut dolu olması. Araştırma sonuçlarına göre katılımcıların yüzde 46’sı yakın zamanda corona virüsün üstesinden geleceğimizi düşünürken, yüzde 44’ü insanların yakın zamanda karantinadan çıkacağını umut ediyor.
Araştırma, bu süreçte tüketici alışkanlıklarının değiştiğine dair önemli sonuçlar veriyor. Katılımcıların büyük kısmı bu yıl tatile gidemeyeceğini belirtirken, yaşanan bütün gelişmelere ve belirsizliklere rağmen sosyo ekonomik olarak bir engeli olmayanlar kişilerin birikmiş ihtiyaçlarını karşılamak konusunda hala istekli olduğu görülüyor. Katılımcıların yüzde 23’ü her şeye rağmen hala tatile gidebileceğini düşünürken, yüzde 17’lik bir tüketici grubu havaalanları açıldığında çekinmeden seyahat edebileceğinden emin olduğunu söylüyor.
Araştırmanın sonuçlarını yorumlayan ThinkNeuro CEO’su Doç. Dr. Yener Girişken şu değerlendirmede bulundu: “12 ülkede gerçekleştirilen ve global bir araştırma olan çalışma bizlere pandemi sürecinde tüketici duygularına yönelik çok önemli veriler sunuyor. Araştırma sonuçlarına göre katılımcılar pandemi konusunda belirli bilgilere sahipler ancak bu bilgileri içselleştirmedikleri için ciddi bir kafa karışıklığı söz konusu. Kişiler süreçle ilgili değişen duygu durumlarını ifade etmekte zorlanıyorlar. Bu nedenle, gerek pandemi sürecinde gerekse pandemi sonrasında tüketicilerin duygu durumlarını etkin biçimde anlamak ve tüketici davranışlarına dair ön görüler geliştirmek çok zorlaşıyor. Bu noktada, tüketici davranışındaki değişimi doğru şekilde gözlemlemek için Türkiye’de ilk defa tüketicinin bilinçdışını ölçümleyebilen Derin Beyan yöntemiyle gerçekleştirilen Corona virüs Araştırması, kişilerin beyan ettiğinden daha farklı biçimde düşündüklerini ortaya koyuyor. Katılımcıların büyük çoğunluğunun toplumun doğru kabul ettiği davranışlara uygun beyanda bulunduğunu görüyoruz. Ancak bu beyanları içselleştiren ve buna uygun davranan katılımcıların oranının, yalnızca beyanda bulunanlardan kayda değer biçimde daha düşük olması dikkat çekiyor. Bir örnek vermek gerekirse, katılımcıların yüzde 95’i doktorlarla gurur duyduğunu beyan ederken bu beyanda emin olanların oranın ise yüzde 67’ye kadar düşüyor. Derinlemesine görüşmelerde bu farkın bir sebebinin, yanlış bilgilerin yayılmasına katkı sağlayan doktorlar olduğunu gözlüyoruz. Aynı şekilde Derin Beyan yöntemi sayesinde katılımcıların yüzde 37’sinin bu süreçte işini kaybetmekten kesin olarak endişe duyduğunu görüyoruz. . Tüketicilerin ciddi bir kısmının bu endişeyle davranmasına engel olmak için, işverenlerin bu endişeyi dindirmeye yönelik eylemlerde bulunması ve işveren markalarının geliştirilmesini öneriyoruz. Bu noktada marka iletişiminde tüketici/çalışan odaklılık gibi kavramların ötesine geçilmesi ve insan odaklı bir iletişim tasarlanması son derece önem taşıyor.Özellikle bu alanda, iletişimin mesaj verme kısmı kadar, iletişimin taraflarını anlama kısmının da değerinin artacağını öngörüyoruz.
Araştırmanın verilerine dayanarak, insanların bu dönemden sonra ortalama davranışlarına geri dönme eğilimlerinin salgından sonraki davranışlarını etkileyeceğini öngördüklerini belirten Yener Girişken, “İnsanlar genel olarak uzun süredir evlerindeler. Bu süreçte biriken ve ötelenen ihtiyaçları olduğunu biliyoruz. Virüsün yayılma hızı azaldığında tüketiciler bu ihtiyaçlarını karşılamak isteyecekler. Bu zamana kadar alınan kararlarla süreci son derece iyi yöneten yetkililerin bu noktada daha fazla dikkatli olması gerekiyor. Yapılan çalışmalarda insanların birbirlerinin davranışlarını kopyalayarak hareket ettiğini görüyoruz. Yaz aylarıyla birlikte tehlikenin devam etmesi halinde tüketicilerin bu isteklerini bastırmaya yönelik iletişimin tercih edilebileceğini düşünüyoruz” dedi.
Gratis, 10 Kasım’da “İlhamımız Sensin” Diyor

Gratis, kadınların hayattaki ilham ve gücünü Atatürk’ten aldığını gösteren bir 10 Kasım reklam filmi yayınladı. Atatürk’ün bağımsızlık mücadelesinde karşılaştığı zorluklara karşı güçlü duruşundan alınan ilhamla kadınların hayat mücadelesinde yaşadıkları zorluklar […]