TikTok’a 5.7 Milyon Dolar Para Cezası Geldi

ABD Federal Ticaret Komisyonu (FTC), TikTok’un selefi ‘Musical.ly’ üzerinden çocuklardan yasadışı olarak kişisel bilgi toplayarak kullandığını, ebeveynleri bilgilendirme ve izinlerini alma mekanizmalarını işletmediğini belirtti. FTC, firmanın ‘Çocukların Çevrimiçi Gizlilik Koruma Yasası’nı (Children’s Online Privacy Protection Act-COPPA) ihlal ettiğine hükmetti.
300’den fazla şikayet geldi
FTC’ye göre, 2016 yılının Eylül ayında sadece iki haftada 300’den fazla ebeveyn Musical.ly uygulamasının çocuk mahremiyetini ihlal ettiği gerekçesiyle firmayla iletişime geçti. Ancak firmanın içeriğin kaldırılması yönünde ebeveynlerden gelen taleplere yanıt vermediği iddia edildi.
Şirket, 5.7 milyon dolar para cezasının yanı sıra 13 yaş altı kullanıcılar tarafından yüklenen tüm videoları kaldıracak ve bundan sonra kullanıcıların yaşını doğrulamalarını şart koşacak.
Firmadan yapılan ilk açıklamada, “Kullanıcılarımızın güvenliği ve mahremiyeti konusunu son derece önemsiyoruz. Koruyucu tedbirleri geliştirmeye ve yaygınlaştırmaya devam ediyoruz” denildi.
Ancak firma halihazırda İngiltere gibi diğer ülkelerdeki kullanıcılarına yaşlarını doğrulatma yoluna gitmeyeceğini söyledi. Firma, reşit olmayan kullanıcılarının sayısını paylaşmayı da reddetti.
Kaynak: Sputnik
Pamukkale İflas Kararına İtiraz Edecek

İzmir 1. Asliye Mahkemesi, Pamukkale Turizm Firması’nın konkordato talebini reddederek şirketin iflasına karar vermişti. Pamukkale Turizm ise bugün yapılan açıklamada iflas kararına itiraz edeceklerini belirten bir açıklamada bulundu. “Ülkemizin ulusal bir değeri […]
Reader Interactions
Bir cevap yazın Cevabı iptal et
Plastik Poşet, Neden Parayla Satılıyor?

- Marketlerdeki plastik poşetlerin parayla satılmasına yönelik uygulamanın amacı, insanların tek kullanımlık plastik poşetler yerine, kumaş ya da karton poşet kullanmalarını sağlayarak plastik poşet kullanımını azaltmak.
- Plastik poşetler, doğada kısa süre içinde çözünemedikleri (çözünmeleri yüzlerce yılı bulabiliyor) için doğaya fazlasıyla zarar veriyorlar.
- Dünya genelinde alışveriş yapan insanlar, her yıl yaklaşık olarak 500 milyar adet tek kullanımlık plastik poşet kullanıyorlar.
- Her yıl yaklaşık olarak 100 bin deniz canlısı ve 1 milyon deniz kuşu, plastik atıklardan ötürü ölüyor.
- İlgili Yazı: Marketten Satın Aldığım Poşetin Üzerinde Neden Marketin Logosu Var ve Neden Bunu Kabul Ediyorum?
Yeni yıla girdiğimizden beri plastik poşetlerin parayla satılması gündemin en çok konuşulan konularından biri oldu. Markette, bakkalda bununla ilgili yapılan çeşitli konuşmalara şahit oldum. Bu uygulamanın birdenbire nereden çıktığını sorgulayanlar, uygulamanın saçma olduğunu düşünenler ve daha fazlası...
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki, bu ani bir şekilde başlatılan bir uygulama değil. Aralık 2017'de, bu uygulamanın hayata geçeceğiyle ilgili bir haberi sizlerle paylaşmıştık. Yani 1 Ocak 2019 itibarıyla plastik poşetlerin parayla satılacağı, yaklaşık olarak bir sene öncesinden belli olan bir durumdu.
Bu uygulamanın anlamsız olduğunu düşünenlere ve itiraz edenlere gelecek olursak, o konuda söylemek istediğim şeyler var. Birçok insan, bu uygulamanın asıl amacının farkında değil gibi görünüyor. Tabii son dönemde dövizin yükselmesi, bunun akabinde birçok hizmet ve ürüne zam gelmesi ve vergi oranları artırılması, artık insanların ceplerinden çıkan her ekstra kuruşa dikkat etmelerine neden oldu ve bu yüzden plastik poşetin parayla satılmasına, insanların ön yargıyla yaklaşmalarını anlayabiliyorum. Bu yaklaşım, zaman içerisinde bazılarımızda bir nevi bir refleks haline geldi. Ancak bu uygulama, cebimizden çıkacak 25 kuruştan çok daha büyük bir önem taşıyor.
Bu uygulamanın amacı, tüketicinin cebinden her plastik poşet için 25 kuruş almak değil. Aksine insanların tek kullanımlık plastik poşetler yerine, kumaş ya da karton poşet kullanmalarını sağlayarak plastik poşet kullanımını azaltmak. Neden mi? Cevap, aşağıdaki görselde saklı.

Yukarıdaki görselde de görebileceğiniz gibi plastik poşetler, doğada kısa süre içinde çözünemedikleri (çözünmeleri yüzlerce yılı bulabiliyor) için hayvanlara ve doğaya fazlasıyla zarar veriyorlar. Google'da "animals plastic bags" şeklinde bir arama yaptığınızda, yukarıdakine benzer çok sayıda görselle karşılaşacaksınız. Vücudunun etrafına sarılı bir plastik poşetle yaşamak zorunda kalan hayvanlar, plastik poşetleri yiyen hayvanlar, hatta daha da kötüsü plastik poşet yüzünden ölen hayvanlar...

BBC'nin geçtiğimiz kasım ayında paylaştığı habere göre, yukarıda fotoğrafını paylaştığımız geyik, yüzünün plastik bir poşetle kapanmasından ötürü farkında olmadan yola fırladı ve bir aracın kendisine çarpması sonucu boynu kırılarak hayatını kaybetti. Ve ölmüş bir halde bulunduğunda, o plastik poşet hala kafasında duruyordu.
Tek Sorun, Plastik Poşet Değil
Aslında bu uygulamayla birlikte plastik poşet kullanımının azaltılmasının amaçlanması, plastik atıkların meydana getirdiği kirliliğe karşı başlattığımız mücadelenin ilk adımı. Zira plastikten üretilen her şey doğaya zarar veriyor.
Ocean Crusaders isimli internet sitesinin paylaştığı bilgilere göre, okyanusta 5,25 trilyon parça plastik atık olduğuna inanılıyor. Bu atıkların 269 bin tonu deniz yüzeyin yer alırken kilometrekare başına düşen dört milyar plastik mikro elyaf derin denizlerde varlığını sürdürüyor. Bununla birlikte dünya genelinde alışveriş yapan insanlar, her yıl yaklaşık olarak 500 milyar adet tek kullanımlık plastik poşet kullanıyorlar.
Aşağıdaki fotoğrafta burnuna plastik pipet saplanan bir deniz kaplumbağasının burnundan bu plastik pipedin çıkarıldığı anı görebilirsiniz. İç acıtan bir görüntü ve bu maalesef bizim eserimiz.

Yukarıdaki zavallı deniz kaplumbağası gibi, plastik atıklar yüzünen hayatına acı dolu bir şekilde devam etmek zorunda kalan, hatta hayatı sonlanan hayvanların sayısı azımsanmayacak kadar fazla.
Ocean Crusaders'ın paylaştığı bir başka veriye göre, her yıl yaklaşık olarak 100 bin deniz canlısı vücutlarına dolanan plastik atıklardan ötürü ölüyor. Daha da kötüsü, her yıl 1 milyon deniz kuşu da plastik atıklardan dolayı hayatını kaybediyor.
Şu anda plastik kullanımının zararını direkt olarak görmesek de, umarsız bir şekilde plastik atıklarla çevreyi kirletmeye devam edersek, ekolojik dengenin bozulması sonucunda bizden sonraki nesillerin bunun cezasını fazlasıyla çekeceğine kesin gözüyle bakabiliriz.
Bunun yanı sıra Hawaii Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırma, plastiğin doğrudan güneş ışığına maruz kalması durumunda, zararlı sera gazları olan metan ve etilen üretecek şekilde reaksiyona girebileceğini ortaya koydu. Yani bu araştırma, tam olarak ne kadar etkisi olduğu bilinmese de, plastik atıkların küresel ısınmaya etkisinin olduğunu gösteriyor.
Belki birçok kişi için "kör göze parmak" niteliğinde bir yazı oldu bu. Ancak "bir kişinin bile farkındalık kazanmasını sağlasam kardır" düşüncesiyle bunları paylaşmak istedim. Çünkü emin olun, detaylara odaklandıkları için büyük resmi gözden kaçıran insanların sayısı hiç de az değil.
Elon Musk’tan İlhamla: Günlük Kararlarımız için Bir Doz Cesaret

Tarih her zaman cesur kararlar alıp, arkasında duranları hatırlar. Bugün biz teknoloji konusunda cesur davranan 21. Yüzyılın en heyecan verici araç şirketi Tesla ve Space X ile uzay seyahatini gerçekliğimiz […]
Türkiye Ayakkabı Sektörü: Genel Görünüm

Giyim alışverişlerinde önemli yer tutan, çoğu tüketici için satın alması en keyifli ürünlerden olan ayakkabılar bu haftaki inceleme konumuzu oluşturuyor. Sektörde öne çıkan gelişmeleri ve tüketici tercihlerini bu yazıda kısaca ele almaya çalışacağım.
Rahat ve Spor Giyinmek Ayakkabı Alışverişinin Çehresini Değiştirdi.
Türk tüketicisi ayakkabı tercihinde artık klasik ayakkabı modellerini çok daha az tercih ediyor. Rahat ve esnek ayakkabılar hem gündelik yaşamda hem iş hayatında hem de sosyal hayatta ilk tercih edilen ayakkabılar olmaya başladı. Özellikle iş hayatında bu değişimin farkında olan markalar, ayakkabı modellerinde tasarıma ve iyi malzeme kullanımına önem vermeye başladı. Kadın ayakkabılarında resmi görünümün sembolü olan topuklu ayakkabıların yerini çok daha rahat sneaker ayakkabılar almaya başladı.
Kadın ve Erkek Tüketicilerin Ayakkabı Alışverişi Tutumları Birbirinden Ayrılıyor.
Çoğu sektörde olduğu gibi ayakkabı sektöründe de kadın ve erkek tüketicileri ayrı ayrı değerlendirmek gerekiyor. Kadın tüketiciler ayakkabı alışverişinde aldıkları ayakkabının sayısına önem verirken, erkek tüketiciler ise daha çok ayakkabının niteliklerine önem veriyor. Türkiye'de giyim ve ayakkabı sektörünün büyümesinde özellikle orta gelir düzeyindeki tüketicilerin bu sektörü beslemesi etkili görülüyor. Bu kategoride faaliyet gösteren H&M, Zara ve Mango'nun giyim ve ayakkabı sektöründeki ağırlığı hissediliyor. Bu markaların başarısında tanıtım, ürün tasarımı, mağaza içi tasarım ve tüketici ilişkileri alanlarında gösterdikleri performans gösterilebilir. Markalar kadın ve erkek tüketicilerin tercih kriterlerini iyi analiz ederek ve ürünlerini uygun fiyatlarla tüketicilere sunarak sektörde başarılı olabilir.

Ayakkabı sektöründe hacim büyüklüğünü sırasıyla kadın, çocuk ve erkek kategorileri oluşturuyor. 2018 yılında bu kategorilerde yaklaşık 219 milyon çift ürün satıldı.
İnternetten Perakende Satış En Hızlı Büyüyen Satış Kanalı Haline Geliyor.
Tüketiciler, internet kanalı sayesinde fiziki mağaza odaklı alışveriş alışkanlığından kurtulmaya başladı. Bir tüketici istediği ayakkabıyı tespit ettikten sonra o ürünü farklı sitelerden fiyat, taksit olanakları, ücretsiz gönderim, iade ve değişim olanaklarını karşılaştırarak satın alabiliyor. Böylece tüketici için çok avantajlı bir satış kanalı oluşmuş oluyor. Özellikle hem fiziksel mağaza hem de sanal mağaza imkanına sahip olabilen markalar "omnichannel" sayesinde sektörde rekabet avantajı elde edebiliyor. Türk tüketicisinin bu kanalı yoğun kullandığını tespit eden ve sektörde gelecek gören Amazon ve Alibaba gibi küresel markalar Türkiye'ye yatırım yapmaya başladı. Amazon, 15 farklı sektörde Türkiye'de satış yapmaya başlarken, Alibaba ise Trendyol'a yaptığı yatırımla pazara giriş yapmış oldu.

Ziylan Ayakkabı Sektör Liderliğini Elinde Bulunduruyor.
Kinetix, Polaris ve Lumberjack gibi markalara sahip olan Ziylan Ayakkabı, satış rakamlarında sektör liderliğini elinde bulunduruyor. Marka aynı zamanda FLO mağazaları bünyesinde geniş bir mağaza ağına sahip. Ziylan Ayakkabı, 2016 yılında Avrupa'nın ikinci en büyük ayakkabı markası olan Alman menşeli Reno markasına da yatırım yapmıştı.

Sektördeki Yerli Oyuncular Yabancı Markalardan Üstün Konumda Bulunuyor.
Türk tüketicisi, yerli ayakkabı üreticilerine ait markaların ürünlerine daha çok talep gösteriyor. Tüketicinin marka farkındalığının yanı sıra yerli markaların tüketicilerin beklentilerine uygun hareket etmelerinin bu başarıda payı büyük. Amazon, bu başarıdan pay elde edebilmek için 40 farklı yerli üretici ile anlaşma yaparak sektörde varlığını güçlendirmeyi hedefliyor. Buna karşılık 80 yılı aşkın bir tarihi olan Hotiç'in sektöre veda etmesi, yerli üreticiler açısından yakın zamanda görülen olumsuz gelişmelerden biri olarak görülebilir.
adidas, En Başarılı Yabancı Marka Olma Özelliğine Sahip.
adidas, birinci alt başlıkta değindiğim tüketici değişimini lehine kullanarak satışlarını artırıyor. Bunun yanında spor ayakkabının alt dalları alan koşu ve basketbol ayakkabılarında da önemli satış hacmine sahipler. Markanın uzun süredir üretim bandında bulunan Stan Smith, Gazelle ve Superstar gibi modelleri sneaker ayakkabı kategorisinde markanın kolaylıkla farklılaşmasını sağlıyor. Sneaker satışlarında aynı zamanda Kanye West ve Pharrel Williams gibi başarılı ünlülerle çalışmanın avantajını kullanıyorlar.

Bu ünlülerle yapılan "collaboration" ürünler markanın ayakkabı envanterine katma değeri yüksek önemli ürünler ekliyor.

Bir sonraki yazıda görüşmek üzere.
İki Can Hamilelik Sigortası Olanlar EvdekiBakıcım’dan Bakıcı Hizmetini Ücretsiz Alacak

Hamileliğinizin 9. ayında bile alabileceğiniz ilk hamilelik sigortası “İki Can” poliçesi ile Demir Hayat, bir yeniliğe daha imza attı. Bakım hizmetlerini tek bir platformda buluşturan EvdekiBakıcım ile iş birliğine giden […]
Üretim Hattına İdrarını Yapan Kellogg Çalışanı, Önemli Bir Sorunu Gün Yüzüne Çıkardı

- ABD'de bulunan eski bir Kellogg çalışanı, kahvaltılık gevrek üretim hattına idrarını yapması nedeniyle üç yıl hapis cezasına çarptırıldı. Bu olay, çeşitli fabrikalarda birçok işçinin yaşadığı önemli bir problemi gündeme getirdi.
- Yoksullukla mücadele örgütü Oxfam'in 2015'te yayımladığı raporda, kümes hayvanları fabrikası çalışanlarının rutin olarak tuvalet molalarını reddettiği belirtiliyordu. Çünkü işçiler tuvaleti kullanmayı talep ettikleri takdirde; alay konusu oluyor, göz ardı ediliyor, hatta kovulma tehdidiyle karşı karşıya kalıyorlardı.
- ABD Çalışma Bakanlığı'na bağlı İş Güvenliği ve Sağlığı İdaresi'nin 2017'te paylaştığı rapora göre, araştırmaya katılan ABD'nin beş farklı eyaletindeki işçiler, tuvaleti kullanma isteklerinin sıklıkla ertelendiğini ya da reddedildiğini ifade ettiler.
- İlgili Yazı: Avrupa'daki Amazon Çalışanlarından "Biz Robot Değiliz" Protestosu
Çok sayıda gıda üreticisinin üretip satışa sunduğu paketli gıda ürünlerinin ne kadar sağlıklı olduğu konusunda haklı olarak şüphesi olan çok sayıda insan bulunuyor. Tabii bu noktada ürünün içeriğine eklenen katkı maddelerinin yanı sıra, ürünün ne kadar hijyenik koşullarda üretildiği de büyük bir önem taşıyor. Geçtiğimiz günlerde ABD'de meydana gelen bir olay ise bu konuda şüphe duyan insanların şüphelerinin pek de yersiz olmadığını gözler önüne serdi.
Business Insider'ın paylaştığı habere göre, ABD'de bulunan eski bir Kellogg çalışanı, kahvaltılık gevrek üretim hattına idrarını yapması nedeniyle üç yıl hapis cezasına çarptırıldı. Ancak bu çalışanın böyle bir eylemi gerçekleştirmesinin ardında, çoğu kişinin göz ardı ettiği karanlık ve karmaşık bir hikaye yer alıyor.

Konuya açıklık getirmek için Kellogg fabrikasında meydana gelen bu olayın ardından yaşananları detaylıca sizlere aktaralım. WREG-TV isimli televizyon istasyonunun bildirdiğine göre, kasım ayının sonunda Gregory Stanton adlı eski Kellogg çalışanı, tüketici ürünleri üzerinde yapılan tahrifat suçundan suçlu bulundu.
Gregory Stanton, 2014 yılında, Memphis şehrinde yer alan bir Kellogg tesisindeki kahvaltılık gevrek taşıma bandı üzerine idrarını yaparken kendini videoya çekmişti. Bu olaydan iki yıl sonra ise Stanton, bu videoyu worldstarhiphop.com adresli internet sitesine yükledi. Bir Kellogg temsilcisi konu ile ilgili olarak e-posta aracılığıyla yaptığı açıklamada şunları dile getirdi:
"Bu olayın bizim dikkatimizi çekmesinin üzerinden iki yıldan fazla bir süre geçti ve sorumlu bireyin adaletin karşısına çıkarılmasından memnunuz."
Associated Press haber ajansının belirttiğine göre, Stanton'ın üretim hattına idrarını yapmasına ve daha sonra da bunun videosunu internette paylaşmasına neyin neden olduğu belirsiz. Ancak bu olay, üretim hatlarında idrar yapılmasının, fabrikalardaki önemli bir sorun haline gelmesinin ardında yatan nedenin ciddi bir şekilde araştırılması gerektiğini gözler önüne seriyor. Zira Kellogg fabrikasında yaşanan bu çirkin olay, bu konudaki tek örnek değil.
Birleşik Krallık merkezli yoksullukla mücadele örgütü olan Oxfam'in 2015 yılında yayımladığı bir rapor ise bu konuda önemli gerçeği gözler önüne seriyor. Oxfam'in bu raporunda, kümes hayvanları fabrikası çalışanlarının rutin olarak tuvalet molalarını reddettiği belirtiliyordu. Çünkü raporda belirtilene göre, işçiler tuvaleti kullanmayı talep ettikleri takdirde; alay konusu oluyor, göz ardı ediliyor, hatta kovulma tehdidiyle karşı karşıya kalıyorlardı.
Oxfam'ın raporunda belirtilene göre, üretim hattı üzerinde idrar yapmak, münferit bir olay olmaktan çok uzaktır. Yoksullukla mücadele örgütü, ABD'nin çeşitli eyaletlerinde faaliyet gösteren şirketlerde, üretim hattında idrar yaptıktan sonra küçük düşmüş hissettiklerini bildiren insanların hikayelerini topladı ve raporda, bu konuyla ilgili olarak şu şekilde bir açıklamaya yer verildi:
"İşçiler, temel bir insan ihtiyacının bu inkarıyla başa çıkmak için mücadele ediyorlar. Hatta dururken idrar yapıyorlar ve dışkılıyorlar, çalışmak için çocuk bezi giyiyorlar, sıvı ve akışkan maddelerin alımını tehlikeli derecelere kadar kısıtlıyorlar, sağlıkları ve iş güvenlikleri konusunda endişe ederken acı ve rahatsızlığa tahammül ediyorlar."
ABD Çalışma Bakanlığı'na bağlı İş Güvenliği ve Sağlığı İdaresi'nin 2017 yılında paylaştığı rapora göre, araştırmaya katılan beş eyaletteki işçiler, tuvaleti kullanma isteklerinin sıklıkla ertelendiğini ya da reddedildiğini ifade ettiler. Bununla birlikte bu beş eyaletin üçünde, et ve kümes hayvanı fabrikalarında çalışan kişiler, İş Güvenliği ve Sağlığı İdaresi'ne, gecikmiş ya da reddedilen tuvalet molaları nedeniyle böbrek sorunları ya da idrar yolu enfeksiyonları gibi sağlık sorunları yaşadıklarını bildirdiler. İki eyaletteki işçiler ise tuvaleti çok sık kullandıkları ya da tuvalete erişim eksikliğinden şikayet ettikleri takdirde, cezalandırılmaktan korktuklarını dile getirdiler.
Oxfam'ın bu raporunda adı geçen kümes hayvanları ve et üretim şirketleri, raporda yer alan bu iddiaları yalanladılar. Ancak işçilerin tuvalet molaları sorunu, et ve kümes hayvanı endüstrilerinin çok ötesine uzanıyor. Geçtiğimiz haziran ayında The Guardian gazetesinin internet sitesinde yayımlanan haberde, Tesla fabrikasında çalışan bazı kişilerin, yemek yeme ve tuvaleti kullanma arasında seçim yapmak zorunda bırakıldıklarını söyledikleri belirtilmişti.
Bununla birlikte geçtiğimiz nisan ayında, e-ticaret devi Amazon'un ikmal merkezlerindeki çalışanların, kovulma korkusu yüzünden tuvalete bile gitmediklerini ve yanlarında bulunan şişelere idrarlarını yaptıklarını sizlerle paylaşmıştık. Zaten Amazon'un ikmal merkezlerindeki çalışma şartları uzun bir süredir tartışma konusu ve bu nedenle Avrupa'nın çeşitli yerlerinde bulunan Amazon ikmal merkezlerinde çalışan çok sayıda kişi, Black Friday'de grev yapmıştı.
Tüm bunlara rağmen, eski Kellogg çalışanı Gregory Stanton'ın, tuvaleti kullanması yasak olduğu için kahvaltılık gevrek taşıma bandına idrarını yaptığını gösteren hiçbir kanıt yok. Yine de şirketlerin işçilere yönelik uyguladıkları bu baskının, çok daha büyük sorunları da beraberinde getirdiği son derece aşikar bir durum.
TikTok’a 5.7 Milyon Dolar Para Cezası Geldi

ABD Federal Ticaret Komisyonu (FTC), TikTok’un selefi ‘Musical.ly’ üzerinden çocuklardan yasadışı olarak kişisel bilgi toplayarak kullandığını, ebeveynleri bilgilendirme ve izinlerini alma mekanizmalarını işletmediğini belirtti. FTC, firmanın ‘Çocukların Çevrimiçi Gizlilik Koruma […]