1849'da, kadınların eğitiminin önemsenmediği bir dönemde doğan Bertha Benz, kadınların üzerindeki bu baskıya rağmen teknik konulara ilgi duymaya başladı. Bu ilgisi, onun benzinle çalışan ilk otomobille ilk uzun mesafe yolculuğuna çıkmasına ve Mercedes-Benz’in kurulmasına öncülük etmesini sağladı.
Bertha o dönemlerde makine mühendisi Karl Benz ile tanıştı ve Benz’in atsız araba yapma planları dikkatini çekti. Bertha, babasının istememesine rağmen Karl Benz ile evlendi. Evlendikten sonra atsız araba kullanma fikri üzerinde yıllarca çalışan çift, 29 Ocak 1886'da Karl'ın ürettiği motorlu araba için patent aldı. Böylece Karl Benz, benzinle çalışan otomobilin mucidi oldu.
Benzinli otomobilin ilgi görmemesi üzerine Bertha, Almanya'nın Mannheim şehrinden Pforzheim'a, oğulları Richard ve Eugen'i de yanına alarak eşinin haberi olmadan Benz motorlu araba ile yola çıktı. Yolların sadece atlı arabaların kullanımına uygun olmasından dolayı Bertha; tıkanmış valfler, kablolar, yakıt eksikliği gibi sorunlarla uğraştı. Bertha yılmayarak yolculuktaki her zorluğa bir çözüm buldu. Jartiyer ve bir şapka iğnesiyle araba tamir etmek, çözümlerden sadece biri. Sonunda hedefine ulaşan Bertha, tarihin ilk uzun mesafeli otomobil yolculuğuna imza attı. Bertha Benz’in 10 lirtre ligroin aldığı Wiesloch eczanesi ise dünyanın ilk benzin istasyonu olarak kabul ediliyor.
Ulaşımın at ve at arabaları ile yapıldığı 19. Yüzyılda, devrim niteliğindeki yolculuğuyla tarihe adını yazdıran Bertha Benz, eşine olan inancı ve motorlu taşıtlara olan ilgisi ile Mercedes-Benz’in mimarı oldu.