Türkiye heyecanlı bir yerel seçim geçirdi. Sonuçları herkesin yakından takip ettiğine eminim. Bu sefer ne seçimin sonuçlarını, sürprizlerini ne de partilerin vaadlerini konuşacağız. Masaya yatıracağımız konu; seçim öncesi aday adaylarının kampanya söylemleri… Hatta kampanyalarını o kadar beğenmiş olacaklar ki seçimi kazanan bazı adaylar iletişim söylemlerini kullanmakta ısrarlılar!
Hadi önce siyasi iletişim nedir, hatırlayalım…
Siyasi iletişimi; siyasal arenada ilgili aktörlerin; ideolojilerini, belli gruplara kabul ettirmek ve uygulamaya koymak üzere iletişim tekniklerini kullanmaları diye özetleyebiliriz. Amaç seçilmek ve iktidar olmaktır. Ve bu kapsamda kendilerini, partilerini bir marka olarak konumlandırarak, kamuoyuna topluma sağlayacağı faydayı, fikirlerini aktarır ve taleplerini iletilirler. Bunun için de herhangi bir marka gibi pazarlama iletişiminin tüm unsurlarından yararlanırlar. Peki siyasi iletişimin klasik bir marka iletişiminden farkı olmalı mı? Yanıt kısmen evet. Ana fark; marka iletişimi ( ürüne bağlı ) genel ihtiyacı, siyasi iletişim ise toplumsal ihtiyacı karşılamak için yapılıyor. Bu kadar temel bilgiden sonra gelin çok değerli, saygın başkanların iletişimlerine bir bakalım.
Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı; Ahmet Akın
Söylemi: Ahmet Akın, Size Yakın
Tespit & Soru: Akın & Yakın! Soyadına uygun bir kafiye bulunmasaydı Ahmet başkan halka yakın bir başkan olmayacak mıydı acaba? Ya da seçildikten sonra icraatlarını ‘Ahmet Akın şu işe bakın’ sloganlı bir devam kampanyasıyla sürdürecek mi acaba?
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı; Vahap Seçer
Söylemi: Vahap Seçer, Mersin Geçer
Tespit & Soru: Belediyenin halkına vereceği hizmetleri düşününce Mersin Geçer tanımının manasızlığı daha net ortaya çıkmıyor mu? Bu düz mantıkla ya Vahap Seçer’in Mersin’i geçerek Adana’ya hizmet edeceğini düşünürse seçmen?
Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı; Dr. Candan Yüceer
Söylemi: Candan Belediyecilik
Tespit & Soru: Belediyecilik hizmet mi bekler, candan bir çalışma mantığı mı? Candan belediyecilik nedir bilen varsa lütfen paylaşsın.
Adana Büyükşehir Belediye Başkanı; Zeydan Karalar CHP genel başkanını 7 Haziran Adana ziyareti için özel bir söylem hazırlatmış. Adana ÖZGÜR, Adana ÖZEL. Yine tartışılacak bir yaklaşım. Başkan seçim dönemi ‘Zeydan Karalar Adana’yı Karalar’ demedi iyi ki ama galiba bu tip iletişim buluşlarından mahrum kaldığına üzülmüş olacak ki açığı kapatmaya fırsat çıkınca pas geçememiş.
Zonguldak Belediye Başkanı; Tahsin Erdem
Söylemi: Zonguldak için Erdem’li Belediyecilik
Tespit & Soru: Belediye başkanın soyadı Erdem olmasa sanırım belediyecilik Erdem’li olmazdı.
İzmir / Konak Belediye Başkanı; Nilüfer Çınarlı Mutlu
Söylemi: Konak Mutlu Olacak
Tespit & Soru: Başkanın soyadı mutlu olmasa Konak halkı verilen hizmetlerden mutlu olmayacak mı? Ya da halk hizmet beklemeksizin sırf başkanın soyadı nedeniyle mutlu mu olmalı?
İstanbul / Üsküdar Belediye Başkanı; Sinem Dedetaş
Söylemi: Sinemde Üsküdar var.
Tespit & Soru: İsmi Sinem olmasa gönlünde Üsküdar olmayacak mıydı başkanın?
İstanbul / Bayrampaşa Belediye Başkanı; Hasan Mutlu
Söylemi: Bayrampaşa Mutlu Olacak
Tespit & Soru: Hizmet bahane, Bayrampaşa halkı mutlu olsun yeter diyor başkan. Olacak da nasıl olacak, neden olacak? Böyle iletişime biz de şarkı önerelim o zaman ‘kimse bilmez, kimse bilmez’…
Bu arada dikkat çekmek isterim ; iki farklı şehirde “Mutlu” soyadı ile iki başkan… Ve kelime oyunu iletişimi nedeniyle kolayca pişti olmuş iki başkan. Benim anladığım: tüm illerde mutlu soyadı ile başkanlar olsa tüm seçmenlerin mutlu olacağını anlıyorum ben ☺
İsim oyunları, kafiyeler, gençleri pas geçen eski nesil iletişim diline göre Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Mansur Yavaş’ın şöyle bir iletişim yaptığını düşünsenize; Mansur Yavaş, hizmette yavaş yavaş…
Ya da Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Muhittin Böcek için şu yaklaşıma ne dersiniz? Muhittin Böcek ile Antalya’da Böcek’siz günler…
Bir başka örnek de Ankara Çankaya Belediye Başkanı Hüseyin Can Güner için gelsin. Hüseyin Can Güner, hepinizi gömer’ dese neler olurdu bir düşünsenize…
Bu çalışmaların benzerleri; her siyasi partide, her ilde ve ilçede karşımıza çıktı. Değişen ve beklentileri farklılaşan seçmeni düşünerek yeni seçim döneminde partilere destek veren iletişimcilerin kolaya kaçmadan, en basit iletişim yöntemi olan kelime oyunlarından kurtularak seçmene ne verebileceklerini, neleri dönüştürebileceklerini anlatacakları daha akılcı, daha yaratıcı çözümlerle karşımıza çıkmasını umuyorum. Ancak hafif tedirginim… Ya şimdi de yaptıklarını akrostiş şiirlerle anlatırlarsa o zaman ne yaparız?
Sonuçta, siyasi iletişimi sıradanlaştırmadan çözüm üretenlere alkışlarımı iletiyorum lafım diğerlerine…
Bu arada aklıma geldi. Sizlerin önüne çıkan bu tip örnekleri benimle paylaşırsanız anlamlı bir kaynakça hazırlamış oluruz birlikte. Ne dersiniz?
Tüm bu iletişim kazalarına rağmen seçilen tüm başkanları gönülden tebrik ediyor, başarılar diliyorum.