Red Bull Basement 2024 kazananıyla tanışın!

Red Bull Basement, yaratıcı ve yenilikçi fikirleri bir araya getirerek genç girişimcilerin projelerini dünya çapında duyurmasına olanak tanıyor. Bu yıl Red Bull Basement 2024 Türkiye finalinde birinci olarak global sahnede yarışmaya hak kazanan proje, Sude Naz Sarımeşe'nin "UNIFY Kampüs Cepte" projesi oldu. Sude Naz Sarımeşe ile projenin detaylarını ve Red Bull Basement 2024 sürecini konuştuk.

Red Bull Basement, her yıl üniversite öğrencilerinin yaratıcı fikirlerini ve projelerini küresel bir platformda buluşturuyor. Bu yıl, Türkiye’de yarışan projeler arasında öne çıkan Sude Naz Sarımeşe'nin "UNIFY Kampüs Cepte" projesi oldu. Girişimciliğin ve sürdürülebilirliğin birleştiği bu projeyle, kazanan Sude Naz Sarımeşe Red Bull Basement 2024 Türkiye finalinde birinci olarak global sahnede yarışmaya hak kazandı. Biz de projelerinin arkasındaki zihinlerle bir araya gelerek, onların Red Bull Basement deneyimlerinden ve projelerinin nasıl şekillendiğinden bahsettik.

Red Bull Basement, gençlerin fikirlerini geliştirebileceği, mentorlar ve uzmanlarla bir araya gelerek projelerini büyütebileceği bir ortam sunuyor. Katılımcıların, hem girişimcilik becerilerini hem de teknolojik yetkinliklerini geliştirerek dünyaya değer katabilecek projeler üretmelerini sağlıyor. Sude Naz Sarımeşe de geliştirdiği "UNIFY Kampüs Cepte" projesi ile bu yıl bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirerek, yenilikçi ve sürdürülebilir bir çözüm ortaya koydu.

Projen için ilham kaynağı neydi? Bu fikri geliştirmeye ve Red Bull Basement’a sunmaya nasıl karar verdin?
İlham kaynağım, kendi üniversite hayatımdaki kaos ve karmaşaydı. Okuldaki elektronik servisler birbirinden kopuk, etkinlik duyuruları bir oraya bir buraya savrulmuş ve sosyal hayatımla akademik hayatım arasında denge kurmak imkansız gibiydi. Kendimi sürekli bir tükenmişlik içinde buluyordum. Bir gün, "Bu kadar zor olmak zorunda mı?" diye düşündüm. Üniversite hayatımı düzenleyen, beni gerçekten anlayan ve işlerimi kolaylaştıran bir platform neden yoktu? O gün, bu fikrin tohumlarını attım. Red Bull Basement’a katılma kararı ise bir şeyleri değiştirme isteğimin kulübümüzün etkinliği duyurmasıyla denkleşmesinden doğdu. Eğer dünyayı değiştirmek istiyorsak işe Red Bull Basement ile başlamalıydık.

Geliştirme sürecinde karşılaştığın en büyük zorluk neydi ve Red Bull’un desteği bunu aşma konusunda nasıl bir katkı sağladı?
En büyük zorluk, çokça küçük sorunun ve fikrin organize edilmesiydi ve fikri hayata geçirirken nereden başlamam gerektiğini bilmemekti. Herkes gibi ben de başta biraz panikle ve mükemmeliyetçi bir tavırla, her şeyi aynı anda çözmeye çalışıyordum. Ancak bu süreçte fark ettim ki, mükemmel olmaktan çok, ayakları yere basan bir fikir çıkarmak önemliydi. Red Bull’un böyle bir yarışmayı düzenlemesi, mevcut ödüller ve potansiyeller fikrimi organize etmek konusunda beni motive etti. Bir fikirden daha fazlası olabileceğini hissettim.

Yapay zekâ destekli araçlardan faydalandın mı? Eğer evet ise bu araçlar Red Bull Basement projenizin hangi yönlerini geliştirdi?
Elbette, yapay zekâ bu projenin kalbinde. Geliştirme sürecinde yapay zekâ ile fikrimin potansiyel açıklarından ve eksikliklerinden haberdar oldum. Ana fikri de daha geniş bir vizyona ulaştırmasının yanında yapay zekâ destekli araçlar sayesinde projeme ihtiyacı olan yapılandırmaları da kazandırdım. Yapay zekâyı sadece kullanmadım, ondan ilham alarak hep daha fazlasını hayal ettim.

İstanbul’daki finalde sergilediğin Red Bull Basement’ın projeyle ilgili geri dönüşlerini nasıl değerlendiriyorsun?
İstanbul finali benim için yalnızca bir yarışma değil, aynı zamanda hayalimin gerçek olabileceğini kanıtlayan bir sahneydi. Jürilerin yorumları ve soruları beni projenin geliştirmem gereken yanlarına daha çok odakladı.  Red Bull Basement’ın sunduğu platform, benim gibi düşünen insanlarla tanışmama olanak verdi. Finalden sonra aldığım geri bildirimlerle projemi bir üst seviyeye taşımak için daha çok heyecanlandım. Bu yalnızca bir başlangıç.

Tokyo’da düzenlenecek Dünya Finali’ne hazırlanırken öncelikli hedeflerin neler?
Öncelikli hedefim, projemi global bir bakış açısıyla değerlendirmek, her kültürde karşılık bulabilecek şekilde optimize etmek ve fizibilitesine odaklanmak. Bunun için hem kullanıcı deneyimini daha da geliştirmek hem de fikirlerimi en etkili şekilde ifade edebileceğim bir sunum hazırlamak üzerine çalışıyorum. Ayrıca, diğer ülkelerin projelerinden ilham alıp kendi projeme entegre edebileceğimiz yenilikçi fikirler keşfetmek istiyorum. Hedefim sadece sahnede parlamak değil, aynı zamanda dünyadaki en iyi projelerden biri olduğumu göstermek.

Red Bull Basement projenin gelecekteki potansiyelini nasıl görüyorsun? Hangi alanlarda genişleme ya da gelişme planlarının var?
Projem Red Bull Basement’ta dünya birincisi olsun ya da olmasın, her koşulda peşine düşeceğim. İlk etapta Türkiye’deki tüm üniversitelerde yaygınlaşmayı, ardından global pazara açılmayı planlıyorum. Uzun vadede uygulamamı öğrenci kulüplerinden kampüs yönetimlerine kadar herkesin ortak bir platform olarak kullanabileceği bir standart haline getirmek istiyorum. Ayrıca, yapay zekâ entegrasyonunu daha da derinleştirerek öğrencilerin kariyer planlamalarını ve kişisel gelişimlerini destekleyen araçlar eklemek gibi planlarım var. Bu platformun sadece üniversite hayatını düzenlemekle kalmayıp, öğrencilerin geleceklerini de şekillendiren bir rehber olmasını istiyorum.

Teknolojik girişimciliğe olan ilgin nasıl başladı ve bu alanda başka projeler geliştirmeyi düşünüyor musun?
Teknolojiyle büyüyen bir nesiliz ve sürekli karşılaştığımız problemleri çözmek için teknoloji kullanma fikri beni hep heyecanlandırdı. Fikrin icraat aşamasına gelmesi ise ilk olarak Boğaziçi Üniversitesi’nin aktif bir kulübü olan Compec’in Dijital Girişimcilik alt kurulunda başladı. Ben de bu alanda potansiyelim olduğunu düşünerek ilgilenmeye başladım, nereye kadar gidebileceğimi görmek istiyorum. Bu süreçte, yalnızca fikir üretmenin değil, bunu insanlara fayda sağlayacak bir çözüme dönüştürmenin de benim için ne kadar önemli olduğunu anladım. Aklımda sürekli başka proje fikirleri oluşuyor. Bunların notlarını alıyorum ve daha fazla proje geliştirmek istiyorum.

Türkiye’yi global sahnede temsil etmek senin için ne ifade ediyor?
Kendimle ve çıkardığım işle gurur duyuyorum, beni buna layık gören jüriye de en içten teşekkürlerimi iletiyorum. Türkiye’yi global sahnede temsil etmek hem büyük bir onur hem de bir sorumluluk. Üniversitelerdeki problemler tüm dünyada benzer olsa da, bu projeyi Türkiye’den çıkarıp uluslararası bir standart haline getirmek, hem kendi ülkemizin genç girişimcilerine ilham vermek hem de dünyaya “Biz buradayız ve bir fark yaratabiliriz” demek anlamına geliyor. Tokyo’da bu fikri savunurken, sadece kendim olarak değil, Türkiye’deki girişimcilik potansiyelini temsil eden biri olarak sahnede olacağım. Bu düşünce beni her zamankinden daha çok çalışmaya teşvik ediyor.

Kariyer
Sosyal Medyayı Kadınlar mı, Erkekler mi Daha Etkin Kullanıyor?

Geçtiğimiz günlerde onuncu yılını tamamlayan Facebook’un  bugün 1,23 milyar aylık aktif kullanıcısı mevcut. Dünya çapında 37 ofis ve 6 binden fazla da [...]

Bunlar İlginizi Çekebilir