Corona virüsü salgınının tüm dünyayı tehdit eden bir salgın haline geldiğinin farkedildiği ilk günlerde, ülkemiz de dahil olmak üzere pek çok ülkede insanlar, marketlere akın ederek kısa bir sürede temel ihtiyaç malzemeleri stoklarını tükettiler. Hatta dün gece de sokağa çıkma yasağının duyurulmasıyla birlikte benzer bir durum yaşandı. İşte bu durum, "panik satın alımı" olarak adlandırılıyormuş. Ben de bu terimle ilk olarak, insanların marketleri adeta yağmaladıkları günlerde, İngilizce yayın yapan haber sitelerinde karşılaştım.
Wikipedia'da aktarılan bilgiye göre, panik satın alımı, tüketiciler bir felaket beklentisiyle veya sonrasında ya da büyük bir fiyat artışı veya kıtlık beklentisiyle alışılmadık derecede büyük miktarlarda ürün satın aldıklarında ortaya çıkıyor(muş). Bir sürü davranışı olarak adlandırılan panik satın alımı, gerçekten bir kıtlık riski olsun ya da olmasın, gerçek kıtlıklara yol açabiliyor. Peki bu durum nasıl önlenebilir?
Geçtiğimiz günlerde "The Conversation" adlı internet sitesinde yayımlanan bir makalede belirtilene göre, panik satın alımının önüne geçmenin en etkili yollarından biri, alışveriş yapan kişiler arasındaki benzerlik duygularını vurgulamak olabilir. Çünkü başkalarını kendimize benzetmek genellikle iş birliğini arttırır.
Makaleye göre, bir diğer yöntem ise herkes panik satın alımı yaptığı fikrini önemsememektir. Yani marketlerin raflarının boşaltıldığına dair daha az haber paylaşılması, bu konudaki endişeleri de azaltabilir. Tabii, sosyal medya çağında bunun ne kadar mümkün olduğu da ayrı bir tartışma konusu. Aynı zamanda stoklama eylemlerinin daha fazla stoklamaya yol açtığı gibi, cömert davranışların sergilenmesinin de sosyal olarak duyarlı diğer eğilimleri ve iş birliğini artırabileceği ifade ediliyor.
Bunların yanı sıra makalede belirtilene göre, insanlar, küçük gruplarda daha iş birlikçi olma eğilimindedirler. Bu nedenle böyle zamanlarda aynı anda az sayıda insanın marketlere girmesi, bencilliği azaltmaya yardımcı olabilir.
Son olarak makaleye göre, bu gibi durumlarda, insanların sergiledikleri bencil davranışlar cezalandırılabilir. Stok yapanları utandırmak ya da dışlamak gibi sosyal yaptırımlar etkili olabilir, ancak bunlar utanç duyan kişilerde işe yarar. Doğrudan cezalandırma (para cezaları gibi) ancak bu kategorinin dışında kalan kişiler için de caydırıcı olacak kadar güçlü ise işe yarayabilir. Bununla beraber çok zayıf bir ceza, bireyler maliyet / fayda analizinin kendi lehine çalışacağını fark ettikleri takdirde, bencil davranışları artırabilir.