• Pazarlamasyon TV
  • Etkinlikler
  • Trend Raporları
  • Akademi
  • Kariyer
  • Prime
Created with Sketch.
  • Marketing Meetup
  • MarTech Awards
  • The Hammers Awards
  • Tech Brands 2020
Prime'a Giriş Yap Prime'a Kayıt Ol
  • Pazarlamasyon TV
  • Prime’ı Keşfet
  • Akademi
  • Kariyer
  • Trend Raporları
  • İlan Ver
  • Rapor Alarmı
facebook twitter linkedin whatsapp mail

Müşteriye Giden Yolda Doğru Renkler

Arsiv / 16 Haziran 2014
facebook twitter

Elinizde sihirli bir değnek olsaydı, hangi markaya ait logonun rengini değiştirirdiniz?

Mesela, MC Donalds’ın rengini beğenmeyen var mı? Peki  IBM’in rengi neden mavi diye düşünenler?  Redbull’un logo rengi turuncu da olabilirdi diyenler? Bankasının renginden memnun olmayanlar? Ya da tuttuğu takımın, desteklediği partinin logo rengini eleştirenler?

McDonalds_Fries_Light_Cool_Ad

Renkleri ve zevkleri tartışmak & değiştirmek genelde mümkün olsa da, konu markalara geldiğinde biz müşterilerin sesi biraz “sessiz” kalıyor. Yani hayale fazla kapılmadan gerçeğe dönecek olursak,  marka logolarındaki renk seçimlerinin her türlü sihir karşısında direnebileceğini söyleyebiliriz. Kısacası renk seçimi ne görüldüğü kadar kolay ne de sık sık revize edilecek kadar keyfi ve değişim odaklıdır.

Logo, her markanın vaadini uygun bir renk ve dizaynla bütünleştirip markanın kimliğini güçlendirirken,  markanın akılda kalıcılığını da sağlar. Bu ise yeri geldiğinde, duygularımızı pozitif yönde harekete geçirerek seçim sürecinde  o markaya yönelmemizde rol oynar. İşte logonun rengi markanın müşteriye yansıyan işaretlerinden biri olduğu için mecbur kalınmadıkça değişime gidilmez ve istikrarla kullanılmaya devam edilir.

Renk bazında, müşterilere görsel  çekicilik sunmak ve onların zihinlerinde olumlu bir algı yaratmak adına logo tabii ki yeterli değil. Markanın iletişim çalışmalarında kullandığı diğer yardımcı renkler, ambalaj tasarımı için seçtiği tonlar, paketlerindeki görsellerde kullandığı renkler,  satış noktası dekorasyonundaki tercihleri, web sitesindeki renk seçimi gibi işin içine zengin bir harmoni girer. Burada önemli olan markanın kullanacağı renk skalasının her alanda birbiriyle uyumlu ve kimliğe paralel olması ve logo renklerinden bağımsız  çalışmalar yapılmıyor olmasıdır. Kissmetrics’in  araştırma sonuçlarına göre alışveriş yapan bireylerin %80’i yeni bir ürünü satın alma kararında ilk neden olarak “ rengi” söylemiş.  Yine aynı araştırmada markaya ait rengin, bilinirliği %80 oranında arttırdığı saptanmış.  Yani renk seçimindeki özen ve istikrar, bir markanın müşteri zihninde hatırlanabilirliğini kolaylaştırır. Örneğin turuncu&morun Fedex’i ya da kırmızının Coca-Cola’yı çağrıştırması bu nedenledir. Doğal olarak marka için seçilen renk, kategoriyi en çok temsil eden, onu en çok anlatan renktir genelde. John Deere bir traktör markasıdır ve marka rengi, tarımın rengi olan yeşildir. Redbull bir enerji içeceğidir ve markanın rengi enerjinin zirvedeki temsilcisi olan kırmızıdır. Feminenliği ifade eden pembe, Barbie’nin rengidir. Peki anlamlı olabilecek bütün renklerin rakiplerce kullanıldığı pazara girecek bir marka için renk stratejisi ne olmalıdır?

coca-cola-funky-logo

Al & Laura Ries  farklı bir marka kimliği yaratmanın, doğru sembolik özelliğe sahip rengi kullanmaktan daha önemli olduğunu söylüyor.  Ülkemizde Vakıfbank’ın alışılagelmiş bankacılık renklerinden sıyrılarak sarıyı tercih etmesi ve yeni kimlik çalışmasında markasını yeniden  ve daha güçlü bir şekilde konumlandırması, bu fikri destekler niteliktedir. Müşteri kategorinin sembolik renkleri sayesinde markayı daha kolay tanıyıp kabullenirken; markanın farklılaşan kimliği ile de markaya dair olumlu bir imajı zihninde oluşturur.  Kimlik ve sembolik renk konularını ayrı düşünmeyi pek tercih etmesem de “kategorinin renk çemberinden çıkmak” aşırıya kaçılmadığı ve renklerin anlamlarına uygun çalışmalar yapıldığı sürece, mümkün diyorum. Sizce?

Diğer yandan, bazı pazarlamacılar da logoyu oluşturan unsurlar olan renk ve dizayndan; ikincisinin çok daha etkili olduğunu, form sayesinde markanın daha çok hatırlanacağını, rengin genelde ikinci planda kaldığını düşünür.  Kısmen doğrudur. Ancak Coca Cola, Garanti, IBM gibi markalar var ki, kullandıkları logo renklerinin kendi marka adlarıyla anılmasını sağlamayı kategorilerinde başarmışlar.

Diyorum ki ben; müşterinizle markanız arasında kurduğunuz köprünün rengi sizin renginiz olsun. Size doğru yürüyen müşterileriniz sizi seçerken renginizi de beğensin, ve sonra sizi renginizle de düşünsün ve sevsin.

‘Black Friday’in İsmi ve İndirimi Olmadan Yaşanan ‘Black Friday’ Çılgınlığı
‘Black Friday’in İsmi ve İndirimi Olmadan Yaşanan ‘Black Friday’ Çılgınlığı

Türkiye’de özellikle bu yıl tüm markaların ‘Black Friday’ demeden Black Friday indirimi yapmaya çalıştıklarını fark etmişsinizdir. Markalar Tabu oyunu oynayarak Black Friday’i tüketicilerine anlatmaya çalışıyormuş gibi davranıyorlar. Üstelik pek çok […]

comment 0
share
Etiketler
Al Ries FedEx IBM Mc Donald's vakıfbank

Reader Interactions

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uyanmakta Güçlük Çekenler için Google Clock’un Kullanıcılarına Yeni Bir Haberi Var

Tümay Ulutaş Ertuğrul / 01 Mart 2019
facebook twitter
Uyanmakta Güçlük Çekenler için Google Clock’un Kullanıcılarına Yeni Bir Haberi Var
  • Geçtiğimiz yıl Temmuz ayı itibariyle Google, Google Clock uygulamasına Spotify’ı entegre etmişti.
  • Yeni özellikle beraber, Android kullanıcılara o sıkıcı alarm sesi yerine, bir şarkı veya çalma listesini alarm olarak ayarlama imkanı sunuldu.
  • Farklı bir müzik yayını servisi kullananlar içinse geçtiğimiz günlerde güzel haber geldi.
  • Google Clock kullanıcıları şimdi de YouTube Müzik ve Pandora'dan (uygulamalar bulunduğunuz ülkede aktifse) kolaylıkla müzik seçip alarmlarını oluşturabilecek.
  • Bu arada, YouTube Müzik ve Pandora şimdilik ülkemizde hizmet vermiyor.
  • İlgili yazı; Spotify, Reklam Engelleme Uygulamalarına Karşı Önlemini Alıyor

Güne güzel başlayabilmenin, iş arkadaşlarınızla, ailenizle verimli bir gün geçirmemizin yolu yine güne keyifli bir şekilde uyanarak başlayabilmekten geçiyor. Ertelediğimiz alarmlar, bizi bazen paniğe sürükleyen o seslenişler (annemiz, bazen arkadaşımız ya da sevgilimizden gelen) zaman zaman hepimizin derdi. Beş dakika daha demeden, güne başlamayı kim istemez ki?

spotify-reklam-engelleme-uygulaması-1


Geçtiğimiz yıl Temmuz ayı itibariyle Google, sabahları yataktan kalkmayı kullanıcıları için daha keyifli hale getirebilmek adına Google Clock uygulamasıyla Spotify’ı entegre etmişti. Bu özellik, Android kullanıcılarının o sıkıcı alarm sesi yerine, bir şarkı veya çalma listesini alarm olarak ayarlamasına olanak sağladı. Fakat o dönem farklı bir müzik yayını servisi kullandıysanız, alarmlarınız yalnızca telefonunuza indirilen parçalar, melodilerle sınırlı kalmıştı.


Spotify entegresiyle gelen bu yeni özellik kullanıcılar çok beğendi ki hemen arkasından Google’ın diğer müzik servisleriyle ne zaman benzer entegrasyon kuracağı merak konusu oldu. Geçtiğimiz günlerde Google Clock’tan beklenen haber de geldi; şimdi kullanıcılar uygulamaların aktif olduğu ülkelerde Pandora ve YouTube Müzik'ten de kolaylıkla müzik seçip alarmlarını oluşturabilecek.

Kullanıcılar Google Clock 6.1 sürümüne gelen yeni güncellemeyle beraber bu ve bundan sonraki sürümlerde Spotify, YouTube ve Pandora gibi uygulamalardaki çalma listeleri, albümleri veya şarkıları kolayca alarm olarak seçebilecek. Bu arada, Youtube Müzik ve Pandora şimdilik ülkemizde hizmet vermiyor maalesef.

Müziği alarm olarak yayınlayabilmek için, önce ilgili uygulamanın telefonunuz da kurulu olması gerekiyor. Sonra tek yapmanız gereken 'Alarm sesi' seçeneğine dokunduğunuzda ilgili seçimi yapmak.

Eğer gerçekten öle ciddi bir uyanma sorunu yaşamıyorsanız, müzik servisleriyle giderilen bu çözümler (Türkiye'de yalnız Spotfy'dan faydalanabiliyoruz.) şimdilik işinizi görebilir ve eğer sağlam bir Spotify listeniz de varsa güne oldukça keyifli başlamanızı sağlayabilir. Khruangbin'le, Beirut'la, Thom Yorke'la ya da daha farklı bir seçenek Taylor Swift'le mi başlarsınız güne bilemiyoruz ama sevdiğiniz listelerle güne merhaba demek eminim size de iyi gelecek.

Bu arada sormadan geçmeyelim. Tüm bu entegre olmuş uygulamalara rağmen, Google Clock’un Google Play Müzik için aynı desteği sağlamamasının sebebini siz de bizim gibi merak ediyor musunuz?

Sizce neden bu entegrasyonu gerçekleştirmiyor? Değerli yorumlarınızı bekleriz.


Kaynak: engadget

2019’da Görebileceğimiz 4 Yaratıcı Pazarlama Trendi
2019’da Görebileceğimiz 4 Yaratıcı Pazarlama Trendi

Adweek, 2019 yılında görmeyi bekleyebileceğimiz 4 yaratıcı pazarlama trendini sıraladı. 2019’da fast food restoran zincirleri ve gıda üreticilerinin kendi markalarını taşıyan kıyafetler satışa sunması gibi olaylarla daha çok karşılaşacağız. Ryan […]

comment 0
share
Etiketler
Al Ries FedEx IBM Mc Donald's vakıfbank

E-Ticarette Kullanıcı Deneyimini Anlamak Nöropazarlama ile Mümkün

Cemre Üçhisarlı / 18 Mart 2019
facebook twitter
E-Ticarette Kullanıcı Deneyimini Anlamak Nöropazarlama ile Mümkün

Dijitalin hayatımıza girmesiyle birlikte tüketicilerin satın alma davranışları da farklılık göstermeye başladı. Eskiden sadece fiziksel ortamda mağazalardan ya da marketlerden alışveriş yapan tüketiciler artık e-ticaretin sağladığı kolaylıkla online alışveriş yapmaya da başladılar.  

Nöropazarlama danışmanı Seda Genç, satış hacmi 2021’de 4.5 trilyon doları bulması beklenen e-ticarette başarıyı yakalamak için dikkat edilmesi gerekenleri özetledi. 

E-Ticarette Iyi Bir Deneyim Sunmanın Yolu Duyguları Anlamaktan Geçiyor 

Tüketicilerin herbir kanalda farklı davranışlar sergilediğine dikkat çeken Neuro-mar Danışmanlık Kurucusu Seda Genç, “Tüketici aynı olsa da, davranışlar platformlar bazında farklılık gösterebiliyor. Bir tüketicinin fiziksel ortamdaki deneyimiyle, e-ticaretteki deneyimi bir olmadığı gibi, mobildeki alışveriş deneyimi de bilgisayar ekranındaki e-ticaret deneyimiyle aynı değil.” diye konuştu.

 “Kullanıcıların deneyimlerini anlamaya yönelik yapılan klasik araştırmalar günümüzde daha çok davranışsal verilere dayanmakta, rasyoneliteyi ve büyük veriyi ön planda tutmakta. Ancak ilgili davranışa neden olan duyguyu anlamaya yönelik araştırmalar genelde geri planda kalıyor. Halbuki biliyoruz ki kullanıcıları harekete geçirmenin yolu onlarda bir motivasyon oluşturabilmekten, dolayısıyla duygularını, düşüncelerini anlayabilmekten geçiyor. Nöropazarlama ile tüketicinin gerçekte ne düşündüğünü anlayarak e-ticarette daha iyi deneyimler sunabiliyor ve dönüşüm oranlarını arttırabiliyoruz” dedi. Tüketiciyi anlama yönünde yapılan araştırmaların da değişim gösterdiğini belirten Seda Genç, büyük verinin tüketicinin davranışlarının ardında yatan nedeni anlamada tek başına yeterli olmadığını, kognitif araştırmalarla desteklenmesi gerektiğini belirtti.

 Güvenlik ve Güvenilirlik Önemli 

E-ticaret sitelerinde kullanıcıların aksiyon almamasının ardında yatan nedenin genelde güvenlik ve güvenilirlik yönünde olduğunu belirten Seda Genç, “Sadece verdiğimiz mesajları değil, kullandığımız görsellerden, renklerden, yazı tipine kadar her şeyi birer güven unsuru olarak görmek gerekiyor.” dedi. 

 “Diğer yandan paylaşılan bilgilerin gizliliği de kullanıcılar için oldukça önemli. Günümüzde sahtekarlığın, dolandırıcılığın ve bilgi hırsızlığının artması güvenlikle ilgili çekinceleri artırmakta. Dolayısıyla yapılması gereken, kullanıcılarda güvensizlik yaratan faktörleri tespit ederek ortadan kaldırmak olmalı.” şeklinde konuştu. 

 Tüketicilerde Güven Oluşturarak E-Ticaret Satışlarınızı Nasıl Artırabilirsiniz? 

Nöropazarlama danışmanı Seda Genç, e-ticaret sitelerinde güvenilirliği etkileyen genel unsurları ve bu unsurlar çerçevesinde nasıl güven oluşturulabileceğini aktardı: 

1. Ödeme İşlemleri: İstatistiklere göre ödeme sırasında alışverişten vazgeçme oranı %67 civarında. Ödeme işlemlerinin karmaşık olması, tüketici açısından işi daha da zor hâle getirebilir. Dolayısıyla bu adımlar basit ve anlaşılır olmalıdır. Ödeme adımlarını göstermek belirsizliği ortadan kaldıracağından tüketicileri daha güvende hissettirebilir.

 Ödeme sürecinin uzunluğunun da satın alma kararını %10 oranında etkilediği bilinmektedir. İyi bir kullanıcı deneyimi için bu sürecin çok uzun olmaması gerekiyor...

Farklı ödeme alternatiflerinin de sunulması kişiye tercih etme hakkı vereceğinden güven artırmada etkili bir yol olabilmektedir. Hatta yapılan araştırmalar, bireden fazla ödeme alternatifi sunulmasının, güveni %40 artırdığını göstermekte.

 2. Bilgilerin Gizliliği: Müşteriler verdikleri bilgilerin kötüye kullanılmasından endişe duyarlar. Bu nedenle şirketler, müşteri bilgilerinin ileride reklam-promosyon amacıyla kullanılacağı, otomatik bülten üyeliği yapılacağı gibi bilgileri kullanıcılarıyla açık ve net bir şekilde paylaşarak bunu kullanıcının iznine bırakmalıdır. 

3. Belirsizlik: Bazı kullanıcılar aradığı soruların cevabını bulamadığından ötürü bir belirsizlik yaşayarak siteyi terk edebilmekteler. Belirsizliği azaltmak için "Sıkça Sorulan Sorular" kısmının kapsamlı bir şekilde oluşturulması iyi bir alternatif olabilir. Ayrıca, iletişim bilgisi bulunmayan e-ticaret sitelerinde siteyi terk etme oranının %8 civarında olduğu düşünülürse, telefon numarası, adres gibi iletişim bilgilerinin sitede yer alması güvensizliği ortadan kaldırabilir.  

4. Sosyal Onay: Yorumlar ve puanlamalar kulanıcıların bir e-ticaret sitesinde en çok dikkat ettiği güvenlik unsurlarındandır. Kullanıcıların %85'inin bir satın alma işlemi gerçekleştirmeden önce kullanıcı yorumlarını okuduğu ve bu yorumlara güvendiği bilinmektedir. 

5. Garanti ve iade prosedürleri: Garanti ve iade koşulları da kullanıcıların kafalarında soru işareti oluşturmayacak şekilde düzenlenmelidir. Açıkça yazılmış iade koşulları pozitif bir etki bırakmakta ve güveni artırmaktadır.

Black Mirror’a Adım Adım Yaklaşıyoruz: Çin’de Öğrencilerin Odağını Ölçen Kafa Bandı
Black Mirror’a Adım Adım Yaklaşıyoruz: Çin’de Öğrencilerin Odağını Ölçen Kafa Bandı

Her türlü distopik veya insan doğasına aykırı teknolojiden bahsederken Black Mirror’u bir şekilde işin içine sokuyoruz çünkü dizinin vermek istediği asıl mesajı örnekler çoğaldıkça daha iyi anlıyor ve hakkını vermek […]

comment 0
share
Etiketler
Al Ries FedEx IBM Mc Donald's vakıfbank

Twitter Kullanıcılarından Neden Özür Diliyor?

Tümay Ulutaş Ertuğrul / 10 Ekim 2019
facebook twitter
Twitter Kullanıcılarından Neden Özür Diliyor?

Oldukça sık karşımıza çıkmaya başlayan bir durum olan “kişisel verilerimizin iznimiz olmadan reklam servisleri ile paylaşılması” ile ilgili güncel bir haberi sizlerle paylaşmak isteriz.

Twitter bu salı yaptığı açıklamada kullanıcılarının e-posta ve telefon bilgilerinin reklam servislerinde yanlışlıkla kullanıldığını itiraf ederek, kullanıcılarına üzgün olduklarını belirti.

https://twitter.com/TwitterSupport/status/1181661080033955840?s=20

Twitter Yardım Merkezi sayfasında yapılan açıklamada son zamanlarda, güvenlik veya emniyet amacıyla (ör. iki faktörlü kimlik doğrulaması) bir e-posta adresi veya telefon numarası verdiğinizde bu verilerin, özellikle Kişiselleştirilmiş Hedef Kitleler ve İş Ortağı Hedef Kitleleri reklam sisteminde olmak üzere yanlışlıkla reklam amacıyla kullanıldığını fark ettiklerini paylaştı.

Bu durum Kişiselleştirilmiş Hedef Kitleler ile yapılan reklamlarda, reklam verenin reklamları yalnızca kendi pazarlama listelerini baz alarak müşteri hedeflemesini baz alarak yapmadığı aynı zamanda, izinsiz (yanlışlıkla) çekilen Twitter kullanıcıları verileri de dahil ederek reklam hedeflemesi yaptığı anlamına geliyor.

17 Eylül itibariyle bu durumun meydana gelmesine neden olan sorunu çözüme kavuşturmuş olduklarını paylaştıkları yazıda, artık reklamlar için güvenlik veya emniyet amacıyla toplanan telefon numaralarını veya e-posta adreslerini kullanmayacağının altını çizerek vurguluyor.

Bu olaydan dolayı üzgün olduklarını eklerken ve bir daha böyle bir hata yapmamak için önlemler aldıklarını paylaşıyor. 

Hesap güvenliğini sağlama amacıyla uygulamaların hesaplarına tanımladığımız e-posta ve telefon bilgileri sürekli bir şekilde yanlışlıkla şirketin reklam servisleri ile paylaşılıyor. Açıkçası şimdi bu itirafla şeffaf olduklarını sanan platformların uzun vadede kaybettiklerini düşünüyorum. Evet hepimiz çarkın nasıl döndüğünü üç aşağı beş yukarı biliyoruz fakat bu haberler gündeme geldikçe de platformlara olan güvenimiz sarsılıyor.

Kaç kullanıcının etkinleşmiş olduğu net tespit edilmediği için resmi hesaplar ve web sitesinde tüm kullanıcıları bilgilendiren Twitter akıllar da soru işareti bırakıyor. Gerçekten rakam belli mi değil yoksa rakam çok büyük olduğu için mi paylaşılmadı bunu bilemiyoruz ama şundan eminiz ki Twitter değiş benzeri açıklamalarda bulunan diğer platformların artık bu hataların olmaması için radikal adımlar atması gerekiyor.

Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Değerli yorum ve önerilerinizi bekleriz.

Kaynaklar: Bank Info Security, Twitter Yardım Merkezi

8 Saniyelik Dikkat Süresi Olan Kitleye Nasıl Reklam Yapılır?
8 Saniyelik Dikkat Süresi Olan Kitleye Nasıl Reklam Yapılır?

Marketing Land, düşük dikkat aralığına sahip tüketicilere kısa, etkili ve yararlı bir pazarlama kampanyası yapabilmek için uygulanması gereken 6 stratejiyi paylaştı. Sosyal medya paylaşımlarınız yeterince etkileşim almıyorsa, paylaşımlarınızın bulundukları platforma […]

comment 0
share
Etiketler
Al Ries FedEx IBM Mc Donald's vakıfbank
Prime Özel: Kasım Trend Raporumuz Yayında
Trend Takibi: Türkiye'den ve Dünya'dan tüm trendleri inceliyor ve her ayın ilk günü posta kutunuza gönderiyoruz
İndir
Ücretsiz Abonelik
KARİYER
Pazarlamasyon'daki iş ilanlarına gözattınız mı?
NELER VAR?
Size haftada 2 kez en değerli gelişmeleri ücretsiz göndermek istiyoruz.
Haftalık bültenimize ücretsiz üye olun.

pazarlamasyon

Dijital nesile sunduğu kaliteli içerikler sayesinde sektörün en çok okunan online kaynağı olan Pazarlamasyon, pazarlamanın tüm bileşenleri, iş dünyası ve dijital dönüşüm konularında özgün ve fayda odaklı içerikler sunuyor.

facebook twitter instagram linked-in
  • Prime’ı Keşfet
  • İletişim
  • Hakkında
Ücretsiz Abonelik
  • Pazarlamasyon TV
  • Prime’ı Keşfet
  • Akademi
  • Kariyer
  • Marketing Meetup
  • Prime Üye Girişi
Created with Sketch.
×

Prime Giriş

Şifremi Unuttum

Şifreni mi unuttun?
| Giriş’e geri dön