Toplumun cinsiyet eşitliği konusunda farkındalık seviyesini ve cinsiyetçi kalıp yargılara karşı tavrını ortaya koymak için yapılan birçok araştırma, hem globalde hem de yerelde çarpıcı veriler koymaya devam ediyor. Araştırmalara göre karnemizde yine pozitif bir tablo yok, gelişmiş ülkelerin kadın-erkek eşitliğini sağlamada diğerlerinden ileride olduğunu görüyor ancak dünyanın hiçbir yerinde tam bir cinsiyet eşitliğinden söz edilmediği gerçeği ile yüzleşiyoruz. Bu bağlamda, Unilever Türkiye, Orta Asya, İran Güzellik ve Sağlık Kategorisi Lideri Natali Kasap ile, sektörün toplumsal cinsiyet eşitliği karnesine dair yorumlarını ve kadın istihdamını artırma adına yürüttükleri çalışmalarını konuştuk.
Medya, eşit ve kapsayıcı bir toplum yaratmak konusunda önemli
Dünya Ekonomik Forumu’nun “Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Raporu”nda dünya genelinde tam cinsiyet eşitliğine ulaşmak için önümüzde 132 yıl olduğu öngörülüyor. Ayrımcılık konusunda çözüme ulaşabilmek için “kimsenin geride bırakılmadığı” bir dünya vizyonuna ihtiyaç var. Tüm sektörlerde faaliyet gösteren şirketler; toplumsal cinsiyet eşitliğini şirket politikalarının önemli bir unsuru olarak benimseyebilir, samimi ve somut adımlarla toplumun da bu adımları atması için ilham kaynağı olabilirler.
Özel sektörü harekete geçirme hedefiyle çalışıyoruz
Unilever olarak şirketin bütününde ve liderliğin tüm seviyelerinde kapsayıcı temsiliyete odaklandık; kadın yönetici oranımız yüzde 52. Unilever Türkiye Yönetim Kurulu da bunun bir yansıması bugün itibarıyla 5 kadın, 6 erkek üyeden oluşuyor. Unilever Ev İçi Şiddet ve İstismara Yönelik İş Yeri Politikasını hayata geçirdik. Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) ile imzaladığımız ev içi şiddet farkındalığı protokolümüz ile başta fabrikalarımız, saha ekipleri ve iş ortaklarımıza TKDF eğitimleri veriyoruz. Uzun iyileşme sürecinde depremden etkilenen bölgelerdeki genç kadınları çalışma hayatına hazırlayabilmek amacıyla TurkishWIN ve TOBB işbirliğiyle hayata geçirilen "Milyon Kadına Mentorluk" programının kurucu destekçileri arasında yer alıyoruz. UN Women ve UN Global Compact’ın ortak inisiyatifi olan Kadının Güçlenmesi Prensipleri’nin 5. maddesinde “Ekonominin tüm bileşenlerinin kadınların ekonomik güçlenmesi sürecine dahil edilmesi gerektiği” vurgusu yapılıyor. WEPs, BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri, BM Küresel İlkeler Sözleşmesi gibi uluslararası inisiyatiflerden ilham alarak 2017 yılında kurduğumuz “Birlikte Güçlüyüz Platformu”nu ile Türkiye’de her firmanın farklı deneyim, iş alanı, kısıtlama ve olanaklarından yola çıkarak özel sektörü bu konuda harekete geçirme hedefiyle çalışıyoruz. Kurulduğundan bu yana atölyeler gerçekleştiren, üyelerine bire bir danışmanlık veren, değerlendirme raporları ve toplumsal cinsiyet eşitliği strateji dokümanları yayımlayan Birlikte Güçlüyüz Platformu, afet sonrasında aktif olarak yer almak üzere çalışmalarına üye şirketleri güç birliğinde birleştirmek üzere devam ediyor.
Amaç odaklı markalarımızla gerçek sorunlardan yola çıkıyoruz
Medya ve reklam içeriklerinin, eşit ve kapsayıcı bir toplum yaratmak konusunda önemli olduğunu düşünüyoruz. Unstereotype Alliance çatısı altında sektör paydaşlarıyla birlikte çalışıyoruz. Amaç odaklı markalarımızla gerçek sorunlardan yola çıkıyor, yarattığımız etkiyi kampanyalarımızla yaygınlaştırıyoruz. Elidor ile genç kadınları desteklediğimiz “Kendi Yolumuzda”; Simple ile siber zorbalık farkındalığı odaklı #iyikalpliol; Dove ile kadınlara özgüvenli bir duruş sergileyebilmeleri için cesaret verdiğimiz #EzberlerinÖtesinde kampanyalarımızı ve Cif reklam filmlerimiz ve uygulamalarımızla temizlik sorumluğunun sadece kadınların değil evdeki herkesin ortak sorumluluğu olduğu mesajını yaygınlaştırmamızı birkaç örnek olarak verebilirim.