“Mış gibi” yapma, gerçekten yap!
Amerikalı Psikiyatrist, Yazar Irvin D. Yalom'un ‘Nietzsche Ağladığında’ kitabında geçen bir sözle açmak istiyorum yazıyı: Gerçeğin ne kadarına dayanabilirim? Bugün gerçekler her zamankinden çok daha fazla ortada. Hatta hepimizin ceplerinde. Tabii görmek isteyene. Peki biz bu gerçeklerin ne kadarıyla ilgileniyoruz? Ne kadarıyla yaşayabiliyoruz? Ne kadarını iletişime taşıyabiliyoruz?
Bugünlerde eğer bir purpose kampanyası/filmi düşünüyorsanız işinizin -önceki yıllara göre- daha zor olduğunu söyleyebilirim. Klişelerin bol olduğu bu alanda yeni bir söylem bulabilmek ve etkili bir iş ortaya koyabilmek gittikçe zorlaşıyor. Yapılan kampanyayla mesajınız insanlarda “hı hı evet peki” etkisi de yaratabiliyor, çok beğenilip “sonunda biri bunu söyledi” hissi de oluşturabiliyor. Politize olup konu başka yerlere de gidebiliyor, ülkede bir anda gündem olup herkesin konuştuğu marka da olabiliyorsunuz. Medyanın parçalanmış olduğu günümüz iletişim evreninde konuşulmanın en etkili iş sonuçlarından biri olduğunu düşünürsek, hepimiz o konuşulan gerçek işleri yapmak için çalışıyoruz. WhatsApp gruplarında tartışılan, Twitter’da organik gündem ve paradigmaları değiştiren işler yapabilmenin yıllardır değişmeyen iki kuralı var: cesaret ve gerçekler.
Sizler için 2021 yılından üç tane gerçek iş seçtim. Üç iş de klişelere düşmeden gerçeklerden cesurca bahsediyor. Bazıları bahsetmekle kalmıyor dönüştürüyor, uyguluyor, reklamcılığa yeni bir bakış açısı getiriyor. Böyle güçlü işlerin tek bir özelliği oluyor.“Mış gibi” yapmıyorlar, gerçekten yapıyorlar.
Beats by Dr. Dre You Love Me
ABD yıllardır renkli insanlara uyguladığı şiddet ve ayrımcılığın günahlarını çıkarmakla meşgul. Bu konuda yaptıkları iletişimlerde çoğunlukla klişelere takılsalar da her zaman yeni bir yol bulmayı başarıyorlar. You Love Me bugüne kadar siyahi insanlar için düşünülen, içten içe beyazlar tarafından söylenen tüm gerçekleri açık açık söylüyor. Çekinmeden, sakin sakin. Üstelik yepyeni bir bakış açısıyla.
Starbucks, I Am
LGBT haklarının dünyada en az saygı gördüğü coğrafyalardan biri de Güney Amerika. Böyle bir yerde global bir marka olarak LGBT bireylere, hayatlarında unutulmayacak bir organizasyon yapıyorsunuz. Onlara yeni hayatlarının isimlerini almalarını sağlıyorsunuz. Bir marka gerçekten bir grup insanın hayatında bir şeyleri değiştiriyor. Sizce o insanlar o günü hayatları boyunca unutabilir mi?
Corona: The Match of Ages
Bir bira markası milyonlarca futbolseverlerin hayalini gerçekleştirse ne olur? Efsane olur. Meksika’nın iki büyük kulübünün 50 yıllık arşivleri çıkarılıyor ve tüm görüntülerden 90 dakikalık bir maç videosu hazırlanıyor, tüm ülkeye bu maç derbi gecesi olarak sunuluyor. Üstelik markanızın adı Corona ve dünyada Corona varken. Büyük fikirlerin kategorisi olmuyor. Medya, aktivasyon, data, entegre… Ne derseniz deyin her açıdan harika fikir.