• Pazarlamasyon TV
  • Etkinlikler
  • Trend Raporları
  • Akademi
  • Kariyer
  • Prime
Created with Sketch.
  • Marketing Meetup
  • MarTech Awards
  • The Hammers Awards
  • Tech Brands 2020
Prime'a Giriş Yap Prime'a Kayıt Ol
  • Pazarlamasyon TV
  • Prime’ı Keşfet
  • Akademi
  • Kariyer
  • Trend Raporları
  • İlan Ver
  • Rapor Alarmı
facebook twitter linkedin whatsapp mail

Markalar Neden Tasarım Barkodlar Kullanmalı?

Cemre Üçhisarlı / 29 Ağustos 2019
facebook twitter

Barkod teknolojisi 1940’ların sonlarında Amerikalı bir öğrenci tarafından tasarlandı ve şu anda dünyanın her yerinde kullanılıyor. Barkodlar için ürünlerin kimlikleri diyebiliriz. Barkodlar teknolojik işlevselliklerinin ve kolaylıklarının yanı sıra son zamanlarda farklı tasarımlarla karşımıza çıkıyor. Yaratıcı ve görsel olarak doyurucu barkodlardan bazılarını markalarla özdeşleştirdik. Peki markalar neden bu yaratıcı tasarımlı barkodları kullanmalı?

Bildiğiniz gibi markalar inovatif çözümlerle rakiplerinin önüne geçmeyi ve sürekli büyümeyi hedeflerler. Bunu sadece sattıkları ürün veya hizmetlerle değil, oluşturdukları imajla, sosyal sorumluluk projeleriyle, sponsorluk vb. etkinliklerle desteklemeye çalışırlar. Logo en bilindik marka kimliği göstergesidir ve her markanın kendine ait bir logosu bulunur ancak barkodlar genelde aynıdır.  Farklı barkod tasarımlarıyla çeşitli mecralarda isimlerinden söz ettirebilir ve kendilerini öne çıkarabilirler. Bulduğumuz bazı yeni nesil barkod örneklerini markalarla eşleştirerek sizlerle paylaşacağız.

HEAD&SHOULDERS

Head&Shoulders basketbolu destekleyen ve sponsorluk konusunda elini taşın altına koyan bir marka. Eğer barkod tasarımını basketbolla ilgili olacak şekilde konumlandırırsa markanın spor konusundaki imajını sağlamlaştırabilir. Head&Shoulders ürünü alan herkese markanın basketbolla bir ilgisi olduğu imajını verir ve basketbol iletişimini daha geniş kitlelere duyurabilme avantajı sağlar.

KIRMIZI KEDİ YAYINEVİ

Bildiğimiz barkodlar kitaplarda biraz eğri duruyor sanki. Kırmızı Kedi Yayınevi’ne ait tüm kitapların üzerinde logosunu da biraz anımsatan kedi suratı şeklinde bir barkod olması kesinlikle onu diğer yayınevlerinden ayıracak bir unsur olacaktır.

COCA-COLA 

Coca Cola kurulduğu günden itibaren pek çok şişe değiştirdi fakat görseldeki şişe artık hepimizin zihninde yer etmeyi başardı. Dolayısıyla cam şişe Coca-Cola ürünlerinin üzerindeki barkodların simge haline gelen şişeleri şeklinde olması bizleri şaşırtmayacak.

BARILLA 

Makarnanın ana vatanı olan İtalya’dan çıkan en güvenilir makarna markalarından biri Barilla. Ambalajlarında genelde çatalda makarna görseli kullandığı için bu barkod uygulaması ambalajın tamamlayıcı bir unsuru olacaktır.

ÖREN BAYAN 

Bir iplik markası olan Ören Bayan’ın logosunda örgü ören bir kadın olduğunu hiç örgü örmemiş olsanız bile mutlaka görmüşsünüzdür. Çeşitli şakalara konu olsa da Ören Bayan’ın en bilinen ve eski  iplik markası olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla bu derecede şık ve el emeğini simgeleyen bir barkod Ören Bayan’a çok yakışacaktır.

FAIRY

Ürünlerinde genellikle boya, parfüm kullanmayan Fairy, ürün ambalajlarını da geri dönüşüme uygun üretiyor. Doğa dostu olmasıyla bilinen ve reklam filmlerinin de bunu sıklıkla vurgulatan Fairy ambalajlarını böyle şık bir tasarımla, marka mesajını uygun şekilde dizayn edebilir.

PEDİGREE

Köpek maması markası olan Pedigree’nin ürünlerini çok daha şirin kılacak çok basit bir barkod tasarımı.

ChatBot Dünyası için Yepyeni Bir Platform: MindBehind
ChatBot Dünyası için Yepyeni Bir Platform: MindBehind

Chatbot dünyası için büyük bir yenilik ve kolaylık olan MindBehind‘ın 14 Kasım 2019’da Kolektif House Maslak’ta gerçekleşen lansmanına bizler de Pazarlamasyon olarak katıldık. Son derece keyifli geçen lansmanda MindBehind tüm […]

comment 0
share
Etiketler
barkod

Reader Interactions

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sadece Pizza Kenarı Satan Pizzacı

Cemre Üçhisarlı / 17 Temmuz 2019
facebook twitter
Sadece Pizza Kenarı Satan Pizzacı

Bazı kişiler pizzanın kenarlarını malzemesiz kısmı olduğu için veya sert geldiği için yemez ve bırakır. Ancak pizzanın sadece kenarlarını yemeyi sevenler de epey çoğunluktaymış...

New-Jersey merkezli pizzacı 'Villa Italian Kitchen' pizzanın sadece kenarlarını yemeyi sevenler için değişik bir pazarlama stratejisi geliştirmiş ve menüsüne yalnızca pizza kenarlarından oluşan bir kutu eklemiş.

Villa Italian Kitchen’ın basın açıklamasına göre, pek çok insan pizzanın kenarlarını yemeye bayılıyor ve restoran da müşterilerine istediklerini vermek için pizza kenarlarını ayrıca satmaya başlamış.

6 parça ufak kenardan oluşan kutu, 2,75 ABD dolarına satın alınabiliyor.

Pizza kenarlarının gerçekten tek başına satın alınacak kadar çok sevildiğini bilmiyordum... Siz ne düşünüyorsunuz, pizzanın en çok neresini yemeyi seviyorsunuz?

Pantone Renk Arşivine 294 Adet Yeni Renk Ekledi
Pantone Renk Arşivine 294 Adet Yeni Renk Ekledi

Pantone’nin moda, ev, diğer iç mekan dekorasyonu için geliştirilmiş renk kartelası sistemi ile oluşan çapraz eşleştirilebilirlik; iki renk arşivi arasında daha fazla tasarımsal esneklik sağlıyor. Eşleşme sistemi yeni Pantone Extension […]

comment 0
share
Etiketler
barkod

2019’da Görebileceğimiz 4 Yaratıcı Pazarlama Trendi

Serdar Altan / 17 Aralık 2018
facebook twitter
2019’da Görebileceğimiz 4 Yaratıcı Pazarlama Trendi
  • Adweek, 2019 yılında görmeyi bekleyebileceğimiz 4 yaratıcı pazarlama trendini sıraladı.
  • 2019'da fast food restoran zincirleri ve gıda üreticilerinin kendi markalarını taşıyan kıyafetler satışa sunması gibi olaylarla daha çok karşılaşacağız.
  • Ryan Reynolds, Gwyneth Paltrow, Jessica Alba ve Rihanna gibi birçok ünlü ismin gelecek yıl çeşitli şirketlere yatırım yaparak iş dünyasına atıldığını göreceğiz.
  • Gelecek yıl, çeşitli çevresel ve toplumsal sorunlara odaklanan sosyal sorumluluk projelerini hayata geçirmek için daha fazla marka iş birliklerinin yapıldığına şahit olacağız.
  • İlgili Yazı: 2019'da Pazarlamacıların Karşılaşacakları 7 Tüketici Trendi

Son dönemde yaratıcı pazarlama anlayışı bir hayli değişti. Artık yaratıcı pazarlama denilince akla reklamlardan çok daha fazlası geliyor. Bu değişimin en büyük sebebi ise her geçen gün tüketicilerin dikkatini çekmenin daha da zor hale gelmesi. Adweek, 2019 yılında görmemizin muhtemel olduğu 4 yaratıcı pazarlama trendini şu şekilde sıraladı:

Markalı, Alakasız Ürünler

İroni ve sadakat arasındaki çizgileri bulanıklaştıran tüketici markaları, 2018 yılını gerçekten giymek isteyebileceğiniz kıyafetler üzerine isimlerini ve logolarını basarak geçirdiler. Bunu yapan markalardan biri de Amerikalı restoran zinciri IHOP idi. Restoran zinciri, bu yıl içerisinde kendi ismini ve logosunu taşıyan bir bira çıkardı.

Bununla birlikte fast food restoran zinciri KFC de üzerinde "Fried Chicken USA" yazan bir sweatshirt piyasaya sürdü. Mars şirketinin bünyesinde bulunan The Wringley Company tarafından üretilen bir şeker markası olan Starbust ise kendi markasını taşıyan pembe renkli bir ceket satışa sundu.

2019 yılında yaratıcı ajanslar, bu tür ortaklıkları daha da ileriye götürecek ve gerçek anlamda beklenmedik ürünler üretecekler. Bu yaklaşım; hafif üretim lojistiği, maksimum yaratıcı özgürlük ve hayran yorgunluğunu önlemek için yeterince kısa bir pencere gibi pek çok avantaj sağlıyor.

Ünlü Girişimciler

Son dönemde birçok ünlü isim, çeşitli şirketlere yatırım yaptı ve kendi isimlerini kullanarak bu şirketlerin reklamını yapmaya başladı. Bunun sonucunda Gwyneth Paltrow’un Goop'u, Jessica Alba’nın The Honest Co.'ı ve Rihanna’nın Fenty Beauty'si gibi yüksek profilli markalar ortaya çıktı. 

Bununla birlikte 2019 yılında, bu alanda Ryan Reynolds'ın yaklaşımını daha fazla görmeyi bekleyebilirsiniz. Bir film çekimi sırasında bir Negroni (cin, vermut ve Campari ile hazırlanan bir tür içki) sipariş eden ünlü aktör, gelen içkinin içinde yer alan cine yatırım yapmaya karar verdi ve Aviation American Gin isimli bu cin üreticisini satın aldı. Daha sonrasında ise Ryan Reynolds, markasını ön plana çıkarmak için sosyal medya paylaşımları başta olmak üzere birçok yola başvurdu.

Bir başka Hollywood yıldızı olan George Clooney de geçen sene sahibi olduğu tekila markası Casamigos'u 1 milyar dolara satmıştı. Tüm bunları göz önüne aldığımızda, gelecek yıl yatırımlarını ve sosyal sermayesini küresel şirketler yerine kişisel tutkularına yönlendiren çok daha fazla ünlü isim görmeyi umabiliriz.

Dünyayı Kurtarmaya Yönelik Marka İş Birlikleri

Yaratıcı ajanslar, her zaman toplumsal davaları destekleyen işler için zaman ayırmışlardır, ancak ücretli medya desteğinin olmaması, genellikle ortaya çıkan kampanyaların erişimini kısıtlıyor. Ancak iklim değişikliğinin bir kaynama ciddi bir noktaya ulaşmasıyla birlikte, 2019 yılında ajansların sadece savunuculuk çalışmaları yaratma konusunda değil, aynı zamanda bu mesajları küresel bir kitleye ulaştırmak için doğru markaları bulma konusunda da daha proaktif olmaları bekleniyor.

https://youtu.be/TQQXstNh45g

Bu konudaki en son projelerden biri, Birleşik Krallık'ın en büyük bağımsız reklam ajansı Mother'ın Londra'daki ofisi tarafından hayata geçirildi. Mother London, çevreci sivil toplum kuruluşu Greenpeace ile iş birliği yaparak palmiye yağı üretiminin olağanüstü tehlikeleri hakkında bir video meydana getirdi. Hatta kreatif ajans bununla da yetinmedi, Birleşik Krallık merkezli süpermarket zinciri Iceland ile de bir iş birliği yaptı ve Iceland, Mother London'ın palmiye yağının tehlikeleriyle ilgili olarak hazırladığı bu videoyu tatil reklamı olarak kullandı. Ancak İngiliz reklam düzenleyicileri, bu televizyon reklamını çok politik olduğu gerekçesiyle yasakladılar. Yine de hem Mother London hem de Iceland, bu reklamla insanların dikkatini çekmeyi ve takdirini kazanmayı başardılar.

Deneyim, Üretim ile Buluşuyor

2018 yılındaki iki büyük trend, iddialı deneyimsel pazarlamanın ve üretimde büyük yatırımların yükselişiydi. İkinci trend ile ilgili bu yıl içerisinde gerçekleşen en iyi örnek ise Martin Sorrell’ın S4 Capital’inin 350 milyon dolar karşılığında MediaMonks’u satın almasıydı. 2019 yılında da bu iki alanın bazı merak uyandıran yollarla bir araya geldiğini göreceğiz.

Çünkü deneyimsel pazarlamacıların katılımcıları çekmek ve ellerinden kaçırmamak için daha fazla interaktif içeriğe ihtiyaçları varken  yenilikçi üretim evleri de kreasyonlarını (genellikle sanal gerçeklik, artırılmış gerçeklik ya da özel yapım ekipman içeren) bizzat görmeleri için daha fazla kitleye ihtiyaç duyarlar. Bu nedenle markalı aktivasyonların ve pop-up'ların, yalnızca Instagram malzemesinden herkesin sadece Vimeo üzerinden bir vaka çalışması izlemek yerine, ilk elden deneyimlemek istediği sürükleyici oyun alanlarına dönüşmesini bekleyebiliriz.

2018’in En Farklı Araç Tasarımları
2018’in En Farklı Araç Tasarımları

Teknoloji ilerledikçe o kadar çeşitli motorlu, elektrikli araç üretiliyor ki hızına hiçbirimiz yetişemiyoruz. Henüz Tesla’nın hayatımıza girişine, benzinsiz çalışan bir arabanın varlığına yeni yeni alıştık derken kişisel helikopterlerle, uzay mekiği […]

comment 0
share
Etiketler
barkod

Neden Basılı Kitaplar E-Kitap’lardan Daha Çok Satıyor ?

Mustafa Güney / 10 Ekim 2019
facebook twitter
Neden Basılı Kitaplar E-Kitap’lardan Daha Çok Satıyor ?

Hepimiz şu tabirleri biliyoruz: Dijitalin çağı, gelenekselin ölümü, dünyanın en büyük on şirketinin on beş yıl önce hangileri olduğu, bugün hangileri olduğu... Hilton gibi dünyanın en büyük otel zincirlerinin, resepsiyonuna booking.com puanını koyması, taksicilerin mobil app üzerinden müşterilerini bulması, bunlar oldukça normal durumlar. Televizyon izleme alışkanlığımız zaten değişti, müzik dinleme alışkanlığımızın değiştiği de bir gerçek. Ancak, kitap okuma alışkanlığımız değişti mi, ya da ne kadar değişti ? Konuyu şöyle köpüğünden incelemeye çalışalım.

Bulunmuş en eski kitap, 868 yılına ait bir el yazması. Kitap teknolojisi zamanla tabii ki gelişti, matbaanın icadı, belki de yeryüzünde yapılmış en büyük keşiflerden biri. Boyutları, ağırlığı, sayfa kalitesi her şey değişti, ama kitap hala aynı kitap. Basılı, belli bir hacmi olan, sayfa sayısı arttıkça ağırlığı artan bir cisim. Kitaplar belki de yayıncılık konusundaki atılmış en makro adım, e-book atılımı oldu. Amazon 2007 yılında Kindle cihazını tanıttı. Amazonun belirttiğine göre, cihazlar 5 buçuk saat içinde tükendi. 2010 yılında ise Amazon, basılı kitaptan çok e-kitap sattığını açıkladı. Kitabın ağırlığından, kapladığı alandan, yaydığı tozdan kurtulup, daha uygun bir fiyata kindle gibi bir cihaz ve e-kitaplar satın almak hatta illegal yollardan binlerce ücretsiz kitap indirmek mümkün hale geldi.

Bu teknoloji yaklaşık on yıldır kullanılıyor. Hala gelişme aşamasında, ancak basılı kitaplar için “yıkıcı bir yenilik” olmadı, peki neden?

2018 pew research araştırmasına göre, Amerikalıların %67’si basılı kitap, %26’sı ise e-kitap okuduklarını belirtiyor. Geri kalan %7 ise kitap okumuyormuş.

Kitap evi sahibi olan, Meryl Halls, e-kitap satışlarının bir anda büyük bir ivme gösterdiğini, ancak uzun vadede insanların basılı bir kitaba sahip olmaya daha çok yöneldiğini belirtiyor. Okumayı sevenler okudukları kitapları biriktirmek istiyorlar. Ayrıca, kitaplar oldukça güzel tasarımlara sahip, güzel bir eşyaya sahip oluyorsunuz, yani ayrıca evin dekorasyonuna da bir katkı oluyor.

2018’de ABD’de toplam 2.7 milyar kitap satıldı, bu yayıncılar için 26 milyar dolar gelir demek. Gelirler hangi tür kitaplardan sağlanıyor peki? 22 milyar doları basılı, 2 milyar doları elektronik, 1.2 milyar doları dinlenebilen kitaplardan oluşuyor

İngiltere’de durum biraz daha adil, ancak yine de basılı kitaplar lehine. Toplam gelir 8 milyar dolar. Bunun 4.5 milyar doları basılı kitaplar, 3.5 milyarı dolar e-kitaplardan geliyor.

Meryl konuyu şöyle değerlendiriyor, ekrandan uzun metinler okumak, insanlara işi hatırlatıyor, bir bilginin peşindeymiş hissini veriyor. Örneğin, hem duygusal hem bilgilendirici bir konu olarak annelik. Bu iki durumun bileşimi söz konusu olduğunda dahi, anneler dijitali tercih ediyorlar. Yani duygusal yakınlık kurmak, basılı kitaplarda kesinlikle çok daha kolaydır. İnsanlar ekranlardan kaçmak istedikleri küçük anlar için kitabın sıcaklığına ihtiyaç duyuyorlar.

Yakın zamanda yayımlanmış farklı bir çalışma, kindle (e-book markası) ile basılı kitaptan okunan bir metnin ne kadar akılda kaldığını araştırmış. Sonuç, basılı kitap lehine. Aslında bu sonuç şaşırtıcı değil. Önemli bir şey okuyacak olsak, kağıttan okumaya, altını çizmeye ihtiyaç duymuyor muyuz?

Londra Kitap Fuarı'ndan Jacks Thomas, e-kitapların akademik alanda çok önemli bir inovasyon olduğunu belirtiyor. Ayrıca, romantik kitaplar ya da erotizm içerikli kitaplar için e-book’ların biçilmiş kaftan olduğunu söylüyor, ne de olsa bu tür kitapları öylece açıp metroda okumaktan biraz çekinebiliyoruz.

Meryl, Amazon Kindle çıktığında biraz paniklediklerini ancak, işlerin yoluna girdiğini söylüyor. Okuyucuların, kitapçılara gelmek için hala nedenleri var. “Bu dükkan, bu alan onların, saatlerce dolaşıp kitap karıştırabilirler, bir ekrandan bakmazlar ve doğrudan dokunurlar.”

Kitapçılar ve Yazarlar Tarafı

Şüphesiz ki, konuya kitapçılar tarafından bakınca Amazon en büyük rakipleri. Basılı kitap satıyorlar, e-kitap okuyucu satıyorlar, e-kitap satıyorlar ve 2015 yılından beri de kitaplar için mağaza açıyorlar ve şu an, 19 mağazaya ulaştılar.

Peki yazarlar için durum nasıl? Yeni nesil yazarlar, özellikle bilim-kurgu yazarları için e-book harika bir mecra, kitaplarını daha kolay yayınlatabiliyorlar, daha çok kişiye ulaşabiliyorlar. Ancak büyük hayranı olduğum Salinger gibi yazarlar, bu konuya çok da sevimli bakmıyorlar. J.D. Salinger, hayatı boyunca Çavdar Tarlasındaki Çocuklar başta olmak üzere hiçbir kitabının dijital ortamda olmasına izin vermedi. Ancak, ölümünden sonra oğlu Mark, Ağustos 2019’da babasının kitaplarının e-book olması için anlaşmaya vardı. - Yazıklar olsun :) Mark’ın açıklaması ise şöyleydi; “Babam, kitaplarının hem fiziksel hemde ekonomik olarak ulaşılır olmasını istedi.”

Peki, kitapların geleceği nedir? Birçok endüstri, büyük firmalar ya kayboluyor ya da dönüşüyorlar. İlginç bir şekilde, gençler basılı kitap okumaya çok daha meyilli. İngiltere’de basılı kitapların %63’ü 44 yaşının altındaki bireyler tarafından satın alınıyor. E-Book’ların %52’sini ise 45 yaşın üstündeki kişiler satın almayı tercih ediyor. ABD’de de durum benzer, satılan basılı kitapların %75’i 18-29 yaş arası bireyler tarafından alınıyor.

Konunun Türkiye tarafını ise, Journo’da Emel Altay’dan dinlemekte fayda var.

Not: Instagram’ın basılı kitap satışlarının düşmemesine olan etkisini asla pas geçemeyiz. Fotoğraflarını çekip, koyamayacak olsak, basılı kitapları almaya bu şekilde devam eder miyiz?


Bir Otomobil Markası Neden İç Çamaşırı Üretir?
Bir Otomobil Markası Neden İç Çamaşırı Üretir?

Opel, 2 yıl önce Danimarka’da “Ride Comfortably” isminde bir iç çamaşırı markası çıkarmış. Nedenini araştıran bir makale okudum ve bu yazıyı yazmak istedim çünkü gerçekten ilginç bir pazarlama durumu var […]

comment 0
share
Etiketler
barkod
Prime Özel: Kasım Trend Raporumuz Yayında
Trend Takibi: Türkiye'den ve Dünya'dan tüm trendleri inceliyor ve her ayın ilk günü posta kutunuza gönderiyoruz
İndir
Ücretsiz Abonelik
KARİYER
Pazarlamasyon'daki iş ilanlarına gözattınız mı?
NELER VAR?
Size haftada 2 kez en değerli gelişmeleri ücretsiz göndermek istiyoruz.
Haftalık bültenimize ücretsiz üye olun.

pazarlamasyon

Dijital nesile sunduğu kaliteli içerikler sayesinde sektörün en çok okunan online kaynağı olan Pazarlamasyon, pazarlamanın tüm bileşenleri, iş dünyası ve dijital dönüşüm konularında özgün ve fayda odaklı içerikler sunuyor.

facebook twitter instagram linked-in
  • Prime’ı Keşfet
  • İletişim
  • Hakkında
Ücretsiz Abonelik
  • Pazarlamasyon TV
  • Prime’ı Keşfet
  • Akademi
  • Kariyer
  • Marketing Meetup
  • Prime Üye Girişi
Created with Sketch.
×

Prime Giriş

Şifremi Unuttum

Şifreni mi unuttun?
| Giriş’e geri dön