Markalar İçin Renk Psikolojisini Rekabet Avantajı Olarak Kullanmanın 4 Yolu

Markanızı geliştirerek müşteri ağınızı genişletmek mi istiyorsunuz? O zaman renkleri kullanma şeklinizi bir kez daha gözden geçirmelisiniz.

İnsanoğlu görsel bir varlık ve insan beyni, resimsel verileri yazılı verilere oranla 60 bin kat daha hızlı işliyor. Ayrıca, beynimize giden enformasyonun %90’ı görsel verilerden oluşuyor ve bu verinin önemli bir kısmını renkler teşkil ediyor.

Renklerin insan davranışı üzerindeki etkisini inceleyen bir alan olan renk psikolojisi, oldukça tartışmalı bir konu. Renklerin insanı etkileyip etkilemediği tartışması en az renk kavramı kadar eski bir mesele. Hatta bazı çevreler, renklerin davranışa olan etkilerinin yalnızca kişisel deneyimler ve bireysel algı düzeyinde kişinin geçmiş yaşamına bağlı olduğunu savunarak renk psikolojisi kavramını tümden reddediyor.

Diğer yandan renklerin hayatlarımız üzerinde etkisi olduğu bir gerçek. Pazarlama ve branding faaliyetlerinde renkler, ‘akılda kalıcılık’ açısından oldukça önemli bir rol oynuyor. Örnek olarak Coca-Cola’ya ait kırmızıyı bir düşünün.

Markaların, tüketicide istenen algıyı uyandıracak olan renkleri belirlerken renk psikolojisini dikkate alması, rekabetin çok yüksek olduğu pazarlama dünyasında üstünlük elde etmelerine yardımcı olabilir.

Markaların renk psikolojisini kendi faydalarına kullanabilecekleri alanlardan bazılarına şöyle bir bakalım.

Görsel Kimlik Oluşturma

Daha önce de belirttiğimiz gibi, markaların renk psikolojisini iyi kullanarak rekabet avantajı sağlamalarının yollarından biri markaya ait bir görsel kimlik oluşturmaktır. Görsel kimlik, yalnızca markanın farklılaşarak öne çıkmasını sağlamakla kalmaz; aynı zamanda rakipleri arasında markanın akılda kalıcılığını arttırır.

Peki, markalar görsel kimliklerini nasıl oluşturuyor? Bunu yapmak için atılacak ilk adım, marka kişiliğinin temel bileşenlerini belirlemektir.

Stanford Üniversitesi profesörü psikolog Jennifer Aaker, ‘Dimensions of Brand Personality’ (Marka Kişiliğinin Boyutları) isimli kitabında bir markanın kişiliğinde rol oynayan beş temel boyutu şu şekilde açıklıyor: samimiyet, coşku, güç, zerafet ve sağlamlık.

Markanızın kişiliğinin temel bileşenlerini belirledikten sonra yapmanız gereken bu özellikleri ortaya çıkaran renk şemasını ortaya çıkararak en doğru bileşeni oluşturmaktır.

Belirli Kitlelere Hitap Etme

Renk psikolojisinin en önemli taraflarından biri insanların cinsiyet, yaş ve kültürel geçmişlerine dayalı olarak renklere farklı tepkiler gösterebilmesidir.

Araştırma gösteriyor ki kadınların pembe, erkeklerinse mavi renge yönelme eğilimi var. Büyük markalar bu tip araştırmaları doğru stratejilere dönüştürmeyi iyi biliyorlar. Bunlardan biri Victoria’s Secret. Markanın hedef kitlesini düşünün ve pembe rengini kullanımına bir bakın. Kısacası hedef kitlenizin eğilimini iyi bilmek, renk seçiminde size yardımcı olacaktır.

Markanızı Belirli Bir Ruh Hali ile İlişkilendirme

Renk psikolojisine ait bir diğer önemli ipucu ise, belirli renklerin insanların ruh haline etki edebiliyor olması.

Marka stratejisti Thomson Dawson bu durumu şöyle açıklıyor: "Bütün renkler insanlar için belirli bir zihin çerçevesi yaratıyor; buna da bir ruh hali adı veriliyor. İnsanları kavrama ve algılamaya en açık ruh haline getirmek, markanızla etkileşim kurmaları için birincil şart.”

Bir başka araştırma, kırmızı renginin insanların atletik faaliyetlerde yararlı olabilecek yüksek hız ve kuvvetle ilişki kurmasına neden olduğunu gösteriyor. Ferrari ve Lamborghini gibi araba şirketleri, güçlü ve lüks arasında bir denge kurmak içinse kırmızı ve siyahı birleştiriyor.

Burada anahtar, kitlenizin bir renkle ilgili nasıl hissedeceğini anlamak ve bunu markanızın mesajına uygun hale getirmenin doğru bileşenini bulmaktır.

Geri Dönüş ve Link-Tıklama Oranlanlarını Arttırma

Renk psikolojisinin pazarlamayla özellikle alâkalı olduğu bir başka alan ise: call-to-action butonlarıdır. Call-to-action butonları için en doğru rengin seçilmesinin önemi üzerine çok çeşitli çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışmaların temel nedeni, pazarlamanın amacının, tüketicinin istenen hareketi gerçekleştirmesini sağlamak olmasıdır.

Örneğin, Hubspot'un  gerçekleştirmiş olduğu kırmızıya karşı yeşil buton çalışması, yeşil olan A butonunun kırmızı olan B butonuna karşı ne kadar tercih edilip edilmediğini ortaya koymaktadır.  Yine kırmızının kazandığı araştırmada, kırmızı düğme, yeşil düğmeye karşı %21 daha iyi performans göstermiştir.

Sonuç olarak renkler güçlü birer görsel bileşendir. Renk psikolojisi yalnızca markanın farklılaşarak öne çıkmasına değil, belirli kitlelere hitap ederek istediği geri dönüşleri almasına da yardımcı olur. Akılda tutulması gereken husus, herhangi bir marka için doğru renk kombinasyonunun ancak tutarlı adımlar ve doğru uygulamalarla belirlenebileceğidir.

Kariyer
Sosyal Medyayı Kadınlar mı, Erkekler mi Daha Etkin Kullanıyor?

Geçtiğimiz günlerde onuncu yılını tamamlayan Facebook’un  bugün 1,23 milyar aylık aktif kullanıcısı mevcut. Dünya çapında 37 ofis ve 6 binden fazla da [...]

Bunlar İlginizi Çekebilir