Kriz Yönetiminde IKEA'dan Öğreneceklerimiz Var

Bir misyon sahibi olmak her markanın olmazsa olmazlarındandır.

Bu misyon içerisinde, ürününüze, hizmetinize uygun bir yol bulmak, bu yolla sosyal kampanyalar veya yardımlar geliştirmek ise bambaşka bir konudur. Üstelik bu misyon çerçevesinde inandırıcı ve samimi kalabilmenin oldukça zor olduğunu da belirtmemiz gerekir. Markalar, eksiye dönen imaj ibresini artıya çevirmenin yollarını bu tip sosyal sorumluluk kampanyalarını kriz yönetimi çerçevesinde akıllıca değerlendirip, onu avantaja dönüştürmekle sağlayabilirler.

Ancak bunu başarabilmenin büyük  bir yaratıcılık, içgörü ve ihtiyacı doğru anlamak ile sağlanabileceği de gözden kaçırılmamalıdır.Bu konuda başarılı bir örnek olabilecek IKEA'nın projesinden bahsetmekte yarar görüyorum.

IKEA, bu konuda tüm markalara örnek olabilecek, tarihe geçen bir sosyal sorumluluk projesinin lideri oldu. Birleşmiş Milletler Mülteci Birliği ile ortaklaşa olarak bir yardım projesini başlatan IKEA, mülteciler için 4 saat içinde kurulabilen 17,5 metrekarelik evler tasarladı. Bu ürünün, kendi hizmetiyle uyumu ve yakın zamanda 1980’lerde çocuk işçi çalıştırdığı açıklamasının yarattığı gri bulutları dağıtma konusundaki başarısı gözden kaçırılamaz bir gerçek. Bu girişim hemen hemen bütün PR derslerinde anlatılası bir örnek oluşturmuş durumda.

Şimdiye kadar bu konuya yapılan en büyük bağışın sahibi olan IKEA, geçmişte yaptıklarını aştığının, insanlığa farklı baktığının ve her zaman insanın yanında olduğunun mesajını daha iyi veremezdi. Her biri 750 dolara üretilen bu evler öncelikli olarak Etiyopya, Lübnan ve Irak’da denenmeye başlanmış.

IKEA-Refugee-Shelter2-537x343Better-Shelter-5

Hizmet başarılı, yardım çok insanın hayatını kurtaracak ve onlara konfor sağlayacak, ancak burada en önemli konu markanın asıl başarılı olduğu başlık; kriz yönetimi ve sosyal sorumluluk.

IKEA’nın tarihteki, marka hayatı süresince kriz yönetimindeki başarıları görmezden gelinecek gibi değil. Örneğin, sendika sorunları yaşayan ve işçilerinden tepki gören marka, oldukça sakin bir üslupla eylem hakkına saygı duyduklarını ve karşı çıkmanın herkesin hakkı olduğuna inandıklarını açıkladı. Bu fırsatla ortamları yumuşatırken, bu süreçte şirket içi şeffaflığa yönelerek, işçilerinin mutsuzluklarını iyileştirme yolu buldu.

Buna benzer birçok krizi arkasında bırakan IKEA'nın sırrı ise; sakin kalmak. Kriz dönemlerinde sakinliği koruyabilmek ise başlı başına örnek alınması gereken bir erdem. Sakinlik, soğukluğu ve ilişkiler arasındaki fırtınanın durulmasını sağlayan kısa da olsa bir süreye izin veriyor. Doğru adımı atmanın da en güçlü yolu bu sakin kalma olgusundan geçiyor.

Kriz yönetimi her markanın başarıyla yürütebildiği bir durum değil. Ancak en büyüklerin bile, IKEA’nın yarattığı marka imajını koruması konusundaki ustalığından ders çıkarmaması mümkün görünmüyor.

Detaylar için IKEA'nın Better Shelter adını verdiği projenin web sitesine ise buradan göz atabilirsiniz.

Kariyer
Sosyal Medyayı Kadınlar mı, Erkekler mi Daha Etkin Kullanıyor?

Geçtiğimiz günlerde onuncu yılını tamamlayan Facebook’un  bugün 1,23 milyar aylık aktif kullanıcısı mevcut. Dünya çapında 37 ofis ve 6 binden fazla da [...]

Bunlar İlginizi Çekebilir