Elidor Türkiye, Kadınlar Günü yaklaşırken başlattığı "Biz Yokuz" kampanyası kapsamında Dilan Çiçek, Hazar Ergüçlü ve Melisa Şenolsun ile çektiği reklam filmini yayınladı ve ürünlerini bazı bölgelerden geçici bir süre için kaldırarak kadın-erkek eşitsizliğine dikkat çekmeyi amaçladığını duyurdu.
Buna ek olarak Elidor'un reklam yüzleri Dilan Çiçek Deniz, Hazar Ergüçlü ve Melisa Şenolsun, Elidor’un kadın erkek eşitsizliğine dikkat çektiği #bizyokuz kampayasına destek olmak amacıyla 2-8 Mart tarihleri arasından Instagram hesaplarını kapatacaklarını duyurmuşlardı.
Sosyal medyada Elidor'a ve reklam yüzü olan kadınların hesaplarını kapatacak olmalarına epey tepki geldi.
Peki bu tepkiler niçin geliyor? Elidor ne yapmak istemişti ve ne oldu?
Bundan 4 yıl önce Clinton Foundation, kadın haklarına dikkat çekmek için kadınların reklamlardan, ikonik resimlerden, billboardlardan yok olduğu etkileyici bir çalışmaya imza atmıştı. Ünlü kadın sanatçıların, sporcuların hatta Mona Lisa'nın bile olması gerektiği yeri boşaltıp yalnızca not-there.org adresini eklemişlerdi.
https://www.youtube.com/watch?time_continue=52&v=RBhLkRICmGE
Videoyu izlediğinizde mesaj açık ve net alınıyor değil mi? Kadınların toplumdan eksilmelerinin yaratacağı eşitsizlik, boşluk ne kadar güzel gösterilmiş... Şimdi bir de Elidor'un reklamını izleyelim:
https://www.youtube.com/watch?v=3UqT7sc3ph8
Önce "Hür doğdum hür yaşarım" şarkısının özgür ve kendine güvenen kadınlar tarafından yorumlandığını görüyoruz. En sonunda da kampanyanın sloganı olan "Aklımız saçımızla ölçülüyorsa biz yokuz" deniliyor. Önce kadınların hayatın her alanında nasıl yer aldığını görüyoruz sonra genel geçer değerlendirme ölçülerine aldırış etmediklerini ifade etmek adına "Biz Yokuz" demek istiyorlar. Yani ben reklamda kötü niyet aramadığım için böyle yorumluyorum en azından.
Fakat aslında reklamdan bu mesaj çıkmıyor... Veya bahsi geçen kişilerin Instagram hesaplarını 6 günlüğüne kapatmalarından da bu anlam çıkmıyor. Hele kadınların bunca yok sayıldığı bu coğrafyada bu anlam ne kadar zorlarsak zorlayalım çıkamıyor...
Yukarıda bahsettiğim #notthere kampanyası Türkiye'ye yorumlanması olukça zor bir kampanya zaten ama bu kadar da kötü olmak zorunda değildi. Kampanyada hiçbir anlam bütünlüğü yok. Neden "Biz yokuz" dendiğine dair hiçbir altyapı yok... Yani reklamın kötüye yorumlanmasından ziyade konu reklamın gerçekten kötü olması. Kadınlar da bu sebeple tepkilerini dile getiriyorlar.
Markalar ve ajanslar "Kadınlar Günü geliyor yaratıcı ve ses getiren bir kampanya yapmamız lazım" şeklinde bir telaş ile ortaya bir şeyler çıkarma derdinde olunca konunun öznesi kadın değil; marka, reklam, para, ödüllük iş oluyor zaten. Bu konu ile ilgili ayrıntılı bir yazı yazmayı düşündüğümden daha fazla irdelemeyeceğim.
Sizin kampanya ile ilgili yorumlarınız neler?