PIAR İletişim, 2024 yılında iletişimde yenilikçilik ve dijital dönüşümü odağına alarak, markaların tüketicilerle güçlü ve anlamlı bağlar kurmalarına destek oldu. PIAR İletişim Kurucu & Ajans Başkanı Selin Oran ile, 2024’ün öne çıkan başarılarını, değişen teknoloji trendlerini ve PIAR İletişim’in 2025 için belirlediği hedefleri konuştuk.
2024 yılı, hızla değişen teknoloji trendleri ve ekonomik dalgalanmalarla birlikte zorlukların olduğu kadar fırsatların da doğduğu bir yıl oldu. PIAR İletişim olarak, bu değişimi bir tehdit değil, bir gelişim alanı olarak gördük. Markaların sadece görünür olmakla yetinmediği, güçlü hikayeler ve anlamlı bağlantılar kurmanın önem kazandığı bir dönemde, yenilikçi ve sonuç odaklı projelerle fark yaratmayı başardık.
Markaların kimliği "şeffaflık", iletişim dili ise "samimiyet" oluyor
Dijitalleşen çağda, markaların samimiyet ve içtenlik göstermesi bir tercih değil, bir zorunluluk haline geliyor. Artık şeffaflık, bir marka özelliğinden ziyade, tüketicilerin bir beklentisi olarak karşımıza çıkıyor. Sürdürülebilirlik kavramı hakkında çokça konuştuğumuz 2024 yılında, tüketiciler markalardan yalnızca konuşmalarını değil, gerçek anlamda harekete geçmelerini ve toplum için somut fayda sağlayacak projeler üretmelerini bekliyor.
Hepimizin yüreğini sızlatan Kahramanmaraş depremi, markaların toplumla olan ilişkilerini yeniden değerlendirmeleri gerektiğini gösterdi. Bu süreçte, tüketiciler yalnızca yardımların miktarını değil, bu yardımların samimiyetini ve şeffaflığını da sorguladılar. Yardımlarını içtenlikle ve açık bir şekilde yapan markalar, tüketicilerin güvenini kazanmayı başardı. Bu durum, 2025 ve sonrasında da değişmeyecek; artık tüketiciler, markaların toplumsal olaylara nasıl yaklaştığını ve bu süreçlerde nasıl bir duruş sergilediklerini daha yakından takip ediyor.
Gelecekte başarılı olmak isteyen markaların, toplumsal fayda sağlama sorumluluğunu içselleştirerek samimi ve şeffaf bir iletişim kurmayı öncelik haline getirmeleri gerekiyor. Tüketiciler artık sadece ürün ya da hizmet almayı değil, markaların değerlerine ve topluma kattıkları anlamlara da yatırım yapmayı tercih ediyor.
Markalarımızla yalnızca iletişim stratejileri geliştirmiyoruz; onların topluma anlamlı bir katkı sunacak projeler üretmesine de rehberlik ediyoruz. Paribu ve İhtiyaç Haritası iş birliğiyle gerçekleştirilen "Team Paribu Seninle" projesi kapsamında, Kahramanmaraş’ta çocuklar ve gençlerin faydalanacağı bir spor alanı inşa edildi. Bu değerli projenin daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlamak ve diğer markalara ilham vermek amacıyla, tüm iletişim sürecini samimiyetle ve titizlikle yönettik.
Hep aynı yolları tercih ettik ve o yollar artık yıprandı
Günümüz iletişim dünyasında, geleneksel yöntemlere bağlı kalmak, markaların potansiyellerini sınırlayan bir faktör haline geldi. PIAR İletişim olarak, bu anlayışın ötesine geçerek, sektörde yenilikçi bir yaklaşımı benimsedik; 2024 yılında hayata geçirdiğimiz projelerle birçok markaya ilham olduk.
Basmakalıp yöntemlerin etkisini yitirdiği bu çağda, her projemizde yenilikçiliği ve dijital dönüşümü odağımıza alıyoruz. Zihin, sürekli tekrarlanan ve alışılmış olanı sıradan görerek göz ardı eder. Bu gerçeğin farkında olarak, dikkat çekmek ve fark yaratmak için yaratıcı ve özgün yollar geliştirmeyi önceliğimiz haline getirdik.
Pandemi dönemiyle birlikte hızlanan dijitalleşme sürecinde, sektördeki ilk LinkedIn influencer iletişim kampanyasını hayata geçirerek öncülük ettik. Aynı dönemde Zoom ile gerçekleştirdiğimiz Türkiye’nin ilk dijital online basın toplantısı, iletişim faaliyetlerimizi nasıl hızlıca adapte ettiğimizin ve yenilikçi vizyonumuzun bir göstergesi oldu.
Bu yıl, Zyxel ile birlikte ilk kez "Bağlantılı Sohbetler Basın Buluşması"nı hayata geçirdik. Sadece 8 seçkin basın mensubunu davet ettiğimiz bu samimi etkinlikte, herkes sohbete aktif olarak katıldı ve deneyimin bir parçası haline geldi. "Az, çoktur" anlayışıyla yola çıkarak, basın mensuplarıyla güçlü ve anlamlı bağlar kurduk. Bu sayede, kalabalık basın toplantılarından çok daha etkili bir görünürlük elde etmeyi başardık. Çünkü iletişimde "ağ" değil, "bağ" kurmanın geleceği şekillendireceğine inanıyoruz.
2025’in iletişim trendi, dijital PR ve 360 derece kapsamlı iletişim
Günümüz iletişim dünyasında, markaların sadece tek yönlü mesaj iletmesi artık yeterli değil; tüketiciler, markaların kendileriyle aktif bir şekilde etkileşim kurmasını ve ihtiyaçlarına gerçek zamanlı yanıt vermesini bekliyor. Dahası, kişiselleştirilmiş deneyimler sunmak, tüketici beklentilerinin merkezine yerleşmiş durumda. Artık insanlar, her platformda kendilerini ifade etmek istiyor ve markaların bu talepleri karşılayarak birey odaklı çözümler sunması büyük bir önem taşıyor.
Bu yeni dönemde, markalar yalnızca konuşan değil, aynı zamanda dinleyen, anlayan ve harekete geçen bir kimlik benimsemek zorunda. Etkileşim odaklı bu yaklaşım, tüketicilerde markaya karşı güven, sadakat ve bağlılık oluşturan temel unsurlardan biri haline geliyor.
2025 yılı, dijital PR’ın iletişim dünyasında en etkili trendlerden biri olarak öne çıkacağı bir dönem olacak. Geleneksel PR yöntemlerinin yerini daha dinamik, ölçülebilir ve sonuç odaklı dijital stratejiler alıyor. Markalar, dijital platformların gücünden faydalanarak hedef kitleleriyle daha doğrudan, kişiselleştirilmiş ve etkileşimli bir iletişim kurma fırsatı yakalayacak. Ayrıca, yenilikçi ve bütüncül yaklaşımlarla sıkça karşılaşacağız. Özellikle, markaların 360 derece kapsamlı iletişim stratejileri benimsemesi, iletişimde yeni bir standart haline gelecek. Bu strateji, yalnızca belirli bir kanal üzerinden mesaj iletmekle sınırlı kalmak yerine, sosyal medya, dijital platformlar, geleneksel medya, etkinlikler ve doğrudan pazarlama gibi tüm iletişim araçlarını entegre bir şekilde kullanmayı gerektiriyor. Bu sayede, markalar hedef kitleleriyle her noktada tutarlı ve etkili bir etkileşim kurarak, hikayelerini ve değerlerini tüketicilere tüm temas noktalarında hissettirebilecek.
2025’te, dijitalleşme ve yapay zekanın etkisiyle, 360 derece iletişim stratejileri daha da gelişmiş bir hale gelecek. Veri odaklı analizlerle desteklenen bu yöntem, markaların doğru zamanda, doğru mesajı, doğru kanaldan iletmesini mümkün kılarak, hem etkileşimi artıracak hem de iletişim süreçlerini daha etkili ve hedefe yönelik hale getirecek. Bu yeni çağda, başarı, tüm kanallarda entegre bir yaklaşım sergileyen ve tüketiciyle gerçek bir bağ kuran markaların olacak.