- Her yıl ortalama beş yüz filmin gösterime girdiği bir pazarda, hedef pazarın dikkatini çekebilmek ve diğer filmlerle rekabet edebilmek kolay bir iş değil.
- Film pazarında gittikçe rekabetin artması maliyetlerin artmasına ve film yaratıcılarının etkili bir pazarlama stratejisi uygulamasını gerektiriyor.
- Bu yazımızda iki biyografik film olan ABD-İngiltere yapımı Bohemian Rhapsody ile bir Türk yapımı olan Müslüm filmlerini ele alacağız.
- İlgili yazı; Harry Potter ve Pazarlamanın Büyülü Dünyası
Eğlence Pazarlaması
Bugün
eğlence endüstrisi geçmişle kıyaslandığında çok geniş bir alanı kapsıyor. Kapsadığı alanlardan en gözde olanı ve en çok tercih edilenler arasında
sinema geliyor.
Sinema sektörünün gittikçe önemli bir yere gelmesiyle birlikte rekabet iyici artmış ve
film pazarlaması kavramı yaygınlaşmaya başlamıştır.
Film Pazarlaması
Her yıl ortalama olarak beş yüz filmin girdiği sinema sektöründe rekabetin gittikçe artması, film yaratıcılarının, senaristlerin, yapımcıların işlerini zorlaştırıyor. Film üretimi oldukça maliyetli ve zaman alan bir iş olduğu için, film iyi pazarlanamadığı dolayısıyla yeterli rağbet görmediği takdirde büyük kayıplar söz konusu olabiliyor.
Dikkat Çeken Filmler
Pazarlamaya konu olacak filmlerin ürün olarak bir takım özellikleri mevcuttur. İyi bir film temel olarak
güçlü bir hikaye (kurgu), senaryo ve
pazarlanabilirlik açısından dikkat çekecek izleyicilerin film hakkında genel bir düşünce fikir sahibi olmalarıdır. Biz de bu özelliklerden yola çıkarak ve pazarlama filmler açısından bu denli öneme sahip olduğundan sizlere vizyona çok yakında girecek olan
İki Biyografik Film; ABD-İngiltere yapımı Bohemian Rhapsody ile bir Türk yapımı olan Müslüm filmlerini değerlendirmek istedik.
Bohemian Rhapsody
Film sektöründe rekabetin oldukça doyasıya yaşandığından yukarıda bahsetmiştik. İzleyicilerin film hakkında genel bir düşünce yapısının olması da bu konuda oldukça önemliydi. Yani bugün pazara giren bir filmin yeterince güçlü bir konusu ve izleyicilerin daha filme gitmeden
bu deneyimi yaşayabileceklerine inanmaları gerekmekte.
İşte o filmlerden biri olan Bohemian Rhapsody'nin Fragmanı
https://www.youtube.com/watch?v=l1XDv3RhhOo
Genellikle çoğumuzda bir merak uyandıran Bohemian Rhapsody Queen grubunun
efsane solisti Freddie Mercury'nin hayatını, yaşadığı kimlik karmaşasını ve Londra'nın Wembley Stadı'nda gerçekleşen unutulmaz
1985 Live Aid konserine giden yıllarını konu alıyor. 1970 yılında İngiltere’de kurulan ve albümleri tüm dünyada 300 milyondan fazla satmış olan rock grubu Queen ve elbette solisti olan Freddie Mercury’nin öyküsünü ele alacak olan film uzun bir yapım aşamasından geçti. İlk olarak 2008 yılında bu biyografik film için adım atılmıştı. Filmin adının
Bohemian Rhapsody seçilmesi bizleri çok şaşırtmasa gerek, şayet neredeyse bütün dünyanın sadece bir şarkı değil, başyapıt olarak kabul ettiği bir eser.
Müslüm
Arabesk müziğinin efsanevi isimlerinden olan Türk halkının '
'baba'' diye seslendiği Müslüm Gürses'in filmi ise bugün vizyona giriyor. Müslüm Gürses’in milyonları etkileyen müziğine, çocukluğundan ölümüne kadar geçen zamanda yaşamına etki eden kişilere, çok sevdiğini her fırsatta dile getirdiği eşi Muhterem Nur’a odaklanılıyor.
https://www.youtube.com/watch?v=uFi6MlJojyI
Freddie Mercury ve Müslüm Gürses'in Ortak Noktası
Freddie Mercury ve Müslüm Gürses'in aslına bakarsanız pek ortak noktasını bulamazsınız! Hatta taban tabana zıt karakterlerdir. 1946 Zanzibar doğumlu Mercury, Rock müziğine yepyeni bir soluk getirmiş, yaşadığı kimlik karmaşasında kendine has yarattığı tarzıyla evsensel bir saygı uyandırmış, yaşadığı cinsiyet yönelimi ve grubuna verdiği Queen ismiyle döneminin hatta bugünün bütün tabularını kırmayı başarmıştır. 1953 Urfa doğumlu Müslüm Gürses ise Türk arabesk tarihine damgasını vurmuş hatta Türk Halkı onu baba diyecek kadar sevmiştir.
Sizce ortak bir nokta aramaya gerek var mı? İkisi de yaşadığı döneme ve gelecek yıllara damga vurmaya devam edecek, efsane iki karakter. Bakalım filmleri de onlar kadar iyi olacak mı?