• Pazarlamasyon TV
  • Pazarlamasyon Dergi
  • Etkinlikler
  • Trend Raporları
  • Akademi
  • Kariyer
  • Prime
Created with Sketch.
  • Marketing Meetup
  • MarTech Awards
  • The Hammers Awards
  • Tech Brands 2020
Prime'a Giriş Yap Prime'a Kayıt Ol
  • Pazarlamasyon TV
  • Prime’ı Keşfet
  • Akademi
  • Pazarlamasyon Dergi
  • Kariyer
  • İlan Ver
facebook twitter linkedin whatsapp mail

​Facebook’tan İzmir’e Yaklaşık 1 Milyon TL Değerinde Bağış

Pazarlamasyon / 23 Kasım 2020
facebook twitter

30 Ekim günü İzmir’de yaşanan depremin ardından bölgedeki yardım çalışmalarına destek olmak için harekete geçen Facebook, toplamda yaklaşık 1 milyon TL değerindeki yardım paketini açıkladı. Bu yardım paketi kapsamında, Facebook şeffaflık ve hesap verebilirlik konusunda faaliyet gösteren ve bir çok STK’nın bir araya gelmesinde çatı platform görevi gören sivil toplum kuruluşu Açık Açık Derneği aracılığıyla İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin “Bir Kira Bir Yuva” projesine destek olmak üzere 775 bin TL’lik bağışta bulunuyor.

Facebook’tan Türkiye’deki KOBİ’lere 7 Milyon TL’lik Yardım

Şirket, aynı zamanda depremden etkilenen kişilere yardım etmek amacıyla bölgedeki çalışmalarına hız kesmeden devam eden Arama Kurtarma Derneği (AKUT), Kızılay, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) ve İhtiyaç Haritası’nın deprem sonrası süreçle ilgili çevrim içi kampanyalarına destek olmak üzere 147 bin TL’lik reklam kredisi desteğinde de bulunuyor.

Facebook olarak bu zor dönemde Türkiye’deki topluluklarının yanında olduklarını dile getiren Facebook Orta Doğu, Afrika ve Türkiye Bölge Başkan Yardımcısı Derya Matraş şunları ifade etti:

“İzmir’de yaşanan trajedi bizlere özel sektör, kamu sektörü ve tüm bireyler el ele verdiğinde neler yapabileceğimizi bir kez daha hatırlattı. Biz de Facebook olarak bu süreçte üzerimize düşeni yapmak için adımlar atıyor, topluluğumuzun ihtiyaç zamanında birbirine yardımcı olmasını kolaylaştıracak araçlar geliştirmek için çalışıyoruz. Önümüzdeki süreçte de bağlantı kurmak, paylaşım yapmak ve büyümek için hizmetlerimize ihtiyaç duyan topluluğumuzun yanında olmaya devam edeceğiz.”

Facebook, Yayın İçi Reklamları Türkiye’de Başlatıyor

Facebook’un İzmir’de yaşanan deprem sonrası attığı adımlardan bahseden Türkiye Kamu Politikaları Departmanı Başkanı Çağatay Pekyörür ise şunları dile getirdi:

“Depremin gerçekleştiği tarihten bu yana kar amacı gütmeyen kuruluşlar için bağışta bulunmak, gerçek zamanlı bilgilerin ve yardımların paylaşıldığı gruplar oluşturmak ve Topluluk Yardımı ve Güvenlik Durumu Kontrolü özelliklerimiz üzerinden Türkiye’deki topluluğumuza yardım sunmak gibi birçok adımı hızlıca hayata geçirdik. Bölgedeki yardım çalışmalarını desteklemek ve ülkemizdeki insanlara bu zor süreçte yardımcı olmak adına faaliyetlerimize devam edeceğiz.”

Karantinayı Sonlandırmak, Ekonomiye Daha Fazla Zarar Verebilir
Karantinayı Sonlandırmak, Ekonomiye Daha Fazla Zarar Verebilir

Corona virüs salgını nedeniyle pek çok ülkede haftalardır devam eden karantina uygulamaları, hiç şüphesiz ekonomiye büyük bir darbe vurdu. Hatta salgının dünya ekonomisi üzerindeki etkisinin 2008’deki küresel ekonomik krizden çok […]

comment 0
share
Etiketler
facebook

Reader Interactions

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kendi Hikayesini Anlatacak Bir Şirket İsmi Bulmada 7 Altın İpucu

Cemil Hayri Durgun / 04 Ağustos 2020
facebook twitter
Kendi Hikayesini Anlatacak Bir Şirket İsmi Bulmada 7 Altın İpucu Başarılı bir şirket ismi, müşterilerine yaptıkları işi anlatmaktan ziyade arkasındaki hikayeden belli olur. Ne kadar güçlü bir hikayeye sahipse, o kadar da güçlü olur. Bunun en güzel örneklerinden birisi Apple olarak gösterilebilir. Şirket isminin, ne sattıklarından ziyade, arkasındaki güçlü hikayeden aldığı destek ve tabi ki doğru stratejilerle bugün paha biçilemez bir değere ulaşmıştır. İşte bu tarz güçlü hikayeyle harmanlanabilecek şirket isimleri kullanmanız için uygulayabileceğiniz altın değerinde 7 ipucu:

1. Kendini Bilmek

Levi's, Disney gibi dünyaca ünlü markalar, hatta Türkiye'den de Ülker gibi güçlü markalar sahiplerinin hikayeleriyle var olmuşlardır. Bu isimler, şirketlerin başlangıç hikayelerini anlatacak güçlü iletişim stratejilerini başlatabilecek güçlü araçlardır. Bazen mükemmel isimler, şirketin içinde var olanlardır.

2. İlgi Yaratmak

Müşterilerinizin merakını çekecek isimler bulmak da önemli olacaktır. Yabancı sözcüklerden kurulmuş şirket isimleri de bu stratejiye güzel örnek teşkil ediyor. Hikayenizi destekleyen bir ismi yabancı dillerden devşirmek de güçlü bir merak duygusu uyandıracaktır. Örneğin ünlü Prego soslarının isminin uyandırdığı merak sayesinde İtalyanca'da 'lütfen' anlamına geldiğini öğrenen müşterilerin merak dürtüsü alışveriş potansiyelini de geliştirmektedir.

3. Doğaya Dokunmak

Doğayla iç içe yaşamlarımızın belki de şirketlere en büyük katkısı isim noktasında olabilir. Ne tür bir sıfatı yakıştıracağınız ve hikaye anlatacağınızı strateji haline getirirken, doğaya dokunan bir isim tercih etmek de şirketinizin rekabetten sıyırıp dünyayla, doğayla ilişkilendirmenizi sağlayacaktır. Bunun en güzel örnekleri olarak Amazon ve Apple'ı verebiliriz herhalde. Güçlü hikayelerini doğayla birleştiren bu markaları dünya üzerinde tanımayan ve hikayelerine tanık olmayan çok azdır.

Finepix_S200_back14. Lokasyon (Lokasyon, Lokasyon)

Tıpkı doğa gibi, coğrafi lokasyonlar da ilham alınası güçlü isim kaynaklarındandır. San Fransico menşeili Cisco firması ya da ismini Japonya'daki Fuji yanardağından alan Fujifilm gibi firmalar isimlerini lokasyon bazlı belirlemişlerdir. Lokasyon bazlı isimler müşterilerin şirketlerle güçlü bağlar kurmalarını sağlar. Ancak unutulmaması gereken nokta ise, şirketinize bu isimleri koyarken mutlaka ürününüz ya da hizmetinizle ilişkilendirmeniz. Çünkü legal olarak coğrafi isimler ticaret markası olarak kullanılamaz.

5. Şairane Olmak

Stratejik olarak kullanıldığında, güçlü metaforlar büyük anlamlar taşıyacaktır. Şirket isminizi belirlerken, bir şairin kaleminden çıkmışcasına güçlü anlamlar içerecek şekilde belirleyebilmek kolay bir şey değil elbette. Bunun en güzel örneklerinden biri de Ford Mustang olsa gerek.

6. Mitoloji ve Din

Din ve mitoloji insanların favorileridir. Şirket isminizi belirlerken bu kriterlere tutundurduğunuzda, hikayenizi de sağlam kurgulama yolunda kolay bir adım atıyorsunuz aslında. Ünlü giyim markası Nike'ın Yunan mitolojisinden ya da ünlü yazılım firması Oracle'ın Delphi Kahini hikayesinden gelmesi gibi, güçlü mitolojiler ve hikayeler güçlü markalar yaratma noktasında yardımcı olacaktır. Nikola-Tesla

7. Ünlüleri Kullanmak

Ünlülerin isimlerini yaşatmak sadece onları anmak değil aslında. Ünlü elektrikli araba markası Tesla'yı bir düşünün. Elon Musk şirkete ünlü mucit Nikola Tesla'nın ismini verirken, ürünleriyle bağdaşlaşabilecek bu ismi de bir adım öteye taşımasını bilmiştir. Belirli kriterler doğrultusunda bu tarz bir isim tercihi, şirketinizin içinde bulunduğu rekabetten bir adım ötesine geçmenize imkan sağlayabilecek başarılı yöntemlerden birisidir. Hepsini bir arada düşündüğümüzde, isminizin olmazsa olmazı bir nokta öne çıkıyor; hikaye. Şirketinizin ismini koyarken belirlediğiniz hikaye, müşterilerinizin şirket isminizin nereden geldiğini merak ettiği zaman vereceğiniz cevapta sizi daha da güçlü ve başarılı kılacak en stratejik aracınızdır.
Zynga, Türk Oyun Şirketi Peak’i Satın Alıyor
Zynga, Türk Oyun Şirketi Peak’i Satın Alıyor

Dünyanın en büyük oyun şirketlerinden Zynga‘nın, Türkiye’nin önemli oyun şirketlerinden Peak’i 1,8 milyar dolara satın alacağı iddiaları resmi olarak kesinleşti. Peak ile Zynga arasındaki 1,8 milyar dolarlık (yaklaşık 12,5 milyar […]

comment 0
share
Etiketler
facebook

Microsoft, Makine Öğrenimi Kullanarak Okyanusları Temizlemek İçin Bir Kuruluşa Yardım Ediyor

Ayşe Göl / 21 Ekim 2020
facebook twitter
Microsoft, Makine Öğrenimi Kullanarak Okyanusları Temizlemek İçin Bir Kuruluşa Yardım Ediyor

Boyan Slat isimli girişimci, Büyük Pasifik Çöp Alanı'nı temizlemek amacıyla 2013 yılında The Ocean Cleanup adlı kar amacı gütmeyen bir kuruluş kurdu. O zamandan beri proje, nehirleri temizleyerek yeni atıkların okyanusa girmesini önlemeyi amaçlıyor.

https://pazarlamasyon.com/denizler-ve-okyanuslarda-en-cok-plastik-kirliligi-yaratan-sirketler/

The Ocean Cleanup, 2018'de Microsoft ile gönüllülerin yenilikçi çözümler bulmaya çalışmak için birlikte çalıştıkları yıllık yazılım yarışmasına katıldı. Daha sonrasında Microsoft çalışanı Drew Wilkinson, teknoloji devinin kar amacı gütmeyen kuruluşa nasıl yardımcı olabileceği konusunda The Ocean Cleanup'a e-posta gönderdi.

Bunun üzerine Microsoft çalışanları, önleyicilerle nehirlerden akan plastiklerin ve diğer atıkların izini sürmek için bir makine öğrenimi modeli oluşturdu ve kar amacı gütmeyen kuruluşu dev otonom plastik toplayıcılarını nasıl ve nerede kullanacağı hakkında bilgilendirdi. Şu anda The Ocean Cleanup, finansal olarak sürdürülebilirliğini korumak için toplanan plastiği yeni ürünlere dönüştürmeye çalışıyor.

Okyanuslardaki plastik atıklar, Büyük Pasifik Çöp Alanı gibi yapılar oluşturma ve hem deniz yaşamına hem insanlara zarar verebilecek mikro plastiklere dönüşme eğilimi gösteriyor. The Ocean Cleanup'a göre, bu atığı gemiler ve ağlarla temizlemeye çalışmak pahalı, zaman alıcı ve çok büyük miktarlarda fosil yakıt gerektiriyor.

Bunun yerine proje, temizleme için "pasif bir sistem" olarak adlandırdığı bir yöntemle çalışıyor. Güneş enerjisiyle çalışan bir önleyici araç, akıntıyla birlikte hareket ederek okyanusa ulaşmadan önce nehirlerden otonom olarak plastik topluyor. The Ocean Cleanup, Jakarta ve Malezya'da halihazırda yerleştirilmiş olanlarla birlikte, 5 yıl içinde okyanuslara en çok çöp taşıyan nehirlerin 1000 tanesinde bu önleyicileri kullanmayı planlıyor. Jakarta ve Malezya'dan sonra sırada Vietnam ve Dominik Cumhuriyeti var.

https://pazarlamasyon.com/microsoft-calisanlarin-kalici-olarak-evden-calismalarina-izin-verdi/

Her bir önleyici yaklaşık 50 ton ağırlığında ve 65 metreküp atık kapasitesi var. The Ocean Cleanup, büyük boyutuna rağmen önleyicinin ölçeklenebilir olduğunu çünkü seri üretim için tasarlandığını, dünyanın kirletici nehirlerinin birçoğunda çalışabileceğini ve atıklarla minimum insan teması gerektirdiğini söylüyor. Hava durumuna, akıntıya ve diğer faktörlere bağlı olarak, bir önleme aracı günde 5 tondan fazla moloz toplayabiliyor. Dolduğunda ise yerel bir tesiste ayrıştırılmak üzere atıkları kıyıya getiriyor.

Airbnb, Çalışanlarının %25’ini İşten Çıkarıyor
Airbnb, Çalışanlarının %25’ini İşten Çıkarıyor

Salgının olumsuz olarak etkilediği sektörlerin başında hiç şüphesiz seyahat ve konaklama sektörü geliyor. Ve son yıllarda konaklama diyince akla ilk olarak gelen markalardan biri de Airbnb. Ev paylaşım platformu da […]

comment 0
share
Etiketler
facebook

Uzaktan Çalışan Sayısı 10 Kat Arttı

Pazarlamasyon / 11 Aralık 2020
facebook twitter
Uzaktan Çalışan Sayısı 10 Kat Arttı

Corona virüs salgınının iş hayatına etkileri sürüyor, dünya genelinde yeniden artan vaka sayıları ise uzaktan çalışma modelinin bir süre daha devam edeceğini gösteriyor. Dünya Ekonomik Forumu - Değişimin Öncüleri Zirvesi’nde açıklanan verileri inceleyen Olmadık Ofis; pandemi öncesi, 2020’nin ilk aylarında, %5’i bile bulmayan uzaktan çalışan oranının artan vaka sayılarıyla bugün ABD’de ve Avrupa’da %50’yi, Türkiye’de ise %20’yi aştığını açıkladı.

https://pazarlamasyon.com/uzaktan-calisanlar-icin-cruise-gemileri-birer-ofise-donustu/

Olmadık Ofis Kurucusu A. Seçkin Canan, konuya ilişkin olarak şu şekilde bir değerlendirmede bulundu:

“Pandemi, çalışanları fiziki ofislerden ve kurumsal iş hayatından giderek uzaklaştırıyor. Evden çalışma, trend olmaktan çıkıp normalleşiyor. Özellikle yeni ticari iş fırsatlarını değerlendiren girişimcilerin sayısı hızla artıyor. Durum böyle olunca ofis dediğimiz şey sanal bir hale bürünüyor. Fiziki ofisler terk edilirken uzaktan çalışmaya elverişli, özellikle girişimciler için maliyet avantajı gibi önemli fırsatlar sunan sanal ofis gibi yeni ofis modellerinin kullanımı hızla artıyor.”

https://pazarlamasyon.com/uzaktan-calisma-artik-her-sirketin-sunmasi-gereken-bir-imkan/

Pandemi Döneminde Sanal Ofislere Talep %60 Arttı

COVID-19 pandemisiyle birlikte sanal ofislere ciddi bir talep artışı yaşandığını aktaran A. Seçkin Canan şunları ifade etti:

“Özellikle İstanbul gibi büyükşehirlerde maliyetler işverenler için giderek zorlayıcı bir hal alıyor. Yeni iş kurmak isteyen girişimciler ofis maliyeti yerine sanal ofisleri tercih ederek en ekonomik çözüme ulaşıyor. Maliyet tasarrufunun önem kazandığı pandemi döneminde İstanbul’daki sanal ofis adresimize olan talep %60 oranında arttı.

Girişimciler, İstanbul’da merkezi bir konumda ayda 5 bin liralardan başlayan kiraların yanı sıra elektrik, su, doğal gaz gibi pek çok sabit ve değişken giderlerle mücadele etmek yerine tüm ihtiyaçlarını Olmadık Ofis’in sanal ofis hizmeti ile ayda 100 TL’ye karşılayabiliyor. Böylece yasal bir adrese ve faturalı-stopajsız ofis kullanımını mümkün kılan bir sanal ofise sahip oluyor. Pandeminin de etkisiyle sanal ofislerin 2021 itibarıyla daha ciddi bir ivme kazanacağını söyleyebiliriz.”

https://pazarlamasyon.com/microsoft-ceosu-evden-calisma-duzeninin-surdurulebilir-olmadigini-dusunuyor/

Uzaktan Çalışanlar, Ofiste Çalışanlara Göre Ayda 1,5 Gün Daha Fazla Çalışıyor

Dünya Ekonomik Forumu, pandemiyle birlikte çalışanların uzaktan çalışmanın kolaylığını keşfettiğine değiniyor. Öyle ki, uyku süreleri uzayan çalışanların fiziki ofislerine oranla %17 daha verimli oldukları belirtiliyor. Uzaktan çalışanların artan verimlilik sayesinde fiziki ofislerde çalışanlara göre ayda 1,5 gün yılda ise ortalama 17 gün daha fazla çalıştıkları aktarılıyor. Öte yandan evden çalışanların daha az hasta oldukları da belirtiliyor.

https://pazarlamasyon.com/estonya-uzaktan-calisanlar-icin-dijital-gocebe-vizesi-cikariyor/

İşveren, Çalışan Başına 35 Bin TL Maliyet Avantajı Sağlıyor

Mekan bağımsız çalışmanın en önemli avantajının işverene ve çalışana ofisten çalışmanın maliyetlerini azalttığını söyleyen Seçkin Canan, “Fiziki ofisleri terk etme hareketinin kalıcı olması ve sanal ofis gibi alternatif modellere geçilmesi durumunda işverenlerin çalışan başına yılda 20-35 bin lira maliyet tasarrufu sağlayabileceğini gösteriyor. Maliyet avantajı yalnızca işverenler için değil, aynı zamanda çalışanlar için de geçerli. Giyim, ulaşım, yeme-içme gibi masraflardan yılda 17 bin liraya kadar tasarruf edebilen çalışanlar çocuk bakım giderlerini de eklediğiniz de 50 bin liraya varan maliyet avantajı yakalıyor.” dedi.

Unilever, Haftada 4 Gün Çalışma Modelini Deniyor
Unilever, Haftada 4 Gün Çalışma Modelini Deniyor

Geçtiğimiz yıllarda bazı firmaların haftada dört gün çalışma sistemini denediğine şahit olmuştuk. Şimdi de küresel tüketim malları üreticisi Unilever, bu modeli test etmeye başladı. Şirket geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada, Yeni […]

comment 0
share
Etiketler
facebook
Bültenimize Kaydolun
Prime Dünyasını Keşfet
Üye ol, Ayrıcalıklardan Yararlan
KEŞFET
Size haftada 2 kez en değerli gelişmeleri ücretsiz göndermek istiyoruz.
Haftalık bültenimize ücretsiz üye olun.

pazarlamasyon

Dijital nesile sunduğu kaliteli içerikler sayesinde sektörün en çok okunan online kaynağı olan Pazarlamasyon, pazarlamanın tüm bileşenleri, iş dünyası ve dijital dönüşüm konularında özgün ve fayda odaklı içerikler sunuyor.

facebook twitter instagram linked-in
  • Prime’ı Keşfet
  • İletişim
  • Hakkında
Ücretsiz Abonelik
  • Pazarlamasyon TV
  • Prime’ı Keşfet
  • Akademi
  • Kariyer
  • Marketing Meetup
  • Prime Üye Girişi
Created with Sketch.
×

Prime Giriş

Şifremi Unuttum

Şifreni mi unuttun?
| Giriş’e geri dön