Facebook'a Milyonlarını Kaptıranlar, Günaydın!

Sosyal medyada hedef belirlerken kendinize kıstas olarak sosyal assetlerinizdeki insan sayısını görüyorsanız büyük bir yanılgı içerisinde olduğunuzu bilmeniz gerekiyor. Kaldı ki bilmeniz gereken bu şey yeni de ortaya çıkmadı; sosyal ağlar ilk çıktığından beri var olan bir durum.

Ayrıntılara inelim.

Facebook’un Türkiye’de ilk duyulduğu zamanlar markalar like sayılarını arttımak için dijital bütçelerinin neredeyse tamamını takipçi almak için harcadılar. O zamanların  popüler uygulaması olan ve basit bir metod kullanan Likedwin isimli “sayfa beğendirmece” programına bile düşmüştü markalar. Bu programı kullanıp da onbinlerce hayran kazanan onlarca marka sayabilirim bir çırpıda.

Devam edip asıl konuya gelelim.

“Sayfa beğenmece” oyunlarından sonra markalarda geç de olsa bir aydınlanma oldu. Artık markalar kendilerine “Bu kadar insan beni beğenmiş ama bunların yarısı apaçi. Ben napıyorum?” diye sormaya başladılar. Ancak artık iş işten geçmişti. Ped markalarının hayran sayısındaki erkek oranı %30-40, traş losyonu markalarının hayran sayısındaki kadın oranı %25-30 olmuştu. Ne kadar kötü bir durum, öyle değil mi?

Tüm bunların ardından Facebook artık markalara “ tüm hayranlarınla iletişim kurmak istiyorsan bana şu kadar para vermen lazım, yoksa yazdıklarını kimseye göstermem” dedi. Haliyle markalar da buna uydu ve Facebook bütçelerinin çok büyük bir kısmını buna harcadı(yor)lar.

Bu arada geçtiğimiz günlerde Ogilvy, markaların Facebook sayfalarında yaptıkları paylaşımların kullanıcıya ulaşmasına ilişkin raporunu yayınladı. Raporun kilit verisine geçmeden önce Facebook’taki markaların geçtiğimiz yıl yazından beri takipçilerine organik olarak ulaşmakta büyük sıkıntı yaşadığını, takipçilerinin %10‘una anca ulaşabildiklerini söylemek isterim. “Ne kadar azmış?” dediğinizi duyar gibiyim. O zaman sıkı durun, can Ogilvy’nin raporundaki kilit istatistik geliyor!

[quote text_size="small"]

Markalar sayfalarını beğenenlerin sadece yüzde 6.15′ine organik olarak ulaşabiliyor. Hayran sayısı 500.000'i geçtiğinde ise bu oran %2'lere geriliyor.

[/quote]

Bu istatistik; 1 milyon kişilik bir topluluk yaratan bir markanın sadece 20.000 kişiye erişebildiğini gösteriyor. Yani Facebook diyor ki; “sayfanızı 1 milyon yapmak için bana para ödediniz, artık bu 1 milyon insana ulaşmak için yine para ödeyeceksiniz!”

Burada akıllara 2 soru geliyor. 

  1. İnsanlara ulaşmak için verdiğim paramı aldıktan sonra neden ikinci kez para ödüyorum?
  2. 1.000.000 kişilik bir topluluk yarattığım halde 20.000 kişiye ulaşıyorsam; benim gerçekte topluluğum kaç kişi?

İlk sorunun muhattabı elbette Facebook. Ancak ikinci sorunun muhattabı sizsiniz. Üzülerek söylüyorum ki bu sorunun yanıtı da sorudaki iki sayıdan birinde gizli! İşte bu yüzden ilk paragrafı tekrar tekrar okumamız, KPI olarak nicelik değil nitelik koymamız gerekiyor.

Bu arada raporu şuradan inceleyebilirsiniz.

Kariyer
Sosyal Medyayı Kadınlar mı, Erkekler mi Daha Etkin Kullanıyor?

Geçtiğimiz günlerde onuncu yılını tamamlayan Facebook’un  bugün 1,23 milyar aylık aktif kullanıcısı mevcut. Dünya çapında 37 ofis ve 6 binden fazla da [...]

Bunlar İlginizi Çekebilir