E-Ticaretin Etkisi Giderek Artacak

Dijital ve mobil araçlar, yaşamlarımıza entegre biçimde ihtiyaçlarımızın çoğunu hızlı, kolay ve ucuza karşılayan e-ticaret giderek yaşamlarımızdaki hakimiyetini arttıran, dolayısıyla iktisadi davranışlarımızı etkileyen önemli mecralar haline geliyor. Bir önceki jenerasyon mağazalardan satın alacağı ürüne bakıp pazarlığını yaparak ihtiyaçlarını karşılıyordu. Oysa, teknolojiyi sıklıkla takip eden, yaşamlarına sürekli yeni teknolojik ürün ve hizmetler pompalanan internet gençliği e-ticaret siteleri arasından güvenilir hizmeti bularak, haklarını bilerek, bilinçli bir tüketici algısıyla internet üzerinden alış-veriş yapar hale geldi.

Kuşkusuz bu araçların en büyük etkisi sosyolojik yaşam biçimindeki değişim ile özetlenebilir. Bilgi çağı, günümüz post-modern ekonomik yapısını oluşturuyor. Her tür bilgiye ulaşmak artık çok daha kolay, dolayısıyla tüketiciler çok daha akıllı... Pazarlar hiç olmadığı kadar rekabetçi, çünkü insanlar internet sayesinde tüm dünya üzerinden alış-veriş yapabilir kapasiteye sahip, rekabetçi tekliflerden hemen haberdar olan, fiyata karşı çok daha hassas müşteriler haline geldiler.

Dünyanın her yerinde bu artan satın alma davranışı araştırmacılar tarafından farklı farklı örneklem ve hipotezlerle anlaşılmaya çalışılıyor. Yine bu araştırmalardan biri İngiltere’de Perakende Satış Araştırmaları Merkezi tarafından yapılmış. Bu araştırmaya göre sokaklardaki mağazaların yüzde 20’si internet alışverişinin yaygınlaşması nedeniyle kapanmak zorunda kalacak. Bu mağazaların başında eczanelerle, sağlık ve güzellik malzemeleri, müzik, kitap, kart, kırtasiye ve hediyelik eşya satanlar olacak.

ABD için yapılan ekonomi analizleri yapan Goldman Sachs 2013 raporları içinde, 2015 yılında 279 milyar dolara ulaşacak olan e-ticaretin toplam perakende satışlarının yüzde 11’ini oluşturacağını ön görüyor. Ülke ekonomileri sıkıntı çekerken e-ticaret her yıl çift haneli rakamlarla büyüyor. (Ülkemizde de geçen yıla oranla yüzde 19,5’lik bir artış kaydetti.)

Hepimizin bildiği gibi e-ticaret normal satış kanallarından daha az maliyetli… (İngiltere'deki araştırmanın verdiği örneğe göre İngiltere'nin orta bölgesi Midlands'de küçük bir mağaza açmanın maliyeti ayda 10 bin sterlin dolayında iken, bir depo tutmanın aylık maliyeti 650-1800 sterlin arasında.) Bu nedenle satış kanalları arasında fiyat farkları rekabeti arttırıyor.

Ancak tabiki de her şey sadece fiyat değil. Marka olarak müşteriye güçlü algı aşılamak, 5 duyu organına hitap edecek kaliteli bir mağaza deneyimi ile mümkün. Marka imajını yansıtan bir atmosfer sunmak ve “sen buna değersin” algısı yaratmak hala mağazadan satın alma kararı vermenin en önemli nedenleri arasında. Diğer yandan internet site deneyimi tasarımsal başarı ve görsel ürün/hizmet anlatımı ile sağlanırken, kanal olarak tek başına bir marka etkisi yaratması mağazanın sunduğu deneyimine göre daha zor gibi gözüküyor…

Dolayısıyla, toparlayacak olursak, yaşamlarımızdaki teknolojik değişimlerin pazarlara büyük etkisi olmaya başladı. İnsanlar bilgiye çok daha rahat erişebiliyor. Bu nedenle geç olmadan, markaların, pazarlamacıların, yönetici adaylarının eğitim alarak ve araştırmalar yaparak dijital dünyayı bir kanal olarak kullanacak donanıma sahip olmaları gerekiyor. Mağazalar dolup taşsa da müşteriyi elde tutmanın ve yeni müşteriler kazanmanın yolu bütünsel mecra deneyimi ile mümkün oluyor.

Kariyer
Sosyal Medyayı Kadınlar mı, Erkekler mi Daha Etkin Kullanıyor?

Geçtiğimiz günlerde onuncu yılını tamamlayan Facebook’un  bugün 1,23 milyar aylık aktif kullanıcısı mevcut. Dünya çapında 37 ofis ve 6 binden fazla da [...]

Bunlar İlginizi Çekebilir