Drone ile Teslimat, Lojistik Sektörünü Nasıl Değiştirecek?

  • Küresel ticari drone pazarının 2020 yılı itibarıyla 6,4 milyar dolarlık, 2025 yılı itibarıyla ise yaklaşık olarak 13 milyar dolarlık bir hacme sahip olması bekleniyor.
  • Drone'lar lojistik açısından asıl farkı, özellikle kara taşıtlarının ulaşımının zor olduğu kırsal bölgelerde yaratacaklar.
  • Drone'ların maksimum uçuş sürelerinin 30 dk civarında olması, e-ticaret şirketlerinin dağıtım merkezlerinin yakınlarında oturan kişilerin drone ile teslimat hizmetinden daha rahat faydalanacakları anlamına geliyor.
  • Yakın gelecekte e-ticaret şirketleri, drone ile teslimat hizmetlerini mümkün olduğunca çok kişiye ulaştırmak için dağıtım merkezlerini çok daha merkezi yerlerde açabilirler.
  • UPS ve DHL gibi drone ile teslimat alanında denemeler gerçekleştirilen lojistik şirketleri de başlangıçta dağıtım kamyonlarını teslimat drone'ları için birer üs olarak kullanacaklar.
  • İlgili Yazı: Amazon, Daha Fazla Şey Satmak İçin Teslimat Drone'larıyla Evlerden Veri Toplayacak

Drone ile teslimat hizmeti, 2014 yılında Amazon'un bu konuda yürüttüğü çalışmalarla ciddi olarak konuşulmaya başlanmıştı. Sonraki süreçte UPS ve DHL gibi lojistik devlerinin de bu konuda çalışmalar yürüttüğü ortaya çıktı. Ancak sonuç olarak aradan geçen yaklaşık olarak beş yıla rağmen, herhangi bir şirket, drone ile teslimat hizmetini hayata geçirebilmiş değil. Teslimat drone'larının hala hizmete sunulamamış olması, drone'ların meydana getirecekleri yoğun hava trafiğinin kontrolü gibi önemli konuların hala tam olarak çözülememiş olmasından kaynaklanıyor.

Tüm bunlara rağmen, her geçen gün daha fazla şirket drone'lara yatırım yapıyor ve drone'lar, lojistik sektöründe, hatta lojistiğin içerisinde yer aldığı birçok sektörde geleceğin teslimat aracı olarak görülüyor. Online istatistik, pazar araştırması ve iş zekası portalı olan Statista'nın paylaştığı verilere göre, 2015 yılında, çeşitli sektörler içerisindeki drone destekli çözümlerin toplam değeri 127,3 milyar dolar tutarındaydı ve bu miktarın 45,2 milyar dolarlık kısmı altyapı, 32,4 milyar dolarlık kısmı tarım, 13 milyar dolarlık kısmı ise taşımacılık sektörüne aitti.

2015 Yılında Çeşitli Sektörler İçerisindeki Drone Destekli Çözümlerin Toplam Değeri

Drone'ların ticari alanda kullanımının giderek artacağına işaret eden birkaç istatistiki bilgi daha paylaşmamız gerekirse, yine Statista'nın paylaştığı verilere göre, küresel ticari drone pazarının 2020 yılı itibarıyla 6,4 milyar dolarlık, 2025 yılı itibarıyla ise yaklaşık olarak 13 milyar dolarlık bir hacme sahip olması bekleniyor. Bununla birlikte 2020 yılı itibarıyla ticari drone gelirlerinin 2,4 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor. Aynı zamanda 2015 ile 2025 yılları arasındaki 10 yıllık süreçte, Kuzey Amerika'daki ticari drone gelirlerindeki tahmini artış oranının %1981 olması bekleniyor.

Drone ile teslimat hizmetinin bu kadar ilgi görmesinde, sahip olduğu birçok avantajın etkisi var. Tabii ki de bu avantajların en önemlisi, drone'ların hava kabiliyetleri. Drone'lar her ne kadar popülasyonun yüksek olduğu şehir merkezlerinde de paket teslimatı için kullanılacak olsalar da, asıl farkı özellikle kara taşıtlarının ulaşımının zor olduğu kırsal bölgelerde yaratacaklar.

Bu konuda bir örnek vermemiz gerekirse, World Economic Forum'un geçtiğimiz günlerde bu konuda paylaştığı bir yazıya göre, Alibaba'dan ardından Çin'in en büyük ikinci e-ticaret şirketi olan JD.com, 2016 yılında Endonezya'da bir e-ticaret işi başlatmak için yerel bir şirket ile birlikte bir ortak girişim kurdu. Bu ortak girişimin başarılı olmasının önündeki en büyük engellerden biri, Endonezya'nın coğrafi koşullarıydı. Zira Endonezya, 17.000'den fazla adaya yayılmış olan bir ülke ve bu da lojistik açısından önemli zorluklar meydana getiriyor.

https://pazarlamasyon.com/amazon-abdde-ilk-kez-halka-acik-bir-alanda-drone-ile-teslimat-gerceklestirdi/

İşte bu noktada drone'lar devreye girecek. World Economic Forum'un yaptığı yoruma göre, e-ticaret teslimatları ve diğer lojistik ile ilgili hizmetler için drone'ları faaliyete sokmak, Endonezyalıların daha önce eşi benzeri görülmemiş hizmet verimliliği ve güvenilirliğine erişim sağlamalarına yardımcı olacaktır ve aynı zamanda bu, aynı gün ve ertesi gün teslimat hizmetinin ülke genelinde gerçeğe dönüşmesinde rol oynayacaktır.

Tabii şu anda drone'ların aralıksız olarak uçuş süreleri maksimum 30 dk civarında olduğu için ilk aşamada nispeten kısa mesafeler arasında gerçekleştirilecek teslimatlar arasında kullanılacaklar. Bu durumda Amazon gibi e-ticaret şirketlerinin dağıtım merkezlerinin yakınlarında oturan kişiler, drone ile teslimat hizmetinden faydalanma konusunda daha şanslı olacaklar. Bununla birlikte Amazon'un daha önce patentini aldığı uçan depo gibi çözümler, drone ile teslimat hizmetinin daha çok kişiye ulaşmasının önünü açabilir.

https://youtu.be/BGbfm_lTYqQ

Ayrıca e-ticaret şirketleri arasında drone ile teslimat hizmetinin yaygınlaşması durumunda, bu şirketlerin mümkün olduğu kadar fazla kişiye ulaşmak için dağıtım merkezlerini çok daha merkezi yerlerde açması da olası bir durum. UPS ve DHL gibi drone ile teslimat alanında denemeler gerçekleştirilen lojistik şirketleri de başlangıçta dağıtım kamyonlarını teslimat drone'ları için birer üs olarak kullanarak bu hizmetlerini hayata geçirecekler gibi görünüyor; ki UPS, 2017 yılında ABD'nin Florida eyaletinde gerçekleştirdiği ilk drone teslimatını da bu şekilde gerçekleştirmişti.

https://pazarlamasyon.com/ups-ilk-drone-ile-teslimatini-gerceklestirdi/

Drone'ların mevcut taşıma kapasitelerinin sınırlı olması da drone ile teslimatını hizmetinin kullanımını kısıtlayacak engellerden biri. Bu nedenle ilk aşamada drone'lar, görece olarak küçük paketlerin teslimatında kullanılacaklar. Ancak JD.com'un bir tondan fazla ağırlık taşıyabilen drone geliştirmek için yaptığı çalışma gösteriyor ki, yakın gelecekte paketlerin ağırlığı drone'lar için bir sorun olmaktan çıkabilir.

Bunların yanı sıra drone ile teslimat hizmetini hayata geçirmek isteyen şirketler, teslimat drone'larının bir pilot tarafından yönlendirilmesi yerine, otomatik olarak faaliyet göstermesine imkan tanıyacak otonom sistemler üzerine yoğunlaşıyorlar. Bu sayede lojistikteki insan müdahalesi minimuma inecek ve bu da daha hızlı, dakik, verimli ve sorunsuz bir teslimat sürecinin hayata geçmesine imkan tanıyacaktır.

Kariyer
Sosyal Medyayı Kadınlar mı, Erkekler mi Daha Etkin Kullanıyor?

Geçtiğimiz günlerde onuncu yılını tamamlayan Facebook’un  bugün 1,23 milyar aylık aktif kullanıcısı mevcut. Dünya çapında 37 ofis ve 6 binden fazla da [...]

Bunlar İlginizi Çekebilir