Şehir hayatının yoğun temposunda bağışıklığınızı desteklemeye ne kadar özen gösteriyorsunuz? Bağışıklık sistemini etkileyen faktörler arasında çevresel toksinler de yer alıyor. Toksinlerden kurtulmak için ise doğal beslenme ve yaşam tarzı ana prensibiniz olmalı. Öyle ki şehir yaşantısı bu noktada maalesef olumsuz rol oynayan faktörlerden. Bunlara örnek ise hava kirliliğine katkıda bulunan ve günlük yaşantımızda maruz kaldığımız duman ve diğer partiküller. Bu maddeler, bağışıklık hücrelerinizin normal aktivitesini bozabiliyor veya baskılayabiliyor. Fakat bağışıklık sistemimiz özellikle tek bir besin veya tek bir faktörden etkilenmediğini hatırlayın. Vitamin ve mineralleri içeren yeterli ve dengeli bir diyet, düzenli bir uyku ve egzersiz, düşük stres gibi sağlıklı yaşam tarzı faktörlerinin tümü vücudu enfeksiyon ve hastalıklarla savaşmak için en uygun şekilde hazırlıyor.
Yerel ve mevsimine uygun beslenmek ilk kural
Hem bağışıklık ve insan sağlığı hem de gelecek nesiller için sürdürülebilirlik açısından öneminin çok büyük olduğunu düşünüyorum. Örneğin semt pazarlarına gitmek… Mevsimsel ve yerel beslenmeye göstereceğimiz özen hem bağışıklığınız için önem taşıyor hem de atıksız mutfak için destek oluyor. Bu noktad,a bulunduğunuz semtin pazarlarına gitmeyi deneyebilirsiniz. Biliyorum şehir hayatının karmaşası içinde semt pazarlarına gitmemiz veya memleketimizden sebze, meyve getirmemiz çok fazla mümkün olmuyor ama bir noktada şartları zorlamak gerekiyor. Diğer taraftan mevsimsel ve yereli takip etmenin ekonomik bir çözüm olduğunu da söylemekte fayda var. Gidemiyorsanız da yerel üreticileri, kadın kooperatifleri destekleyerek teknolojinin gücünden faydalanmayı deneyebilirsiniz.
Ruhunuzu dinlendirin
Sağlık, hem bedenin hem de ruhun tam bir iyilik halinde olması durumu. Detoks terimini eminim pek çok kez duymuşsunuzdur. Aslında bu terim toksinlerden arınma anlamına geliyor. Bu terimin altında aynı zamanda ruhu arındırmak da yatıyor. Biliyorum aklınıza ilk gelen açık havada yürüyüş oluyor fakat şehirde detoks mümkün. Örneğin bazılarına müzik dinlemek, dizi izlemek, dans etmek iyi gelebiliyor. Şehir karmaşışında ormana gidemiyorsanız kulaklığınızı takıp meditasyon veya yoga nefes videoları ile bunu tamamlamak size iyi gelebilir. Tüm bunlar olmadığında kendinizi stres altında hissedebilirsiniz, bunun da bağışıklık sisteminizi olumsuz etkileyeceğini unutmayın. Yeterli uyku da bir diğer önemli konu. Uyku aslında vücut için adeta bir yenilenme süreci, bu süreçte vücutta enfeksiyonla savaşan birçok sitokin türü salınıyor, yetersiz uyku bu sitokinlerin ve diğer bağışıklık hücrelerinin miktarını baskılayabiliyor.
C vitaminine dikkat
Grip mevsiminde bağışıklığı güçlendirmek denince akla gelen ilk vitaminlerden biri şüphesiz C vitamini. Peki bilimsel olarak C vitamini ve bağışıklık sistemi arasında bir ilişki var mı? Evet, yeterli miktarda almanız, bağışıklık sisteminizin normal fonksiyonuna katkıda bulunuyor. Bu dönemlerde genellikle C vitamini fazlasıyla alınır fakat üzülerek söylemem gerekiyor ki C vitamini suda eriyen bir vitamin. Yağda eriyen vitaminlerin aksine, C vitamini gibi suda çözünen vitaminleri vücudumuzda depolayamayız ve fazlasını idrarla atarız. Bununla beraber fazlaca aldığımız C vitaminin, vücudumuza başka etkileri de olabilir. Fazla C vitamini alımının en yaygın yan etkisi sindirim problemleridir. Bu belirtiler ishal ve mide bulantısı olabilir.
Fonksiyonel seçimler
Bağışıklık için doğanın gücünden de faydalanmak gerekiyor. Havalar giderek soğurken içinizi ısıtacak bitki çaylarına da ara öğünlerinizde yer vermelisiniz. Sumak ve ekinezya, vücudunuzun direncini artırmak için tüketebileceğiniz bitki çaylarının başında geliyor. Adaçayı, ıhlamur gibi bitki çaylarına günlük beslenme planınızda da yer verebilirsiniz. Bu noktada, propolisi çok önemsiyorum. Propolisin bağışıklık fonksiyonlarını desteklemeye yardımcı olduğunu bir kez daha hatırlatmakta fayda görüyorum. Propolisi tüketmekte zorlananlar, propolisli fonksiyonel içecek alternatifini göz önünde bulundurabilir. Örneğin gün içinde enerji değeri ve şeker içeriği yüksek içecekleri tüketmek yerine, vücudunuza fayda sağlayan fonksiyonel içecekleri tüketmenizde fayda var.Propolis veya bağışıklık sistemini destekleyen kolajen içeren ve cilt sağlığına katkıda bulunan; taze meyve içeriğiyle günlük vitamin ve mineral ihtiyacınızı karşılayan içecekleri ana öğünlerinizin yanına veya ara öğünlerinize ekleyebilirsiniz. Bu içecekleri seçerken güvenilir marka olmalarına; katkı, koruyucu madde içermemelerine dikkat etmelisiniz. Ayrıca eklenmiş şeker içerip içermediğini de kontrol etmenizde fayda var.
10 adımda iyi hissedin
- Sağlığınızı destekleyen vitamin, mineral, lif ve fitokimyasallar içeren meyve-sebzeyi günde 5 porsiyon tüketin.
- Yeterli ve kaliteli uyku uyuduğunuzdan emin olun. Günde 7-8 saatlik uyku hedefleyin.
- Tabağınızı renklendirin, tabağınız renklendikçe, sağlığınıza olan faydanın artacağını hatırlayın.
- Şeker ve tuz tüketiminizi azaltın, baharatların gücünden faydalanın.
- Gün içerisinde yeterli su tükettiğinizden emin olun, her zaman yanınızda taşıyacağınız bir mataranız olsun.
- Yeterli protein alın; baklagiller gibi bitkisel proteinleri tüketmeyi önemseyin.
- Fiziksel aktivitenin beslenmenin en iyi arkadaşı olduğunu unutmayın.
- Stresten uzaklaşmaya çalışın; stres arttıkça vücudunuz, dışarıdan gelen olumsuz etkenlere açık olur.
- Fazla kiloluysanız, bir beslenme programı ile sağlıklı kilonuza ulaşmayı ve korumayı hedefleyin.
- Sigara alışkanlığınız varsa azaltmaya/bırakmaya çalışın.