2020'ye girildiğinden beri gündemimiz ağırlıklı olarak yüksek öneme sahip ve olumsuz içeriklerden oluşan gelişmelerle başladı. Corona virüs (covid-19) salgını ise küresel dünyanın maruz kaldığı ve şu ana kadar tedavisi olmayan en büyük salgın olma yolunda ilerliyor. Ülkelerin sosyo-ekonomik durumuna ve insanların statüsüne "bakmayan" virüs birçok ülkede ve bu ülkelerin farklı kesimlerine bulaşmış durumda.
12 Mart 2020 perşembe akşamı İbrahim Kalın'ın ve takiben T.C. Milli Eğitim Bakanının yaptığı duyurularla birlikte eğitimin tüm kademelerinde örgün eğitime 3 hafta ara verildi. Burada "örgün" kelimesini özellikle kullandım çünkü insanların toplu olarak gerçekleştirdiği faaliyetleri en aza indirme çabası var. Virüsün yayılmasına sıfır tolerans yaklaşımı ile alınan bu karar eğitimi aksatacak olsa da çözüm yine ülkemizde yıllardır uygulanmakta olan bir sistemde bulunuyor.
Türkiye'de Eskişehir Anadolu Üniversitesi'nin 1981 yılında Açıköğretim sistemini kurmasıyla ilk kez tanıştığımız açık ve uzaktan eğitim modeli öncelikle üniversitede örgün eğitim şansı elde edemeyen gençleri hedefliyordu. Sistem, o yıldan beri ders kitapları ve uygulanan sınavlarla öğrencileri üniversite diplomasına ulaştırıyor. Günümüzde açık ve uzaktan eğitimin getirdiği avantajlar gençlere yeni olanaklar kazandırıyor. Üniversitelerde okutulan, öğrenci sayısı yüksek ve zorunlu olan dersler "online" olarak işleniyor. Yine öğrenci sayısının yüksek olduğu derslerde ara ve dönem sonu sınavlarının merkezi olarak yapılmasına olanak sağlıyor. Sistem sayesinde online olarak yürütülen tezsiz yüksek lisans programları açılıyor. Sistem, aynı yerde aynı zamanda toplanılmasının giderek zorlaştığı günümüzd eğitmen ve öğrencilere esneklik sağlıyor. Eğitimden sadece o şehirde ikamet edenler değil, internet bağlantısına sahip her yerden öğrenci faydalanabiliyor.
Şimdi bu sistemi T.C. Milli Eğitim Bakanlığı eğitime zorunlu aranın verildiği bu süreçte deneyecek. Sistemin başarıyla uygulanmasını diliyorum. Üniversite öğrenimine de zorunlu aranın verildiği bu dönemde öğrencilerin açık ve uzaktan eğitimin olanaklarına kavuşturulması virüsün bu olumsuz etkisine çare olacaktır. Sadece derslerin işlenmesi için değil, aynı zamanda ara ve dönem sonu gibi ölçme değerlendirme süreçlerinde de açık ve uzaktan eğitimden faydalanılabilir.
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere.