Başarılı kadınların görünmeyen düşmanı: Imposter

Araştırmacı ve Yazar Evrim Kuran: "İtiraf etmeliyim ki, ben de bir Impostor mağduruyum. Çok özel yeteneklerim olmadığını, sadece çok çalışkan bir kadın olduğumu sık sık ifade etmemin, bir savunma mekanizması olduğunu anladım. Yüzleştim. Şifalanmanın ilk adımının cesaretle kalbimizi açmak, kırılganlığımızdan güç almak olacağına inandım ve bu kitabı da bu yüzden yazdım. Tüm impostor dertlilerine yalnız değilsiniz demek için yazdım."

1978 yılında Suzanne Imes ve Pauline Rose Clance yaptıkları bir araştırmada, “impostor sendromu” adlı bir olgudan söz ettiler. Adını, “impostor” yani “sahtekâr” sözcüğünden alan bu sendromdan mustarip bireyler, hayat boyu sayısız başarı elde etmiş olsalar da kendilerini yetersiz görmeye devam ederler. Impostor Sendromu’nu Türkçeye “Sahtekârlık Sendromu” olarak çevirmeye içim el vermedi. Dilimizde ve kültürümüzde "sahtekâr” sözcüğü bile isteye, ahlâksızca yalan söyleyen, etrafını dolandıran birey anlamına gelir. Impostor ile ifade edilen bireyin yeterince başarılı olmadığı hissinin arkasında sadece kendini kanıtlama korkusu vardır; yani isminden kasıt, bizim alışageldiğimiz sahtekârlık değildir. 

Impostor tuzağına düşmüş bir kadın, kanıtlanmış başarıları olsa bile, içinde zekâ ve yeteneğinin sahte olduğuna dair bir his taşır. “Okumuş kadın sendromu” diye de tanımlanan impostor, başarı hikâyeleri olan kadınlara ulaştıkları noktaya kendi yetenekleri yüzünden değil, tesadüfen ulaştıklarını düşündürür. 

Elbette bu kendi kendine oluşan bir hal değildir. Hele de civarınızda “Senin şansın yaver gittiği için başarılı oldun,” diyen eril kafalar varsa, impostor kuyusuna düşmeniz kaçınılmazdır. Uykusuz, yorgun geceleriniz, aylarınız, yıllarınız, bir ömür boyu döktüğünüz kan, ter ve gözyaşı, şansa indirgenebilir. Bu sebeple, bu olguya “Başarılı bir kadın olduğum için özür dilerim” sendromu da denebilir. 

Sendrom mu? Fenomen mi? 

Kırk altı yıllık bir geçmişe sahip impostor kavramı, literatürde bazen “sendrom”, bazen “fenomen” (olgu), bazen “deneyim” olarak tanımlanıyor. Bu kavrama “sendrom” demek klinik bir tanı gerektirdiği için, klinik psikolog ve Georgia State Üniversitesi'nde fahri profesör olan Pauline Rose Clance ve meslektaşı Suzanne Imes 1978’de yazdıkları ilk makalelerinde "Impostor Fenomeni" ifadesini kullanmışlar. Şubat 2023’te The New Yorker dergisine verdiği röportajda Imes, “sahtekârlık sendromu” ifadesini her duyduğunda, bunun teknik olarak yanlış ve kavramsal olarak yanıltıcı olduğunu düşündüğünü söylüyor.  

Her şeyden önce "sendrom” bireyde klinik olarak düzeltilmesi gereken bir kavramı işaret ederken olgu; var olduğu, bulunduğu veya gerçekleştiği kabul edilen şeydir. Bu sebeple ben de kavrama "impostor olgusu” demeyi seçiyorum. Zaten Dr. Pauline Clance ve ekibiyle Ocak 2022’de temasa geçtiğimde onlar da “impostor sendromu” yerine "impostor fenomeni” ifadesinin kullanılmasını tercih ettiklerini belirttiler. Bu sebeple kavramı Türkçeye “impostor olgusu” şeklinde kazandırmanın anlamlı olduğunu düşünüyorum. 

Türkiye Impostor Araştırması

Ön hazırlıkları 2 yıl süren ve temel amacı kadınlarda ve erkeklerde impostor olgusu deneyimini ölçmeyi amaçlayan Başarı Algısı araştırmamız bir nevi Pandora’nın kutusuydu. Kutuyu açmak istememi sağlayan da bu cümle oldu. 

Araştırmamız, impostor’ın kadınlarda erkeklerden daha fazla görüldüğüne dair olduğuna bilimsel kanıt sunmuyor; diğer yüzlerce küresel araştırmanın sunmadığı gibi. Ama başarı algısı konusunda kadın ve erkek arasındaki net bir ayrıma ışık tutuyor: Zira biz, araştırmayı sadece kadınlar için açmadık. Araştırma daveti hem kadın hem erkeklere açıktı. 

Araştırmaya katılan kadınların yüzde 45’i impostor’ı yüksek oranda yaşıyor. Yüzde 40’ı orta seviyede; yüzde 15’i de düşük seviyede yaşıyor. Erkek katılımcılarımızınsa yüzde 22’sinin impostor deneyimi yüksek, yüzde 54’ünün orta seviyede ve yüzde 24’ünün ise düşük seviyede yaşadığı görünüyor. 

Araştırmaya katılan kadınların neredeyse yarısı (yüzde 47) başarılı oldukları bir işe dair aldıkları övgüleri önemli bulmuyor; takdiri kabul etmekte zorlanıyor. Bu oran erkeklerde yüzde 25 seviyesinde. Başarı ilintili pek çok faktörde olduğu gibi, eğitim düzeyimiz arttıkça takdir ve övgüleri içselleştirmekte daha çok zorlanıyoruz. 

Şaşırır mısınız bilmem, araştırmada kadınlar daha mükemmeliyetçi bir profil sergiliyor. Araştırmamıza katılan kadınların yüzde 47’si, en iyisini yapamadığı işleri, en iyisini yaptığı işlere göre daha fazla hatırlıyor. Mükemmeliyetçi insanlarda karşılaşılan bu eğilim, yurtdışında yaşayan kadınlarda daha da belirgin (yüzde 51). Erkeklerde bu oran yüzde 31. Benzer şekilde, kadınların yüzde 41’i mükemmel iş sonuçlarına erişemediklerinde o işi tamamlamanın kendileri için bir şey ifade etmediğini belirtiyor.

“Başarılı Bir Kadın Olduğum İçin Özür Dilerim” 

Kitaba konu olan araştırmayı yaparken peşinde olduğum sorulardan biri şuydu: Impostor olgusu, Türkiye gibi toplumsal cinsiyet eşitliğinde gelişmemiş toplumlar arasında olduğumuz, patriyarkanın egemen olduğu ülkelerde daha mı çok tetikleniyor yoksa tüm dünyada kültürel ve sosyoekonomik seviyeye bakmaksızın bu olgu hâkim mi? Araştırmalar impostor’ın bizim ülkeye has olduğunu göstermiyor; her toplumda var çünkü toplumsal cinsiyet eşitsizliği küresel bir dert. 

İtiraf etmeliyim ki, ben de bir Impostor mağduruyum. Yaşamımdaki edinimlerimi yetkinliklerime değil, çalışkanlığıma bağlamak beni daha konforlu kıldı. Çok özel yeteneklerim olmadığını, sadece çok çalışkan bir kadın olduğumu sık sık ifade etmemin, bir savunma mekanizması olduğunu anladım. Yüzleştim. Şifalanmanın ilk adımının cesaretle kalbimizi açmak, kırılganlığımızdan güç almak olacağına inandım ve bu kitabı da bu yüzden yazdım. Tüm impostor dertlilerine yalnız değilsiniz demek için yazdım. 

“Başarılı Bir Kadın Olduğun için Özür Dilerim” kitabımı emeğin, alın terinin anlamını bilen herkes için yazdım. Ama en çok da hayatlarının bir döneminde başarılı olduğu için özür dilemek zorunda bırakılmış kadınlar için…

Kariyer
Sosyal Medyayı Kadınlar mı, Erkekler mi Daha Etkin Kullanıyor?

Geçtiğimiz günlerde onuncu yılını tamamlayan Facebook’un  bugün 1,23 milyar aylık aktif kullanıcısı mevcut. Dünya çapında 37 ofis ve 6 binden fazla da [...]