Baklavamız Büyüdü Dünyaya Açılıyor, Karşınızda Güllüoğlu!

Yüzyıllardan beri Anadolu’da ağızları tatlandırma konusunda en özel yiyeceklerden biri olan baklava, sofralarımızdaki yerini bugün de koruyor. Gaziantep menşeili baklavanın, ülkemiz mutfağının en karakteristik öğelerinden biri olduğu aşikar. Zaman zaman Yunanlıların baklavayı sahiplenme çabasıyla karşılaşıyoruz ve bu bizi üzmüyor değil. Her açıdan zengin mutfağımızı dünyaya tanıtma konusunda pek de başarılı sayılmayız. Kebap, döner, cacık, yoğurt, kuru fasülye-pilav, dolma, mantı…Bunlar en öne çıkan yiyeceklerimiz.

Ülkemizden dünya markaları çıkarma konusunda elimizi kuvvetli kılan şey tam da bu; bizi biz yapan, bize has değerlerimiz. Markalaşma konusunda bu değerleri etkin şekilde kullanmalıyız. Bu yiyecekleri modern ortamlarda ama yiyeceğin ambiansına uygun bir otantikle birlikte sunarak dünyanın her yerinde şubeleşmeliyiz.

İşte bu işi başarmak için azimle yola çıkan bir markamız var; Gülloğlu. Yaklaşık 140 yıllık bir geleneğin taşıyıcısı olan Mehmet Nejat Güllü, baklavayı dünyaya tanıtma ve Güllüoğlu’nu bir dünya markası yapma konusunda çok istekli. Menüsünde 32 çeşit baklava, 30 çeşit poğaca, 50 çeşit kurabiye, 41çeşit pasta bulunduran marka en son Sevgilier Günü’ne özel ürünler de sundu müşterilerine. Ürün portföylerinde Ezmeler, Lokumlar, Hamur İşleri, Çıkolatalar ve Kuruyemiş’de bulunan marka, ayrıca internetten de satış yapıyor. İhracat rakamları 1 milyon dolara yaklaşıyor.

Şu anda İstanbul’da 12, Ankara ve Bursa’da 2, Malatya,İzmit ve İzmir’de de birer şubesi bulunuyor. Yurt dışında ise Ocak 2013’te Düsseldorf’da açtıkları şubenin yanısıra New York, New Jersey, Kaliforniya, Los Angeles, Trablus, Amsterdam’da 9 şubesi bulunuyor.  Başta Miami, Riyad ve Brüksel olmak üzere 2015 yılına kadar yurt içinde 25 Amerika’da 50, Avrupa’da 15, Arap ülkelerinde 10 adet olmak üzere toplam 100 şube açmayı planlıyorlar. Bu rakamlar amaçlarını ve azimlerini net bir şekilde ortaya koyuyor.

Vizyonlarını “Güllüoğlu baklavalarını ve adını şubeleşerek dünyaya ulaştırmak…” olarak belirleyen M.Nejat Güllü Turquilaty projesine başvurduklarını ve en kısa zamanda bu konuda destek almaya başlayacaklarını söylüyor.

Başta saydığım ürünlerin hemen hemen hepsinde başarılı markalar çıkarıp dünya mutfağındaki yerimizi almalıyız. Dönerde, Adana kebapta, kuru fasülye-pilavda, dolmada, mantıda ya da beliki de hepsi bir arada bir konsept…Bunların hepsinde markalaşmamız elzemdir. Çünkü bizim dünyaya sunabileceğimiz para etmesi muhtemel iş alanlarımız bunlar. Artık tarımla, sanayiyle bir yere gelinebilecek bir dünya çoktan gerilerde kaldı. Devir marka olma, konsept yaratma, arzu nesnesi olabilme devridir. Biz de bunları yapmalıyız. Bu alanlarda markalarımızı dünya sahnesine sunmalıyız. Dünyayı elinde bulunduran fast food tipi soğuk konseptlere karşı otantik, samimi ve keşfedilmemiş bir konsept oluşturarak kayda değer bir farklılık ortaya koyabiliriz diye dşünüyorum.

Bir bu topraklardan dünya markaları çıkarma sevdalısı olarak umarım ben de bu çabanın bir parçası olabilirim. Yetişen yeni neslin bunu başarabileceğine inancım tam.

Kariyer
Sosyal Medyayı Kadınlar mı, Erkekler mi Daha Etkin Kullanıyor?

Geçtiğimiz günlerde onuncu yılını tamamlayan Facebook’un  bugün 1,23 milyar aylık aktif kullanıcısı mevcut. Dünya çapında 37 ofis ve 6 binden fazla da [...]

Bunlar İlginizi Çekebilir