• Pazarlamasyon TV
  • Etkinlikler
  • Trend Raporları
  • Akademi
  • Kariyer
  • Prime
Created with Sketch.
  • Marketing Meetup
  • MarTech Awards
  • The Hammers Awards
  • Tech Brands 2020
Prime'a Giriş Yap Prime'a Kayıt Ol
  • Pazarlamasyon TV
  • Prime’ı Keşfet
  • Akademi
  • Kariyer
  • Trend Raporları
  • İlan Ver
  • Rapor Alarmı
facebook twitter linkedin whatsapp mail

Aşırı İletişimden Zafiyet Geçireceğiz !

Berfu Tekbaş / 24 Kasım 2017
facebook twitter

“Bir tefritten kalkıp bir ifrata varma” deyimini bilenleriniz varsa, günümüzdeki pazarlama iletişiminin de geldiği nokta tam da bu…

Yıllar önce teknoloji henüz bu kadar devleşmemiş ve geleneksel medya revaçta iken, gazetelerin en önemli satış politikası ya doğrudan tencere – tava dağıtmak ya da kupon biriktirip birşeyler satarak gazete tirajlarının artmasını sağlamaktı. O dönemlerde sözcükler azdı ve pazarlama adına bu kadar süslü cümleler kurulamıyor, zaten kurulsa da bu cümleleri aynı anda bütün dünyaya yayacak iletişim araçları kısıtlıydı. Kelimenin tam anlamı ile, aslında bugün bildiğimiz manada pazarlama diye birşey yok veya yok denecek kadar azdı.

Talep çok, arz ise azdı. 1900’lü yıllara gelinceye kadar üretim oldukça önemli ve işletmeler de ürün odaklı idi. 1950’li yıllara gelindiğinde ise işletmeler satış odaklı hale geldi veartık müşteriler “ne bulursam, onu alırım” diyorlardı. 1980’li yıllar ürün ve hizmet çeşitliliğinin müşterilerin genel eğilimini “neyi alabilirsem onu alırım” biçiminde değişti. 1990’lı yıllara gelindiğinde ise müşteri ilişkileri ve çift yönlü iletişim kavramı ön plana çıkmaya başladı ve müşteriler de “neyi istiyorsam, onu alırım” özgürlüğü ile hareket etmeye başladılar. Nihayet 2000′li yıllara gelindiğinde ise, müşteri yönelimli bakışı ortaya koyan, müşteri ilişkileri yönetimi oluştu.

Üretimin az olduğu yıllarda, işletmeler için de pazarlama kavramı doğal olarak önemli değildi ve müşteri ile iletişim minimum orandaydı. Tüketici açısından da aslında daha sade bir dünya vardı. Markaların henüz bu kadar bağırmadığı ve sözcüklerin anlamı ile bu kadar oynanmadığı dönemde, tüketici önce ihtiyacını belirliyor, sonra alternatiflere bakıyor ve en sonunda da cebindeki paraya göre hareket ediyordu. Aslında bugün de öyle!

1980’lerde “Serbest Piyasa Ekonomisi” ile Kapitalist düzenin getirdiği o daha çok satmak ve daha çok kazanmak içgüdüsü ile hareket eden işletmeler için pazarlama ve satış yönetimi her geçen gün daha fazla önem kazanmaya başladı ve artık markalar “kim daha çok reklam yapar ve sesini duyurursa, o kadar çok satar” mantığı ile hareket etmeye başladılar. Hal böyle olunca da, bir süre sonra etrafı saran reklam ve sözcükler bulutunun içinden “beni al” diye seslen markalara karşı, tüketici daha da kararlı ve çekingen hale geldi. Herşeye rağmen büyük bir umutla reklam bütçelerini her yıl neredeyse ikiye katlayan işletmeler ise tüketicideki kararlılık yüzünden kısır döngüye girmeye başladı. Çünkü iletişim adına yapılan ve asıl amacı satış olan bu sözcük bombardımanı, tüketicinin beynine ve daha da önemlisi kalbine girmek için yeterli değildi ve tüketicinin kararını değiştirmek hiç bu kadar zor olmamıştı.

Teknoloji ile dünya artık çok küçük. Her türlü erişimi – iletişimi, sorunsuz ve sınırsınız yapmaya muktedir olan teknoloji sayesinde “hareketsiz ve görünmeyen müşteri” sayısı her geçen gün artıyor. Mağazaya gitmeden alışverişlerini istedikleri gibi yapıp, ürünlerini evlerine kadar getirten bu müşteriler konforun doruğunda yaşıyor.

Bugün tüketiciler olarak bizler, artık radyo ve televizyonda reklam görmek istememeye, reklam olan kanalları el çabukluğu ile değiştirmeye, satış amaçlı gönderilen e-posta ve sms’leri silmeye, bir satış temsilcisine telefon numaramızı vermekte imtina etmeye başladık.

BİZLER artık özgür olmak istiyoruz. İletişimin bu kadar yoğun ve iletişim kanallarının birinden kaçarken diğerine yakalandığımız bu dünyada, tek istediğimiz basitlik ve sadelik.

Sevgiyle kalın,

 

 

 

 

OpenAI, Paylaşmanın Tehlikeli Olduğunu Düşündüğü Yapay Zekayı Paylaştı
OpenAI, Paylaşmanın Tehlikeli Olduğunu Düşündüğü Yapay Zekayı Paylaştı

Şubat ayında, geliştirdiği dil işleme algoritmasını kötüye kullanılabileceği için paylaşmayacağını açıklayan OpenAI, algoritmayı tamamen yayımlama kararı aldığını açıkladı. Şirket, paylaştığı blog yazısında, şu ana kadar güçlü bir kötüye kullanım kanıtı […]

comment 0
share
Etiketler
CEM CRM digital pazarlama E-Müşteri iletisim İnsansız Müşteri Deneyimi marka yönetimi marketing müşteri pazarlama

Reader Interactions

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Tüketici Neyi Satın Alır: Algılanan Ürün Faydası

Dora Uzkesici / 05 Şubat 2019
facebook twitter
Tüketici Neyi Satın Alır: Algılanan Ürün Faydası

Birçok işletme, ürettiği mal veya hizmeti satabilmek, tüketiciye bunları pazarlayabilmek için yoğun bir mesai harcıyor. Tüketici ise, bir ürün veya hizmeti satın almak üzere değerlendirirken ondan elde edeceği "faydanın" toplamına bakıyor. Bu aşamada karşımıza algılanan ürün faydası çıkıyor. Algılanan ürün faydası, ürün veya hizmetin sağladığı belirli işlevlerin veya özelliklerin kullanımı sonucunda, tüketicinin elde etmiş olduğu algılanan kazanç olarak tanımlanıyor.

Algılanan ürün faydası, 3 ana başlıkta inceleniyor: Fonksiyonel fayda, sembolik fayda ve deneyimden elde edilen fayda.

Fonksiyonel fayda; tüketicilere fonksiyonel yarar sağlayan ürün niteliklerini işaret ediyor. Ürün veya hizmet tarafından gerçekleştirilen işlev, yani üründen sağlanacak olan temel fayda, fonksiyonel fayda kavramı ile açıklanıyor.

Örneğin bir koşu ayakkabısı aldığınızda, ayakkabının dayanıklı olması, ayağınızı istediğiniz biçimde sarması, hafif olması, zemine doğru temas etmesi vb. işlevlerin çoğu tüketici tarafından fonksiyonel fayda kapsamında değerlendiriliyor. Tüketiciler bu aşamada ürünün sağladığı işlev yararına odaklanırken, ürünün markasına ve üründen kazanacağı diğer faydalara odaklanmıyor. Yani, üründen veya hizmetten sadece ekonomik bir "çıkar" elde etmek istiyor. Ürün için ödediği para ile üründen sağladığı fonksiyonel faydayı ölçerek o ürünü satın alma konusunda bir karara varabiliyor.

Fonksiyonel ürün

Sembolik fayda ise; ürün veya hizmet tüketiminin dışsal avantajlarını yansıtıyor. Tüketici sadece bir ürünün fonksiyonel özelliklerinden fayda sağlamıyor. Aynı zamanda o ürün ve hizmetin kullanılmasından ötürü de fayda sağlıyor. Sembolik faydalar ürünle ilgili olmayan özellikleri ifade ederek sosyal kabul, kişisel ifade ve özsaygı ihtiyaçları ile ilgili fayda alanını yansıtıyor. Bu aşamada tüketicilerin kendi benliklerine uygun olan bir markanın prestijine, ayrıcalığına veya modaya uygunluğuna değer verebilmesi durumu ortaya çıkabiliyor.

Sembolik ürün

Sembolik faydalar özellikle "görünen" ürünlerde önem taşıyor. Örneğin; bireyin koşu ayakkabısına ihtiyacı olduğunda herhangi bir koşu ayakkabısı bu fonksiyonel faydayı sağlayabilir. Fakat sembolik fayda, markanın koşuculuk alanında bilinen, spor dalında öncü ve diğer koşucular tarafından "yüksek değerli" olarak görülen bileşenlerden meydana gelebiliyor. Yani, kişinin kimliğini değerlendiren ve yorumlayan yakın ve uzak çevredeki insanlar, kullanılan ürünü fark ederek ürün ile kullanan kişiyi değerlendirebiliyor. Bu değerlendirme olumlu ise tüketici sembolik fayda elde ediyor.

Tüketicinin ürünü veya hizmeti kullanma aşamasından ortaya çıkan deneyim faydası ise; ürün tüketiminin keyifli bir hale getirilmesine odaklanıyor. Bu noktada işletmeler sadece sattıkları ürünü değil, o ürünle ilgili tüketicide olumlu bir duygusal deneyim sunma amacı güdüyorlar. Ürünün veya hizmetin sunulduğu mağaza atmosferi, ürünü sunan personelin tutumu, tüketicinin ürünü veya hizmeti tüketirken hissettiklerinin bütünü deneyim faydasını oluşturuyor.

Deneyim faydası tüketicide duyusal, duygusal, düşünsel, davranışsal ve ilişkisel etkiler yaratıyor. Satış sonrası ürünün veya hizmetin tüketimi ile oluşturulan deneyim, tüketicinin aynı ürüne veya markaya yönelik olumlu veya olumsuz tutumlar geliştirmesini sağlayabiliyor.

Bir sonraki yazıda görüşmek üzere.

Markaların Çocuk İstismarına Yönelik Boykotuna YouTube’dan Yanıt Geldi
Markaların Çocuk İstismarına Yönelik Boykotuna YouTube’dan Yanıt Geldi

Bazı markalar çocuk istismarı barındıran içeriklerin reklamlar aracılığı ile yayılmasına tepki olarak YouTube’u boykot ediyordu. YouTube’u boykot ederek reklam vermeyi duyuran markalar arasında Disney, Nestlé ve Fortnite’ın yapımcısı Epic Games […]

comment 0
share
Etiketler
CEM CRM digital pazarlama E-Müşteri iletisim İnsansız Müşteri Deneyimi marka yönetimi marketing müşteri pazarlama

3 Boyutlu Yazıcıda İnsan Dokusundan Yararlanarak ‘Aslına En Yakın’ Üretilen İlk Kalp

Tümay Ulutaş Ertuğrul / 16 Nisan 2019
facebook twitter
3 Boyutlu Yazıcıda İnsan Dokusundan Yararlanarak ‘Aslına En Yakın’ Üretilen İlk Kalp
  • 2019 yılında tıp dünyasına ışık tutan önemli bir gelişme: Dünyada ilk defa üç boyutlu yazıcıda aslına yakın tam bir kalp üretildi!
  • Kalp, Tel Aviv Üniversitesi'ndeki İsrailli bilim adamları tarafından üretildi.
  • Kalbi oluşturma süreci aslında hastalardan alınan bir yağ dokusu biyopsisi ile başladı.
  • Mürekkep olarak ise, dokulardan gelen hücresel materyal kullanıldı.
  • Kalp yalnızca bir tavşan kalbi büyüklüğünde.
  • İlgili yazılar; 3D Baskılı Yüzler ile Telefonlardaki Yüz Tanıma Özelliği Test Edildi,Tüm İlaçlarınızı Tek Hapta Toplayan 3D Yazıcı Geliyor!

Bilim insanları en sonunda bunu da yaptı! İlk defa aslına yakın tam bir kalp 3 boyutlu yazıcıda üretildi. 2019 yılında tıp dünyasına ışık tutan bu önemli gelişmelenin kahramanları Tel Aviv Üniversitesi'ndeki yetenekli araştırmacılar!

Bir hastanın kendi hücreleri kullanılarak basılan ilk 3 boyutlu kalp, hücreleri, kan damarları, ventriküller ve tüm odaları ile dünyaya tanınıtıldı.

Edindiğimiz bilgilere göre, kalbi oluşturma süreci aslında hastalardan alınan bir yağ dokusu biyopsisi ile başladı. Mürekkep olarak ise, dokulardan gelen hücresel materyal kullanıldı. Kalbin çok büyük olmadığını şimdilik belirtmekte fayda var, yalnızca tavşan kalbi büyüklüğünde. Fakat hepimiz kolayca ön görebiliyoruz ki bugün tavşan kalbi büyüklüğünde bir organ, yarın insanlar için kullanılabilecek büyüklüğünde bir organın üretimini tetikleyecek.

Minik kalpler üzerinde çalışmalar halen devam ediyor. Tel Aviv Üniversitesi'ndeki araştırmacılar 3 boyutlu basılan bu kalplerin çalışma prensibi üzerine de çalışamlarını tamamlayınca , onları hayvan modellere naklini sağlamayı planlıyor. Tahminler ise 10 yıl içinde 3 boyutlu organ basımlarının hastanelerde yaygınlaşacağı üzerine. Dileriz daha erken olur:)

3 boyutlu baskılar gelişen teknolojiyle beraber hayatın her alanında fark yaratan çözümkler sağlıyor. Sağlıksa aslında bu alanlardan en önemlisi. 3D yazıcılar ile biyonik uzuvlar bile üretilebiliyor.

Hatta bir parantez açalım; Robotel Türkiye'nin yürüttüğü projeler herhangi bir uzvunu kaybetmiş çocuklara 3D yazıcılarda çok düşük maliyetlerle fonksiyonel protez uzuvlar basma imkanı tanıyor ve çocukların hayatlarını güzelleştiriyor. Sosyal sorumluluk projelerine katkı sağlamayı veya yardım yapmayı düşünüyorsanız resmi web sitesini incelemenizi tavsiye ederim.

Kaynaklar; Engadget, Bloomberg.

Elon Musk’tan İlhamla: Günlük Kararlarımız için Bir Doz Cesaret
Elon Musk’tan İlhamla: Günlük Kararlarımız için Bir Doz Cesaret

Tarih her zaman cesur kararlar alıp, arkasında duranları hatırlar. Bugün biz teknoloji konusunda cesur davranan 21. Yüzyılın en heyecan verici araç şirketi Tesla ve Space X ile uzay seyahatini gerçekliğimiz […]

comment 0
share
Etiketler
CEM CRM digital pazarlama E-Müşteri iletisim İnsansız Müşteri Deneyimi marka yönetimi marketing müşteri pazarlama

Banka Müşterilerinin Yüzde 40’ı Chatbot Kullanıyor

Cemre Üçhisarlı / 29 Mart 2019
facebook twitter
Banka Müşterilerinin Yüzde 40’ı Chatbot Kullanıyor
  • Yapay zeka şirketi Cbot’un Nisan 2019’da yayınladığı “Türkiye’deki Bankacılık Sektöründe Chatbot Kullanımı” raporu, ülkemizde de dijital bankacılık süreçlerinde sanal asistanların 2019 yılı itibari ile vazgeçilmez bir unsur olacağının sinyallerini veriyor. 
  • Cbot’un Kurucu ve CEO’su Mete Aktaş, “Tüketiciler en çok web sitesindeki yoğun bilgi içeriğinde ve menülerde kaybolmadan, tek cümleyle istedikleri cevaba ulaşmayı sevdi” dedi.
  • İlgili yazı; Chatbotların Kısa Tarihi Özeti

Juniper’in “How Chatbots Will Transform the Retail Industry (Chatbotlar Perakende Sektörünü Nasıl Dönüştürecek)” adlı raporu, gelişen teknolojiyle hayatımıza hızla giren ve pek çok işimizi kolayca halledebilen chatbotların 2023 yılında perakende, bankacılık ve sağlık sektörlerinde yıllık toplam 11 milyar dolar tutarında bir tasarruf potansiyeline ulaşacağını gösteriyor.

Türkiye’deki bankaların gündemi sanal asistanlar 

Türkiye’deki tüm bankaların %13’ünün halihazırda müşterilerine çeşitli platformlardan bir chatbot deneyimi sunduğunu kaydeden Mete Aktaş, bankaların %9’unun chatbot geliştirilmesi konusunda devam eden bir projeye sahip olduğunu, %20'sinin bu konuyu 2 yıllık stratejik planlarına dahil ettiklerini dile getiriyor. Bu oranların bir ülke ve sektör için yeni bir teknolojiyi benimseme ve iş akışlarına dahil etme noktasında dikkat çekici olduğu görülüyor. 

Aktaş’ın yaptığı açıklamaya göre bankacılık sanal asistanına sahip ve çalışmaları tamamlamak üzere olan bankaların yarısı ilk aşamada önceliği sadece “sıkça sorulan soruları” yanıtlamaya veriyor. Cbot’un tüm bankacılık sorularını yanıtlamak için eğitimli olan yapay zeka sisteminin bu tarz projelerin hayata geçirilme sürelerini oldukça hızlandırdığını belirten Aktaş, “Tüketiciler en çok web sitesindeki yoğun bilgi içeriğinde ve menülerde kaybolmadan, tek cümleyle istedikleri cevaba ulaşmayı sevdi” şeklinde ekledi.

Banka web sitelerini ziyaret eden müşterilerin %40’ı chatbot kullanıyor

Chatbot'a sahip bankaların %67'si chatbotunu kendi web sayfasında konumlandırıyor. Hem web sayfası hem de Mobil uygulama üzerinden chatbotlarını kullanıcılarla buluşturan bankaların oranı ise %50. Raporda chatbotların müşterilere hizmet verdiği en önemli kanalın web sayfası olduğunun altı çiziliyor ve banka müşterilerinin %40’ının bankanın web sitesinde chatbotları kullanarak işlem yaptığı aktarılıyor.

Bunun dışında, chatbotlar mobil uygulamaya entegre şekilde de müşterilere hizmet edebiliyor. Sıkça sorulan sorular chatbotları, müşterilerin sıklıkla kullandığı Facebook Messenger, Google Asistan, WhatsApp, hatta yeni bir kanal olan Google RCS gibi sosyal medya ve mesajlaşma platformlarına ve kişisel asistanlara da entegre ediliyor. Bankaların kendi web siteleri veya mobil uygulamaları dışında bu tür platformlara da entegre edilen chatbotların oranı %34. Bu anlamda Türkiye’deki bankalar, müşterilerin en çok bulunduğu ve yaşamını sürdürdüğü mecrayı değiştirmeden finansal konulardaki sorularına yanıt bulma ihtiyacını da karşılamış oluyor. 

Chatbotlara en çok kredi ve faiz oranları soruluyor

Cbot’un raporuna göre sıkça sorulan sorular alanında chatbotların müşteriler tarafından en fazla; vadeli mevduat hesaplaması (%15), kredi faizi hesaplama (%11), sosyal sohbetler (%8), kredi kartı bilgisi alma (%7) ve kur/hisse senedi bilgisi alma (%4) konularında kullanıldığı ortaya çıkıyor.

“Sıkça Sorulan Sorular” chatbotları faiz hesaplamaları dışında kur hesaplamaları için de en hızlı sonuç alma yöntemi olarak tercih ediliyor. Tek bir cümle içinde çevirmek istenilen tutar ve döviz cinsleri yazıldığında döviz kuru ve tutar bilgisi vererek hızlıca hesaplamayı gerçekleştiren bu chatbotlar, bankanın ATM ve şube adresleri ile şube telefonları hakkında da saniyeler içinde yanıt verebiliyor. Hızın ve zamanın verimli kullanılmasının çok önemli olduğu bu dijital çağda banka ve kredi kartlarının kaybolması veya ATM’de sıkışması gibi acil aksiyon gerektiren durumlarda da bu tür chatbotların yardımına başvurulabiliyor. Sıkça sorulan sorular chatbotlarını ilgili bankanın müşterilerinin yanında, müşterisi olmayan kişiler de kullanabiliyor.

Para transferi ve döviz alım satımı yapan chatbotlara ilgi artıyor

Türkiye’de kullanılan bir diğer chatbot türünün de para transferi, döviz alım satım gibi işlemleri yapabilen chatbotlar olduğunu açıklayan Mete Aktaş, chatbot kullanan bankaların yarısının sanal asistanlarını ilk kez müşterilerine sunarken işlem yapabilme özelliğini de eklemeyi tercih ettiğinin altını çiziyor. Aktaş ayrıca bir chatbotun müşterilerin finansal bilgilerini ve harcama alışkanlıklarını analiz edip bütçe yönetimi konusunda tavsiyede bulunmasının da mümkün olduğunu ancak bu tür chatbotları henüz Türkiye pazarında göremediklerini ifade ediyor.

Bankacılık sektörü, hizmet sektörü içinde yeni teknolojilere hızlı adapte olan öncü bir sektör olarak karşımıza çıkıyor. Türkiye’deki mevcut tabloda, yaygın bir ağa ve geniş müşteri tabanına sahip bankaların chatbotlar konusunda hızlı davrandığını ve müşterilerine bu yeni kanalın imkanlarını sunduğu görülüyor. Önümüzdeki dönemde, orta ölçekli bankaların da bu yeniliğe adapte olacağını belirten Mete Aktaş: “Bankaların ardından sigorta ve emeklilik şirketlerinin, portföy yönetim şirketlerinin ve son kullanıcı ile etkileşim içinde olan diğer finansal hizmet sağlayıcılarının da chatbotları adapte edeceğini öngörmek mümkün. Ayrıca, chatbotların finansal hizmetler sektöründe mevcut kullanım alanlarının dışında yeni kullanım alanları bulacağını, öncelikle çağrı merkezlerinde çalışanların hayatlarını kolaylaştırarak daha kaliteli hizmet vermelerini sağlayacağını öngörüyoruz” diyor.

Burger King, Trafikteki Sürücülere Özel Whopper Hizmetine Başladı
Burger King, Trafikteki Sürücülere Özel Whopper Hizmetine Başladı

Burger King trafikte mahsur kalan sürücüler için özel bir Whopper dağıtım hizmetine başladı. We believers reklam ajansı ile çalışan Burger King, Mexico City‘nin sıkışık bölgelerinde trafikte sıkışmış müşterilere gönderen bir […]

comment 0
share
Etiketler
CEM CRM digital pazarlama E-Müşteri iletisim İnsansız Müşteri Deneyimi marka yönetimi marketing müşteri pazarlama
Prime Özel: Kasım Trend Raporumuz Yayında
Trend Takibi: Türkiye'den ve Dünya'dan tüm trendleri inceliyor ve her ayın ilk günü posta kutunuza gönderiyoruz
İndir
Ücretsiz Abonelik
KARİYER
Pazarlamasyon'daki iş ilanlarına gözattınız mı?
NELER VAR?
Size haftada 2 kez en değerli gelişmeleri ücretsiz göndermek istiyoruz.
Haftalık bültenimize ücretsiz üye olun.

pazarlamasyon

Dijital nesile sunduğu kaliteli içerikler sayesinde sektörün en çok okunan online kaynağı olan Pazarlamasyon, pazarlamanın tüm bileşenleri, iş dünyası ve dijital dönüşüm konularında özgün ve fayda odaklı içerikler sunuyor.

facebook twitter instagram linked-in
  • Prime’ı Keşfet
  • İletişim
  • Hakkında
Ücretsiz Abonelik
  • Pazarlamasyon TV
  • Prime’ı Keşfet
  • Akademi
  • Kariyer
  • Marketing Meetup
  • Prime Üye Girişi
Created with Sketch.
×

Prime Giriş

Şifremi Unuttum

Şifreni mi unuttun?
| Giriş’e geri dön